Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, demokratik bir siyaset için dezenformasyondan arınmış bir kamusal alana ihtiyaç olduğunu belirterek, "Zira bu alan, aynı zamanda doğru bilgi ile vatandaşların demokratik siyasete katılımının önünü açan bir unsurdur" dedi.
AKP'nin iktidara gelişinin 20. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen '21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu' kapsamında 'Dijital Çağda Siyaset ve Medya-Dijital Medya, Dezenformasyon, Politika' başlıklı panel düzenlendi.
Panelin moderatörlüğünü yapan Altun, içinde yaşanılan çağın belirsizlikler çağı olarak ifade edilebileceğini, bu çağda esas itibarıyla çatışmalar, savaşlar, salgınlar, insani krizler, küresel terörizm, iklim değişikliği ile gıda, enerji ve finans krizi gibi olumsuz pek çok gelişmenin dünyayı tahakküm altına aldığını söyledi.
"Hakikatin krize girdiği bir dönem olarak ifade edebiliriz"
Altun, bu dönemin bir başka krizinin de hakikat krizi olduğunu belirterek, "Bu yönüyle yaşadığımız dönemi bir taraftan küresel belirsizlik çağı olarak ifade ediyorsak diğer taraftan da hakikat sonrası dönem olarak da ifade edebiliriz. Hakikatin krize girdiği bir dönem olarak da ifade edebiliriz" diye konuştu.
Bu yönüyle bakıldığında, demokratik siyasetin iki imtihanla karşı karşıya olduğunu anlatan Altun, bunlardan birincisinin küresel belirsizlik çağında siyaset, ikincisinin ise 'Post-truth (hakikat sonrası)' çağda siyaset olduğunu dile getirdi.
Bu iki durumun da ortaya temel bir zorluk koyduğunu vurgulayan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi, aydınlanmacı siyaset felsefesinin bugün itibarıyla kodları, konvansiyonları, alışkanlıkları, refleksleri ve hatta kurumları işlevsizleşmiş durumda. Küresel belirsizlik çağında ve hakikat sonrası dönemde aydınlanmacı siyaset felsefesinin geleneksel işleyişi, modern dönemdeki kurumsallaşma tarzının artık çok ciddi şekilde sorgulanmasını gerektiren ulusal, bölgesel ve uluslararası gelişmelerle karşı karşıyayız. İkinci zorluk ise modern müzakere ve kamusal alan fikrinin teorisinin giderek gettolaşma, kutuplaşma ve ırkçılığın saldırısıyla birlikte işlevsiz hale geldiğini görüyoruz. Hem küresel belirsizlik ortamı hem hakikat sonrası dönemin etkisiyle beraber esas itibarıyla burada ifade etmemiz gerekir ki modern siyaset, uluslararası alanda bir krizle karşı karşıyadır. Bu anlamda bu forumun her şeyden önce düzenlenme amacı, bu krizin aşılmasına uluslararası alanda bir katkıda bulunmaktır. Modern siyaset bir krizdedir. Zira demos, modern demokrasinin merkezinde yer alan ana özne bir seri manipülasyon saldırısıyla karşı karşıyadır."
"Dijitalleşme sonrasında hakikati siyasal bir değer olarak göremez durumdayız"
Dijitalleşmenin bir yandan bilgiye erişim imkanlarını çoğalttığını ve bu yönüyle de demokratik kültüre katkı sunduğunu belirten Altun, "Fakat öte yandan hakikati, gerçeği ve tutarlılığı dijitalleşme sonrasında bir siyasal değer olarak göremez hale gelmiş durumdayız. Dijitalleşmeyle beraber siyasal alanda, toplumsal alanda yankı odası metaforunda olduğu gibi insanlar dijital mecralarda, siber uzamlarda kendi seslerini, kendilerine benzeyenlerin seslerini duymakla yetinmekteler. Yine sahte kimliklenmeler, gizli hesaplar, toplumsal travmalar büyütürken kutuplaşmaları da derinleştiriyor" ifadelerini kullandı.
Altun, klasik modernlik çağında liberallerin medyayı 4. kuvvet olarak siyaseti denetleyen bir aygıt, kurum olarak ele aldığını ancak pratikte tarihsel gelişmeler söz konusu olduğunda medyanın bazen bir iktidar aygıtına, bazen de iktidar mücadelesinin bir aparatına dönüştüğünü anlattı.
"Demokratik bir siyaset için dezenformasyondan arınmış bir kamusal alana ihtiyacımız vardır"
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sözlerini "Demokratik bir siyaset için dezenformasyondan arınmış bir kamusal alana ihtiyacımız vardır. Zira bu alan, aynı zamanda doğru bilgi ile vatandaşların demokratik siyasete katılımının önünü açan bir unsurdur. Bu nedenle hakikat temelli bir iletişim, demokratik siyasetin olmazsa olmazıdır. Aksi demokrasi düşmanlığıdır, aksi siyaset düşmanlığıdır, aksi vesayetin tahkim olunmasıdır. Bu noktada baktığınızda uluslararası alanda da bölgesel alanda da ulusal alanda da bu tür yaklaşımlar ne yazık ki barışa değil, istikrarsızlığa hizmet etmişlerdir" diyerek tamamladı. (AA)