CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bazı büyükelçilerin paylaştığı görüntü ve fotoğraflara, “Dışişleri Bakanlığı’nın tarihinde görülmemiş görüntüler söz konusu. Bakın, belki sizin de iradeniz dışında, AK Partili arkadaşınız büyükelçi olunca ortada kalan bir diplomatımız, muhtemelen kendisinin Rizeli olduğunu anımsatmak için, tayin listesi dışında kalmamak için çay toplama görüntüsü yayınladı. Kurtlar Vadisi müziğiyle büyükelçiliğe giriş videosu çeken mi, evinin kapısında hizmetçileri dizip kendisine selam verdirip videosunu sosyal medyada yayınlayan mı” diye tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı’nın 2020 kesin hesabı ve 2022 bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan Utku Çakırözer, “Dışişleri Bakanlığını siz mi yürütüyorsunuz yoksa Savunma Bakanı mı yürütüyor, yoksa İbrahim Kalın mı yürütüyor, yoksa Fahrettin Altun mu, belli değil. Bakanlığın kurumsal yapısı erozyona uğradı. Bir yanda, siyasi atamalarla büyükelçilik koltukları AK Parti milletvekilleri için, saray bürokratları için emeklilik projesine dönüştü” dedi.
Çakırözer’in konuşması şöyle:
"Tek görevi mesaj iletmek olan haberleşme kuruluna döndü"
“Türkiye, bugün dünyada yapayalnız kalmış, kara para aklanan, rüşvet anlayışının zirve yaptığı, insan haklarına saygı duymayan, kadın hakları ile sorunlu -İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir şekilde çekildikten sonra bulunduğunuz sıraların tamamını kadın diplomatları ile doldursanız bile bir anlamı yoktur- uluslararası ambargoları delen, dünya uyuşturucu trafiği içeresinde yer alan bir görüntü sergilemektedir. Ya bunların farkında değilsiniz ya da gerçekleri görmekten kaçınmaktasınız. Sayın Bakan, en uzun Dışişleri Bakanlığı yapmış birisiniz ama döneminiz, maalesef bakanlığın dış politikadaki ağırlığının yok olduğu bir dönem olarak anılacak. Bakanlık, dış politikanın belirlenme sürecinden tamamen, uygulanma sürecinden de büyük ölçüde dışlandı. Tek görevi mesaj iletmek olan haberleşme kuruluna döndü."
"Büyükelçilik koltukları AK Parti milletvekilleri için emeklilik projesine dönüştü"
"Dışişleri Bakanlığı’nı siz mi yürütüyorsunuz, yoksa Savunma Bakanı mı yürütüyor, yoksa İbrahim Kalın mı yürütüyor, yoksa Fahrettin Altun mu, belli değil. Bakanlığın kurumsal yapısı erozyona uğradı. Bir yanda, siyasi atamalarla büyükelçilik koltukları AK Parti milletvekilleri için, saray bürokratları için emeklilik projesine dönüştü. Dışarıdan atananlar arasında kimler yok ki. En masumu yanımda getirdim: Bakın, yeğeninin avukatlık firmasını büyükelçilik sitesinde tanıtıyor. Restoranda güven mektubu sunan mı ararsınız, bunların hepsi bizi üzüyor. Bir de bakanlıktan yetiştiği söylenen büyükelçilere bakıyoruz. Dışişleri Bakanlığı’nın tarihinde görülmemiş görüntüler söz konusu. Bakın, belki sizin de iradeniz dışında, AK Partili arkadaşınız büyükelçi olunca ortada kalan bir diplomatımız, muhtemelen kendisinin Rizeli olduğunu anımsatmak için, tayin listesi dışında kalmamak için çay toplama görüntüsü yayınladı. Kurtlar Vadisi müziğiyle büyükelçiliğe giriş videosu çeken mi, evinin kapısında hizmetçileri dizip kendisine selam verdirip videosunu sosyal medyada yayınlayan mı? Şunu mu demek istiyorsunuz bize: ‘İçeridekilerden ancak bu kadarı çıkıyor, onun için biz de milletvekillerimizi, dönem arkadaşlarını büyükelçi yapmak zorundayız’ mı diyorsunuz? Öyle diyorsanız bu bakanlığın özveriyle çalışan yüzlerce çalışanına, yıllardır kenarda beklettiğiniz onlarca kıdemli diplomata büyük haksızlık yaparsınız."
