CHP, Kültür Varlıklarını Araştırma Komisyonu’nda Tarsus’ta olağanüstü güvenlik önlemleriyle sürdürülen ve bir yıl sonra apar topar kapatılan 'gizemli kazı'yı gündeme getirdi. Kazı alanına alınmadıklarını hatırlatan CHP milletvekillerinin eleştirileri üzerine AKP, “ Herkes elini kolunu sallayarak giremez” tepkisini gösterdi.
TBMM Kültür Varlıklarını Araştırma Komisyonu’nun son toplantısında, CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, Tarsus’ta yaklaşık bir yıl önce başlatılan ve polis eşliğinde yürütülen gizemli kazıyı gündeme getirdi. Milletvekillerinin kazı alanına alınmadığı ve kazına dikkat çeken Kuyucuoğlu’na AKP’li Komisyon Başkanı Mustafa İsen, “Ama kazı yerine de herkes elini kolunu sallayarak giremez Serdal Bey yani” diye müdahale etti. İsen, Kuyucuoğlu’nun, “İçeriye girip şöyle bir bakacaktır yani. Hatta 'Orayı korumaya gelenler Ankara’dan geldi' dediler” sözlerine “Bunların hepsi şehir efsanesi” diye yanıt verdi.
AKP Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, kazının CHP’li vekil tarafından gizemli hale getirildiğini ve her şeyin bir sınırı olduğunu söyleyerek, “Arkeolog değilim ki ne işim var kazı alanında benim ya” şeklinde konuştu.
Kuyucuoğlu, T24’ün "Komisyon Tarsus kazısıyla ilgili bir inceleme yapacak mı?" sorusuna, “Öyle bir karar alınmadı” yanıtını verdi.
TBMM Kültür Varlıklarını Araştırma Komisyonu'nda (Yurtdışına Kaçırılan Kültür Varlıklarımızın Belirlenerek İadelerinin Sağlanması ve Mevcut Kültür Varlıklarımızın Korunması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Maksadıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu) Tarsus kazısıyla ilgili tartışmalar şöyle:
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Yani burada bizim milletvekili arkadaş da gitti iki defa, gazetelerde de çıktı, ben de uğradım. Ben kaymakamdan bilgi aldım, bana bir açıklama getiremedi kaymakam. Müzeler genel müdürünü de telefonla aradım, onun da söylediği şu: “Önceden bir kısım kazılar yapılmış orada, sonra yine yapılıyor, işte 14 metreye kadar indik.” Ne çıktı? İşte “Çıkan şeyleri ilgililere verdik –üniversitelere değerlendiriyorlar.” Yani çok böyle inandırıcı, doyurucu bir cevap değil.
Başkan – Burayı karşılıklı olarak biraz sizin arkadaşınızın, biraz yöneticilerin net cevap vermemesi olayı bir gizeme büründürdü.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Biz burada zaten bu işler için toplanmışız, bir bilgimiz olsun, nedir yani devlet yaptığı işi gizlemez, bu gizli olacak bir şey değildir. Yani devletin kontrolünde yapılıyorsa şimdi bu kadar spekülasyona, basına çıkmasına bile lüzum yok. Orada ciddi bir açıklama yapılsa “Devlet kazıyor, buradan çıkanlar da zaten işte teşhir edilecek veya şunlar çıktı.” diye. Ama şimdi bugüne kadar ne bilgi aldık, bir bilgi var mı?
Başkan – Söylediler, bu resmî açıklamada 3 veya 4 tane nesne çıktığına dair isimlerini de zikrederek , o bilgiyi arkadaşlar…
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Nesne nedir, nesne her şey olabilir?
Başkan – Bir şey söylediler. Ben “nesne” diyorum, onlar “nesne” demediler yani tam tanımını yapamadığım için şimdi- ama yanlış hatırlamıyorsam üç tane… Bakanlığın o açıklamasını bize bulun ve gönderin.
Gürsel Erol (Tunceli) – Yazılı isteyelim Başkanım, yazılı talep edelim.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Yok, hemen alınabilir yapılmışsa açıklama bellidir zaten.
