DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Bugün Kürtler bulundukları her coğrafyada toprak bütünlüğü içinde birlik ve beraberlikten yana. Bu tarihsel bir şans. Bu tarihsel şansı geleneksel politikalarla heba mı edeceksiniz yoksa bu şansa bir zemin mi oluşturacaksınız? Ne kırmızı kitap ne kırmızı çizgi. Kırmızı çizgilerle aydınlık yarınlardan bahsedemeyiz. Hem kırmızı çizginiz olacak hem yeni bir sayfa açmak isteyeceksiniz. İşte artık karar vakti geldi" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda; TBMM, Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri görüşülüyor. Görüşmelerde söz alan DEM Parti Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan şunları söyledi:
"Bir zamanlar bakanlığı da olan Avrupa Birliği artık bir başkanlık düzeyinde görkemli bir binada Avrupa Birliğini oluşturan değerlerle arasına son derece büyük mesafeler koyarak sürdürüyor. Avrupa Birliği'nin de gözü biraz daha Türkiye'de. Dünya Türkiye'ye yeniden bakıyor. Son yaşananlarda Türkiye nasıl bir rol oynayacak nasıl bir misyon üstlenecek?
Hepimizin hemfikir olduğu bir konu var; tarihin hızlandırılmış bir anından geçiyoruz. Hepimiz özellikle Suriye'de yaşananlara bakınca hemfikiriz. Suriye'yi en başından beri takip eden, bu konuda en tutarlı politikaya sahip olan, yol haritası olan çözüm önerilieri olan bir partiyiz.
En tutarlı parti olarak bu tarihsel eşikte Suriye'de Türkiye'nin yapması gerekenleri tekrar hatırlatarak hem bir yurttaşlık sorumluluğu hem de gerçekten nasıl Türkiye tezahürü olduğunun kanıtıdır. Kim daha Türkiyeli bakalım.
"Hakikati olduğundan farklı göstermek Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmadı"
Yeni bir Ortadoğu kuruluyor. Demokratik değişime direnenler gördüğünüz gibi bir şekilde aşılıyor. Türkiye'nin de üstleneceği misyonla birlikte önünde tam da böyle bir tercih var. Türkiye, Suriye'de halkların özgürlüğünü sağlayacak, demokratik bir gelişimi sağlayacak bir aktör mü olacak yoksa başka bir yaklaşım mı benimseyecek? Yüzbinlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın yer değiştirmesine neden olan bir savaştan bahsediyoruz. Suriye savaşında bölgesel ve küresel aktörler ne yazık ki insani sonuçlarından çok güç tahkim etmeye çalıştılar.
Sabahtan beri burada Suriyeli kürtler konuşuluyor. Onların oralı olmadığını iddia etmek gerçekdışı, inkar etmek demektir. Hakikati olduğundan farklı göstermek bugüne kadar Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmadı. Bugün kürtler bulundukları her coğrafyada toprak bütünlüğü içinde birlik ve beraberlikten yana. Bu tarihsel bir şans.
Bu tarihsel şansı geleneksel politikalarla heba mı edeceksiniz yoksa bu şansa bir zemin mi oluşturacaksınız? Ne kırmızı kitap ne kırmızı çizgi. Kırmızı çizgilerle aydınlık yarınlardan bahsedemeyiz. Hem kırmızı çizginiz olacak hem yeni bir sayfa açmak isteyeceksiniz. İşte artık karar vakti geldi. İktidarından muhalefetine toplumsal ve siyasal olarak herkesin karar vermesi gerekn bir an.
"Bu akrabalığı görmeden bu fırsatı değerlendiremeyiz, yazık olur"
Sayın Cumhurbaşkanı dün 'kalbimizin bir yarısı Antep, Hatay, Urfa ise diğer yarısı Afrin, Halep, Hama, Humus ve Şam'dır' dedi. Buna DEM Parti olarak olduğu gibi katılıyoruz. Ancak eksik buluyoruz ve bir katkıda bulunmak istiyoruz. Kürtlerin kalbinin yarısı Diyarbakır ise diğer yarısı Kobani'dir. Kürtlerin kalbinin bir yanı Mardin ise diğer yanı Kamışlı'dır. Biz bu gerçeği başka türlü kabul edemeyiz. Bu duygudaşlığı, bu dostluğu, bu akrabalığı görmeden bu fırsatı değerlendiremeyiz ve çok yazık olur" (ANKA)