Deniz Kılınç / İstanbul, 18 Kasım (DHA) - Almanya\'nın Bonn kentinde bu yıl 23\'üncüsü düzenlenen BM İklim Değişikliği Konferansı\'nda (COP23) 200 ülkenin imzaladığı Paris İklim Değişikliği Anlaşması, ABD katılımı olmadan yürürlüğe konuldu.
Dünyanın her yerinden katılım sağlanan ve olası iklim değişikliği problemlerinin tartışıldığı COP23\'te, 2015 yılında yaklaşık 200 ülkenin temsilcisi tarafından imzalanan Paris İklim Değişikliği Anlaşması\'nın maddeleriyle ilgili harekete geçildi. ABD\'nin Haziran\'da açıkladığı Paris İklim Anlaşması\'nda çekilme kararı konferansın ana ilkelerini duraklamaya uğratırken, temsilciler şu andan itibaren iklim değişikliği mücadelesine odaklanılması gerektiğini belirtti
COP23\'ün bu yıl başkanlığını yürüten Fiji Başbakanı Frank Bainimarama, konferans sonucu varılan kararın, \"Paris Anlaşması\'nın öneminin ve anlaşma doğrultusunda ilerlenmesi gereken hızın altını çizdiğini\" söyledi. Paris Anlaşması doğrultusunda yetkililer, sera gazı emilimini azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki hırsı arttırmak için 2018 yılında başlayacak olan ve Fiji dilinde \"hikaye anlatma\" ve \"deneyim paylaşma\" anlamına gelen Talanoa Diyolağu\'nu (Talanoa Dialogue) harekete geçirecek.
Konferansta 2015 Paris anlaşması kural kitabının yenilenmiş halinin bir taslağı çıkarıldı. Dünya genelinde fosil yakıt kullanımını sonlandırma amacı taşıyan yeni kural kitabının Aralık 2018\'de tamamlanması bekleniyor. Aynı zamanda Paris anlaşmasının en önemli maddelerinden biri olan ve sel, kuraklık, artan sıcaklık ve deniz seviyelerini engellemek amacıyla ortaya çıkarılan küresel sıcaklığı endüstriyel zamanlara oranla iki derece düşürme girişiminin Talanoa Diyaloğu\'nun ana maddesi olacağı bildirildi.
Alınan yeni kararlara rağmen birçok temsilci daha hızlı davranılması gerektiğini belirtirken konuyla ilgili Brezilya Çevre Bakanı Jose Sarney Filho, \"Şu an çok hızlı bir tempoda ilerliyoruz. Bu yüzden diğer ülkelerin de bu hıza yetişmesi gerekiyor\" dedi.
Çevreci gruplar Bonn\'da alınan kararların doğru yönde atılan bir adım olduğunu fakat gelecek yıl içerisinde özellikle gelişmekte olan ülkelere yapılması gereken mali destek olmak üzere, birçok sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi.