CHP’nin Gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, tutuklanan gazeteci Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ı Sincan Cezaevi’nde ziyaret etti. Çakırözer, ziyareti sonrasında TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Yıldız'ın mesajını paylaştı. "Yaşadıklarımız eski FETÖ kumpaslarıyla neredeyse bire bir aynı" ifadelerini kullanan Yıldız, "Dosyanın içinde hiçbir belge yok.. O yüzden telefonumdan bilgisayarımda olmayan belge yaratmaya çalışıyorlar.." dedi.
Türkiye’nin artık tutuklu gazeteci ayıbından kurtulması gerektiğini söyleyen Çakırözer, “Müyesser Yıldız kendisi gazeteci olmasına rağmen sabah baskını ile gözaltına alındı. 4 gün sonra hâkim karşısına çıkarıldı ve tutuklandı. Artık gazetecilerin sabah baskınlarıyla gözaltına alınmasına, tutuklanmasına son verilmelidir. Sevgili Müyesser’İn sözleri kendi kendini anlatıyor. Türkiye’de artık gazeteciler haberleri için, yazdığı, çizdiği için cezaevine konulmaktan vazgeçilmelidir. Biz gazetecileri cezaevine attığımız sürece medeniyet yolunda, çağdaşlık yolunda, hak, hukuk, adalet ve demokrasi yolunda asla ama asla ilerleyemeyiz” dedi.
TIKLAYIN - Avukat Tokatlı: Asıl hedef Müyesser Yıldız’ın dijital arşivlerini ele geçirmek, bu ikinci Kozmik Oda olayı
"Olmayan belgeyi yaratmaya çalışıyorlar"
Müyesser Yıldız’ın mesajı şöyle:
“Olmayan bir dosya üzerinde kendimizi savunmaya çalışıyoruz. Gerçek niyet belli casusluk falan değil. 15 Temmuz’un aydınlanmasını istemiyorlar. Yaşadıklarımız eski FETÖ kumpaslarıyla neredeyse bire bir aynı. İsimsiz, imzasız bir ihbar mektubuyla dosya açılıyor. Savcıya da sordum “Hani artık isimsiz, imzasız ihbar mektupları delil sayılmayacaktı?” Dosyanın içinde hiçbir belge yok.. O yüzden telefonumdan bilgisayarımda olmayan belge yaratmaya çalışıyorlar..
Benim ve oğlumun bilgisayarların imajlarının alınmadan el konulması kabul edilemez. FETÖ kumpaslarında bile imaj alınmıştı… Benim cep telefonum bilgisayarım olmasa davada delil diye hiçbir şey yok!...
Ergenekon döneminde peynir ekmek gibi tutuklama kararları çıkıyordu. Şimdi yeniden o günlere dönüldüğünün hissiyatındayım. Ben kaçacak insan değilim.
Delil karartma diyorlar. Neyi karatacağım? Yazdığım yazılar dışında ortada delil mi var? Beni tutuklamaya gerekçe gösterdikleri üç yazıya erişim serbest!
Devletin gizli belgelerini açıklamakla suçlanıyorum… Önce casuslukta sonra devletin gizli belgelerini açıklamak. Dosyaya baktığınızda belge falan yok..
Beni bilenler bilir. 15 Temmuz duruşmalarında devletin güvenliği ile ilgili çok gizli bilgiler anlatıldığında bunları yazmadım. Zen Suriye ile ilgili, Irak ile ilgili anlatımları paylaşmadım. Ülkemizi zor durumda bırakacak bilgileri paylaşmadım.
O yüzden devletin gizli belgelerini paylaşmak yerine keşke bana yakışan bir suç bulsalardı. Bu suç bana yakışmaz.
"Buradan çıktığımda duruşma izlemeye devam edeceğim"
Benimle birlikte gözaltına aldıkları İsmail Dükel’i 10 senedir hiç görmedim, konuşmadım!
Şu anda tutuklu bulunduğum Sincan Cezaevi kampüsünün girişinde mahkeme salonu var. O mahkeme salonunda bu günlerde Akıncı davası görülmekte. Şu anda arzu ettiğim orada olup bir an önce duruşmaları izlemek. En önemli isimler sona bırakılmıştı. Buradan çıktığımda duruşma izlemeye devam edeceğim.
Bu süreç, bize yaşatılanlar Türkiye için, hukuk devleti için ayıplı bir süreç ama ben direneceğim, kazanacağım…
"Bu ülkeye ne zaman hukuk, adalet gelecek?"
Koğuşumda sürekli şunu soruyorum:
Türkiye geçmiş hatalarından hiç mi ders çıkarmayacak? 2009 dan bu yana yaşananlar tekrar mı edilecek? Bugün iktidardakileri kimler kandırıyor. Bu ülkeye ne zaman hukuk, adalet gelecek? Kader mahkumları için birkaç yılda bir düzenlemeler geliyor ama görüyoruz ki iktidar mahkumları için hiçbir düzenleme yapılmıyor..
"Silivri’den daha azimli ve kararlıyım"
Bu soruşturmaya baktığımızda FETÖ zamanındakilerden hiçbir farkı yok! O zaman diyorsunuz ki bunlar ya hiç gitmediler, ya da geri geliyorlar. Silivri de 15 buçuk ay yattım.. Şimdi Silivri’den daha azimli ve kararlıyım. Hem bu kumpası bozacağız, hem de 15 Temmuz’un perde arkasını çözeceğiz.”