CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 16 Mart 1988’de Saddam Hüseyin’in liderliğindeki Irak Baas Rejimi’ne ait uçak ve helikopterlerle gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısında çoğunluğu çocuk, kadın, yaşlı en az 5 bin Kürt'ün hayatını kaybettiği Halepçe Katliamı'na ilişkin yaptığı açıklamada, "Her yıl yeniden hatırlayıp, o acıyı hissederken; yeni Halepçelerin yaşanmaması için barışın sesini ve dilini yaymak, farklı etnik, dini gruplar arasındaki ayrımı körüklemek yerine birliği vurgulamak zorundayız" dedi.
CHP'li Tanrıkulu, Halepçe Katliamı'nın yıl dönümü sebebiyle yaptığı basın açıklamasında, 16 Mart 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin öldürülmesine ilişkin de, "Gerek Halepçe gerekse İstanbul Üniversitesi katliamları insanlığın ortak acılarıdır. Benzer trajedilerin yaşanmaması için, insanlığın, evrensel insan hakları ilkelerine sarılması gerekmektedir!" dedi.
CHP'li Tanrıkulu'nun açıklaması şöyle:
"33 yıl önce insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden birinin yaşandığı 16 Mart Halepçe Katliamını her yıl yeniden hatırlayıp, o acıyı hissederken; yeni Halepçelerin yaşanmaması için barışın sesini ve dilini yaymak, farklı etnik, dini gruplar arasındaki ayrımı körüklemek yerine birliği vurgulamak zorundayız.
Bilindiği gibi 1986-1988 yılları arasında Saddam'ın Kürtlere karşı düzenlediği Enfal Harekatı'nda 200 bine yakın kişi katledilmiş, 4 bin 500'e yakın köy yakılıp yıkılmış ve on binlerce insan yerinden edilmiştir. 16 Mart'ta Halepçe'ye düzenlenen hava bombardımanında 5 binden fazla insan hayatını kaybederken, 7 binden fazla insan da yaralanmıştır.
16 Mart ayrıca Türkiye’de yaşanan bir öğrenci katliamının da yıldönümüdür. 16 Mart 1978 tarihinde İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü ve 41 öğrencinin de yaralanmasına sebep olan bombalı saldırının da acısını hâlâ yüreklerde iken, bu katliamın sorumluları cezasız bırakılmıştır.
Gerek Halepçe gerekse İstanbul Üniversitesi katliamları insanlığın ortak acılarıdır. Benzer trajedilerin yaşanmaması için, insanlığın, evrensel insan hakları ilkelerine sarılması gerekmektedir!
Bu vesileyle Halepçe’de yitirdiğimiz binlerin, İstanbul Üniversitesi’nde kaybettiğimiz öğrencilerin acısını bir kez daha yüreğimizde hissettiğimizi ifade ediyorum. Ölümlerin yaşanmadığı bir Türkiye ve Ortadoğu’nun inşası için insan hakları mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz!"
TIKLAYIN - Halepçe Katliamı'nı fotoğraflarıyla duyuran gazeteci Öztürk, 'Sessiz Tanık'ın hikâyesini anlattı: Daha adları konmamış ikizler, biri anne, diğeri baba kucağında ölüyor