CHP'li büyükşehir belediye başkanlarının bir araya geldiği toplantıda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu başkan eşlerini ağırladı. Emine Bulut cinayetinin, kadın haklarının konuşulduğu buluşmada, "Kadın cinayetlerini önlemek için zihniyet değişimi şart" denildi.
Sözcü'den
Özlem Gürses'in haberine göre, belediye başkanlarının eşleri Dilek İmamoğlu,
Neptün Soyer, Nursen Yavaş,
Gülseren Albayrak, Gülsün Gürün,
Nazan Savaş, Nuray Karalar ve
Meral Seçer şunları kaydetti:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu:
"Bu toplantının amacı; belediyelerimizde birbirimize nasıl katkıda bulunabiliriz, kent yoksulluğu, kadın meselesi, eğitim, çocuklar ve gençler konularında nasıl iş birliği yapabiliriz, bunları konuşmaktı. Ve hepsinden önemlisi; bu ülkede birbirimizi nasıl sevebiliriz? Yaşadığımız tüm şiddet olaylarının temelinde bu var çünkü; sevgisizlik. İnsanca yaşamanın başka yolu yok, birbirimizi severek aşacağız her sorunu. En çok da Emine Bulut cinayeti gündemimizdeydi. Bu öyle bir acı ki tarifine kelime yok. Bu kadar zarar vermek, sevgi yoksunluğundan geliyor. Sevilmeyen bir insan, sevmeyi bilmiyor. Kadına bakış açımızı baştan sona değiştirmemiz lazım. Eğitimden sosyal medyaya, Diyanet'ten yasa koyucuya kadar, bütünsel bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Biz bu konuyu başka türlü çözemeyiz."
"Başımı yastığa huzurla koyamam"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in eşi Neptün Soyer:
"Ben üretici kooperatiflerinde kadınların güçlenmesi için çalışıyorum. Kadınlar ürettiğini satmaya başlayınca içindeki gücü keşfediyor. Şiddetin de en önemli çözümü bu. Erkekler ve kadınlar tüm hayatı paylaşabilir, böylece hem kadın, hem erkek güçlenerek sorunlara beraber çözüm bulabiliriz. Emine Bulut cinayetinin yaşandığı bir ülkede ben yastığa başımı huzurla koyamam. Bu kız evlada gelince, bizim çocuğumuz artık o… Ama yeni cinayetler olmaması için bütün toplumu eğitmek zorundayız.
İzmir'de. 30 Ağustos'u kutladıktan sonra, yanan orman alanında buluşacağız. İzmir ormanları için hep birlikte sağlıklı bir yol haritası çıkartacağız."
"Bu öfke her canlıyı hedef olarak seçiyor"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın eşi Nursen Yavaş:
"O kadar üzüldüm ki, canımız acıyor. Bir annenin ölümünü seyretmek ne demek… Hepimiz sahip çıkacağız evladımıza. Bu şiddet meselesine acil bir çözüm bulmamız gerek. Sadece kadınlarımızı koruyarak bunu beceremeyeceğimiz açık! Ben erkeklerden başlayalım derim… Böyle deyince sadece erkekler şiddete meyilli gibi gözüküyor… Ama değil… Ne yazık ki gençler, hatta çocuklar arasında bile var şiddet… Normal, sağlıklı insanların yapacağı olaylar değil bunlar. Bu öfke kadınlar kadar, her türlü canlıyı, hayvanları da hedef seçiyor. Her yeni katliamla hepimiz ayağa kalkıyoruz ama her çözüm önerisi de yarım kalıyor."
