1994 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından 1 TL’ye çalışanlara, yöre halkına satılan Karabük Demir Çelik Sanayii'nin (Kardemir) 11 yönetim kurulu üyeliğinin 9'u, Ankara tarafından belirlendi.
Cumhuriyet gazetesinde Jale Özgentürk'ün kaleme aldığı analiz yazısında son olarak eski Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un yönetim kurulu üyeliğine atandığı Kardemir'in yönetim kurulu üyelerinin çoğunun AKP tarafından belirtlendiğine dikkat çekti.
Özgentürk, Kardemir'in eski başbakanlardan Çiller'in 1 TL'ye çalışanlara ve bölge halkına sattığını hatırlatarak, "Tazminatlarından, maaşlarından vazgeçen çalışanların, birikimlerini yatıran vatandaşların katkısı ile 12 binden fazla ortaklı halka açık bir AŞ’ye dönüşüyor. Ancak çok ortaklı bir yapı olduğu için hisselerin çoğunluğunu ele geçiren iki aile yönetimde söz sahibi oluyor. Bir süredir de aileler arasında sıkıntılar yaşanıyordu. AKP hükümeti de bu tartışmalara son vermek bahanesiyle yönetim kurulu için devreye girdi. 11 yönetim kurulu üyeliğinin 9’u Ankara’dan belirlendi. Enerji Bakan Yardımcısı Alpaslan Bayraktar, yönetim kurulu başkanı oldu" dedi.
Özgentürk, CHP milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın Selçuk'un aylık 39 bin lira alacağı iddiasını da hatırlatarak, "Karabük’te Selçuk’un atanmasına ilişkin açık bir tepki yok. Hatta şirketin geleceği açısından alkışla karşılanıyor" dedi.
Özgentürk, şöyle devam etti:
"CHP İl Başkanı Abdullah Çakır ise bölgede sessiz bir tepki olduğunu söylüyor ve “Karabük insanı ne zaman değerlendirilecek doğrusu merak ediyoruz?” diyor. Çakır, şunları ekliyor:
'En son olarak Kardemir AŞ Yönetim Kurulu üyeliğine eski Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk atandı. Şaşırdık mı? Hayır. Üzüldük mü? Evet. Karabük, demir çeliğin başkentidir ve bu kentin yetiştirdiği, sistemi bilen, sektörü bilen onlarca insanımız varken, sadece KARDEMİR’İN arpalık olarak görülmesi bizleri gerçekten üzmektedir.'
Kardemir, 4 bin 500 kişinin çalıştığı, on binlerce küçük yatırımcının bulunduğu bir şirket. Karabük için bir beka sorunu olarak tanımlanıyor. Şirketin 'arpalık” gibi atamalarla yıpratılması ne kadar doğru?"