CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Gamze Taşcıer, "Dizilerin Şiddet Karnesi" raporunu hazırladı. Televizyon kanallarında ve internette yayınlanan dizilerin, toplumda ciddi etkiler bıraktığını belirten Taşçıer, "Ülkemizde nerdeyse tüm dizilerde, şiddet, silah, ölüm, kadını aşağılayan ifadeler ve bağrış çağırışlar bulunuyor" ifadelerini kullandı.
RTÜK Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 2018 Vatandaş Bildirimleri Yıllık Raporu, bu anlamda çarpıcı veriler içeriyor. Taşçıer, henüz Üst Kurul’da görüşülmeden sızdırılan rapora göre, 2018’de RTÜK’e vatandaşlarca 124 bin 234 şikâyet ulaşırken, bu şikâyetlerin 48 bininin dizilerle ilgili olmasına dikkati çekti.
Taşçıer, RTÜK'ü arayan küçük bir çocuğun, babasının dizide eşini döven bir karaktere çok benzediğini, annesiyle birlikte babasından kaçtıklarını, dizi yüzünden sürekli şiddet gördüklerini söylediği ve lütfen dizi kaldırın diye yalvardığını hatırlattı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2018 yılında 440 kadın erkekler tarafından öldürülmüş ve 317 kadına cinsel şiddet uygulanmışken; Taşçıer, televizyon dizilerinin bu vakalardaki rolünün apaçık ortada olduğunu belirtti.
Rastgele 8 dizi belirlendi
Gamze Taşçıer, bu rapor ortaya çıkmadan önce başladıkları bir çalışma olduğunu belirtti. Dizilerde Şiddet Karnesi isimli bu çalışmaya göre en çok reyting alan ve Prime Time’da yayınlananlar arasından, rastgele olarak, ad çekme yöntemiyle 8 dizi belirlendi
Bu diziler, kadına şiddet, genel şiddet, silah, bağırma, kadın ağlaması-yalvarması, şiddet söylemi, psikolojik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyen söz ve ölüm, başlıkları altında incelendi.
Taşcıer, verilerin fazla olmadığını hatta eksik olduğunun altını çizerek şunları belirtti:
"Çalışma çok ciddi bir titizlikle yapılsa da, sahnelerin sürekliliği, arka planda görünenler ve çatışma sahnelerinin takibinin zorluğu gibi nedenlerle, bir başka araştırma grubu aynı dizileri izlerse, azına değil, ancak çoğuna ulaşabilecektir. Bu nedenle vereceğim sayıları, en az olarak algılamanızı rica ediyorum."
Araştırmanın içeriği şu şekilde:
Kadına yönelik şiddet
Araştırmanın sonucuna göre, 8 dizide toplam 23 sahnede kadına yönelik şiddet uygulanmıştır. Bu sahnelerden 4’ü babanın kızına uyguladığı şiddet iken, çok sayıda sahnede erkeğin eşine yönelik şiddeti söz konusu olup, birçok sahnede de işkence ve eziyete uğrayan, tecavüz edilmeye çalışılan, sandalyelere bağlanılan ve kafasına silah dayanan kadınların bulunduğu sahneler vardır.
Genel şiddet
30 sahnede genel şiddet bulunmaktadır. Bu sahneler içerisinde boğma, tokat atma, sopalarla dayak atma, dövme, fare zehri ile zehirleme, etrafın yumruklanması, silahla vurulma, işkenceler yer almaktadır.
Silah
İzlenen 8 dizide, en az 219 kez silah gözükmüş veya ateşlenmiştir. Söz konusu sahnelerde her türden silah vardır. Tabanca, uzun namlulu silahlar, bombalar, mayınlar, tüfekler, bıçaklar yüzlerce sahnede bulunmaktadır. Dizilerde silah kullanımı öyle bir hal almıştır ki, sanki silah, hayatın olağan akışı içerisinde normal olan ve herkesin elinin altında bulunan bir şey olarak gösterilir hale gelmiştir. İzlenen sekiz dizide de silah sahnesinin bulunması dikkat çekicidir. Televizyonlarda silahsız bir dizi, adeta ender rastlanılan bir durum haline gelmiştir.
