CHP'li Murat Emir, TBMM'de gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi. Emir, Adalet Bakanlığı tarafından çalışmaları devam eden 9'uncu Yargı Paketi'ne ilişkin, "Bu taslağı, özellikle kimi maddelerinin MHP kanadından hazırlandığına dönük bilgiler var. Bu taslak içerisinde asla kabul edemeyeceğimiz hükümler var. Bunların başında da etki ajanlığı maddesi geliyordu. Etki ajanlığı, sınırları öngörülebilir ve belirliliği olmayan bir madde olarak karşımıza çıkmıştı. Bu maddenin, savcılara bir maymuncuk olarak verildiği, savcıların kimi zaman gerektiğinde istedikleri kapıyı onunla açabilecekleri, istediklerini yargılayabilecekleri, tutuklayabilecekleri ve 'Sen devletin aleyhine çalışıyorsun' diyebilecekleri bir alan yaratıyordu. Hukuk devletinde öngörülemez, belirliliği olmayan ceza maddeleri olamaz. Ceza maddelerinin mutlaka kesin, açık, öngörülebilir, sınırlarının belli olması gerekir. Dolayısıyla aynen Dezenformasyon Yasası'ndaki gibi Türkiye'yi kaotik bir ortama sokmak ve dilediklerini yargılamak, dilediklerini hapse atmak için kullanabileceklerine dönük kaygımız vardı. Geldiğimiz noktada 9'uncu Yargı Paketi'nde bunun yer almayacağı sözü bize verildi. Biz de bundan mutlu olduk. Sadece bu değil, özellikle 6284; İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldıktan sonra anımsayacaksınız. '6284 var, o bize yeter' denmişti. Oysa şimdi 6284'ün en önemli kolonlarından biri olan, zorlama hapis cezasının da kaldırılacağı, dolayısıyla kadın haklarında bir geriye gidiş olacağı kaygısı da oluşmuştu. O konunun da yer almayacağı sözü verildi. Dolayısıyla da bu gelişmeden memnunuz" dedi.

"Görüşmenin kendisi bile başlı başına anlamlı"

Emir, etki ajanlığı düzenlemesinin 9'uncu Yargı Paketi'nden çıkarılmasının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in görüşmesinden çıkan bir sonuç olup olmadığı sorusu üzerine, "Halkın gerçek gündemi ve yakıcı sorunlarının masa üstüne gelmesi, bunların çözüm yolları ile Sayın Cumhurbaşkanı'nın önüne konması çok değerli. Bu görüşmenin kendisi bile başlı başına anlamlı bizce. Çünkü Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ile 1'inci partisinin genel başkanının bu kadar sorun varken yan yana gelmemesi, baş başa konuşmaması elbette düşünülemez. Dolayısıyla bu değerlidir. Bunun bu süreçle ilişkilendirilmesi gibi dünkü bu gelişmeye de katkı vermiş olması elbette mümkün; ama bunun birçok alanda etkilerinin görülebileceğini düşünüyorum. Çünkü orada kimi atılan adımlar veya henüz atılmayan ama umutla beklediğimiz adımlar Türkiye'ye dalga dalga yayılır. Parlamento, bakanlıklar ve alt seviyelerde mutlaka karşılık bulacaktır" diye konuştu.

"Normalleşme sürecini açık yürütüyoruz"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 'AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi MHP'nin samimi dileği ve temennisidir' sözlerini değerlendiren Emir, "Sayın Bahçeli, net mesaj vermiyor. Sembolik mesajlar üzerinden tartışılmasını istiyor. Daha önce Ferdi Tayfur şarkısı ile mesaj vermişti. 2 gün önce yüzüklü, dosyalı bir resim paylaşmıştı. Bunların öylesine yapıldığını düşünemeyiz. Mutlaka içinde bir mesaj var ve herkes baktığı yerden bir şeyler anlamaya çalışıyor. Somut durumla ilgili olarak Sayın Bahçeli'nin mesajını üstümüze almıyoruz. Normalleşme sürecini açık yürütüyoruz. İletişimini açık yapıyoruz. Neleri, hangi sırayla konuşacağımızı dahi söylüyoruz ve bu normalleşme sürecinin hedeflerini tarifliyoruz. Dolayısıyla bunların içerisinde elbette bir ittifak arayışı yok. Sayın Bahçeli açıkça AKP içerisindeki, 'Suyu bulandırmaya çalışan odaklar' diyerek de bir hedef gösteriyor" dedi. (DHA)