Singapur Ulusal Üniversitesi'nin sosyoloji bölümünden Dr. Mu Zheng, "Bu, düğün piyasası için sorun teşkil ediyor, özellikle de daha az sosyoekonomik kaynağa sahip erkekler için" diyor.
Uzmanlar, nüfus kontrol politikası gevşerken ailelere destek verilmemesinin, örneğin eğitim için parasal yardım ya da çocuk bakımı imkanı gibi, bunun diğer bir nedeni olduğunu söylüyor.
Dr. Mu, bu tür korkuların, kariyer hedeflerini azaltabileceğini düşündüklerinde kadınların çocuk sahibi olmak istememelerine yol açabileceğini söylüyor.
Çin sosyal medyasında konu gündemde. "Genç nesil neden çocuk sahibi olmak istemiyor?" etiketiyle bu konu, mikro blog platformu Weibo'da 440 milyondan fazla okundu.
Bir kişi, "Gerçek şu ki, kadınlar için dışarıda pek fazla iyi iş yok ve iyi işleri olan kadınlar onları korumak için ne gerekiyorsa yapmak isteyeceklerdir. Bu durumda kim çocuk sahibi olmaya cesaret edebilir?" diye soruyor.
Bazı şehirlerde son yıllarda kadınlara standart 98 günün ötesinde doğum izni başvurusu yapma seçeneği sunulsa da, insanlar bunun sadece işyerindeki cinsiyet ayrımcılığını artırdığını söylüyor.
Mart ayında, Chongqing'de işe başvuran bir kadın, iş verenler tarafından hamile kalır kalmaz işten ayrılacağını garanti etmeye zorlandı.
Durumu tersine çevirmek için çok mu geç?
Ülkede yakın gelecekte doğum kısıtlamalarının tamamen kaldırılması bekleniyor. Reuters haber ajansına konuşan Çin kaynaklarına göre, bu 3-5 yıl içinde gerçekleşebilir.
Fakat Çin'e nüfus kontrol politikalarını derhal kaldırması çağrısı yapanlar da var.
Çin Merkez Bankası'ndaki araştırmacılar, internet sitelerinden yayımladıkları bir makalede, "Özgürleşme şimdi, hâlâ çocuk sahibi olmak isteyen ancak yapamayan bazı kişiler olduğunda gerçekleşmelidir" dedi ve ekledi:
"Kimse çocuk sahibi olmak istemediğinde onu özgürleştirmenin faydası yok ... tereddüt etmemeliyiz."
Ancak bazı uzmanlar, kent ile kırsalda yaşanlar arasındaki muazzam eşitsizliğe dikkat çekerek dikkatli bir şekilde adım atmak gerektiğine işaret ediyor.
Başkent Pekin ve Şanghay gibi pahalı şehirlerde yaşayan kadınlar doğum yapmayı ertelemek ya da onda tamamen kaçınmak isteseler de, kırsal kesimde yaşayanlar muhtemelen gelenekleri takip edecek ve büyük aileler isteyecekler.
Çin'de politikaların yapımında etkisi olan bir kaynak Reuters'e verdiği demeçte, "Politikayı serbest bırakırsak, kırsal kesimdeki insanlar doğum yapmaya şehirdekilerden daha istekli olabilir ve başka sorunlar oluşabilir" diyor ve bunun yoksulluğa ve kırsal kesimdeki aileler arasında yaygın işsizliğe yol açabileceğini söylüyor.
Her şeye uyan tek bir çözüm yok gibi görünüyor, ancak Xi'an Jiaotong Üniversitesi'nden demografi uzmanı Dr. Jiang Quanbao, Çin'in nüfus sorununu tersine çevirmesinin hâlâ mümkün olduğu konusunda iyimser.
Doğurganlık oranları düşerken, oranın "hâlâ esnek" olduğunu, bunun nedeninin de Çinlilerin evlenip çocuk sahibi olmasının toplumsal norm olduğunu söylüyor.
Örneğin, çocuk bakımı ve eğitimde aileleri desteklemek için daha fazla adım atılırsa, değişim umudu var ve "Çok geç değil."
Lili bile fikrini değiştirmeye ikna olabilir:
"Çocukların ihtiyaç duydukları kaynaklara erişmeleri daha az rekabetçi hale gelirse, kendimi zihinsel olarak daha hazır ve çocuk sahibi olma konusunda daha az stresli hissedebilirim. Annem bunu duymaktan çok mutlu olur."