Aydın’ın Nazilli ilçesinde görev yapan basın mensuplarıyla buluşan Nazilli Cumhuriyet Başsavcısı Murat Dilsiz, yargının 2010 Anayasa değişikliği ile ciddi hasar aldığını belirterek, “Bize devlet alanındaki mevzileri kaybettirdi” dedi.
Sözcü'de yer alan habere göre; Nazilli Adliyesi toplantı salonunda düzenlenen toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Başsavcısı Murat Dilsiz; FETÖ soruşturmaları, üst düzey askeri dosyalar, TUSKON, Selam Tehvid kumpas dosyalarında bulunduğunu söyledi.
“FETÖ örgütlenmesinde merkezden uzaklaştıkça izlere rastlıyorsunuz, merkeze yaklaştıkça tüm izler yok oluyor”
Soruşturmalarda FETÖ örgütünün merkezinde yer alanlara ulaşmanın güçlüğünden söz eden Dilsiz, “FETÖ örgütlenmesinde merkezden uzaklaştıkça izlere rastlıyorsunuz, merkeze yaklaştıkça tüm izler yok oluyor” dedi. Yargının en büyük darbeyi 2010 Anayasa değişikliği ile aldığını söyleyen Başsavcı Dilsiz, "2010 yılında anayasa değişikliği oldu. Bu bizim açımızdan ciddi hasarlara yol açtı. Bize devlet alanındaki mevzileri kaybettirdi. 15 Temmuz günü 12 bin hakim ve savcıydık. Darbeden sonra sayımız 6 bine düştü. Neredeyse yarı yarıyaydı. O dönem görev yaptığım Yozgat'ta kendim dışında herkesi gözaltına aldım. Ülke genelindeki yüzde 50'lik oran Nazilli Adliyesi'nde de geçerli. Şu an, daha hala ufak tefek de olsa ihraçlarımız devam ediyor. Dışarıdan baktığınız da bazen görmeniz mümkün olmayabiliyor” ifadelerini kullandı.
FETÖ örgütünün kendi içinde, kendi ajandaları olduğunu belirten Dilsiz; FETÖ olaylarını popülist değil, sosyolojik açıdan da ele almak gerektiğini kaydetti.
Dilsiz, FETÖ örgütlenmesiyle ilgili gözaltına alınanların hep merkeze en uzaklar olduğunu belirterek “Vatandaş iyi niyetle çocuklarını onlara teslim etti. İlçedeki tek dershane onların, vatandaş çocuğunu oraya gönderdi. Bank Asya'da hesap açmış, Zaman gazetesi aboneliğin yanında çocuklarına ek ders yardımcı kitapları verilmiş. Sonra dosyası önünüze ‘tüm şartları doldurmuş FETÖ üyesi’ olarak geliyor. Bunlar soruşturma konusu olmamalı. Yeterli değil. Bir örnek; Kayseri'de Şeker Fabrikası dosyasında müdürleri aldık. Bize kendilerini oraya getiren kişinin ismini verdiler. Onu aldık. O kişi Bank Asya'da hesap açmamış, çocuklarını tam tersi dershanelere göndermiş, yaşantısının dinle hiçbir ilgisi yok. Bize, ‘siz beni mahkemeye sevk etseniz de hiçbir şey tutturamazsınız' dedi. FETÖ örgütlenmesinde merkezden uzaklaştıkça izlere rastlıyorsunuz, merkeze yaklaştıkça tüm izler yok oluyor” diyerek üst düzey bir albayın dosyasından örnek verdi.