Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, "Savcılık diyor ki: Adem Özkan, FETÖ’nün Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem imamlarından biridir. Görüştüğü askerler arasında, 15 Temmuz’dan sonra Hava Kuvvetleri’nde beş yıl personel dairesini yöneten, FETÖ’cü askerleri ayıklayan Kutlay Demir de vardır. Tabii bunu devletin verdiği ankesör listesine bakarak söylüyor." bilgisini paylaştı.
Terkoğlu yazısında, "Aslında Türkiye’ye Müyesser Yıldız duyurdu. Adı Kutlay Demir. 15 Temmuz’un ardından iki kez terfi ettirildi. Önce tuğgeneral, sonra tümgeneral oldu. Darbe girişiminin ardından, tam beş yıl, Hava Kuvvetleri’nde personel başkanlığı yaptı. Personel dairesi, Hava Kuvvetleri’nde, FETÖ ile mücadelenin en kritik yeriydi. Demir’in hazırladığı dosyalarla, FETÖ bağlantılı olduğu iddia edilen isimlerin, orduyla ilişiği kesildi. Kutlay Demir’e güvenin altı elbette boş değildi. Hakkında hazırlanan terfi dosyasında şunlar yazıyordu: “FETÖ/PDY ile kararlı bir şekilde mücadele etmektedir”, “PDY ile ilgisi yok. Ancak başka cemaat bağlantılı olduğu kanaatindeyim”, “Terfi etmeli (eşi türbanlı), hükümet yanlısı”. ifadesini kullandı.
Terkoğlu şunları kaydetti:
"Dosyaların davalara gönderilmesi sayesinde bu bilgiler ortaya çıkmıştı. Derken... Geçen yıl beklenmedik bir şey oldu. 15 Temmuz’dan sonra, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na atanan Tuğgeneral Serdar Atasoy’un FETÖ üyesi çıkmasının ardından, Kutlay Demir de istifa etti.
Müyesser Yıldız’ın geçen yıl anlattığına göre, istifa dilekçesi bir ay boyunca işleme konulmadı. Bu sırada, Erdoğan’a ulaşıp, kararı değiştirmeye çalışanlar oldu. Sonunda dilekçe iade edildi. Kutlay Demir, geçen yılki YAŞ’ta, başka bir yere, Diyarbakır’daki Muharip Hava Kuvvet Komutan Yardımcılığı’na atandı.
İşte “geçen yıl neler oldu öyle” diye merak ederken bazı şeylere ulaştım. Gerçekten de “başka bir cemaatten” denilerek FETÖ ile mücadelede öne çıkarılan Demir’le ilgili, herkesi şaşırtan ilginçlikler olmuş.
Şöyle anlatayım... Önümde Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geçen yılki bir iddianamesi duruyor. 2021/11700 soruşturma numaralı dosyanın sanığı Adem Özkan. FETÖ’nün mahrem imamlığı ile suçlanıyor. FETÖ dershanelerinde öğretmen görüntüsündeki isim, iddianameye göre, Hava Kuvvetleri içindeki FETÖ bağlantılı askerleri yönetiyordu. Bunu da ankesörlü aramalarla toplantıya çağırarak yapıyordu. Savcılık, itirafçı ve tanık ifadeleri, Bylock çözümleri, telefon irtibatları dahil, çeşitli delillerle bunu tespit etmiş.
Özkan’ın iddianamesinin 25. sayfasından aktarayım:
“Örgütsel aramalarda kullanıldığı değerlendirilen kartlar incelendiğinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Daire Başkanlığı görevini icra ettiği tespit edilen Tümgeneral Kutlay Demir (...) tarafından kullanıldığı değerlendirilen GSM hatlarının, ankesör kartı marifetiyle örgütle bağlantılı şahıs ve şahıslar tarafından arandığı...”
Savcı iddianamede, Adem Özkan ile Kutlay Demir iletişimi kurulan telefon kartının seri numarasını bile vererek devam etmiş:
“2007-2010 yılları arasında şüpheli Adem Özkan’ın Hava Kuvvetleri Komutanlığı Bandırma 6. Ana Jet Üssü Komutanlığı’nda görevli subaylar Kutlay Demir, (...) ile ankesörlü telefonlardan örgütsel görüşmeler yaptığı, örgütsel buluşma ve toplantılar için yer ve zaman belirledikleri, birlikte örgütsel toplantılara katıldıkları hususunun tespit edildiği...”
Yani savcılık diyor ki: Adem Özkan, FETÖ’nün Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem imamlarından biridir. Görüştüğü askerler arasında, 15 Temmuz’dan sonra Hava Kuvvetleri’nde beş yıl personel dairesini yöneten, FETÖ’cü askerleri ayıklayan Kutlay Demir de vardır.
Tabii bunu devletin verdiği ankesör listesine bakarak söylüyor.
Özkan’la bağlantılı diğer askerlere baktım. KHK ile atılmış, yargılanmışlardı.
Havacı Albay Hüseyin Altın’ın iddianamesinde, Adem Özkan’ın ankesör görüşmelerinin tamamı yer alıyordu. Listeye bakınca Özkan’ın sadece Kutlay Demir adına kayıtlı hattı değil, eşi A. Demir adına kayıtlı hattı da aradığı görülüyordu.
“Geçen yıl ne oldu” sorusu da yanıt buldu. Belli ki Kutlay Demir hakkında, Emniyet ve yargının tespitleri, şok etkisi yaratmıştı. Ortaya çıkan belgelerin ardından Demir önce istifa etmiş, sonra “birilerinin” devreye girmesiyle, personel dairesinden başka göreve kaydırılmıştı. Kriz, Serdar Atasoy etkisi yaratmadan, yumuşak geçişle çözülmüştü. Tarihler, belgeler, ifadeler, tespit tutanakları bunu söylüyordu."