Konya Meram’da 30 Temmuz'da ırkçı saldırı sonucunda katledilen yedi kişilik Dedeoğulları ailesine yönelik saldırıya ilişkin 9 kişi hakkında açılan dava bugün Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre duruşmada, saldırının tek tanığı Ahmet A. dinlendi. Sütçülük yaptığını söyleyen Ahmet A. olay günü süt toplarken olaya tanık olduğunu söyledi.
Ahmet A. ifadesinde, “Her iki evin arasında kavga olduğunu gördüm. Ben de aracımdan inip ayırmaya çalıştım. Ama zaten ayrılmışlardı. Her iki tarafında da elinde cisimler vardı. Ben Lütfü abileri ayırıp evlerine doğru götürdüm. O ara bunlar tekrar Dedeoğulları’nın evine doğru gitti. O sırada Ayşe Keleş bana, ‘polisi ara’ dedi. Aradım, 5 dakika sonra polis geldi. Polis gelince durdular” dedi.
Ahmet A. olay günü ifade için karakola çağrılmadığını söyledi. Mahkeme başkanı da dosyadaki bilgilere bakarak Ardıç’ın ifadesinin 16 Eylül’de alındığını söyledi. Mahkeme başkanı Ahmet A.’ya “İfadenin bir buçuk ay sonra mı aldılar” diye sordu. Ardıç, “Evet bir buçuk ay sonra aradılar. İfadeden önce kimseyle görüşmedim buna dair” dedi.
"Kim kimi vurdu görmedim”
Mahkeme başkanı Ahmet A.’nın savcılık ifadesini, “Polis gelince ayrıldılar kim kimi vurdu görmedim” sözleriyle aktardı.
Mahkeme başkanı, “Olayın tek tanığısın kim kimi vurdu görmedin mi” sorusu üzerine Ahmet A., Yaşar ve Barış Dedeoğulları ile Lütfi ve Ali Keleş’in elinde sopa gördüğünü söyledi. Olay sırasında ateş sesi duyduğunu da belirten Ardıç, kimin ateş ettiğini görmediğini belirtti.
Ahmet A.’nın ardından saldırının yaşandığı gün Ayşe Keleş’in evinde bulunan kızı Esma Keleş, eltisi Fadimana Keleş ile Yahya Çalık’ın eşi Şerife Keleş tanık olarak dinlendi. Dinlenen tanıklar yaşananları görmediklerini belirtti.
İfadesi alınan tutuksuz sanıklar İbrahim Keleş ve Ramazan Çalık de benzer şekilde Dedeoğulları’nın elinde sopa olduğunu ifade etti. Sanıklar, kimin kime nasıl vurduğunu görmediklerini söyledi.
Duruşmaya, Dedeoğulları ailesini yakınları, taraf avukatları, Diyarbakır Barosu’ndan ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nden çok sayıda avukat katıldı. 9 sanıktan 4’ü salonda hazır bulunurken tutuklu 2 sanık ise tutuklu oldukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.
Tanımadığı kişilerin isimlerini saydı
Ardından sorgusu yapılan Ali Keleş (Lütfi oğlu) ise çelişkili ifadelerde bulundu. Dedoğulları’nın elinde sopa olduğunu iddia eden Keleş, “Bana sopayla vurdular. Ben kimseye vurmadım. Yumruk salladım. Silah sesi duydum. Yaşar Dedeoğulları ateş etti, silahı ona Sibel ya da Serpil getirdi. Onları sima olarak tanımıyorum, sadece her ikisinin de isminin S ile başladığını biliyorum” şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanının, “Sima olarak tanımıyorsan, hepsinin ismini tek tek nasıl sayıyorsun, kolluk ifadende de hepsini tek tek saymışsın” sorusuna sanık Keleş, “İsimlerinin s ile başladığını biliyorum” cevabını verdi.
"Birkaç gün önce bahçede av tüfeğiyle ateş ettim"
Elinde ateş artığının tespit edildiğini belirten mahkeme başkanı, “Buna dair ne diyeceksin” sorusuna, sanık Keleş, “Evet, olaydan birkaç gün önce bahçede av tüfeğiyle ateş ettim” yanıtını verdi. Mahkeme başkanını, “Elini hiç yıkamadın mı” sorusuna, sanık Keleş, “Doğrudur başkanım” dedi.
