Cumartesi Anneleri 828. hafta yaptıkları açıklamada, "Türkiye’de gözaltında kaybetmelerle ilgili yürütülen mücadelede karşılaşılan en önemli engellerden biri, zamanaşımı uygulamasıdır. Bu uygulama ile hukuki girişimlerimiz sonuçsuz bırakılmakta, adaletin tecellisi engellenmektedir. Oysa uluslararası hukuka göre hangi tarihte işlenmiş olursa olsun, insanlığa karşı suçlar yönünden zamanaşımı süresi uygulanamaz. İç hukukta zamanaşımını haklı göstermek için gerekçeler ileri sürülemez. İnsanlığa karşı suçları teşvik eden, suça katılan, suçların işlenmesine hoşgörü gösteren kamu görevlileri zamanaşımı uygulamasıyla cezasız bırakılamaz" dedi.
Açıklama şöyle devam etti:
"Yıllardır ısrarla altını çiziyoruz: zamanaşımı; devletin suça ceza yaptırımı ile müdahalesinin artık gerekli olmadığı düşüncesinden doğar ve suçtan sorumlu olanların kovuşturulmasını ve cezalandırılmasını engeller" diyen Cumartesi Anneleri şöyle devam etti: "Zamanaşımı; unutmaya, affetmeye, vazgeçmeye dairdir. Biz kuşaktan kuşağa aktardığımız mücadelemizle çeyrek asırdır haykırıyoruz: unutmuyoruz, affetmiyoruz, vazgeçmiyoruz."
828. haftamızda zamanaşımı devreye sokularak adaletin tecellisinin engellendiği, Maksut Tepeli dosyası ile kamuoyunun karşısındayız.
28 yaşındaki Maksut Tepeli, öğretmendi. Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği ( TÖBDER) üyesiydi. 04 Şubat 1980 tarihinde görev yaptığı Erzincan'da tutuklandı, 4 ay hapishanede kaldı. Hapisten çıktıktan sonra İstanbul'a taşındı.
2 Şubat 1984 tarihinde İstanbul/Küçükbakkalköy’deki arkadaşının evine giden Maksut, eve yaklaştığında kapının kırık olduğunu fark etti. Oradan uzaklaşmaya çalışırken içeride karakol kuran polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybetmesine rağmen hastaaneye değil, bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü.
Aynı dönemde gözaltında bulunan üç tanığın beyanlarına göre Tepeli, 5 Şubat 1984 tarihinde Gayrettepe Siyasi Şube’de gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
Gözaltına alındığı inkar edilen Maksut’un izini süren ailesi ve avukatları, olaydan 22 yıl sonra onun 6 Şubat 1984 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğü bilgisine ulaştı. Üç yıllık ısrarlı girişimler sonucunda da resmi makamlar, Maksut Tepeli’nin Helvacıdede Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini açıkladı. Ancak defin yeri bilgisi açıklanmadığı için Maksut Tepeli’nin mezarı hala bulunamadı.
Maksut Tepeli’nin gözaltında kaybedilmesi ile ilgili bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Tanıklara rağmen, belgelere rağmen ailenin şikayeti üzerine açılan üç soruşturma da takipsizlikle sonuçlandı. Maksut Tepeli’nin yaralanması ve sorgulanmasında görevli polisler Rahmi Kaya, Servet Bozkurt, Hasip Dönmez, Zafer Elemen, Şeyhmuz Altın, İlhami Öztürk ve Hikmet Taşdelen hakkında hukuki bir süreç işletilmedi.
2015 yılında aile, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, 2017 yılında başvuru ile ilgili zaman bakımından kabul edilemezlik kararı verdi. İç hukuktan sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı. 828. haftamızda adli makamları bir kez daha göreve çağırıyoruz. Maksut Tepeli’nin gözaltında kaybedilmesi insanlığa karşı işlenmiş suç kapsamındadır. Bu nedenle zamanaşımı kurallarını devreye sokarak adaleti engellemek, uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. 37 yıl önce Gayrettepe Siyasi Şube’de kaybedilen Maksut Tepeli için hukuku işletin; onun akıbetini açığa çıkartma, fail ve sorumlularını yargılama yükümlülüğünüzü yerine getirin.
Cumartesi Anneleri son olarak şunları söyledi: "Kaç yıl geçerse geçsin Maksut Tepeli için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 129 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz."