14 Şubat 2025 16:23
Güncelleme: 14 Şubat 2025 17:29
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ı ziyaret etti. Saadet Partisi Genel Merkezinde gerçekleşen görüşmenin ardından konuşan CHP lideri Özgür Özel, "İçinde bulunduğumuz siyasi konjonktüre ilişkin, partimizin karşı karşıya bulunduğu saldırılar, yargı tacizi ve bu sürece karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nin yetkili organlarında alınan kararlar ve yürütülen süreçler hakkında da Sayın Genel Başkanımıza ve heyetine bilgi verme imkanı buldum. Bundan sonra da Sayın Genel Başkanımızla bundan önceki hem birlikte yürüttüğümüz ittifak süreçlerindeki iyi ilişkiler ve olumlu birlikte çalışma süreçlerini de hatırlayarak, bundan sonraki süreçte de iletişim halinde olmaya, içinde bulunulan siyasi şartları birlikte değerlendirmeye karar verdik. Bu konuda karşılıklı mutabakatımızı ifade ettik. Saadet Partisi ile daha sık bir araya gelme konusunda hemfikiriz” dedi.
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Genel Başkan Özgür Özel, TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında açılan soruşturmayla ilgili şunları söyledi:
“Dünkü açıklamalarımda da ifade etmiştim. TÜSİAD yeni bir şey söylemiyor. Bunu ilk kez TÜSİAD da söylemiyor. Hepimiz söylüyoruz. Sendikalar söylüyor. İşçilerin örgütü söylüyor. Şimdi de patronların örgütü söyledi bunu. İşveren örgütü söyledi. Bu söyledikleri, ‘Bunlar yaşanıyor’ dedikleri hangisi yaşanmadı Türkiye’de? Yaşam hakkıyla ilgili, insanların konakladıkları bir otelde bir yangın çıkıp da bu kadar kişinin hayatını kaybetmesinden tutun da yaşam hakkına dair söylediklerinden, yargı bağımsızlığına, soruşturmalara dair söylediklerine kadar TÜSİAD nerede haksız? Bugün açılan soruşturma, dün TÜSİAD Başkanı’nın yaptığı açıklamayı doğrulamıştır. Böyle bir açıklama dünyanın hangi ülkesinde soruşturma ile sonuçlanır? Almanya’da TÜSİAD’ın muadili kurum bu açıklamayı yapsa, hükümeti eleştirse böyle bir soruşturma açılıyor mu? İngiltere’de, Fransa’da, gelişmiş demokrasilerde açılıyor mu? Peki açılmayan bu ülkelerin milli geliri kaç para? Böyle ifadeler kullanıldığında kimi derdest ederler? Hangi ülkelerde bu olur bir bakın. Hangi ülkelerde oluyorsa, onların milli gelirleri o soruşturmaların açılmadığı, herkesin özgürce konuştuğu ülkelerin 10’da biri. Orada yönetenler mütevazi, halk zengin; burada yönetenler saraylarda oturuyor, halk korkuyor ve fakir. Demokrasi demek zenginlik demektir. Bugün yapılan baskılar, Türkiye’de kimseye fayda etmemektedir. Ayrıca hukuk devletiyle ilgili talep, elbette ki en çok da iş dünyasının talebi olacak. Türkiye’ye yabancı yatırımcı gelmesinden tutun, Türkiye’ye borç verilirkenki faizin oranına kadar. Demokrasi endeksinde neredeyseniz, sonuç buna etki ediyor. Bu insanlar sizin hukuk tanımaz, öngörülemez tutumlarınız yüzünden yabancı ortak bulmakta da zorluk çekerler, yabancı kaynak bulmakta da zorluk çekerler. Bu hükümetin bu tutumu yüzünden Türkiye’de herkes daha pahalı kredi kullanıyor yurtdışından. Belediyesi de öyle, onaylanırsa şayet. Kamu kurumları da öyle. Özel sektördeki şirketler de öyle. O yüzden adalet isteyenlere ‘Sen bu işlere karışma’ diyemezsiniz, hele hele böyle soruşturmalar açamazsınız. Söyleyeceğim bundan ibaret.”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Erken seçim yok” açıklaması hakkında “Sayın Erdoğan, ‘Ülkenin böyle bir talebi, sorunu yok ki’ demiş. Herhalde geldiği ülkeleri kastediyor. Malezya’da falan yok herhalde. Bizim burada var. Aramıza hoş geldi. Bir sorsun, sokağa çıksın bakalım. Salon seven, sıcak seven Erdoğan’ı sokağa çıkmaya, seçmene sormaya davet ediyorum. Hazır sorulmuşu var. Hepimizin abonesi olduğu, tüm partilere giden anketler var. Bir baksın bakalım 31 Mart’ta yüzde 30’larda, 25’lerde olan erken seçim talebi şimdi nerelere tırmanmış. 65 gösteren var, 70 gösteren var. Sayın Erdoğan ‘Milletin erken seçim talebi yok’ diyorsa, onu inip bir de pazarda ateş pahası etiketlerle muhatap emekliye sorsun. Çıksın gitsin, kasabın önünden geçemeyen asgari ücretliye sorsun. Ya da gitsin böyle veresiye defterlerini tahsil edemeyen esnafa sorsun. Ürettiği ürünü maliyetinin altında fiyatına satın aldığı çay üreticisine, fındık üreticisine, fıstık üreticisine sorsun. Sokağa çıksın bir bakalım. Sıcak salondan çıksın.” ifadelerini kullandı.
Özel, CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı süreci ve toplumsal muhalefeti birleştirme adımları hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:
“Şunu ifade edeyim. Bizim anladığımız siyaset biçiminde, partiler kendi içlerinde ve kamuoyunu ilgilendiren ve ileride ülke açısından sonuç doğurabilecek süreçleri yaşıyorlarsa, bundan birbirlerini haberdar etmeleri doğru olur. Hele hele bizim gibi geçmişte ittifak olmuş partiler söz konusu olduğunda... Şuradan örnek vereyim. Yeni Yol Partisi oluşumu sırasında Sayın Babacan genel başkanlar adına ve sayın genel başkanlarımız ayrı ayrı süreçle ilgili siyasi muhataplarını bilgilendirdiler. Hem Gelecek, Saadet grubunun lağvedilmesi, Yeni Yol grubunun ortaya çıkması sürecinde gün ve gün bilgilendirildik. Şimdi biz de Cumhurbaşkanı adayımızı belirlerken, bir siyasi partinin genel başkanı doğal adaydır. Sayın Babacan, Yeniden Refah Partisi’nde Sayın Erbakan bunları ifade ettiler. Ama ben kendim aday olmadığım için, yerime bir aday belirlenirken bir süreç tarif ediyoruz. Bu süreç hakkında da bilgilendirme imkanı bulduk. Ama ziyaretimizin özü, hayırlısı olsun ziyaretidir. Ama bunun dışında da sürekli iletişim halinde olmak, daha sık bir araya gelmek ve gitmek noktasında da hemfikiriz zaten. Biz geçen seçimde, adayı çok geç belirlerken hata yaptık. Ama sürekli ittifak konuşarak çok erkenden de hata yaptık. İttifak meselesi bazen siyasi partileri -kendi kanaatimi ifade ediyorum- kendi özgün, bağımsız yapılarını milletimize arz etme noktasında ittifak yapan partiler çok erkenden bu ittifakı konuşmaya başladıklarında sıkıntı çekebiliyorlar. İttifak ihtiyaç olursa günü geldiğinde bunlar mutlaka değerlendirilir. Şimdi yürüyen süreç Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi Cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecidir. Buradan ‘Toplumsal muhalefetin adayını biz belirliyoruz, böyle olacaktır’ falan gibi bir yaklaşımımız da yok.”
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “CHP’li belediye başkanları kendi aralarında çatışıyorlar, biz işimize bakıyoruz” şeklindeki sözleri hakkında da şunları söyledi:
“Olması gerekeni söylemiş ama yapması gerekeni söylememiş. Böyle yapmıyorlar. Bugün Akın Gürlek’i İstanbul’a ben atamadım. Akın Gürlek İstanbul’da çok mahkeme değiştirerek ve özellikle belki dünya yargı tarihinin en mobilize hakimi olarak adaleti katletti, katletti, katletti. Sonra da ödülünü aldı. Siyasi bir makam olarak Erdoğan’ın nitelendirdiği bakan yardımcılığı görevine geldi. ‘Eskiden bakanlar siyasi, müsteşarlar teknikti. Şimdi bakanlar teknik, yardımcıları siyasi’ diyen ben değilim. Eğer bir hakim ya da savcı siyasete atılmak için istifa ederse, görevine geri dönemez. Ama kanun yazılırken bakan yardımcılığı yok diye şimdi bundan istifade ederek, siyasi görevle İstanbul’a başsavcı olarak yolladı. Şimdi o başsavcı gitti. Gidene kadar bir şey yokken, gittikten beri kimseye huzur yok. En son bak TÜSİAD’dayız şimdi. Ama ondan öncesi Gençlik Kolları Genel Başkanım, Büyükşehir Belediye Başkanım iki kere, ilçe belediye başkanlarım, ikisi içeride. Sanatçılar. 