Gözaltında kaybedilişinin 29. yılında Hüseyin Taşkaya’yı unutmadık!
923 haftadır haykırıyoruz; yargı mekanizmasının etkin soruşturma ve kovuşturma faaliyeti yürütmemesinin bir sonucu olarak kayıplarımıza ve adalete ulaşamıyoruz.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada; “Türkiye’de adaletin terazisi, bize örnek gösterilen Batı’dan da Amerika’dan da daha doğru bir terazidir.” dedi.
923. Haftamızda Adalet Bakanına soruyoruz: Tanıklara, delillere, mahkeme kayıtlarına, AİHM kararlarına, meclis raporlarına rağmen failleri cezasız bırakılan kayıp dosyaları adalet terazinizin neresinde?
923 haftadır söyledik, söylemeye devam edeceğiz: Adalet, hukukun doğru şekilde uygulanmasını gerektiriyor ise, adalet, haklının hakkını alabilmesi ise, yaşadık biliyoruz; bizim için hukuk yok, adalet yok. Bize yaşatılan zulmü görmezden gelen, bizi bekleyişin belirsizliğine hapsetmek isteyen adalet sisteminin terazisi bozuk.
923. haftamızda tam 29 yıldır adalet terazisinin doğru işlemediği Hüseyin Taşkaya dosyası ile kamuoyu karşısındayız.
42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya, Siverek’te yaşıyor ve müteahhitlik yapıyordu. 90’lı yıllarda tamamen Bucak Aşireti’nin hakimiyetinde olan Siverek’te ağır hak ihlalleri yaşanıyordu. Bu ihlalleri eleştiren Taşkaya, güvenlik güçlerinin ve Bucak Aşireti’nin hedefindeydi.
Baskılar yoğunlaşınca ailesini İstanbul’a taşıdı. Kendisi de kalan işlerini toparlamak üzere amcasının evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 tarihinde amcasının Siverek / Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen asker, polis ve Bucak aşiretine mensup korucular Hüseyin Taşkaya’yı gözaltına aldı. Onu askeri araca bindirerek götürdü.
Ailesi Hüseyin Taşkaya’yı sormak için jandarmaya, emniyete, savcılığa, valiliğe başvurdu. Askeri yetkililer, gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra Taşkaya’nın polisler tarafından götürüldüğünü söyledi. Emniyet ise, “bizde yok Sedat Bucak’a sorun” dedi. DYP milletvekili, aşiret reisi- korucubaşı Sedat Bucak “Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor.” dedi. Ailenin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı, Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.
Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, olayı soruşturmak, suçu ve suçluyu açığa çıkarmak ve suçluların cezalandırılmasını sağlamak görevini yerine getirmedi. Hüseyin Taşkaya’nın akrabalarının ve bütün mahallelinin tanıklığında gözaltına alınmasını ailenin soyut iddiası olarak değerlendirdi ve takibata yer olmadığı gerekçesiyle dosyada Takipsizlik Kararı verdi.
Hüseyin Taşkaya’nın kimler tarafından gözaltına alındığı belli olmasına rağmen etkin bir soruşturma yürütülmedi. Taşkaya’yı kaybedenlere suçlarının üstünü örtme ve sorumluluktan kaçma imkanı verildi.
Geçtiğimiz Temmuz ayı ortalarında Urfa’nın Hilvan ilçesi Tutumlu Köyünde bulunan çok sayıda kafatası ve kemik parçaları Urfa'da kaybedilenlerin yakınlarını yeniden harekete geçirdi. Taşkaya Ailesi de İHD Urfa Şubesi ve Urfalı kayıp yakınlarıyla beraber 25 Temmuz 2022 tarihinde Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. DNA incelemesi yapılarak bulunan kemiklerin kimlik tespitinin yapılmasını istedi.
923. haftamızda bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili gerçeği ortaya çıkarmak, suçtan sorumlu kişi ve kuruluşları tespit etmek ve cezalandırmak savcıların ve mahkemelerin görevidir. Bu görevinizi yerine getirin.
Kaç yıl geçerse geçsin; Hüseyin Taşkaya için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 224 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon
|