CHP Ankara Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Umut Akdoğan, Resmi Gazete’de yayınlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulu Kararını değerlendirdi. Akdoğan "Yargıtay aslında Anayasa Mahkemesine Can Atalay üzerinden kafa tutarken aslında ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış’ denir ya tam da öyle yapıyor. Makul sürede yargılamayı tıkayan Yargıtay Anayasa’yı sadece Can Atalay kararıyla değil aynı zamanda, makul sürede incelemediği, karara bağlamadığı dosyalarla da ihlal ediyor.” dedi.
“Vatandaş yargılama sürecinde karar beklerken Yargıtay siyasette taraf olmayı seçiyor"
Yargıtay’ın Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararına rağmen, tüm yetki sınırlarını aşarak Anayasa Mahkemesine adeta kafa tuttuğunu hatırlatan Akdoğan şöyle konuştu:
“Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına rağmen, seçilmiş bir milletvekilinin TBMM’ye gelerek yemin etmesini engellemek üzere siyasette taraf olmayı seçen Yargıtay, bir yandan Anayasa Mahkemesine kafa tutarken bir yandan da Yasama organına talimat vermeye kalkmaktan çekinmedi. Ama Yargıtay’ın önündeki dosyaları incelediğimizde gördüğümüz tablo biz dedirtiyor ki ‘Ey Yargıtay sen Anayasa Mahkemesine kafa tutup, TBMM’ye talimat vermeye kalkacağına, asli işini yap, vatandaşın dosyalarını karara bağla.’ Çünkü Resmi Gazete’de yayınlanan Yargıtay’ın kendi verileri açıkça ortaya koyuyor ki Yargıtay’da 2023 derdest dosya sayısı toplam 876.996. Yargıtay’da tüm daireler, genel kurul ve Cumhuriyet Başsavcılığında karara bağlanabilen dosya sayısı ise 445.387. 2023 yılında Yargıtay önünde bekleyen dosyaların sadece yarısını karar bağlamış. Dosya türlerine göre baktığımızda ise tablo özellikle ceza dairlerinde vahim. Yargıtay’da 12 ceza dairesi var ve bunların 2023’te derdest dosya sayısı 488.070, karar sayısı ise 146.655. Sadece %30 dosya karara çıkmış. Gelelim Can Atalay için karar vermeye meraklı 3.Ceza Dairesinin karnesine. Bu daire derdest 75.359 dosyadan sadece 11.716’sı karara çıkmış. Yani 3.Ceza Dairesi işlerinin sadece yüzde 15’ni yapmış. Hukuk Dairelerinde durum nispeten daha iyi toplam 182.489 dosyadan yüzde 63’ü olan 11.489’u karara çıkmış. Vatandaş da bekliyor ki dosyası Yargıtay’da karara çıksın.”
“Makul sürede yargılanma hakkı en çok ihlal edilen hak"
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanındığı 2012 yılından bu yana yapılan tüm başvuruları da değerlendiren Akdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yargıtay’ın açıkladığı dosya sayılarını tek başına değerlendirdiğinizde Yargıtay’ın performansına dair bir değerlendirme yapmış oluyorsunuz. Ancak ülkemizde yargı ile ilgili durumu bir nebze daha iyi anlamak için Anayasa Mahkemesine 2012 yılından bu yana yapılan Bireysel Başvuruları ve çıkan kararları da incelemek daha doğru bir değerlendirme yapmaya imkan veriyor. Buna göre Anayasa Mahkemesine 2012 yılından bu yana toplam 579.754 başvuru yapılmış. Bunların 484.711’i yani %83,6’sı karara bağlanmış. Tüm başvurulardan 143.696’sı ise makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair iddia ile yapılmış bireysel başvuru. Anayasa Mahkemesi 73.700 kararında en az bir hakkın ihlal edildiğine karar vermiş ve bu kararlardan 56.443’ü makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik kararlar. Yani toplam kararın %76,6’sında Anayasa Mahkemesi makul sürede yargılanma hakkı ihlal edildi demiş. Yargıtay’da bekleyen dosya sayılarını da dikkate aldığımızda bu ihlallerde Yargıtay’da bekleyen dosyaların da önemli yer tuttuğunu söylemek yanlış olmaz. Yani Yargıtay aslında Anayasa Mahkemesine Can Atalay üzerinden kafa tutarken aslında ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış’ denir ya tam da öyle yapıyor. Makul sürede yargılamayı tıkayan Yargıtay Anayasa’yı sadece Can Atalay kararıyla değil aynı zamanda, makul sürede incelemediği, karara bağlamadığı dosyalarla da ihlal ediyor.”