Edirne Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bugünleri tahmin etmiştim ama durdurmaya gücümüz yetmedi maalesef. Yoksa her şey baştan belliydi" diye konuştu. Demirtaş, "Hukuk askıya alınacaktı, demokrasi yok edilecekti, ekonomi çökecekti, toplum sefalete sürüklenecekti. Bunlar olacaktı ve oldu da ne yazık ki. Şimdi artık bütün bunları düzeltmek ve bir çıkış yolu bulmak için el ele mücadele etme zamanı" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, halktv.com.tr'den Hazar Dost'un sorularını yanıtladı.' 'Bana karşı özel bir kinin ve kastın olduğu belli. Tüm muhalefete baskı yapılıyor. Bununla birlikte HDP’ye ayrı, özel ve orantısız bir baskı var. Tam bir intikam duygusu ve düşman hukukuyla yaklaşıyorlar. Mevcut iktidarın baskısı olmasaydı bize tek bir dava bile açılmazdı çünkü gerçekten hiçbir suç işlemedik" diyen Demirtaş, "Bazı söylemlerimiz bazı kesimleri rahatsız etmiş olabilir, bunu anlıyorum ve saygıyla karşılıyorum. Ama bu, o söylemlerimizin suç olduğu anlamına gelmez. Bugünkü suçlamaların tamamı siyasidir ve konjonktüreldir" sözlerini kaydetti.
"Mevcut yönetim sisteminin yol açtığı krizleri boyutlarını anlamak için Boğaziçi çok önemli bir örnek"
Demirtaş, Cumhurbaşkanı ve AKP genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne eski AKP'li milletvekili aday adayı Prof. Dr. Melih Bulu'nun atanmasına karşın öğrenci ve akademisyenlerin başlattığı protestolara ilişkin olarak, "Türkiye’de hukuk, siyaset, ekonomi, akademi, basın ve elbette eğitim alanında yaşanan trajik çöküşün tüm boyutlarını Boğaziçi olayında bir arada görmek mümkün. Yani mevcut yönetim sisteminin yol açtığı krizlerin ve bu krizlerin yol açtığı tahribatların boyutlarını anlamak için Boğaziçi çok önemli bir örnek" değerlendirmesinde bulundu.
Boğaziçi eylemleri yorumu: Siyasal muhalefetin buradan çıkarması gereken önemli dersler var
"Kayyum rektörün atanma biçiminden profiline, öğrencilerin ve akademisyenlerin tepkilerine; polisin, hükümetin ve medyasının yaklaşımından yargının tutumuna kadar her şey, rejimin karakterini çok net yansıtıyor. Ama aynı şekilde, Boğaziçi öğrencilerinin ve akademisyenlerinin profillerinden eylem biçimlerine, kararlılıklarından taleplerine kadar her şey de toplumsal muhalefetin çok iyi bir örneğini ortaya koyuyor" diyen Demirtaş, "İşte siyasal muhalefetin buradan çıkarması gereken önemli dersler var. Tüm farklılıklara rağmen, demokratik talepler etrafında birleşme ve daha da önemlisi, harekete geçme konusunda Boğaziçililer çok şey anlatıyorlar. Umudu diri tutuyorlar, boğun eğmiyorlar, direniyorlar. Toplumsal destek yaratıyor, meşruiyet sınırlarını iyi hesaplıyor ve ona göre ilerliyorlar" ifadelerini kullandı.
"Kürt gençleri siyasette aktif ve karar verici olmalılar"
"Kürt gençleri siyasette aktif ve karar verici olmalılar. Daha azıyla yetinmemeliler. Bunun için partilerinde örgütlü olmalılar ve nicel olarak da güçlü olmalılar" diyen Demirtaş, "Siyaset sadece partilerde yapılmaz elbette, yaşamın her alanında örgütlenerek var olmayı sürdürmeliler. Gençlik değişime en açık olan kesimdir, bu yönüyle de öncüdür. Tabii ki değişen zamana ve mücadele yöntemlerine en çabuk uyum sağlayanlar da gençlerdir. Bu korkulacak bir durum değil aksine şanstır ve geleceğe dair önemli bir güvencedir" diye konuştu.