Söz alan Dedeoğulları ailesinin avukatlarından Atila Kart, “Beyanlar dosyadaki maddi bulgularla uyuşmuyor. Saldırının evin içinde olduğunu gösteren bulgular var. Müvekkillerimin hastane raporları var. Bunları sorun” dedi. Sanık avukatları ise sanıklara sadece, “Olay nasıl sonlandı” sorusunu yöneltti. Sanıklar bu soruya, “Her iki taraf da yorulunca bitti” yanıtını verdi.
"Saldırı ve katliam dosyasının birleştirilmesi lazım"
Ardından Çetin Dedoğulları’nın beyanları alındı. 12 Mayıs’ta yaşanan saldırıdan sonra Konya’ya geldiğini söyleyen Dedeoğulları, “Ailem kendilerini yaralayanları da öldürüleceklerini de söylemişler. Ölen ve saldırıya uğrayan aynı kişiler, saldıran ve öldürenler de aynı kişiler. Ama siz burada olmayan insanların nasıl dayak yediğini tartışıyorsunuz. Saldırı ve katliam dosyasının birleştirilmesi lazım” dedi.
Dedeoğulları, sanıkların hepsinden şikayetçi olduğunu belirtti.
Dosyaların birleştirilmesi talebi
Daha sonra duruşmaya ara verildi. Ardından müşteki avukatları söz aldı. Dava avukatlarından Atila Kart, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen katliam davası ile mevcut davanın birleştirilmemesine tepki gösterdi.
Kart “Dosyaların birleştirilmemesi bizi kaygılandırıyor, adalete erişim noktasında kaygı duyuyoruz. Dosyalar birleşmediği müddetçe o mahkemede konuştuklarımızı burada, burada konuştuklarımızı ise orada konuşuyoruz” dedi.
Ardından konuşan dava avukatlarından Özüm Vurgun da, tevsi tahkikat talebinde bulundu. Vurgun ayrıca olaya ilişkin keşif yapılması talebinde bulundu.
"Meseleyi Kürtlüğe çekmek istiyorlar"
Daha sonra konuşan sanık avukatlarından Kazım Turan, “Meseleyi Kürtlük meselesine çekmek istiyorlar ama onlar Yozgatlı da olsa, Laz da olsa, bir Alevi de olsa yine bu olacaktı” dedi.
Dava avukatlarının katliamı “soykırım” olarak yorumlamasına karşı, Ali Çalık ve Lütfi Keleş, “Bizim de Kürt arkadaş ve müşterilerimiz var adımızı ve soyadımızı kullanarak soykırım diyorlar. Biz bundan çok rahatsız oluyoruz” şeklinde konuştu.
Ara karar: Dosyalar birleştirilmedi
Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, saldırının tek tanığı olan Ahmet A.’nın kullanmakta olduğu telefonun HTS kayıtlarının istenmesi için BTK’ye müzekkere yazılmasına, müşteki avukatlarının tanık Ahmet Ardıç yönünden yalan tanıklık sanıklar Ali Keleş (Veli oğlu) ve Lütfi Keleş yönünden suç üstlenme suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebin hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verdi.
Dava avukatlarının keşif talebini ise reddetti. Sanıklar Ali Keleş (Veli oğlu) ve Yahya Çalık hakkında ‘silahla tehdit’ suçundan gereğinin ifası için Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulunmasına hükmeden mahkeme ayrıca katliam dosyasıyla saldırı dosyasının birleştirilmesi talebinin reddine karar verdi.
Bir sonraki görüşme 20 Nisan’a görülecek.
Ne olmuştu?
30 Temmuz 2021'de akşam saatlerinde Konya'nın Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi'nde yaşayan Dedeoğulları ailesinin evini basan silahlı saldırganlar, evde bulunan 7 kişiyi öldürdü ve ardından evi ateşe verip kaçtılar.
Çevredekilerin ihbarı ile olay yerine çok sayıda polis ve itfaiye ekibi sevk edildi. Ateşe verilen evde yangın söndürüldükten sonra silahla vurulan Yaşar Dedeoğulları, Barış Dedeoğulları, Serpil Dedeoğulları, Serap Dedeoğulları, İpek Dedeoğulları, Metin Dedeoğulları ve Sibel Dedeoğulları cesetleri bulundu.
24 yıldır yaşayan aynı mahallede yaşayan Dedeoğulları ailesi 12 Mayıs'ta yaklaşık 60 kişilik bir grubun saldırısına maruz kalmıştı. "Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız" tehditleriyle saldırı gerçekleştiren ırkçı grup 4'ü kadın olan 7 kişilik aileyi ağır yaralamıştı. Saldırının ardından tutuklanan 7 kişiden 5'i tahliye edilmişti.