Hülya Karabağlı /ANKARA
Eski AİHM Yargıcı ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, AİHM kararının bu şekliyle kesinleşmesi durumunda Abdullah Öcalan’ın cezasının değişebileceğini söyledi. Türmen, “AİHM kararı bu şekliyle kesinleştiği takdirde, Türkiye'nin yükümlülüğü kendi yasalarını AİHM içtihatlarına uygun bir şekilde değiştirmek ve ihlale yol açan nedeni ortadan kaldırmak olacaktır. Bu değişikliğin anlamı ağırlaştırılmış müebbet yaptırımının kaldırılması, müebbet hapis yaptırımına dönüştürülmesidir” dedi.
Öcalan’ın, açtığı davaya üzerine AİHM’den çıkan karar tartışılıyor. ‘Şartlı tahliye’ yolunun açıldığı yorumları dikkat çekiyor. CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, T24’ün kararla ilgili sorularını yanıtladı.
AİHM'in Öcalan'la ilgili kararları ne anlama geliyor, AİHM hangi konuda şikayeti yerinde buluyor?
AİHM, Öcalan kararında, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemler ile ilgili olan 3. maddesinden iki tane önemli ihlal kararı vermiştir. Öncelikle başvurucunun hapishane koşullarına ilişkin şikâyetini inceleyen AİHM, 17 Kasım 2009 tarihinden önceki dönemde Sözleşme'nin 3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu tarihten sonra Mahkeme, yapılan iyileştirmelerin sonucunda, hapishane koşullarının Avrupa Konseyi standartlarında olduğunu kabul etmiş ve 17 Kasım 2009 tarihinden sonraki süre için 3. Maddeden bir ihlal kararı vermemiştir.
Bir başka şikâyet konusu Öcalan'ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile ilgiliydi. Ağırlaştırılırmış müebbet hapis cezası bilindiği gibi idam cezası kalktıktan sonra onun yerine geçen bir yaptırımdır ve bu yaptırım hükümlünün yaşamı boyunca sürer, hiçbir şekilde azaltılamaz, koşulları değiştirilemez.
AİHM böyle süresi belli olmayan, hükümlü yaşadıkça daha artan, hiçbir şekilde hükümlünün cezasının yeniden gözden geçirilip indirim yapılmasına olanak vermeyen, hükümlüyü rehabilitasyona teşvik eden şartları ortadan kaldıran böyle mutlak bir cezanın Sözleşme'nin 3. maddesine uygun olmadığına karar vermiştir. Zaten AIHM, bu konuda 2013 yılında Vinter/İngiltere kararıyla ömür boyu sürecek böyle bir müebbet hapis cezasının Sözleşme 'ye aykırı olduğunu hükme bağlamıştır.
Öcalan'a şartlı tahliye yolu mu açılıyor?
Şartlı tahliye yolunun açılması doğru bir yorum değildir. AİHM kararı bu şekliyle kesinleştiği takdirde, Türkiye'nin yükümlülüğü kendi yasalarını AİHM içtihatlarına uygun bir şekilde değiştirmek ve ihlale yol açan nedeni ortadan kaldırmak olacaktır. Bu bağlamada, bu değişikliğin anlamı ağırlaştırılmış müebbet yaptırımının kaldırılması v, müebbet hapis yaptırımına dönüştürülmesidir.
Müebbet hapis rejiminde koşullu salıverme olanağı bulunmaktadır. Bu değişiklik gerçekleşirse ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm olan hükümlüler müebbet hapis rejimine tabi olacaktır.
Bundan sonra ne olacak?
Bu karardan da anlaşıldığı gibi artık Avrupa'da böyle ömür boyu süren, hiçbir şekilde gözden geçirilmeyen, hiçbir şekilde hafifletilmeyen ağır müebbet hapis rejimi insan haklarının bir ihlali olarak kabul edilmektedir. Türkiye'nin de bu genel eğilime ayak uydurması gerekmektedir çünkü Türkiye AİHM Avrupa'da yarattığı ortak hukuk alanının içindedir.
Ne olmuştu?
Öcalan, avukatları aracılığıyla 2003 yılında açtığı davada, tutukluluk koşullarının “insanlık dışı” olduğunu savunmuş ve bu durumun AİHS’nin işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3’üncü maddesine aykırı olduğu tezini ileri sürmüştü. Öcalan, İmralı’da kendisine uygulandığını söylediği “sosyal izolasyonun” da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5 (özgürlük ve güvenlik hakkı), 6 (adil yargılanma), 8 (özel hayatın ve aile hayatının korunması), 13 (etkili başvuru hakkı) ve 14’üncü (ayrımcılık yasağı) maddelerine aykırı olduğunu savunmuştu.