"Bence temel sorun sevgi eksikliğidir"
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak'ın eşi Gülseren Albayrak:
"İnanın o gece sabaha kadar uyumadık biz evde… Torunlarımıza televizyon izlettirmedik. Bu korkunç olayı bilsinler, duysunlar istemedik… Hatta sordu torunlarımız, “Niye TV açılmayacak” diye… “Bu gece hiç güzel programlar yokmuş” dedik… Bence temel sorun sevgi eksikliğinden. Mutsuz evlerde, dağılmış ailelerde büyüyen insanlar şiddete daha eğilimli oluyorlar. “İdam gelsin” diyenler var, o da çözüm değil bana sorarsanız. Hepsinin başında eğitim geliyor. Emine Bulut'un kızının yaşadıklarını hiçbir çocuk bir daha yaşamasın isterim."
"O küçük kız artık hepimizin evladı"
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün eşi Gülsün Gürün:
"Emine Bulut'un çocuğunun yaşadığı travmayı ben düşünemiyorum bile… O evladımız bir anne kaybetti ama milyonlarcasını kazandı. Kendi ayakları üzerinde durması için okuması, eline mesleğini alması lazım. Bizler bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Kadın cinayetleri gün geçtikçe artıyor. Biz hep bu ülkede, “Aman kızım, kendine dikkat et” diyerek çocuk büyütüyoruz… Bence asıl erkeklere konuşmak lazım! Evdeki babaların evlatlarına doğru bir rol model olması lazım. TV'de şiddet içeren sayısız dizi var. Elbette sansüre karşıyım ama ekranda da doğru örnekler yer almalı. Kızlarımızı çok güçlü yetiştirmeliyiz."
"Sosyal medyada birkaç günlük mesele olmamalı"
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın eşi Nazan Savaş:
"Mustafa Kemal Üniversitesi'nde de Kadın Çalışmaları Merkezi'nin kurucusuyum. Tezim de “Aile İçi Şiddet ve Kadın Ruh Sağlığı” idi… Emine Bulut olayı vahşet aslında. Şu da var, çok hızlı bir şekilde sosyal medyada bu olay yayıldı ve ciddiyetinin farkında olmadan sadece paylaşımlarla bilgi oluştu. Bence bu da bir duyarsızlaşma yaratıyor. Nasıl ki bir şehidin evladı hepimizin evladı oluyor, kadın cinayetlerinde de bu mağduriyeti yaşayan çocuklar hepimizin evladıdır… Bu emanete sahip çıkma adına sadece medyada birkaç günlük bir mesele olmamalı. Kültürü değiştirmeliyiz."
"En büyük etken evdeki baba figürü"
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın eşi Nuray Karalar:
"Emine Bulut katliamının videolarını ben açmadım bile, çok büyük acı hissediyorum. Bu her şeyden önce evdeki eğitimle ilgili. Eğer evdeki baba, kadına değer veriyorsa, incitmiyorsa, evdeki çocuklar da bunu alıyorlar. Caydırıcı bir yasal uygulama yok, hep yapanın yanına kâr kalıyor. Bunların da olumsuz etkisi var mutlaka. Ben yine de en büyük etkeni evdeki baba olarak görüyorum. O kız evladımıza ne denebilir ki? Hayata sarılması için ne gerekiyorsa yapacağız. Ben hep çalışan bir kadın oldum, hâlâ devlet okulunda öğretmenim. Kadınların özgür olması için ekonomik olarak da güçlü olması gerek."
"Bu sadece kadının değil erkeklerin de sorunu"
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'in eşi Meral Seçer:
Emine Bulut cinayeti içimizi titretti, dayanılır bir acı değil… Bu gerçekten hızla çözüm bulmamız gereken, çok acil ve hayati bir konu. Kadınlarımızı çok iyi eğitmemiz gerek, haklarını bilmeleri açısından. Erkekleri de aileden başlayarak kadına sevgi ve saygı dolu olarak yetiştirmek durumundayız. Bu bir kadın sorunu değil ki! Erkeklerin de sorunu, en çok onların çözüme katkı sunması gerek. Bu vahşet belki toplumda farkındalığı artırdı ama ne yazık ki hâlâ çözüm yok. Topyekun bir devlet politikası olması gerek. Baştan sona bir zihniyet değişikliği yaratmamız şart. Yoksa çözemeyiz.