Ünlü çizer Polat Nahabaş, Eskişehir’de Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde açılacak “Bir Saklı Çizer” adlı sergi ile anılacak. Karikatürcüler Derneği’nde uzun yıllar sayman olarak görev yapan Nahabaş, 2013 senesinde hayatını kaybetti.
Polat Nahabaş kimdir?
1936 tarihinde babası Dağıstan’lı Ali Bey’in görevi nedeniyle bulundukları Sivas’ta dünyaya gelen Polat Nahabaş; hayatı boyunca simit ve gazoz satıcılığından, meteoroloji memurluğuna, Kapalıçarşı kuyumcularında altın taşıyıcısı olmaktan, uzun süre çalıştığı Siemens firması muhasebeciliğine kadar çok çeşitli işlerde bulundu.
İlk çizgisi 1970 yılında Ustura dergisinin 22. sayısında yer aldı. Cumhuriyet Gazetesi’nde ekonomi üzerine çizimleri yayınlandı. 1975 yılında Yunus Nadi Ödülleri Karikatür Dalında özel ödüle değer görüldü. Polat, çizer arkadaşları Ahmet Aykanat ve Alper Uygur ile birlikte 1974 yılında “Bir iki üç olsun” adıyla çizgilerini sergiledi. Sergi broşüründe çizgi anlayışlarını şöyle açıklamışlardı;
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu sosyal ve politik ortamda, halktan yana bir silah olduğuna inandığımız karikatürün yeteri kadar etken kullanılmadığı kanısı, bizi bu sergiyi açmaya yöneltti. Amacımız yaptıklarımızı beğeniye sunmaktan öte, olanaklarının bizden fazla olduğunu bildiğimiz bir kısım karikatürcünün suskunluğuna eleştiri getirmektir.
27 Aralık 2013’de hayata veda eden Dağıstan kökenli Polat Nahabaş kırk yıllık dostum ve arkadaşımdı. Onun kaybından sonra, eşi Nur’un bana ilettiği iki dosya dolusu çizimi izlediğimde, bunların çoğunu bu yıllar içinde hiç görmediğimi fark etmiştim. O yüzden bugün onu saklı çizer olarak anmak çok yerinde oldu. Aynı anlamda “Saklı Çizgiler” adını da sergisine yakıştırdık. Şimdi düşünüyorum da Polat Nahabaş, ne ünle ilgilendi, ne de önde görünmekle, hatta bunlarla her zaman, inceden inceye hep dalgasını geçti.
T24 çizeri Tan Oral'ın, Karikatürcüler Derneği'nin en zor zamanlarında sayman olarak görev üstlendiğini söylediği Nahabaş için söyledikleri şöyle:
Karikatürcüler Derneği’nin en zor zamanlarında uzun yıllar sayman olarak görev üstlenmişti. Alçak gönüllü ve rint kişiliği ile çok sevilen ve sayılan bir çizerdi. Dünyanın saçma ciddiyetini gizli bir istihfafla alaya alır gibiydi. Dostluğu; hayatı rahatlatan özellikler taşırdı. Genç çizerleri ve albümlerini yakından izliyor, hem kendi gülerek hem de bize anlatıp, güldürerek keyfini çıkarıyordu.Son yıllarını eşi Nur’la, kitapları ve kedileri ile birlikte Yalova Güneyköy’deki evlerinin küçük bahçesi ile ilgilenerek ve çok kitap okuyarak geçiriyordu.