"İzlenen dış politika, maalesef sarayın iç politikasıdır"
"İzlenen dış politika, maalesef sarayın iç politikasıdır. Bunun sonucunda geleneksel dostlarımız, müttefiklerimiz ve komşularımızla ilişkilerimizde ciddi zemin kaybına uğradık. Güvenirliğimiz, tarafsızlığımız yara aldı. Zamanında Türkiye’nin dostu olan ülkeler, Türkiye’ye hasım cepheler oluşumlar için yer alıyorlar. 72 yurt dışı ziyareti, 262 telefon, 40 video konferans, peki sonuç; büyük yalnızlık. Dış politikayı iç politikaya malzeme etme inadınız, ideolojik saplantılı politikalarınız nedeniyle Doğu Akdeniz’de kıpırdayamaz haldeyiz. Gemiler nerede, memleketiniz Antalya’da. Sayın bakan, siz Avrupa Konseyi’nin yasama organında görev yapmış bir isimsiniz. Sizin kadar Dışişleri Bakanlığı yapan, Avrupa Konseyi’nde görev yapan birinin, bugünün dünyasında insan hakları konusunun içişleri müdahalesi olmadığı bilmemesi düşünülemez. AİHM kararlarının önemini, uygulanması gerektiğini belki de bu salonda bilen en iyi kişisiniz. Biz değil miyiz, ‘Yunanistan Batı Trakya ile ilgili AİHM kararlarını uygulamıyor’ diyen. Haydi büyükelçiler ortak açıklama ile yanlış yaptı, iyi ama kendi vatandaşınızın kendi ülkemizin yargısı nedeniyle karşı karşıya kaldığı bir adaletsizlik var ortada. Kendi vatandaşımızın hakkının Batı ülkeleri tarafından savunuluyor olması ülkemiz açısından, hele hele sizin açınızdan bir büyük ayıp değil midir?"
"Diplomasinin yerindelik, objektiflik, tutarlılık, üslupta ölçülülük ilkeleri tamamen bir kenara bırakılmış"
"Ayrıca ‘Diplomatik zafer’ diyorsunuz, hakikatten buna inanıyor musunuz? Öyleyse Hollanda Başbakanı’nın hem de genel başkanınız Cumhurbaşkanı ile görüştükten sonraki açıklamasını nereye koyacaksınız? Artık dış politikayı iç politikaya alet etmekten vazgeçin. Sayın Bakan, meslek memurları inisiyatif kullanmaktan çekiniyor. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı, yabancı ülkelerin Türkiye’de görev yapan diplomatların ağırlığını, önceliğini yitiriyor. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamalarına bakın; diplomasinin yerindelik, objektiflik, tutarlılık, üslupta ölçülülük ilkeleri tamamen bir kenara bırakılmış vaziyette. Üstten bakan, meydan okuyan dille konuşmak meziyet görülüyor. Devlet ve hükümet adına yapılan açıklamalarda da sorun var. Siyasetçinin yapması gerekeni bürokrat yapıyor, bürokratın yeterli olacağı durumda siyasetçi devreye giriyor. Üzülerek bildiriyorum ki dış politikada ülkemiz hiç bu kadar çaresiz olamamıştı. Uluslararası planda yapayalnız kalmamıza yol açan mevcut dış politikamızın gözden geçirilmesi şarttır. Meclis’e bilgi vermekten bahsediyorsunuz, Afganistan konusunu aylardır konuşuyoruz. Bırakın Meclis’e, Dışişleri Komisyonu’na ya da parti liderlerine bilgi verdiniz mi? Tezkereler konusunda partileri önceden bilgilendirdiniz mi?” (ANKA)