Gökçe KARAKÖSE, Hüseyin ÇAKMAK / İSTANBUL, (DHA)- \"17-21 Eylül Baş Boyun Kanserleri Bilinçlendirme Haftası\" kapsamında İstanbul\'da düzenlenen basın toplantısında konuşan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, \"Sigara içenlerde kanser görülme oranı 10 kat artıyorsa, sigarayla beraber alınan alkol ile risk 25 misline çıkıyor. Sigara ve alkolün içindeki kanserojen maddeler birbirinin etkisini arttırıyor\" dedi. Prof. Dr. Özyar ayrıca cinsel yollarla da baş boyun kanserine neden olan HPV virüsünün geçebildiğini söyledi ve \"Çok partnerli seksüel yaşamdan kaçınılmalı, cinsel yaşamda önlemler alınmalı\" dedi.
Hasta ve hasta yakınlarının da bulunduğu toplantıda, uzmanlar hastalığın tanı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
\"AĞIZ İÇİ HİJYENİNİN OLMAMASI KANSERE NEDEN OLUYOR\"
Tiroid kanseri haricindeki diğer baş ve boyun kanserlerinin erkeklerde 4\'te 1 oranda daha fazla görüldüğünü belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şefik Hoşal, ağız hijyeninin bozuk olmasının kansere sebep olabileceğini vurgulayarak, “Baş boyun kanserleri Derneği Avrupa Baş Boyun Derneği’nin temsilcisi olarak baş boyun kanserleri farkındalık haftasını düzenliyor. Erken tanıyla tedavi şansı çok daha yüksek oluyor. İleri evrelerde hastalarımıza yardımcı olmakta zorlanıyoruz ve yaşam kalitesi ile yaşam şansı azalıyor. Baş ve boyun kanserleri tiroid kanseri hariç erkeklerde 4’te 1 oranla daha fazla görülüyor. Bilinen en büyük etken sigara, onun dışında da yoğun alkol tüketimi ve viral enfeksiyonlardır. Viral enfeksiyonlar da son yıllarda çok popüler olan HPV virüsüdür. Ülkemizdeki ağız hijyeninin bozuk olması, diş protezleri ağız içi yaralara sebep oluyor ve kansere dönüşüyor. İnsanların sigarayı hayatlarından çıkarmalarını tavsiye ediyorum. Ses kısıklığı, yutma güçlüğü, boyunda şişlik, ağızda yara gibi şikayetler 3 haftadan uzun sürüyorsa mutlaka bir Kulak Burun Boğaz hekimine muayene olmak gerekiyor\" dedi.
\"CİNSEL HAYATA DAİR ÖNLEMLER ALMAK ÖNEMLİ\"
Sigara içenlerde riskin arttığını ancak alkol ile birleştiğinde tehlikenin daha ciddi boyutlara ulaştığını belirten Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, cinsel yollarla bulaşan virüsler olduğunu ve bunların ağız içerisinde kansere neden olduğunu belirtti. Özyar, “Çok partnerli seksüel yaşamdan kaçınmak, cinsel hayatta önlemler almak önemli hale geliyor” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
\"HASTALIĞIN TANISI KBB HEKİMLERİ TARAFINDAN KOYULUYOR\"
\"Baş boyun kanserleri genellikle hastaların şikayetleri sonrasında KBB hekimlerine başvurulmasının ardından ortaya çıkıyor. Hastalara tanıları KBB hekimleri tarafından koyuluyor. Kanser tanısı olan hastada yapılan şey öncelikle kanserin hangi evrede olduğunu anlamak oluyor. Tedaviler tamamen hastalığın yayılımıyla ilgili erken evrelerde cerrahi ya da radyoterapi seçenekleri kullanılıyor. İleri evrelerde ise cerrahi bazen de üzerine radyoterapi ve kemoterapi seçenekleri de kullanılıyor. Önemli olan kanser hastasının her üç farklı doktor grubu tarafından görülmesi ve hangi tedavinin en ideal tedavi olduğunun hasta için belirlenmesi çok önemlidir. Biz buna multidisipliner tümör konseyi adını veriyoruz. Dolayısıyla hastaların burada değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Baş boyun kanserleriyle ilgili olarak önemli faktörler var. En