Gündem

Davutoğlu: Montrö'nün ihlal edilmesine izin vermeyiz

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Rusya'nın Montrö Anlaşması'nı ihlal ettiği iddialarına 'Montrö en kararlı şekilde uygulanan anlaşmadır' yanıtını verdi

13 Nisan 2014 13:35

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Montrö Anlaşması'nın ihlal edilmesine izin vermeyiz. Bu Karadeniz’de istikrar açısından da İstanbul ve boğazların güvenliği açısından da hayati” dedi.

Davutoğlu, Japonya'nın Hiroşima kentindeki temaslarının ardından Rusya ile Batı ülkeleri arasında yaşanan enerji nakli konusu ve Montrö Anlaşması başta olmak üzere birçok konuda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Rusya’nın, Türkiye’nin Montrö Anlaşması'nı ihlal ettiğine yönelik iddialarının sorulması üzerine Davutoğlu, Montrö Anlaşması'nın 20. yüzyıldan 21. yüzyıla intikal eden, "en kararlı şekilde uygulanan" anlaşmaların başında geldiğini söyledi.

Montrö Anlaşması'nın üzerinden iki dünya savaşı, soğuk savaş ve balkanlardaki krizler gibi birçok konu geçtiğini hatırlatan Davutoğlu, “Hiçbir zaman Montrö Anlaşması konusunda Türkiye üzerine düşeni yapmaktan geri durmadı, hem de harfiyen Montrö Anlaşmasına sadık kaldı” dedi.

Davutoğlu, bu çerçevede Rusya’dan gelen açıklamalara Türkiye’nin mukabele açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.

“Hiçbir şekilde Montrö Anlaşmasının ihlal edilmesine izin vermeyiz” diyen Davutoğlu, “Bu Karadeniz’de istikrar açısından da önemlidir, İstanbul’un ve boğazların güvenliği açısından da hayatidir” dedi.

 

'Bir gerilimden bahsetmek doğru olmaz'

 

Davutoğlu, hiçbir ülkenin bu konuda herhangi bir tereddüte kapılmaması gerektiğinin altını çizerek, “Bu çerçevede Türkiye ile Rusya arasında bir gerilim ve krizden bahsetmek doğru olmaz. Türkiye, Montrö anlaşmasını uygular. Ukrayna ve Rusya'nın stratejik ortağı olarak da her iki ülke ile ilişkilerini sağlam bir zeminde yürütür. Kırım'da soydaşları olan ve Kırım'ın istikrarına önem veren bir ülke olarak da sürekli devrededir” diye konuştu.

Taraflar arasındaki karşılıklı güvene dikkati çeken Davutoğlu, AGİT gözlem heyetinin başına bir Türk diplomatı olan Ertuğrul Apakan’ın getirildiğini ifade etti. Davutoğlu, bu durumun Türkiye’nin tüm taraflar nezdinde taşıdığı itibarı gösterdiğini ve “Türkiye'ye olan güvenin yansıması” olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, “Rusya Türkiye'ye göz dağı veriyor” iddialarına ilişkin de bunların genelde basında yapılan yorumlar olduğunu söyledi. Davutoğlu bu durumu “Değişik çevrelerde Türkiye’nin komşu ülkelerle sürekli kriz içindeymiş gibi bir intiba oluşturulmaya çalışılması bazıları tarafından takip edilen bir politika” şeklinde nitelendirdi.

“Bu kadar kritik gelişmelerin içinden geçiyorsanız, bazen görüş ayrılıkları da olabilir” diyen Davutoğlu, şunları söyledi;

“Biz Rusyayla bu tür görüş ayrılıklarını konuşarak çözmeyi her zaman başarmışızdır. Görüş ayrılıkları olduğunda oturur konuşuruz. Kalıcı bir gerilime izin vermeyiz, bunu herkesin bilmesi lazım. Montrö anlaşması konusunda ise kimsenin şüphesi olmamalıdır. Türkiye Montrö anlaşmasını her zaman olduğu gibi titizlikle uygulamaya devam eder”

 

'Enerji'de olumsuz bir gelişme beklemiyoruz'

 

Rusya’nın Ukrayna krizinin ardından bölgede enerji naklini gündeme getirmesiyle ilgili Davutoğlu, bütün bu krizlerden bağımsız olarak Türkiye’nin enerji stratejisinin enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi yönünde "kararlı bir şekilde" ilerlediğini kaydetti.

"Türkiye’nin bu krizler olsun ya da olmasın enerji açığı olan ve kalkınmanın sürdürülebilirliği açısından enerji açığını kapatmak zorunda olduğunu" ifade eden Davutoğlu, bütün ihtimalleri gözeten bir yaklaşım sergilediklerini vurguladı.

Davutoğlu, “Nabucco dışında TANAP (Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi) ve TAP (Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı) projelerinin tam da bu gerekçeyle geliştirilmiş projeler olduğunun" altını çizerek şöyle devam etti:

“Azerbaycan ile geliştirdiğimiz Kafkas enerji kaynakları dışında son dönemde ısrarlı politikalarımız sonucunda Kuzey Irak ile yürütmekte olduğumuz enerji görüşmelerinin taşıdığı önemi heralde şimdi herkes farketmiştir. Bu konuda bazen eleştiri yönlendirenler herhalde şimdi Türkiye’nin, hükümetimizin ne kadar öngörülü bir şekilde enerji kaynaklarını çeşitlendirme konusunda yol aldığını bir kez daha idrak edeceklerdir."

Davutoğlu, Türkiye ile Rusya  arasında enerji işbirliğinin sadece doğalgaz alanında değil, nükleer alanda da olduğunu hatırlatarak, “Dolayısıyla Rusya ile olan enerji işbirliğimizin bütün bu gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi için yoğun çaba sarfediyoruz. Bu anlamda da olumsuz bir gelişme beklemiyoruz” dedi.

 

Suriye'deki kimyasal saldırıyı hatırlattı

 

Nükleer Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi (NPDI) toplantılarında nükleer ve kitle imha silahlarının olmadığı bir dünya için 12 ülkenin dışişleri bakanları ve yetkilileriyle bir araya geldiklerini söyleyen Davutoğlu, “Bir kez daha birbirimize ve insanlığa söz verdik” dedi.

Davutoğlu, toplantılar öncesi yapılan atom bombası kurbanları etkinliklerinde Suriye’de yaşananları hatırladığını belirterek, şunları söyledi;

“Şu anda dahi Suriye’de kimyasal silahlarla geçen sene katledilmiş çocukların zihinlerimizde uyandırdığı görüntüler var. Hala muhtemelen o kimyasal silahların etkisiyle ölmekte olan çocukların Suriye’de varoluşu, bir kez daha insanlık olarak sorumluluğumuzu önümüze getirdi."

Suriye rejiminin son dönemde tekrar kimyasal silah kullandığına dair yoğun raporlar geldiğini kaydeden Davutoğlu, bu konuyu üç gün önce ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşmesinde ele aldıklarını belirtti.

Davutoğlu, bunların kim tarafından yapılırsa yapılsın insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, “Hiroşima benzeri görüntülerin ortaya çıktığı bütün savaş suçları insanlık vicdanında yargılanmalı ve hak ettiği cezayı bulmalıdır” dedi.

“Biz ‘Global Zero’ denilen hiçbir kitle imha silahının olmadığı bir dünya için çaba sarfediyoruz” diyen Davutoğlu, “İlk aşamada kitle imha silahlarından arındırılmış bir Ortadoğu ve arındırılmış bölgeler oluşturulmasında kararlıyız” ifadelerini kullandı.