Gündem

Çocuk istismarı ve taciz suçlamalarıyla gündeme gelen Ahmet Akın hakkında yeni iddia; “Kendi kullandığı antidepresandan çocuklara veriyor”

Akın hakkındaki iddialarla ilgili üniversitenin açtığı soruşturma devam ederken, başka çocuklar da yaşadıklarını anlatmaya başladı

07 Mart 2025 16:30

Güncelleme: 07 Mart 2025 16:56

“Dönüştürme terapisi” adı altında seanslar yaptığı ortaya çıkan, düzenlediği seanslara katılan çocukların taciz ve istismar iddialarında bulunması ve bazı çocukların bu iddiaları sosyal medyaya taşıması sonrasında görevinden alınan eski İstanbul Medeniyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Akın’la ilgili tartışmalar sürüyor. Üniversite yönetiminin başlattığı soruşturma devam ederken, başka çocuklar da yaşadıklarını anlatmaya başladı. Kendisi de daha önce Akın'dan terapi alan T.K., Akın’ın çocukların ailelerine ve çocuklara psikolojik baskıda bulunduğunu ve yanına gelen çocuklara kendi kullandığı antidepresan ilaçlardan verdiğini öne sürdü. Üniversite rektörlüğünün Akın’ın yürüttüğü seanslardan haberdar olduğunu ve kampüse giriş çıkışlarda sorun yaşamadıklarını belirten T.K., “Kimse üniversiteyle anlaşmadan o kadar çocukla kampüse giremez” dedi. 

Hakkındaki iddialarla ilgili olarak, T24’e “Ben buna terapi de demiyorum. Biliyorsunuz terapi psikolojik sorunlar için. Bu çocuklar raydan çıkmış. Allah'a şükür, hiçbir şekilde hiçbirine bir temasım, seksüel veyahut onları rahatsız edecek yaklaşımım olmadı” açıklamasını yapan Akın, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölüm Başkanlığı görevinden uzaklaştırılmıştı. Hakkında başlatılan idari soruşturma devam ederken, Akın hakkında farklı çocuklar da anlatımlarda bulundu. 

Haberde, mağdur çocuklardan yalnızca ikisine yer verildi. Yayımlanan ilk haberdeki iki çocuk ve bu haberdeki çocuklar ile toplamda 11 kişinin şikâyet metinleri T24’e ulaştı. Çocukların ilettiği videolardan birinde, Akın’ın çocuklara yakınlık gösterdiği ve sürekli küfrettiği görülüyor.

TIKLAYIN – 'Dönüştürme seansı'nda taciz ve istismar iddiası; çocuklar suçladı, Prof. Dr. Ahmet Akın reddetti: Bu çocuklar raydan çıkmış!

TIKLAYIN – T24 gündeme getirmişti: Hakkında çocuk istismarı ve taciz suçlamaları olan Prof. Dr. Ahmet Akın bölüm başkanlığı görevinden uzaklaştırıldı

T.K.: Cinsel birliktelikten bahsediyor ve çocukları korkutuyor

Akın’ın çocuklara sürekli temas ettiğini ve üniversite rektörlüğünün durumdan haberdar olduğunu iddia ederken, çocuklara antidepresan ilaçlar verildiğini de öne süren çocuklardan T.K.’nin açıklamaları şöyle:

“Yeni gelen çocuğu çözmeye çalışıyor. Trans, gey, dinsiz ne olduğunu anlamak için sürekli soru soruyor ve cinsel sorular aracılığıyla rencide etmeye çalışıyor. Yanındaki çocuklar bu ahlaksızlığa alışık olduğu için konuşmalarına pek takılmıyor. Eğer lezbiyen ise ‘Kendini parmaklat’ gibi kötü ifadeler kullanıyor. Cinsel birliktelikten bahsediyor ve çocukları korkutuyor. Özel sorular sorup duruyordu.

Çocukların özel bölgeleri hakkında yorum yapıyor, memeleri hakkında konuşuyor ve onlara dokunuyordu. Özellikle erkek olup hormon kullanan çocuklardan hiç çekinmiyor çünkü erkek çocuğun çıkmış memelerine dokunursa o kadar olay olmayacağını düşünüyordu. Açık giyinen insanlara ‘ahlaksız’ gibi söylemlerde bulunuyordu. ‘Her yerini açsaymış, özel bölgesi görünüyor, memelere bak’ gibi söylemlerde bulunuyor ve bunu çocukların yanında yapıyordu. Nerede açık, dar giyinen bir kadın görse gözlerini belertip dikkatlice bakıyor. Bunu trans ya da gey olduğunu düşündüğü insanlara da yapıyordu ki 'rencide olsunlar.'

“Ailelere, psikolojik hatta gerekirse fiziksel şiddet uygulamaları gerektiğini söylüyordu”

Çocukların düzelmesi için -sözde- onları bozan internetten uzak kalsınlar ve arkadaşlarıyla iletişim kurmasınlar diye akıllı telefonlarına el koyuyor. Bazılarının ailesinde duruyor ama genelde telefonları bir anda alıyor ve kendisi saklıyor. Telefonu vermezse bir daha gelemeyeceği gibi tehditlerde bulunuyor. Zaten ailesine de öğrendiği her şeyi anlattığı için çocuk zor durumda kalıyor ve ailesi de baskılıyor çocuğu.

