Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bütçe görüşmelerinde CHP’li vekiller ellerindeki kumanyaları Bakan Tekin’e göstererek ‘Okullarda dağıtamadınız’ dedi. Tekin ise CHP’lilere siyasi yanıt verdi, ’Konsere ayrılan paraları getirin’ dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı. Komisyon, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Görüşmeler protestolarla başladı. CHP'li milletvekilleri, toplantı öncesinde, getirdikleri kumanyaları göstererek, MEB’in okullarda öğrencilere kumanya dağıtamadığını söyledi. CHP'li milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e kumanyaları göstererek, "Okullarda dağıtmadığınız kumanyalar, bakmak isterseniz" ifadesini kullandı. Bakan Tekin ise "CHP'li belediyeler de konserlere ayırdıkları paraları getirsin" karşılığını verdi.
Sonrasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin eğitim verilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tekin MEB’in 2025 bütçesinin 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olduğunu açıkladı ve bu rakamın 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14,84’ünü oluşturduğunu belirtti. Tekin, AKP hükümetlerinde eğitimin daima öncelikli başlık olduğunu söyledi. Son 20 yılda önceki 80 yıldan daha fazla derslik yapıldığına dikkat çeken Tekin, öğretmenlerin yüzde 80'inin AKP hükümetleri döneminde atandığını dile getirdi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde demokratik kitle örgütlerinin görüş ve önerilerinin alındığını, akademik yayınların incelendiğini, bir çok farklı ülkenin programlarının karşılaştırıldığını söyleyen Tekin, sürece gönüllü olarak dahil olmak isteyen paydaşların çalışmalara dahil edildiğini, 700’ün üzerinde öğretmenin görev aldığını, uluslararası standartların gözetildiğini ifade etti.
"Çocukları hedef olarak kullandınız"
Tekin’den sonra CHP Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş söz aldı. Özçağdaş yeni müfredatı, “gerçek bir çağdışı eğitim manifestosu” olarak nitelendirdi ve “Hiçbir pilot çalışması yapmadan çocukları hedef olarak kullandınız” ifadelerini kullandı.
"Bakanlığınızda 11 çocuk öldü"
Özçağdaş, “Dijital teknoloji, yapay zeka konuşmamız lazım. Biz temizlik, güvenlik konuşuyoruz. Siz, okullar açıldıktan bir ay sonra bile yeterli temizlik görevlisi istihdam edememiş bir bakansınız. Sizin bakanlığınızda 11 çocuk öldü. Ben bakan olsaydım çoktan istifa etmiştim. Siz ne yaşanırsa istifa edersiniz?” sözleriyle Bakan Tekin’e yüklendi.
"Ne ile kıyaslayacağız"
İktidarı ücretsiz okul yemeği vermemesi üzerinden de eleştiren Özçağdaş mülakatlarda da ciddi haksızlıklar yapıldığını dile getirdi. Özçağdaş öğretmen maaşını ‘altın alım gücü’ üzerinden kıyaslayınca AKP’liler ‘Altın ile kıyaslama olmaz’ tepkisini gösterdi. Özçağdaş ise “Ne ile kıyaslayacağız? Elma, armutla mı?” karşılığını verdi. Özçağdaş ayrıca, sözü kesildiği için ek süre istedi. Muş, 2 dakika ek süre verdiğini ve daha fazla vermeyeceğini söyledi. CHP’liler itiraz etti. Muş, görüşmelere ara vermek durumunda kaldı.
"Bir öğün yemek için niye pay ayıramıyoruz"
Ara sonrası görüşmeler sürdü. Saadet- Gelecek TBMM Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin konuşmasında eğitime ayrılan bütçeden daha fazlasının faize verildiğini ifade etti. Şahin, “Şu bütçede miniklerimize bir öğün yemek için niye pay ayıramıyoruz?” sorusunu yöneltti.