Başkan – Basında da vardır yani belki internette bile var yani girsek çıkarırız oradan.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Burada şöyle bir şey var raporda,yazıda diyor ki: “Bir adet bronz sikke, kırık sütun parçaları…”
Başkan – Tamam, ben onu okumuştum, bu.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Bu mu? “…etütlük durumda seramik parçaları haricinde envanterlik nitelikte taşınır, taşınmaz kültür varlığına rastlanmamış olması.”
Başkan – Evet, bu, “resmî açıklama” dediğim bu.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Yani burada “Bir şey çıkmadı.” Gibi biraz şey ediliyor ama niye bu kadar gizlilik içinde yaptılar onu biz çözemedik. Kimse girmeyecek, yaklaşmayacak…
Gürsel Erol (Tunceli) – Ya çıkarsa diye yapmışlardır.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Yani milletvekili de girmiyor, ilgililer de girmiyor.
Nihat Öztürk (Muğla) – O gizemi biraz sizin vekiliniz kattı.
Başkan – Aynen, bence ondan oldu.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Yok yok yani…
Nihat Öztürk (Muğla) – Biraz oraya gizem kattı.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Ama şimdi, oraya kimseyi sokmazsanız, polis…
Başkan – Ama kazı yerine de herkes elini kolunu sallayarak giremez Serdal Bey yani.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – İçeriye girip şey etmeyecek ki şöyle bir bakacaktır yani. Ama başka kimseyi sokmadılar, sürekli emniyet… Ve söylendiğine göre kimseyi sokmadılar, hatta “Orayı korumaya gelenler Ankara’dan geldi.” dediler. Yani bunlar Ankara ekibi falan gibi bir şeyler…
Başkan – Bunların hepsi şehir efsanesi.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Olabilir, olmayabilir, onu bilemem. Yani ciddi bir açıklama yapılsaydı bu kadar gizemli hâle gelmezdi, bu kadar da üzerine gidilmezdi.
Başkan – Peki, gerekirse açıklama isteyelim.
Nihat Öztürk (Muğla) – Bizim Milas’ta var bu şekilde kazılar şu an ve kimse… Ben de gideyim, orada iki açıklama yapayım, ertesi gün bütün gazetelerde.
Başkan – Tabii, otur oraya, kesinlikle…
Nihat Öztürk (Muğla) – Ertesi gün bir daha gideyim, ertesi gün yine basında. Yani biraz…
Zülfikar İnönü Tümer (Adana) – Sizi sokmayabilirler mi o kazı alanına?
Nihat Öztürk (Muğla) – Benimne işim var kazının içerisinde ya?
Zülfikar İnönü Tümer (Adana) – Yani sokmayabilirler mi?
Nihat Öztürk (Muğla) – Sokmayabilirler tabii ki, ben Milletvekiliyim sonuç itibarıyla, kazıda benim… Yani her şeyin bir sınırı var.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Milletin Vekilisin ya.
Zülfikar İnönü Tümer (Adana) – Girmek istemezsiniz ayrı, “Giremezsiniz buraya.” diyebilirler mi?
Nihat Öztürk (Muğla) – Diyebilir, deme hakkı var tabii ki yani sonuçta ben Milletvekiliyim.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – “Milletvekiliyim.” diyorsun, Milletin Vekilisin yani…
Nihat Öztürk (Muğla) – Arkeolog değilim ki ne işim var kazı alanında benim ya?
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Şimdi, bir dakika, olur mu ne işim var?
Zülfikar İnönü Tümer (Adana) – İşiniz yok ayrı bir şey.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Vatandaş sana soracak, biz vatandaşa karşı sorumluyuz. Vatandaş bize soruyor, diyor ki: “Ne var kardeşim?”
Nihat Öztürk (Muğla) – Milletvekili olarak sizin her türlü rapora ulaşma şansınız var mı? Gizlilik içeren, Adalet Bakanlığının yürüttüğü, Emniyetin yürüttüğü… Yok ya böyle bir şey yok, bu tavır doğru bir tavır değil ama.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Devlet açısından gizlilik gerektirmiyorsa olması lazım.