Ailelerin çoğu Ahmet Akın’ın dediklerine inanıyor. ‘Çocuğum sapkın oldu, bu adamdan başka çare yok, ne olursa olsun o adamı görsün’ diye düşünüyor. Ahmet Akın, ailelere ağza alınmayacak cinsiyetçi laflar ediyor, hem arkalarından konuşarak çocuğu onlara karşı dolduruyor hem de kendilerine hakaretlerde bulunuyor. Çocuklara böyle olmalarının, anneleri ve babalarının yanlış tutumunun sonucunda olduğunu, onların hayatlarını ailelerinin mahvettiği fikrini aşılıyordu.

Çocuk onun istediklerini yaparsa ailesine hakkında iyi şeyler söylüyor, yapmazsa hakkında 'Eskort olacak, bundan hiçbir şey olmaz, sapkın, yoldan çıkmış' gibi ithamlarda bulunuyordu ki bu da çocuğun hayatını büyük zora sokuyordu. Çocuk gelmezse ailesine onun telefonunu almasını, istediği hiçbir şeyi yapmamasını, o yokmuş gibi davranmasını, psikolojik hatta gerekirse fiziksel şiddet uygulamaları gerektiğini söylüyordu. Katlanılacak bir durum olmadığı için bunu yaşayan çocuklar sorunu kendilerinde arıyor ve buna inanıyor, evden kaçmak gibi yöntemlere başvuruyordu.

“Fiziksel temasta bulunuyordu”

Çocuklara sürekli fiziksel temasta bulunuyor. Sürekli sarılıyor, omzuna dokunuyor, kolunu omzuna atıyor ve temasa alıştırıyor. Buranın belli bir sistemi var. Yeni gelen çocuğu genelde ona inanan dediği, her şeyi yapacak bir çocuğa veriyordu. Başka bir çocuğun yeni gelen çocuğu 'düzeltmesini' istiyor. O çocuk onunla bireysel olarak ilgileniyor ama uzaktan bir insan gibi değil. Arkadaşı oluyor ve onu kendine bağlıyor. Gelmezse konuşuyor, sebebini soruyor ve onu çok seven biri gibi davranıyor. Böylelikle çocuklarla bağının kopmamasını sağlıyor. 

“Onların iyiliğine çalıştığını savunuyor”

Zaten itiraz etseler, ona bir şey deseler de o kabul etmiyor. Her zaman, her şeyi kendisinin bildiğini söylüyor. Çocuklara yaptığı hiçbir kötülüğü kabullenmiyor. Onların iyiliğine çalıştığını savunuyor.

“Çocukların herkesle iletişimini kesiyor”

Oraya gelen çocuklardan telefonunu aldığında kimseyle görüşmemesini de istiyor çünkü dışarıdaki insanların durumun korkunçluğunu fark edeceğini biliyor. Anlatırlarsa ‘arkadaşlarının onları kandırmaya çalışacağını, kötü etkileyeceğini, oraya gidenler hariç herkesin sapkın ve güvenilmez insanlar olduğunu’ söylüyor. Herkesle iletişimi kesilen bu çocuklar tek arkadaşları da orada olunca buradan kopması daha zor oluyor.

“Üniversite rektörlüğünün haberi var”

Üniversite rektörlüğünün bu durumdan haberi var. İzin sözde verilmiyor ama gerekli tedbir de alınmış değil. Bölüm görevlisinin bunları yapmasını, en azından dışarıda yapmasını sağlayabilecek olmalarına rağmen sağlamıyorlar. Kimse üniversiteye anlaşılmadan o kadar çocukla giremez. O kadar çocuk hiçbir arabaya sığmaz. Herkesin haberi var ama ihmal ediliyor. Zaten bu insanlar güvenliğe Ahmet Akın’a geldiğini söyleyerek geçebiliyor. İsim bile istenmiyor. Ahmet Akın’a özel bir geçiş izni oluşturulmuş resmen. Üniversitenin güvenliği umursanmıyor. Ahmet Akın adıyla elini sallayarak geçiyorsun.

“Kendi kullandığı antidepresandan çocuklara veriyor”

Kendisine uymayan çocuklar hakkında kötü konuşuyor, onların diğerleri tarafından dışlanmasına sebep oluyor. Kendi oluşturduğu arkadaşlığı da bitirtiyor. Yaptığı her şeyi kötü göstermeye çalışıyor ki ilişkilerini kessinler, onları da uyandıramasın. Kendi kullandığı antidepresandan çocuklara veriyor. Reçete olmadan, bir takip olmadan kullanıyorlar. Oysa kendisi psikolojik ve psikiyatrik tedavilere karşı insanlara ilaçlarını bırakmalarını, onları kötü etkilediğini söylüyor. Diğer psikolojik tedavileri, terapileri vb. de bırakıp sadece ona gelmelerini ve gerekirse onun verdiği ilacı kullanmalarını söylüyor.”

