Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Yönetim Kurulu, BirGün Gazetesi yazarı Timur Soykan'ın ''Halkbank'tan mafyaya 550 milyonluk kredi'' haberine getirilen erişim engeline ilişkin açıklama yaptı. Kararın, basın özgürlüğüne darbe olduğu ifade edilen açıklamada, ''Bu müdahale yürürlükteki kanunlara göre suçtur. Ancak artık basın kuruluşlarına yönelik bu tarz müdahaleler ne yazık ki normalleştirilmiş, meşrulaştırılmıştır. Basın kuruluşlarının yayınlarına müdahaleyi hiçbir koşulda kabul etmiyoruz'' denildi.
Birgün Gazetesi yazarı Timur Soykan, Ayhan Bora Kaplan suç örgüt soruşturması için hazırlanan MASAK Raporuna yer verdiği yazısında, Kaplan'ın paravan şirketler aracılığıyla sadece Halkbank'tan 550 milyon TL'den fazla kredi aldığını ortaya koymuştu. Soykan’ın haberine mahkeme kararıyla erişim engeli getirildi.
Halkbank'ın, suç örgütü lideri olmakla suçlanan Ayhan Bora Kaplan'ın şirketlerine kredi verdiği haberleri üzerine Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin'den medyaya "ceza uyarısı" geldi. Aynı zamanda Halkbank Yönetim Kurulu Üyesi olan Şahin, görev aldığı şirketle ilgili haber yapan kurumlara, ''Uyarılar sansür değil, yayıncı kuruluşun lehine olacak yapıcı ikazlardır'' sözleriyle seslendi.
''Basın özgürlüğüne darbe olduğu kuşkusuzdur''
Soykan’ın haberi sonrası getirilen yayın yasağına ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in açıklamalarına bir tepki de Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulundan geldi.
''Basın kuruluşlarının yayınlarına müdahaleyi hiçbir koşulda kabul etmiyoruz” denilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Birgün Gazetesi'nin 'Mafyaya 550 milyonluk kredi' başlıklı haberi sonrası yaşananlar, Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne hale geldiğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Gazetenin haberine jet hızıyla 'içeriklerin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi' kararı verilmiştir. MASAK raporunun haberleştirilmesine dair mahkemeden hızlıca alınan ve bir gerekçe sunulmayan kararın basın özgürlüğüne bir darbe olduğu kuşkusuzdur.
''RTÜK, bu konuda bir yayın yasağı olup olmadığını derhal kamuoyuna açıklamalıdır''
Ancak daha sonrasında RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in yaptığı açıklama, basın özgürlüğüne müdahaleyi ve sansürü daha ileri bir boyuta taşımıştır. RTÜK'ün yayınlara 'önceden' müdahaleye dair bir yetkisi olmamasına karşın aynı zamanda Halkbank Yönetim Kurulu üyesi de olan RTÜK Başkanı, birçok TV kanalına 'yapıcı ikaz' mesajı gönderdiğini kendisi itiraf etmiştir. 'Yapıcı ikaz'ın karşılığı basın özgürlüğünün işletildiği ülkelerde 'sansür'dür, sopa göstermektir! RTÜK'ün görevi, bir mahkemenin 'yayın yasağı' kararı varsa bunu yayıncılara iletmektir. RTÜK, bu konuda bir yayın yasağı olup olmadığını derhal kamuoyuna açıklamalıdır. Yayın yasağı yoksa, 'yapıcı ikaz'ların nedeni ve çerçevesi konusunda yayıncılar ve RTÜK açıklama yapmalıdır.
''RTÜK Başkanı hiçbir medya kuruluşuna müdahale edemez''
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, görev ve yetkilerini aşarak, yayın öncesi hiçbir görsel medya kuruluşuna müdahale edemez. Bu müdahale yürürlükteki kanunlara göre suçtur. Ancak artık basın kuruluşlarına yönelik bu tarz müdahaleler ne yazık ki normalleştirilmiş, meşrulaştırılmıştır. Basın kuruluşlarının yayınlarına müdahaleyi hiçbir koşulda kabul etmiyoruz. Gazeteciler tüm bu baskı, gözdağı ve sansür girişimlerine rağmen umutla mesleklerini yapmaya, usulsüzlükleri ortaya çıkarmaya devam etmelidir. Halkın haber alma hakkını savunan tüm meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.''