CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "AKP’nin millet iradesiyle derdi olduğu ortada. Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ı görevden alıp yerine kayyım atanması, Van halkının seçme hakkına ihanettir. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmayan belediye başkanlarını görevden almak da, Belediye Meclisi içinden seçim ile belediye başkanı seçmek yerine kayyım atamak da; millet iradesini gasp etmektir" açıklamasında bulundu.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Genel Başkan Özgür Özel Başkanlığı'nda gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Yücel, şu ifadeleri kullandı:
"Her gün memleketin dört bir köşesinden; içimizi sızlatan insan hikâyeleri duyuyoruz ve görüyoruz. Her biri birbirinden dokunaklı bu olaylar aslında ülkedeki ekonomik çöküşün en net göstergesi. Geçim sıkıntısı her geçen gün daha da can yakıcı hale geliyor ama AKP, ısrarla üç maymunu oynuyor. Vatandaşı umursamıyor, halktan kopmuş, kibrinden yanına yanaşılmaz olmuş, işi gücü Cumhuriyet Halk Partisi. CHP’li belediyeleri ve belediye başkanlarını yakın markaja aldıkları zaten malum.
Jet hızıyla başlatılan soruşturmalar, gözaltılar ve tutuklamalarla belediye başkanlarımızı itibarsızlaştırma çabaları işe yaramayınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Turbun büyüğü heybede' diyerek açıkça Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarını tehdit etmekte hiç ama hiç sakınca görmedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na daha kürsüden inmeden başlatılan jet soruşturmadan sonra, iddianamenin de jet hızıyla hazırlanmasına elbette şaşırmadık.
Hiçbir suç unsuru bulunmayan o konuşmadan, suç çıkarmak ancak ve ancak acizlerin ve korkakların yapacağı bir iştir. Buradan Sayın Erdoğan’a ve AK Parti yönetimine sesleniyorum; ne içi boş siyasi soruşturmalarla, ne mesnetsiz davalarla, ne de hukuksuz yargı süreçleriyle gidişinizi engelleyebilirsiniz"
"Sizin anlamadığınız o kent uzlaşısı içinde Türkiye'nin tüm demokratları var"
Kartal ve Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı ve diğer ilçelerden 7 belediye meclis üyesinin tutuklandığını anımsatan Yücel, şunları söyledi:
"Yerel seçimlerde aday olmalarında hiçbir yasal engel bulunmayan, adliyeden aldıkları temiz kağıdıyla adaylaşan, seçilen, YSK tarafından kendilerine mazbataları verilen bu kişiler hiçbir suça karışmamış olmalarına rağmen tutuklandılar. Tek hedefi kendi siyasi geleceğini sürdürmek olan AKP kent uzlaşısını da terörle bağlantıladı.
Sizin anlamadığınız o kent uzlaşısı içinde Türkiye'nin tüm demokratları var. Geçmişte Demokrat Partide, DEM Partide, MHP'de hatta AKP'de siyaset yapmış isimler var. Hepsi ülkemizin geleceğini düşünerek sorumluluk almak istemiş ve CHP listelerinde yer almışlar. Seçime girerken adli makamlardan temiz kâğıdı almışlar, yarışıp kazandıktan sonra seçim kurullarından mazbatalarını alıp görevlerini yapmaya başlamışlar. Yani bu kişiler aslında adli makamların, seçim kurullarının yani devletin onayladığı kişiler ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin istikrarlı yükselişi iktidarı rahatsız edinceye kadar"
"Millet iradesini gasp etmektir"
Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan'ın görevden alınmasını da eleştiren Yücel, "AKP’nin millet iradesiyle derdi olduğu ortada. Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ı görevden alıp yerine kayyım atanması, Van halkının seçme hakkına ihanettir. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmayan belediye başkanlarını görevden almak da, belediye meclisi içinden seçim ile belediye başkanı seçmek yerine kayyım atamak da; millet iradesini gasp etmektir" dedi.
"TÜSİAD olmayan bir şeyi söylemedi, olanı özetledi"
Yücel, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin olarak şu cümleleri kullandı:
"TÜSİAD olmayan bir şeyi söylemedi, olanı özetledi. Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, yerlerine kayyım atanması, gazetecilerin tutuklanması, gözaltına alınması, ihraç edilen teğmenler, Kartalkaya yangını, İliç madeninde toprak kayması ve depremler.
TÜSAİD 13 Şubat'taki genel kurulunda, ekonomi başta olmak üzere güncel politikaları eleştirdi. TÜSİAD’ın bahsettiği şeyler bu ülkede yaşandı. Demokratik toplumların olmazsa olmazı, bir sivil toplum kuruluşu olarak TÜSİAD bu ülkede yaşanan anti demokratik uygulamaları, hukuksuzlukları, ekonomiyi olumsuz etkileyen süreçleri dile getirince TÜSİAD siyasete mi karışmış oluyor? Suç mu işlemiş oluyor? AKP sözcüsünün dediği gibi sicili kötü olan TÜSİAD değil, hukuk düzenini kendi siyasi çıkarlarına göre dizayn eden, yandaş olmayan herkesi yargı sopasıyla terbiye etmeye çalışan AKP’dir.
'Padişahım çok yaşa' demeyen herkesi; hedef yapanlara sesleniyoruz, hukukun üstünlüğünü yok sayan, yargıyı siyasallaştıran, bir güç sarhoşluğu içerisinde halktan kopan ve üstten bakan sizlersiniz. Siyasilere, seçilmişlere, gazetecilere, sendikalara ve sivil toplum kuruluşlarına parmak salladığınız, hukuksuz soruşturmalar açtırdığınız dönem de bitecek" (DHA)
