Sözcü yazarı Yılmaz Özdil'in kendisi için "Hayal kırıklığı" ifadesini kullandığı Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı'dan yanıt geldi. Bursalı, "Özdil’de neden 'hayal kırıklığı' yarattığımı bilemem. Karşılaşıp merhabalaştığımız, el sıkıştığımız da yoktur. Sorun, sadece sosyal paylaşımımla mı sınırlı, yoksa ötesinde başka şeyler mi var, zerre fikrim yok" dedi. Özdil'in hayran kitlesinin fazla olduğunu çok popüler bir yazar olduğunu kaydeden Bursalı, "Kitaplarının önünde büyük kuyruklar oluşur. Diline bir 'lider' hayranlığı duyulur. Öyle ki Özdil’in hayranları arasında adeta bir şövalye ekip oluşmuştur, bunlara mürit demek istemem ama aralarında bazıları mürit gibi davrandı ve Özdil’in yazısında hedefe konduğumu görünce yanında bitiverdiler, hakaretlerle, adeta hayvan gibi soluyarak..." ifadesini kullandı.
Bursalı'nın "Yılmaz Özdil senden ne istiyor’ sorularına yanıt" başlığıyla (28 Ocak 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
...Özdil, yaşadığımız tonlarca haksızlık karşısında büyük tepki duyan insanların yanan yüreklerini, yakaladığı yazı tarzıyla soğutuyor ve oh dedirtiyor. İktidarın dışlayıcı ve ötekileştirici, kamplaştırıcı politikalarına - söylemlerine, yoğun bir şekilde duyguları coşturarak yanıt veren bir keskin “karşı - iktidar dili”ni yazılarında başarıyla kullanıyor. Bir karşı “propagandist” dil.
Bu tür bir yazı dilinin dur durağı yoktur. Özdil’in bu dili hemen herkese benzer duygu ve keskinlikte saldırır. Hiçbir ayrım yapmaz. İnceltilmiş ve farklılaşmış “versiyonları” yoktur. Muhalefet de liderleri de aynı dilden nasiplerini sık sık alır.
Özdil’in bu dili bana uymaz. “Duygu-emici”. Ama bu dilin taraftarları çoktur. Basit, yalın, hücumcu, bizim tarafı rahatlatan başarılı bir yazı tarzı. Arada sırada tarihten başarıyla çıkardığı “olayları - gerçekleri” köşesine taşır ve okutur. Ben bile helal olsun dediğim yazılarını anımsarım. *** Hayran kitlesi fazladır, çok popülerdir. Kitaplarının önünde büyük kuyruklar oluşur. Diline bir “lider” hayranlığı duyulur. Öyle ki Özdil’in hayranları arasında adeta bir şövalye ekip oluşmuştur, bunlara mürit demek istemem ama aralarında bazıları mürit gibi davrandı ve Özdil’in yazısında hedefe konduğumu görünce yanında bitiverdiler, hakaretlerle, adeta hayvan gibi soluyarak...
Fakat şunu belirteyim ki aklı başında çoğunluk sadece ne olup bittiği konusunda bilgi almak için kapımı çaldı ve bu durumdan üzüntülerini bildirdi: “Biz birbirimizi mi yiyeceğiz hep”...
Buna, hem Özdil adına hem de bizim tarafın büyük çoğunluğunun aklı başında davranışı adına sevindiğimi belirteyim. *** Özdil’de neden “hayal kırıklığı” yarattığımı bilemem. Karşılaşıp merhabalaştığımız, el sıkıştığımız da yoktur. Sorun, sadece sosyal paylaşımımla mı sınırlı, yoksa ötesinde başka şeyler mi var, zerre fikrim yok. Atatürk kitabına yönelik yüreklendirici bir şey yazmış olmamamı dert edeceğini ve buna ihtiyacı olduğunu hiç düşünmem. Yüz binlerce hayranı olan bir yazarla, bu köşenin sakin ve sıradan yazarının karşılaştırması mı olur? Popülerlik, bende fazla karşılığını bulamıyor.
Yazının devamı için tıklayın