Politika

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun; en büyük devrim 101 yıl önce bugün Cumhuriyet’in ilanıyla yapıldı

TBMM’de 29 Ekim 1923’te yapılan oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, oybirliği ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi

29 Ekim 2024 00:00

T24 Haber Merkezi

Türkiye Cumhuriyeti, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı da yürütmek üzere Ankara'da kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 2. Dönem 1. Yasama Yılı’nda, 101 yıl önce bugün, 29 Ekim 1923 Pazartesi günü kuruldu. 1921 Anayasası'na eklenen "Hâkimiyet, bilakaydüşart milletindir. İdare usulü, halkın mukedderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devleti’nin şekl-i hükümeti cumhuriyettir " hükmüyle ilan edilen cumhuriyet, Türkiye'nin tarihinde ulus egemenliği ve demokrasi yolunda yapılan en büyük devrim olarak yüzyılı aştı. 29 Ekim 1923’te Büyük Millet Meclisi’nde cumhuriyetin ilanından sonraki birleşimde yapılan oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın lideri Gazi Mustafa Kemal Paşa, oybirliği ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhuriyet’in ilanı ve 24 Kasım 1934’te “Atatürk” soyadını alan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, TBMM’nin kararıyla 101 pare top atışı yapıldı.

TIKLAYIN | TBMM Zabıt Ceridesi: 29 Teşrinievvel 1339 (Miladi 1929) Pazartesi günü

TIKLAYIN | Arşiv fotoğraflarıyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

TIKLAYIN | Cumhuriyet'in ilk yıllarından arşiv fotoğrafları

TIKLAYIN | Lozan Barış Antlaşması 101 yaşında: Türkiye Devleti 24 Temmuz 1923'te, Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923'te kuruldu

TIKLAYIN | Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı zaferle bitiren "Büyük Taarruz" 101 yaşında

 

"Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz"

Türkiye'de "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." kuralını devlet yönetimine yerleştiren ve demokrasiyi taçlandıran Cumhuriyet'in ilanının üzerinden 101 yıl geçti. Milli Mücadele'nin zaferle sonuçlanmasının ardından Mustafa Kemal Atatürk, yeni Türk devletinin yüzünü çağdaşlaşma ve demokrasiye çevirdi.

Ankara'nın, Türkiye'nin hükümet merkezi olmasının ardından mevcut rejimin isminin de bütün açıklığıyla konulması, yeni devletin başkanının da seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar devlet başkanlığı görevi, TBMM Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü.

Bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nın onayı için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu. Bu sıralarda İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclisin güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil çözüm gerektirdi.

25 Ekim 1923'te ise hükümetin istifasıyla bir bunalım ortaya çıktı. Bu olay Atatürk'e, cumhuriyeti ilan etmek için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşlarına "Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz" diyerek fikrini açıkladı.

Atatürk o gece, İsmet İnönü ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1929'da Cumhuriyet Bayramı geçit törenini izliyor. 

"Türkiye Devleti bir cumhuriyettir"

AA Arşivi'ndeki bültene göre, Meclis, 29 Ekim 1923 Pazartesi saat 18.00'de İsmet İnönü başkanlığında toplandı. Anayasa Komisyonu tarafından sunulan ve anayasa değişikliğini içeren teklif acilen görüşülmesi için gündeme kaydedildi.

Görüşe sunulan tasarıda şu hükümler yer aldı:

  • "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulusal işlerin fiili idarenin yönetim şekli halka dayanmaktadır. Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.

  • Türkiye Devleti'nin dini İslam, resmi dili Türkçedir.

  • Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir.

  • Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, Genel Kurulun toplantısında bir yasama dönemi süresi için kendi üyeleri arasında Millet Meclisi tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı görevini halefi seçilene kadar sürdürür. Geçmiş başkan yeniden seçilebilir.

  • Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Türk Devleti'nin başıdır. Bu sıfatıyla gerekli gördüğü zaman, Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulunun başkanlığını yapar.

  • Kurul Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar yine milletvekilleri arasında, Kurul Başkanı tarafından seçilir. Kurulun listesi Büyük Millet Meclisinin onayına, Cumhurbaşkanı tarafından sunulur."
Atatürk, 29 Ekim 1930'da Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için Meclis'ten ayrılırken.

Yaşasın Cumhuriyet" sesleri ve alkışlar...

Komisyon adına söz alan Yunus Nadi Bey, Mondros Mütarekesi'ne kadar yaşanan olayları hatırlatarak cumhuriyetin ilanının gerekliliğini dile getirdi. Daha sonra kürsüye çıkan Vasıf Bey, cumhuriyeti övdü.

Daha sonra Eyüp Sabri Hoca Efendi, gecikmeden cumhurbaşkanının seçimiyle devam edilmesini talep etti.

Konuşmaların ardından tasarı saat 20.30'da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi. Cumhuriyetin ilanı "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri ve alkışlarla karşılandı.

"Türkiye, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu ispat edecektir"

Cumhuriyetin ilanından ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi.

İlk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ilk konuşması

Cumhurbaşkanı unvanıyla kürsüye çıkan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Meclise hitabı TBMM kayıtlarında şöyle yer aldı:

"Efendiler; asırlardan beri Doğu'da haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu.

Son yıllarda milletimizin fiili olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti.

Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.

Arkadaşlar; bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı'nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum.

Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir şekilde yapışarak, kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır."