Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Amerika kıtasına Kolomb’dan 300 yıl önce Müslümanların ulaştığını söyledim. Yeni bir iddia değil, hatta şu anda Almanya’da yaşayan Prof. Fuat Sezgin’in kendi eserlerinde yer almıştır. Başka birçok bilim erbabının eserlerinde yer aldı. Bana ait olan bir iddia değil. Bu konuda yazan, konuşan ilim erbabının diliyle, oradan aldığım düşünceyle bunu o gün orada ifade ettim. Türkiye’de ve dünyada çok sayıda saygın bilim adamı delillerini ortaya koymuş durumda" dedi.
Erdoğan, sözlerini "Enteresan bir şey oldu, bu işin yabancı muhataplarından önce bizim kendi gençlerimiz incelemeden buna itiraz etmeye başladılar. Sadece gençler değil koca koca adamlar da itiraz ediyor. Bakıyorsunuz bazı köşe yazarları, karikatüristler yazıp çizmeye başladılar. Neden? Bir Müslüman’ın bunu yapacağına inanmıyorlar. Gemileri karadan yürüten, bir karanlık çağdan bir aydınlık çağı açan lider olacağına da inanmadılar. Bu özgüven eksikliğidir" şeklinde sürdürdü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara'da Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapımı tamamlanan okulların toplu açılış töreninde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Yarım milyar lira kaynakla Ankara’ya eğitim tesislerini kazandırdık. Hükümetimize, bakanlığımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Hayırseverlere özellikle teşekkür ediyorum. Bu eğitim yuvaları hayırlı olsun.
12 yıl başbakanlık görevini yaparken Merkez İmam Hatip Lisesi olan çok sayıda arkadaşımız çalıştı. Şimdi ki görevimde de buradan mezun çok yakın çalışma arkadaşlarım bulunuyor. Özel danışmanıma kadar, özel kalem müdürüme kadar bu okuldan mezun oldular. Bana buranın eski halini anlattılar. Bodrum katlarında, ışıksız nasıl eğitim gördüklerini anlattılar.
Nasıl çileler çektiklerini anlattılar. Diğer imam hatip okulları gibi burası da nice genç değerler yetiştirdi.
Nasıl çileler çektiklerini anlattılar. Diğer imam hatip okulları gibi burası da nice genç değerler yetiştirdi.
Biz bir kırılma noktası yaşadık. O günler gerçekten çok acıydı. Bir daha o günleri inşallah görmeyeceğiz. 28 Şubat’ta İmam Hatip’in ortaokul bölümleri kapatıldı. Bir baba olarak bu acıyı çok iyi bilirim. Bu sıkıntıyı çekmemiş olanlar bunu anlamaz.
Adaletsizliği biz ortadan kaldırdık. Kat sayı adaletsizliğini ne son verdik.
‘O zulüm sona erdi’
4+4+4 kod numarası 444.. Başörtüsü yasağını kaldırdık. O zulüm de artık sona ermiş oldu.
İmam Hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük attık.
‘İmam hatip öğrenci sayısı 15 kat arttı’
Öğrenci sayısı 15 kattan fazla arttı imam hatip liselerinde. Daha çok çalışacağız, hayırseverlerimiz talebi karşılamak için daha çok seferber olacaklar.
Başbakanlığım dönemimde milli bütçemizin yüzde 50’sini eğitime ayırdık. Kadro tahsislerinde birinci sırayı eğitime ayırdık.
‘Biz cumartesi de okuyorduk... şimdi cuma günü bitiyor iş’
Bu bizim nereden nereye geldiğimiz gösteriyor. Ben 75 kişilik bir sınıfta okudum. Ama o zamanlardaki öğretmenlerimizin kalitesi çok çok fazlaydı. Bu hocalarımızın büyük kısmı üniversitelere gittiler profesör oldular. Biz bu hocalarımızdan ilmi, feyzi, bereketi aldık.
Onlar bize çok şey kazandırdı. O hocalarımız da zaman kavramı yoktu. Biz cumartesi de okuyorduk. Şimdi Cuma günü bitiyor iş.
Çok çalışacağız, hocalarımızın da size olan himayesi, sizlere verecekleri ilim irfan sizleri çok farklı yerlere taşıyacak.
Bilgi yetmiyor, hikmete de ihtiyacımız var.
Keşan’da bir kızımız bana mektup vermek istedi. Yanıma çağırdım, mektubun içeriğini sordum. “Keşan’daki imam hatip lisesi ihtiyaca cevap vermiyor” dedi. Ertesi gün bu kızımızı aradım. Hıçkıra hıçkıra derdini anlattı. Keşan’da okulda çok büyük sıkıntı çektiklerini söyledi. “Keşan’a 700 kişilik imam hatip yapsak yeter mi?” dedim. “O bile yetmez” dedi. Arazi tahsis edildi, orada da inşaat başlıyor.
Tüm imam hatip öğrencilerinden bir arzum, bir ricam var. Bir imam hatipli büyüğünüz olarak söylüyorum. 4 çocuğu da imam hatipte okuyan bir baba olarak söylüyorum. O eski günlerin gelmesine izin vermeyeceksiniz. Eski yaşananlardan ibret alacaksınız.
Çalışacaksınız, Avrupa’da sürgün gibi okuyan büyüklerinizi unutmayın. Sizler ibreti aldınız, eski Türkiye’ye dönüşe mahal vermeyeceksiniz. Uzun bir mücadele verdik, başörtüsünü yasakladılar sabrettik.
Bugün özgürce okuyabiliyorsanız bu mücadelenin, sabrın payı var, alın teri var. Nice isimsiz kahramanlar Özal gibi, Erbakan gibi… Burada emekleri var.
Çok sayıda gönül arkadaşımızla bu mücadelenin içinde olduk. Demokratik mücadelen şaşmadık. Silah alan olmadık, eline taş alan olmadık. Onlara demokratik hak mücadelesinin ne olduğunu siz gençler öğreteceksiniz.
‘İhanete rağmen haklı davamızdan vazgeçmedik’
İçimizden gibi görünün, bizimle gibi görünenler bize ihanet ettiklerinde imam hatip okullarına gereksiz dediklerinde bile yılmadık. İhanete rağmen haklı davamızdan vazgeçmedik. Sizler bugün özgürce eğitim görüyorsanız nice gönül erbabının emeği vardır. 1994 yılında bizzat şahsım ve birçok arkadaşım belediye başkanlığına seçildik. İmam hatipliler olarak emanetin hakkını verdik.
28 Şubat sürecinde imam hatip adeta öcü gibi gösterildi. Son derece haksız ithamlara maruz bırakıldı.
Sonuçta ne oldu? Bir imam hatip lisesi mezunu bu memlekete Başbakan seçildi. Arkadaşlarım bakan oldu. İşte şimdi de yine bir imam hatip lisesi mezunu Cumhurbaşkanı seçildi.
Amerika’nın keşfi tartışması
Amerika kıtasına Kolomb’dan 300 yıl önce Müslümanların ulaştığını söyledim. Yeni bir iddia değil, hatta şu anda Almanya’da yaşayan Prof. Fuat Sezgin’in kendi eserlerinde yer almıştır. Başka birçok bilim erbabının eserlerinde yer aldı. Bana ait olan bir iddia değil. Bu konuda yazan, konuşan ilim erbabının diliyle, oradan aldığım düşünceyle bunu o gün orada ifade ettim. Türkiye’de ve dünyada çok sayıda saygın bilim adamı delillerini ortaya koymuş durumda.
Enteresan bir şey oldu, bu işin yabancı muhataplarından önce bizim kendi gençlerimiz incelemeden buna itiraz etmeye başladılar. Sadece gençler değil koca koca adamlar da itiraz ediyor. Bakıyorsunuz bazı köşe yazarları, karikatüristler yazıp çizmeye başladılar. Neden? Bir Müslüman’ın bunu yapacağına inanmıyorlar. Gemileri karadan yürüten, bir karanlık çağdan bir aydınlık çağı açan lider olacağına da inanmadılar. Bu özgüven eksikliğidir.