Ekonomi

Çin menşeli otomobillere ek vergi: Sektörü nasıl etkiler, ikinci el piyasası canlanır mı?

Daha önce yalnızca elektrikli otomobiller için uygulanan yüzde 40 ek gümrük vergisi, artık Çin'den getirilen, tüm yakıt türlerindeki araçlar için geçerli olacak

10 Haziran 2024 07:00

İstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel, Çin'den ithal edilen bütün otomobillere yüzde 10'luk gümrük vergisine ek olarak getirilen yüzde 40'lık verginin otomobil fiyatlarını artıracağını belirtirken, Çin menşeli markaları Türkiye'de üretime teşvik edebileceğini, ikinci el piyasasında daha sonra bir artış yaratabileceğini dile getirdi.  

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Çin'den ithal edilen otomobillere yüzde 40 ilave vergi kararı alındı. Daha önce yalnızca elektrikli otomobiller için uygulanan yüzde 40'lık vergi, tüm yakıt tiplerindeki araçlar için de uygulanacak. Böylece 7 Temmuz 2024 itibarıyla, Çin’den ithal edilen her araç için yüzde 50 gümrük vergisi uygulanmaya başlanacak. 

Otomotiv sektöründe tartışma yaratan kararı değerlendiren İMAS Başkanı Hayrettin Ertemel, "Türkiye’nin Avrupa'daki en büyük otomotiv üretim alanlarından biri olması, Çin menşeli markaların Türkiye’de fazla talep görmesi gibi sebeplerle Türkiye’de üretim merkezi oluşturma düşüncelerinde teşvik edici etkisi olabilir. Kararın hemen ardından markaların Türkiye temsilciliklerinin yaptığı yatırım planlarına dair açıklamalar da bunu destekliyor" dedi. 

Alınan ek vergi kararının ithalat/ihracat dengesi açısından çok önemli olduğunu söylerken, "Özellikle son birkaç yıldır Çin menşeli markaların Türkiye otomotiv pazarına giriş yapmasıyla birlikte Türkiye-Çin arasındaki ithalat/ihracat dengesinde açık yıllık 40 milyar dolar seviyesine ulaşmıştı. Alınan bu kararda öncelikli maksat, oluşan bu ticaret açığını dengeleyici enstrümanları kullanmak" ifadesini kullandı. 

"Tüm markalarda, tüketici lehine oluşan fiyatların korunması önemli"  

Alınan ek vergi kararının kapsadığı otomobillerde fiyat artışları görüleceğini dile getiren Ertemel, bunun markalar tarafından istenilirse sübvanse edilebileceğini ifade etti: 

"Çin menşeli markalar çok kuvvetli sermaye ve planlama ile pazarlara giriş yapmış durumdalar. Hatta bazı markalar doğrudan Çin devletine ait. Dolayısıyla oluşacak fiyat farkını sübvanse etme olanağına sahipler. Bu noktada markaların fiyat avantajlarını korumak adına oluşan fiyat farklarının en azından bir kısmını sübvanse edeceği ve yine fiyat avantajını korumaya yönelik adımlar atacağı kanaatindeyiz. Bu süreçte oluşan fiyatlar, kullanıcıları diğer markalara yönlendirebilir ve Çin menşeli otomobil satış adetlerini negatif etkileyebilir.

Diğer önemli hususlardan bir tanesi ise sürecin devamına tüketici açısından da bakmak... Ticaret ve rekabet dengesinin korunmasının yanı sıra, Çinli markaların tüketici lehine yarattığı fiyat rekabetinin yine aynı denge ile gözetilmesi, bu sayede tüm markalarda tüketici lehine oluşan fiyatların korunması oldukça önemlidir. Bu noktada tüm STK temsilciliklerinin, üreticiden son kullanıcıya, otomotiv ticaret zincirindeki her halkaya yaratacağı etki düşünülerek referans sunmalarının oldukça önemli." 

"İkinci el piyasasında artış görebiliriz" 

Ertemel, hemen olmasa da ilerleyen dönemde ikinci el piyasasında hareketlenme yaşanacağını dile getirdi: 

"Çin menşeli otomobiller birkaç yıldır Türkiye piyasasında satışa sunuluyor. Dolayısıyla bu araçlarda yönelim hâlâ sıfır otomobilde... Henüz ikinci el alanında pazarı sınırlı bir seviyeye kadar ulaşmış durumda. Alınan kararın ilk etapta ikinci el fiyat veya satış adetlerine somut bir etkisi olmayacaktır. Ancak fiyatlar yükseldiği ve yeni fiyatların konumlanması halinde, özellikle talep gören markaların ikinci el olanlarında da bir miktar artış görebiliriz." 

"Markalar, Türkiye'de operasyonlarına devam eder"

Ertemel, Çinli yatırımcıların alacağı potansiyel pozisyona ilişkin olarak ise şu yorumu yaptı:

"Çin, tüm dünya otomotiv sektöründe büyük aktör olmak adına oldukça ciddi yatırımlar gerçekleştirdi. Hatta bazı Avrupalı ve ABD’li markaların Çin markaları ile ortaklık ya da iş birliği yaptığını da görüyoruz. Endüstriye dair büyük hedeflerle yatırım yapan Çin markaları için, özellikle Avrupa ve ABD’de dengeleri korumak adına birtakım ek vergi ya da benzer uygulamaların hayata geçirilmesi öngörülebilir bir durum. Dolayısıyla bu markaların geleceğine dair yapılan negatif yorumların aksine, özellikle ülkemizde yüksek talep gören markaların operasyonlarına devam edeceği kanaatindeyiz. Bu noktada henüz gelmeyen markalar ya da henüz Türkiye piyasasında satışa sunulmayan modellerde bazı değişiklikler olabilir. Ancak yüksek talep gören markaların satış ya da satış sonrası hizmetlerinde değişiklik olmayacağını düşünüyoruz." 

Son dönemde Çin markalarının Türkiye'ye ilgisinde belirgin bir artış gözleniyordu. Türkiye otomotiv pazarında Skywell, MG, Chery, Leapmotor, Seres, Maxus, Hongqi, DFSK, BYD ve NETA ile 10 Çin menşeli marka bulunuyordu. Bu listeye SWM ve Jaecoo markalarının da eklenmesiyle Çin menşeli marka sayısın 12'ye yükselmiş oldu.

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, Çin otomotiv firmalarının Türkiye'deki toplam satışları (otomobil ve hafif ticari) yılın ilk 4 ayında 29 bin 539'a, otomotiv pazarından aldıkları pay da yüzde 7,95'e ulaştı.

Çin markaları arasında DFSK ve Maxus'un ticari araç satışı da bulunuyor. Bu iki markanın hafif ticari satışları hariç tutularak sadece otomobil özelinde bakıldığında Çin markalarının satış sayısı 29 bin 241'e, pazar payı ise yüzde 9,91'e yükselmiş durumda.