Nihat Öztürk (Muğla) – Hayır ya benim ne işim var?
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Ya kültürel varlıklar gizli bir şey değildir, değil mi?
Nihat Öztürk (Muğla) – Bakın, devletin yaptığı orada bir kazı var ve kazının içerisindeki detayı ben de bilmiyorum.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Hazine çıksa gene devletin.
Nihat Öztürk (Muğla) – Ne olacak yani ne bekliyoruz başka?
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Yani niye? Gizlilik olacak ne var? Gizli olan, askerî şeyler olur, tırlar olur, dış ilişkilerde olabilir gizlilik ama böyle bir şeyde olmaz. Gizli olacak bir şey yok.
Nihat Öztürk (Muğla) – Onu kazı başkanına sormak lazım.
Başkan – Arkadaşlar, şimdi, iyi niyetle bunlar çözülebilir ama kazı başkanı da isterse oraya herkesi sormayabilir yani kazı başkanının da orada bir sorumluluğu var.
Zülfikar İnönü Tümer (Adana) – Kazı başkanı kim Sayın Başkanım?
Başkan – Bilmiyorum kazı başkanını.
Zülfikar İnönü Tümer (Adana) – Yani yok öyle bir şey de o yüzden soruyorum.
Başkan – Müze kazısı benim bildiğim kadarıyla.
Zülfikar İnönü Tümer (Adana) – Müze denetçisi varmış sadece, müzeye sordum. Diyor ki: “Sadece buraya denetçi istediler, o kadar.” Bir müze kazısı değil yani.
Başkan – Yok, o kazıyı…
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Kim yapıyor o kazıyı?
Başkan – O kazıyı Bakanlık yapıyor.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Hayır, biz yapmıyoruz, biz denetçi…
Başkan – Veya o zaman define için izin almış birileri yapıyordur. Denetçi verdiğine göre izin almış demek ki.
Gürsel Erol (Tunceli) – İyi de efendim, bu sorunun aslında muhatabı siz değilsiniz. Yani burada bir sorun varsa aslında arkadaşlarımızın bu taleplerini yazılı hâlde Bakanlıktan talep edelim, gelsin yani aydınlatıcı bilgi olsun.
Başkan – Soralım.
Gürsel Erol (Tunceli) – Tabii tabii, gerek yok yani.
Başkan – Tamam, soralım.
Nihat Öztürk (Muğla) – Devletin resmî polisinin koruduğu bir yerde…
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Kim yapıyor, bilmiyoruz biz.
Nihat Öztürk (Muğla) – Devletin resmî polisi var, sonuçta devletin bilgisi var.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Tamam, siz öğrenin, bize de söyleyin, biz de öğrenelim.
Nihat Öztürk (Muğla) – Merak etmiyorum ki.
Gürsel Erol (Tunceli) – Arkadaşlar, bizim bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir sorumuz var, sizin de bilgi eksikliğinden kaynaklı cevap vermeme gibi bir durumunuz var. Bunu resmî bir şekilde soralım, öğrenelim ya tartışmaya gerek yok. Yani siz de taraf değilsiniz bu işte, biz de taraf değiliz; ortada bir sorun var, öğrenelim.
Serdal Kuyucuoğlu (Mersin) – Şimdi, bu başka bir şey. Ayrıca bir şey söyleyeyim: Siz Muğla Milletvekilisiniz, ben Mersin Milletvekiliyim, Tarsusluyum ayrıca, bu kazı da Tarsus’ta oluyor yani benim de bir şeyler bilmem lazım. Sizi belki çok ilgilendirmeyebilir, siz Muğla’dasınız, Muğla’da olsa belki çok daha fazla ilgilenirdiniz. Yani benim bilmem lazım o zaman, hiçbir bilgim yok. Yani ben Aytuğ Bey gibi gidip açıklama da yapmadım ama en azından şurada diyorum ki: “Benim bilgim olsun.” Hakkım o da değil mi?