önemlisi sigara ve alkol. Bir numaralı sigara ancak alkol de eklenince bu riski artırıyoruz. Diğeri de virüslerdir. Bir tanesi üst solunum yolu enfeksiyonuyla geçer ama bunun için çok fazla yapabileceğimiz bir şey yok. Diğeri de cinsel yollarla bulaşan virüsler var. Bunlar da ağız içerisinde kansere neden olabiliyor. Dolayısıyla çok partnerli seksüel yaşamdan kaçınmak, cinsel önlemler almak önemli hale geliyor. Sigara içenlerde de 10 misli kanser oluyorsa, sigarayla beraber alınan alkolle risk 25 misline çıkıyor. Sigara ve alkolün içindeki kanserojen maddeler birbirinin etkisini artırıyor. Bu nedenle risk daha da yükseliyor ve çok ciddi kanser türleri çıkabiliyor. Tedavi sırasında özellikle dengeli beslenmek, hastaların kilolarını kontrol etmeleri, kilo vermemeleri bağışıklık sistemi açısından oldukça önemli. Önerilen özel bir beslenme türü yok sadece dengeli beslenmek burada kilit rol oynuyor. Erken evre baş boyun kanserleri radyoterapi veya cerrahi ile tedavi ediliyor. Tedavi edildiklerinde ise başarı şansı yüzde 80’lerde oluyor.\"
\"BAŞ VE BOYUN KANSERLERİ, KANSERLERİN YÜZDE 5\'İNİ OLUŞTURUYOR\"
Radyoterapi ile ilgili yeni teknikleri de anlatan Prof. Dr. Özyar, \"Radyoterapi ile ilgili yeni bazı teknikler var özellikle yoğunluk ayarlı radyoterapi dediğimiz bir yöntem var. Bu ülkemizde devlet ve özel hastanelerin birçoğunda bulunuyor. Bu yöntemi yapmayan eski makineler var. Doktorların o makineleri kullanmasını bu hastalıkta çok fazla istemiyoruz ama maalesef hala ülkemizde bazı hastalar bu kötü teknoloji ile tedavi ediliyor. Bunu biz kendi disiplinimizle arkadaşlarımıza anlatsak da bu maalesef ülke gerçeği. Bunun hastalara duyurulması çok önemli. Hastalara yoğunluk ayarlı radyoterapi olan bir bölüm değilse orada tedavilerini yaptırmamalarını öneriyoruz. Baş boyun kanserleri genel kanserler arasında daha az görülen bir kanser türü. Kanserlerin sadece yüzde 5’ini oluşturuyor. Yılda 150 bin kanser hastası tedavi oluyorsa bunun 7 bin 500’ü de baş boyun kanseri tanısı alıyor\" dedi.
“KANSER ÖLÜMLERİNİN 2.5 MİLYONUNDAN SİGARA SORUMLUDUR”
Baş ve boyun kanserlerinin en önemli belirtilerinin ağız içi geçmeyen yaralar, ses kısıklığı, burun akıntısı ya da kanama ve boyun bölgesinde şişlikler olduğunu söyleyen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, “Dünyada her yıl 10 milyon kanser ölümünün 2.5 milyonundan sigara sorumludur” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Özdoğan, \"Bu bölgede oluşan kanserler ağız içinde geçmeyen yaralar, ses kısıklığı, kimi zaman burun akıntısı ya da kanama, boyun bölgesinde şişlikler erken tanının öncü bulgularıdır. Vücudumuzda bunlar uzun süre yer aldığında vücuda sıçrayıp halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık gibi bulgular ortaya çıkarabilir. Erken tanı çok kıymetlidir. Erken tanı alanların neredeyse yüzde 80’ninin iyileştiğini biliyoruz ve bu çok kıymetli bir rakam. Hastalığın yayılma ihtimali yüzde 50-60’ları bulmaktadır. Türkiye’de kanser konusunda bilinç her geçen gün artıyor ama özellikle medyada çıkan yanlış bilgiler ana nedenleri hep kenara ittiriyor. Cep telefonları, baz istasyonları, gıdalardaki kimyasalları çok daha ön planda kanser nedeni olarak sayarken sigara çok da fazla ön planda gösterilmiyor. Oysa dünyada her yıl 10 milyon kanser ölümünün 2.5 milyonundan sigara sorumludur” diye konuştu.
(FOTOĞRAF-GÖRÜNTÜ)