Türkiye’nin en saygın, üretken ve etkili gazetecilerinden, ekonomi, kamu ihaleleri, yolsuzluk, finans, kamu bütçesi, şeffaflık, hukuk alanlarında odaklanan çalışmaları ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda ödüle değer görülen Çiğdem Toker’in devasa kamu zararlarına ışık tuttuğu “Milletin Cebinden” kitabı okuyucuyla buluştu.
İçeriği "gizli" tutulan KÖİ sözleşmelerinin milletin cebinden çıkacak tutarın 81.2 milyar dolar olduğunun altını çizen Toker, ”Kamu-Özel işbirliği modeli ile Sağlık Bakanlığı’nın yaptırdığı başlangıcı yıllar öncesine giden bir konu bu. Toplam 18 şehir hastanesi. 14’ü hizmete açıldı. 4’ünün henüz yapımı tamamlanmadı. Aslında 34 tane planlanıyordu. Ama bu yükün ne kadar büyük, ne kadar döndürülemez ve yönetilemez olduğunu iktidar ödemeler başlayınca gördü 3-4 yıl öncesinde. Ve 2019 sonunda frene bastı.
Başkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Uğur Emek hocanın hesabına göre şehir hastanelerinin kamuya, bizlere yükü 81,2 milyar dolar. Ve 2040’lı yıllara kadar bunun ödemesi sürecek. Bu şehir hastanelerine para sağlayan, finansman sağlayan bankalar, müteahhitler bu paraları Sağlık Bakanlığı’ndan tahsil edeceklerini biliyorlar. Çünkü açıklanmayan, gizli sözleşmelerde var bunlar. Sağlık Bakanlığı bunların her birine ayrı ayrı kiracı. Her birine sağlık bakanlığı her ay kullanım bedeli altında çok büyük ödemeler yapıyor." ifadesini kullandı.
"Milletin Cebinden" kitabı için şu değerlendirmeler paylaşıldı:
Usta gazeteci Çiğdem Toker, sağlıkta özelleştirmenin Truva Atı olarak adlandırılan şehir hastanelerinden “ticari sır” gerekçesiyle açıklanmayan ve küresel sermayeye aktarılan kamu kaynaklarını, ihaleleri ve konuya ilişkin belgeleri yakından izleyerek, gizlenen bilgilerin önemli bir bölümünü açığa çıkartıyor. (…) Prof. Dr. Kayıhan Pala
"Çiğdem Toker şehir hastanelerinin sağlık hizmetlerine, hastalara ve kamu finansmanına olan etkilerini inceliyor. Kitapta daha önce yazdığı gazete yazılarının yanı sıra kapsamlı bir değerlendirme de yapıyor. (…) Toker gazeteci ve hukukçu kimliğiyle konuyu ayrıntılı biçimde irdelemekte ve okuyucuya da yalın biçimde aktarmaktadır. Toker, şehir hastaneleri gibi çetrefilli bir konuyu “tekrar tekrar anlatma ihtiyacının, büyük oranda gazeteciliğin kuşatma altında oluşuyla ilgili” olduğunu söylüyor ve şehir hastanelerinin neden olduğu tahribatın anlaşılmasına katkı sağlıyor." Prof. Dr. Uğur Emek