T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenli bölge konusunda ABD’ye 2 hafta mühlet vermesinden 2 gün sonra sınır bölgesine sağlık ve kurtarma ekibi sevkiyatı başladı. UMKE ve AFAD ekipleri sınıra sevk edilirken; Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından da 19 kentteki sağlık çalışanlarının 'yapılması planlanan sınır dışı askeri harekat kapsamında resen görevlendirilmesi' konusunda il sağlık müdürlüklerine yazı gönderildi.
UMKE ve AFAD ekipleri, sınır bölgesine 7 ambulansla geldi
Demirören Haber Ajansı’nın aktardığı bilgiye göre, önlemlerin en üst seviyeye çıkarıldığı ve TSK'ya ait mevcut mevzilerin beton bloklarla güçlendirildiği sınır hattına, sabah saatlerinde ambulansla sağlık ekipleri, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri de sevk edildi.
Şanlıurfa'dan 7 ambulansla gelen sağlık görevlileri ile UMKE ve AFAD ekipleri, Akçakale sınır hattından Ceylanpınar yönüne gitti. Hareketliliğin devam ettiği sınır hattında, Türk ve ABD askerleri ise zaman zaman incelemelerini sürdürüyor.
19 ilin sağlık müdürlüklerine yazı gitti: Suriye bölgesine yapılması planlanan sınır dışı askeri harekat kapsamında resen görevlendirme...
Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Giresun, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Osmaniye, Sakarya, Samsun ve Trabzon il sağlık müdürlüklerine gönderilen görevlendirme yazısında da şu ifadelere yer verildi:
"Şanlıurfa Mardin İl Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı sağlık tesisleri emrine Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye bölgesine yapılması planlanan sınır dışı askeri harekat kapsamında sağlık hizmetlerinin yürütülmesi için yapılan organizasyona destek vermek amacıyla görevlendirilen personelin 20.09. 2019-20.10.2019 tarihleri arasındaki görevlendirilme onayları ekte gönderilmektedir."
İstanbul Tabip Odası da teyit etti
İstanbul Tabip Odası da sağlık çalışanlarının Sağlık Bakanlığı tarafından ‘Sınır Dışı Harekat kapsamında’ sınır bölgelerine yoğun olarak resen görevlendirildiğini ve sevkiyatların başlatıldığını teyit etti.
Şanlıurfa'da sağlık personelinin izinlerinin iptal edilmesi talep edildi
Öte yandan Şanlıurfa’da ise sağlık personelinin yıllık izin kullanmasının ikinci bir emre kadar durdurulması talep edildi. İl Sağlık Müdürü Emre Erkuş tarafından Valiliğe gönderilen yazıda, Olası sınır ötesi operasyonu nedeniyle Sağlık Müdürlüğü bünyesinde görev yapan tüm işçi, memur ve sözleşmeli çalışan personellerin askerlik, doğum, ölüm ve süt izinleri hariç, tüm izinlerin ikinci bir emre kadar durdurulması, izinde olan personellerin izinlerinin yarıda kesilerek görevlerine dönüşlerinin sağlanması Müdürlüğümüzce uygun görülmekte olup; makamlarınızca da uygun görüldüğü takdirde; olurlarınıza arz ederim” dendi.
Erdoğan: İki hafta içinde buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Ankara'da gerçekleştirilen Suriye-İran-Türkiye üçlü zirvesinde Anayasa Komitesi üyelerinin onaylandığını ve böylece komitenin oluşumundaki tüm pürüzlerin giderildiğini söylemiş ve ABD'yle üzerinde anlaşılan ancak aradan geçen sürede detayları hala net olarak belli olmayan 'güvenli bölge' konusunda şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bu durum Amerika ile yürüttüğümüz güvenli bölge çalışmalarının bir an önce sonuçlanmasını özellikle güçlendirdi. İfade ettiğimiz gibi iki hafta içinde buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız."
"Ankara'nın sabrı tükeniyor gibi gözüküyor..."
ABD Özel Kuvvetleri Irak ve Suriye Görev Gücü'nün (SOJTFOIR) Twitter hesabından yapılan paylaşımda ise, ABD ile Türkiye arasında varılan anlaşma uyarınca YPG güçlerinin gönüllü geri çekilişlerinin sürdüğü kaydedildi.
Eski Özel Kuvvetler Mensubu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Genelkurmay 2'nci Başkanlığı döneminde danışman ekibinde yer alan emekli binbaşı Metin Gürcan ise SOJTFOIR’in tweet’ini alıntılayarak, “Birader Ankara’nın sabrı tükeniyor gibi gözüküyor. Sizlere olabildiğince çabuk bir şekilde Tel Abyad’ın doğusuna 2-3 gözlem noktası kurulmasını düşünmeyi şiddetle tavsiye ediyorum. Eğer yapmazsanız Ankara Ekim ortasından önce bunu tek taraflı olarak yapacak gibi duruyor” yorumunda bulundu.
Güvenli bölge konusunda son durum ne?
ABD ile Türkiye arasındaki görüşmelerde en büyük pürüzü, Ankara'nın terör örgütü olarak nitelendirdiği ancak Washington'ın ise IŞİD'le mücadelede müttefik kabul ettiği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) oluşturuyor. Türkiye, güvenli bölgede kendi ordusu ve Suriyeli muhaliflerin asıl güç olmasını talep ediyor ve YPG'nin varlığına tamamen karşı çıkıyor, silah bırakarak geri çekilmelerini talep ediyor.
Ankara, Fırat'ın doğusu olarak adlandırdığı bölgede, yani Kobani ile Kamışlı'yı da kapsayacak şekilde, 35 kilometre derinliğinde bir "güvenli bölge" talep ederken, Washington, Türkiye'nin YPG'ye yönelik olası operasyonunu engellemek üzere bir "güvenlik mekanizması" için çalışıyor.
BBC'nin bugün yayımladığı habere göre ise Ankara ile Washington arasında süren 'güvenli bölge' çalışmalarında görev alan ABD'li iki tuğgenerale göre, Fırat'ın doğusunu tamamamen kapsamayan, Tel Abyad ile Raselayn arasında kalan bölge üzerinde yoğunlaşılıyor. ABD'li askerler, bu bölgelerden ağır silahların çıkarılacağını söylese de YPG'lilerin çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili net bir bilgi yok.
Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Kobani ise bugün yayımlanan bir röportajında Türkiye ile dolaylı görüşmelerin aylardır devam ettiğini bir kez daha tekrarlamış ve "ABD arabuluculuk yapıyor. ABD’liler onlarla görüşüyor ve sonra bizimle görüşüyorlar. Görüşlerimizi de onlara iletiyorlar. Bu süreçten sonra 3 temel maddeden oluşan bir anlaşma yapıldı.8 aylık görüşmelerin ardından bilinen mutabakat yapıldı. Bu mutabakat Ankara ve bizim tarafımızdan da onaylandı, şu an pratiğe girmiş bulunuyor" demişti. Kendileri açısından anlaşma konusunda bir sıkıntı olmadığını ifade eden Kobani, şöyle devam etmişti:
"Bu anlaşma tam olarak hayata geçerse, bu herkesin yararına olur ve tüm tarafların kaygılarını giderir, diye düşünüyoruz. Ama ilginçtir; anlaşma yapıldıktan sonra Erdoğan’ın dili değişti. Sanki bir anlaşma olmamış gibi konuşuyor. Son olarak Astana 5’ten sonra ABD ile anlaşamazsa 2 haftada saldıracağını deklare etti. Bizim bildiğimize göre zaten anlaşma sağlandı ve hayata geçti."