"Sadece okul yaparak müteahhitlik yapmış oluyoruz"
Okulların fiziki açıdan iyi olduğu söyleyen Şahin “Sadece okul yaparak eğitim vermiş olmuyoruz, müteahhitlik yapmış oluyoruz. Bu okulları temizleyecek hizmet sorununu neden yaşıyoruz?” dedi. Mülakata ilişkin görüşlerine de yer veren Şahin, yanında getirdiği “Mülakat puanları Tekin değil” yazılı dövizini gösterdi ve Bakan Tekin’e, “Gece yastığa başınızı koyduğunuzda ‘Bir sorun yok’ diyorsanız ben razıyım” sözlerini iletti. Şahin ayrıca İmam hatiplerin ihtiyaç doğrultusunda açılması gerektiğini vurguladı.
"Kasıtlı kayıtsızlıktan başka bir şey değil"
Bakan Tekin’in CHP’li vekillerin kumanya protestosuna karşılık ‘konserlere ayırdığınız paraları getirin’ çıkışına ilişkin Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay’dan tepki geldi. Özbay, “Çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi ve eğitimde eşitliğin sağlanması gibi temel bir konu üzerinden siyasi polemik yapmak, kasıtlı kayıtsızlıktan başka bir şey değildir. Göreviniz, siyasi hesaplarla eğitimi araçsallaştırmak değil; çocuklarımızın sağlıklı ve güvenli bir şekilde eğitim almasını sağlamaktır. Eğitim politikalarını ideolojik bir tartışma zemini haline getirenler, geleceğimizin teminatı olan çocukların hakkını gasp etmektedir" dedi.
AKP'li ve muhalif vekiller arasında "yalancı" gerginliği
TBMM Meclis Üyesi Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu'nun Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesine ilişkin yaptığı konuşma sonrası AKP'lilerle muhalefet vekilleri arasında gerginlik yaşandı.
Bakırlıoğlu'nun komisyonda yaptığı açıklamalar şöyle:
"2016 yılında GSYİH'da eğitime ayrılan pay yüzde 4,21 iken 3,54' düşmüş durumda. Eğitim kurumlarının, öğrencilerin, öğretmenlerin sayısı artmış, her şey artmış ama gelinen nokta 2002'yle aynı, en azından bütçedeki payı neredeyse aynı. Türkiye, eğitim harcamasında OECD ortalamasının çok altında, sonuncu sırada. 22 yıllık süreç sonrasında artık kamucu bir eğitimden söz etme ihtimali yok. Eğitim tamamen piyasacı bir eğitim haline gelmiş. Okulları ticarethane, öğrencileri müşteri haline getirdiniz.
"Sizden istifa beklemek boş"
PISA araştırmasına göre; çocuklarımızın yaklaşık yüzde 20'si en az bir gün cebimde para olmadığı için yemek yiyemiyorum diyor. Yüzde 2'si her gün cebinde para olmadığı için yemek yiyemiyorum diyor. Her 3 çocuktan 1 tanesi kahvaltı yapmadan okula geliyor. Kabahatliler veliler sizin kamu spotlarınıza göre ama UNICEF'e göre çocuk yoksulluk oranı yüzde 33,8. Kolombiya'dan sonra en fazla çocuk yoksulluğu olan ülke durumunda Türkiye. Bu ülkenin çocukları yoksul ve çok ciddi bir adaletsizliğin içindeler. Böyle bir ülkede siz öğrencilerin önüne bir öğün yemek koyamıyorsunuz. 'Bunu belediyeler yapsın' diyorsunuz. 'Ben bu çocukları doyurmak zorunda değilim' diyorsunuz yani. Bunu diyebilirsiniz ancak 'Ben okulu temizlemiyorum' diyemezsiniz.
Tuvaletleri pis olan okulların hiçbir izahı yoktur. Velilerin temizlik yapmak zorunda kaldığı, para toplayarak temizlik elemanı tutmak zorunda kaldığı bir tablonun hiçbir izahı yoktur. Okulları pis olan, okulları temizleyemeyen bir Milli Eğitim Bakanı'nın istifa etmesi lazım diyecektim ama demeyeceğim çünkü gördüm ki size göre ortada bir mesele yok. Ne yazık ki siz meseleleri mesele etmiyorsunuz, size göre ortada bir mesele yok. Sizden istifa beklemek boş." (ANKA)