Fransa, Cezayir Savaşı sırasında devletin işkenceye yol açan "bir sistemi" teşvik ettiğini doğruladı.
Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, 1954-62 yılları arasında yaşanan savaşta Cezayir'de düzenin sağlanması için orduya özel güç verildiği ve bunun "işkence de dahil olmak üzere bazı korkunç eylemlere zemin hazırladığı" kaydedildi.
Açıklama, savaştan sonra doğan ilk Fransa Cumhurbaşkanı olan Emmanuel Macron'un, Cezayirlilerin bağımsızlık talebini destekleyen ve savaş sırasında gözaltında kaybolan bir aktivistin eşini ziyareti kapsamında geldi.
1957 yılında gözaltına alınan Maurice Audin, o sıralar 25 yaşındaydı ve Cezayir Üniversitesi'nde matematik konusunda öğretim görevlisi olarak çalışıyordu.
Bir Fransız Cumhurbaşkanının ülkede hâlâ hassas olarak değerlendirilen bir konuda ilk kez bu kadar cesur bir açıklama yaptığı kaydediliyor.
Emmanuel Macron, Audin'nın ya işkence sonucu öldüğünü ya da işkenceye uğradıktan sonra infaz edildiğini söyledi.
Cezayir, 7 yıl süren kanlı bir savaştan sonra Fransa'dan bağımsızlığını kazanmıştı. 1.5 milyon Cezayirlinin öldüğü savaş, 130 yıllık sömürgeci yönetimi sona erdirmişti.
Audin, savaş sırasında Cezayirlilerin bağımsızlık talebini destekleyen ülkedeki az sayıda Avrupalıdan biriydi. Evliydi ve 3 çocuğu vardı.
Arşivler açılacak
Audin'in eşini ziyareti etmenin yanı sıra Macron savaş sırasında kaybolan hem Fransız hem de Cezayirli binlerce sivil ve askere dair devlet arşivlerinin açılacağını duyurdu.
80'li yaşlarında olan Josette Audin, Paris'teki evinde gerçekleşen ziyaret sırasında Macron'a teşekkür etmek istedi. Macron ise "Sizden özür dilemesi gereken benim. Bu yüzden bir şey söylemeyin" dedi. Daha önce bir Fransız general de işkence olaylarının yaşandığını kabul etmişti.
Fransa, savaş zamanında işkencenin yaşandığını öne süren gazete, kitap ve filmleri sansürlemişti. Perşembe günü ise hükümet, "Gerçeği arayış olmadan, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik olamaz" açıklamasını yaptı.
Daha önceki Fransız cumhurbaşkanları, Fransa'nın Cezayir'de işlediği insan hakları ihlâllerini doğrulamakta çekingen kalmış ve açıkça özür dilemekten kaçınmıştı.
1998 yılında Jacques Chirac, 1945'teki Setif Katliamı'nı kabul etmişti. 2012 yılında ise Francois Hollande, sömürgecilik nedeniyle "acı çekildiğini" kabullenmişti.