Bağırma
Televizyonlarımızda yayınlanan dizilerde en büyük problemlerden biri de, neredeyse her yayında bağrışmanın, ses yükseltmenin eksik olmamasıdır. Araştırma sonucunda 71 sahnede bağrışma ve ses yükseltme tespit edilmiştir. Bunlardan 55’i erkeklerin bağırdığı sahnelerdir.
Kadın ağlaması-yalvarması
Dizilerde kadınların ağladığı ve yalvardığı sahnelere özellikle başlık olarak bakılmıştır. Kadınların hapsedilmeye çalışıldığı toplumsal kodlar, neredeyse her dizide karşımıza çıkmaktadır. 35 sahnede, kadını güçsüz gösteren, sürekli ağlayan ve yalvaran varlıklara indirgeyen şekilde ağlama-yalvarma bölümü bulunmaktadır. Defalarca sahnede kızlar ebeveynlerinden, kadın çalışanlar da işverenlerinden ağlayarak özür dilemektedir.
Şiddet söylemi
Diziler çok sayıda fiziksel şiddet içermekle kalmamakta, aynı zamanda şiddet söylemleri de geniş bir yer tutmaktadır. 52 sahnede şiddet söylemi bulunurken, bunlardan 32’si ölümle tehdittir. Ölümle tehditlerin toplumda yarattığı olumsuz durum ve özellikle çocuklar üzerindeki etkileri de üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir olgudur.
Psikolojik şiddet
İçlerinde öyle bir dizi var ki, gerçekleşen şiddet akıllara durgunluk verici boyuttadır. Bir sahnede gösterilen şiddetin, bir kanalda nasıl yayınlanabildiğini anlayabilmek mümkün değildir. Ki bu dizinin, o çocuğun RTÜK’e şikayet ettiği, iktidar yanlısı kanalda yayınlanan ve bir kez dahi ceza almayan dizi olduğunu da söylemeliyim. Söz konusu sahnede, baba, bulduğu demiri şömine közü üzerinde ısıtıp kızının eline vermekte ve kızgın demiri annesinin eline basarak cezalandırmasını istemektedir. Kızı ağlayarak reddedince, adam bunu kendisi yaparsa iki eline birden yapacağını, bu yüzden kızın yapması gerektiğini, eğer yaparsa tek eline basacağını, bunun da annesine iyilik olduğunu söylemektedir. Ardından kız, kızgın demiri annesinin eline basmak zorunda kalmaktadır. Bu şoke edici sahnenin anlatılması bile kan dondurucu iken, Prime Time’da yayınlanan bir dizide bu sahnenin gösteriliyor olması akıl alır gibi değildir.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyici ifadeler
İzlenen dizilerde 5 sahnede, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyici ifadelere rastlanmıştır. Bir dizide erkek, evde “karı-koca” arasında bir patron, bir de işçi olduğunu, patronun erkek, kadının da işçi olduğunu ifade etmiştir. Bir başka dizide çalıştırılmak üzere kadın işçi bulunması emri verilirken, tam gün çalışacak olmasına rağmen, yarım yevmiye verilmesi söylenmektedir. Bir başka dizide de “istenmeye” gidilen kız hakkında, sanki alınıp verilebilecek bir malmış gibi bahsedilmektedir.
Ölümler
Ölümler de dizilerin neredeyse vazgeçilmezlerindendir. İzlenen 8 dizide tespit edilebildiği kadarıyla, farklı sahnelerde yaşanan çatışmalar ve infazlarda en az 41 kişi ölmüştür. Dizilerin sadece bir haftadaki bir bölümünün izlendiği de altı çizilmesi gereken bir husustur.