Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek, FETÖ'nün 'siyasi ayağı' dışında 40 ayaklı bir yapılanma olduğunu söyledi. Çiçek 15 Temmuz darbe girişimini 'postmodern zındık bir darbe teşebbüsü' olarak tanımladı.
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk'e konuşan Çiçek, "FETÖ, 40 ayaklı yaratık gibi bir şey. Bir ayağı, siyasi ayağı, iki ayağı yok. 40 ayaklı bir yapı bu. Bunu bir bütünlük içerisinde görmek gerekiyor. Maalesef tartışmalarda bu bütünlük yok. Konu sadece siyasetin konusu ve siyaset açısından değerlendiriliyor. Maalesef bizim siyaset geleneğimiz de bu konuda çok büyük bir imtihan vermedi. 1908'den bu tarafa siyasetimiz suçlama geleneği üzerine tartışmayı yapar." dedi.
Çiçek, "Bu FETÖ meselesinin tarihi, siyasi, sosyolojik boyutu 1969 yılından başlatıyoruz bu geleneği. Halbuki bu tip yapıların Osmanlı'da da benzerleri vardı. Onları göz ardı ederek tartışıyoruz. Çünkü bu konular bizim açımızdan öncelik almıyor, sadece birilerini suçlayıp köşeye sıkıştırma esasından böyle bir tartışma yapılırsa biz bu yapıyı anlamakta halen zorlanırız. Bu tartışmalardan, geçmişteki tartışmalardan bir sonuç, bir şey çıkmadı." diye konuştu.
Çiçek açıklamalarında şunları kaydetti:
Hukuk yoksa o zaman neyi neye göre değerlendirmiş olacağız? Size göre, bana göre, siyasi pozisyonumuza, ideolojik duruşumuza, çizginin ne tarafında durduğumuza göre bir tartışma yapacağız, yapıyoruz. Ondan da bir sonuç çıkmıyor. Geriye dönüp baktığımızda belli bir süreden beri bu şahısla, bu zındık adamla ilgili -Ben zındık diyorum.- Osmanlı tarihi bir anlamda zındık yapılaşma tarihidir. ‘Osmanlı da Zındıklar ve Müritler' kitabını okusalar bugün Fetullah Gülen yapısının sürpriz yanının olmadığını görürler. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da bunun ‘Postmodern zındık bir darbe teşebbüsü' olduğunu söylemiştim.
Konunun birden fazla yönü var ama mahkemelerde davalar devam ederken hukuki yönü üzerinde kimse durmuyor. Siyasette uzlaşma kültürümüz yok. Geriye dönük 100 yıllık bir siyasi tartışmalardan bana uzlaştığımız bir tek konu gösteremezsiniz. Dolayısıyla uzlaşamayacağımız bir konuyu tartışıyoruz. Halbuki, hukuk uzlaştırır, hukuk orta yolu, makulü, gerçeği bulur. Ne televizyon tartışmalarında ne de siyaset adamlarımızın, genel başkanlarımızın konuşmalarında hukuki boyutuna temas eden bir konuşma dinlemedim. ‘Siyasi ayak' dediğiniz konu, şikayete bağlı değil. Ortada bir terör örgütü ve işlediği suçları var. Darbeye teşebbüs, örgüt kurma gibi şikayete tabi olmayan yönleriyle soruşturma yapılıyor onun için gidip birinin ayrıca Savcılığa dilekçe vermesine gerek yok. Savcılar bunların tartışmaların hepsini değerlendirme konusu yaparak, soruşturmalarını, sorguladıklarını tekrar sorgulayabilir. Elde ettikleri bilgi, belge, bulgu varsa defter, kayıt vs. bunların hepsine bakabilir. Önünde hukuki bir engel yok. Elinde bilgi ve belge doküman olan varsa, örneğin ‘Bu darbe başarılı olsaydı, kimler nereye gelecekti?' Bu konuda ‘gözüme bak anlarsın' ya da ‘karınca aratır' gibi olmaz ki. Kimin elinde liste varsa, bunu da savcılığa verirlerse sorun kalmaz. Şikayete tabi bir şey olsa, ‘şikayet eden olmadı, bizde bir şey yapamadık' denilir. Böyle bir konu da yok zaten.
Yazının devamı için tıklayın