Akın’ın özellikle ergenlik çağındaki çocuklarla görüştüğünü söyleyen A.Z. de şöyle konuştu:

A.Z.: İlk görüştüğümüzde 13 yaşındaydım

“İlk görüştüğümüzde 13 yaşındaydım. Annem, inancımın zayıf olduğunu düşündüğü için bir çözüm bulma arayışındaydı. Ahmet Akın’ın birkaç konuşmasını dinlemiş ve ulaşıp buluşma ayarlamıştı. Fakat ilk görüşmede benden 2-3 yaş büyük bir kız ve erkek vardı. Kendileri, Ahmet Akın’ın diğer danışanlarıydı, sordukları sorular dini inanç ve homoseksüellikle ilgiliydi, onun dışında ‘Anime izler misin? K-pop gruplarını takip ediyor musun?’ gibi sorular sordular. İnançsızlık ve homoseksüelliğe yönelmenin sebebinin bu etkenler ve benzerleri olduğunu düşünülüyorlardı. 

“Bunların hepsini düzeltebileceğini dile getirdi ve güvenimi sağladı”

Biraz sohbet ettikten sonra Ahmet Akın telefon etti ve onunla konuştuk. Aynı soruları kendisi de yöneltip fikrimi sordu, cevapladım. Sonrasında tekrar bir görüşme ayarlandı. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Ziraat kampüsünde buluştuk. Yine aynı konular yüz yüze tekrarlanıyordu, daha sonra ailemden bahsetmemi istedi. Ailemin muhafazakâr ve baskıcı olduğunu söyledim. Birkaç düşüncemi daha ekledim, haklı olduğumu söyledi. Bunların hepsini dile getirdi ve güvenimi sağladı. 

“Dini inancım ve cinsel yönelimime ilgileri vardı”

Aynı şekilde yaşıtım ve benden büyükleri de etrafında toplamıştı. Sanki o bir tarikat lideri, biz de tövbe almaya çalışan müritler gibi falandık. 1 ay kadar bir süre benimle ilgilendiler. Dini inancım ve cinsel yönelimim konusunda ilgileri vardı. Daha sonra işler değişti. Yeni insanlar geliyordu, onları bize paylaştırıp ‘Sen bununla ilgilen, onu iyileştir’ deyip çekiliyordu. İyi hissetmediğimi söylediğimde ‘İyisin, sen kendi kendine öyle düşündürüyorsun’ diyordu. 

“Benden yaşça büyük insanların yükünü omuzlarıma yüklüyordu”

Haziranda 14 yaşına girmiştim daha ve benden yaşça büyük insanların yükünü omuzlarıma yüklüyordu. Kendi işini yaptırıyordu. Bir süre sonra işler çirkinleşmeye başladı. Güvenini kazandığı insanları manipüle ederek ve mahcup hissettirerek istediklerini yaptırıyordu, ‘hayır’ deyince ‘Bencil, işe yaramaz, bataklığa batacak, yoldan çıkacak’ gibi şeyler söyleyip psikolojik baskı uyguluyordu. 

"4 ay boyunca telefonumu vermedi"

Bazı yerlere gitmemiz yasaktı, telefonlarımızı kontrol ediyordu hatta son radde olarak telefonlarımızı alıkoydu. Benim 4 ay boyunca telefonumu vermedi, sürekli psikolojik baskı uyguladı, kendime zarar verme alışkanlığı edinmeme sebep oldu o ortam. Telefonumu almak için ısrar ettiğimde "Sen kesin bir işler peşindesin, bir b*klar yiyorsun, *rospu olacaksın, alkolik olup barlarda çalışacaksın, öyle olacağına intihar et" gibi şeyler söylemişti. Dahası danışanlarının ebeveynlerine hakaret, küfür, argo içeren cümlelerde kuruyordu; danışanlara da aynı şekilde. Oraya hissettiğim sorumluluk nedeniyle liseyi okul ortamında okuyamadım ortama adapte olamadım, zihnimden asla çıkmamak üzere yer edinen şeylere maruz kaldım. İftiraya ve hakarete, psikolojik şiddete uğradım ve diğerlerine de tanık oldum. ‘Düzeldi’ diye adlandırdığı, yanında bulunan birkaç kişiye dağıttığı kişiler mevcuttu. 

“Başka insanların da hayatını karartmasını istemiyorum”

Henüz ergenlik çağına yeni girmiş, psikolojileri oturmamış gençlere yaptığı aşağılamalar, hakaretler, küfürler ve eşcinsel bireylere ayrıca takındığı müstehcen tavır ve söylemler hiçbir şekilde etik olmamakla birlikte, buna maruz kalan kişilerin de kafalarında yer edinip mental bozukluklara sebebiyet vereceği için psikolojik danışmanlık yapmamasını; başka insanların da hayatını karartmasını istemiyorum. Yaptığı işi ve metodunu asla sağlıklı bulmuyorum.”