78 yaşında bir akademisyen. Bir gazeteci, Halk TV. Suat Toktaş. Bitmiyor, bitmiyor. Sayısız saldırı altında bütün muhalefet. En son TÜSİAD'a geldi. Yarın herhangi bir dernek açıklama yapsa biliyor ki TÜSİAD’ın başına gelen, misliyle benim de başıma gelecek. İstanbul’u sindirmeye, susturmaya çalışan bir siyasi operasyon, Türkiye’ye korku salan bir siyasi operasyon gerçekleşiyor. Bir partinin Genel Başkanı, Antalya’da işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı, ya kendi ikametinin olduğu yerde ya o şehirde olur. İstanbul’dan, Ankara’dan gözaltına alıp getiriliyor, olacak iş değil. Sonra da bu iddia terk edilip, Kayseri’de işlediği iddia edilen bir suçtan tutuklanıyor. Sayın Ümit Özdağ. Bunların hepsi bir yerde yapılıyor. Erdoğan’ın siyasi rakipleri tek tek ayıklanıyor. Yargı darbesinin karşısında bugün Türkiye’de demokrasi. Ondan sonra tutmuş, ‘Benim alakam yok. Ben karışmam. Siyasi yasak benim işim değil’ ki kendisi siyasi yasak mağdurudur. Siyasi yasak mağduriyetini anlata anlata iktidara gelenler, bugün rakiplerine, yani neyle muhatap oldularsa mislini kendileri yapıyorlar. Gördükleri zulümden ders alıp bu ülkeyi demokratik bir ülke yapacaklar diye düşünürken, gördükleri zulmü unutmayıp kimselere bunu yapmazlar diye beklerken beterini yapıyor. Olacak işler yapmıyorlar. En sonunda siyasi rakibi olan siyasi partileri kapatmaya da gelirlerse şaşırmam. Çünkü kendileri kapatma davası ile muhatap olmuşlardı. En sonunda görün, kimi tehlikeli görüyorsa kapatacak. Bu noktaya getirmeye çalışıyor bu işi. Biz de buna teslim olmamak için çok özel bir sürecin içindeyiz. Bundan sonra da Sayın Erdoğan, hem erken seçim talebini he bu erken seçimin bütün gereklerini görmeye devam edeceğiz. Biz o saldırdığında bunu siyaseten bir savaş ilanı kabul ettiğimizi görmüştüm. Bize savaş ilan etti Erdoğan, şimdi de savaşıyor bizimle. Biz de siyaseten yapmamız gereken neyse bütün gücümüzle, bütün gayretimizle, bütün kudretimizle bunu yapmak durumundayız. Ama şunu ifade edeyim son söz olarak. Onun gündemi buraya sıkıştırmasına karşı erken seçimin gündemi; bu ülke nasıl zenginleşecek, bu insanların karnı nasıl doyacak. bu açlık ve sefalet nasıl bitecek. Emekliye zam nasıl verilecek. Asgari ücret nerelere gelecek. Gümbür gümbür bunları konuşmaya geliyoruz. Sanmasın ki onun yargı tacizini konuşmaya devam edeceğiz. Onun gereğini yapacağız. Yolumuza çıkacağız, önümüze bakacağız. Hodri meydan. Ne yapıyorsa yapsın. Yapacağı bir şey daha kaldı, onun da zaten meydanı kendisine çoktan okundu. Derdi kimleyse gelsin. Orayla değil partimleyse ben de buradayım. O yüzden Sayın Erdoğan öyle bir tur attı ve geldi, ‘Bu ülkede her şey yolunda.’ Hiç yolunda değil. Berbat ettin gittin. Üç günde de düzeltemedik daha. Çok teşekkür ediyorum arkadaşlar sağ olun.”
Öykü Karayel, Burak Deniz ve Osman Sonant, Umami filmini anlattı |
Günün öne çıkan haberleri...TIKLAYIN - DEM Parti “barış ve demokratik çözüm” koşullarını açıkladı TIKLAYIN - Mehmet Y. Yılmaz | CHP’nin Yavaş’ı yok sayma lüksü yok TIKLAYIN - TÜSİAD’ın sistem ve iktidar eleştirileri gazete manşetlerinde! TIKLAYIN - Yenidoğan Çetesi davası sanığı doktor İlker Gönen intihardan vazgeçip butona basmış TIKLAYIN - Meteoroloji'den sarı kodlu alarm: İstanbul'da kar yağışı devam edecek mi? TIKLAYIN - TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras hakkında soruşturma! |
© Tüm hakları saklıdır.