14 Ocak 2024 22:11
T24 Haber Merkezi
DenizBank, dolandırıcılık davasıyla ilgili açıklamalarda bulunan avukat Rezan Epözdemir hakkında baroya şikayette bulunacaklarını ve suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi. Banka, Epözdemir'in asılsız beyanlarda bulunduğunu ve saptırılmış bilgiler verdiğini belirtti. Epözdemir ise konuya dair, "Madem olaya herhangi bir dahilleri yok, niçin Seçil Erzan'ı 02.05.2023 tarihli kendi beyanına göre iki gün gözaltında tutmuşlardır? İfadesini yönlendirmişlerdir? Telefonunu kırıp yeni bir telefon vermişlerdir? İki telefonunu da avukatları marifetiyle dosyaya kendileri sunmuştur. Sanığın telefonlarının avukatların elinde ne işi vardır?" dedi.
DenizBank, kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen dolandırıcılık davasına ilişkin bir TV kanalında açıklamalarda bulunan avukat Rezan Epözdemir hakkında mensubu olduğu baroya şikayette ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağını bildirdi.
Bankadan yapılan açıklamada, dün bir televizyon kanalına canlı yayın konuğu olarak katılan Rezan Epözdemir'in asılsız beyanlarda bulunduğu ve saptırılmış bilgiler verdiği belirtilerek, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş'in de adını geçirmek suretiyle, kurum ve yöneticilerin itibarına kasıtlı şekilde zarar verme amacı güden açıklamalar dolayısıyla bilgilendirme ihtiyacı doğduğu kaydedildi.
Dava kapsamında, 12 Ocak'ta gerçekleşen duruşmada dosyaya giren bilirkişi raporundaki Whatsapp yazışmalarında bahsedilen ve Fransa Megeve'ye kayağa gittikleri belirtilen kişinin Hakan Ateş olmadığı belirtilen açıklamada, söz konusu kişilerin tutuklu Seçil Erzan'ın kuzeni Tanın Yılmaz'ın eşi Merve Yılmaz'ın kardeşleri olduğu söylendi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"13 Ocak 2024 tarihinde, Avukat Rezan Epözdemir’in bir televizyon kanalına canlı yayın konuğu olarak katılıp, asılsız beyanlar ve saptırılarak verilen bilgilerle Genel Müdürümüz Hakan Ateş’in de adını geçirmek suretiyle, kurum ve yöneticilerimizin itibarına kasıtlı şekilde zarar verme amacı güden açıklamalarda bulunması dolayısıyla aşağıdaki bilgilendirmeyi yapma ihtiyacı doğmuştur:
Kamuoyunun gündeminde yer alan Seçil Erzan davası kapsamında, hem 12 Ocak 2024 tarihinde gerçekleşen duruşmada hem de 13 Ocak 2024 tarihinde bahse konu televizyon kanalında yapılan canlı yayında Avukat Rezan Epözdemir’in, sanık Seçil Erzan’ın dava dosyasına giren bilirkişi raporundaki Whatsapp yazışmalarına atıfta bulunarak, Seçil Erzan ile kuzeni Tanın Yılmaz arasında 28.01.2023 tarihinde gerçekleştiği belirtilen:
Tanın Yılmaz: Nerde bu uyuz, yurt dışı mı?
Seçil Erzan: Megeve Avusturya’da mı
Tanın Yılmaz: Fransa
Tanın Yılmaz: Oh vallah yesinler gezsinler
Tanın Yılmaz: Hacı, bunlar parayı nereden buluyor ki, şunların hesap hareketlerine bakalım mı?
Seçil Erzan: Hacı ben bunları ihya ettim zamanında
şeklindeki yazışmalarda geçen kişilerin kim olduğu, bahsedilen kişinin DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Seçil Erzan, Tanın Yılmaz’ın eşi olan Merve’nin kız kardeşlerinin Fransa Megeve’ye kayağa gittiklerini ve bunun hakkında konuştuklarını, konuşmada bahsedilen kişinin Hakan Ateş olmadığını belirtmiş: akabinde adı geçen Avukat tarafından içlerinde Genel Müdürümüz Hakan Ateş’in de bulunduğu bir grup kişinin farklı kayak merkezinde çektirdikleri fotoğraf mahkemeye sunularak, söz konusu konuşmada geçen tatilin ve tatil yapanların bu kişiler olduğu iddia edilmiştir.
Gerçek şu ki; canlı yayında ve mahkemede gösterilen fotoğraf, ilgili yazışma tarihinden tam 2 yıl önce, 29 Ocak 2021 – 31 Ocak 2021 tarihleri arasında, Erzurum Palandöken’deki kayak merkezi Sway Hotels önünde çekilmiş aile ve arkadaş grubu fotoğraflarını yayımlayan dergilerden alınmıştır.
Bunun en kolay ispatı da, aynı tarihlerde (3-17 Şubat 2021 arası) Hürriyet Kelebek, Sabahla Günaydın, Hello Dergisi, Şamdan Dergisi, Yenigün ve Yeni Birlik de dahil olmak üzere ekte paylaşılan haber kupürlerinde mevcuttur.
2021 yılında çekilen bir fotoğrafın, Ocak 2023 yılında çekilmiş gibi sunulması gerek Mahkemeyi gerek kamuoyunu manipüle etmeye yönelik, etik kuralları hiçe sayan bir davranış olduğu gibi, Türk Ceza Kanunu açısından da suç teşkil eden bir eylemdir.
Zira, gerek mahkemede gerek söz konusu yayında gösterilen 28.01.2023 tarihli yazışmaların devamında yer alan;
Tanın Yılmaz: Haciiiii, 27 ocak no3 ün d.günü, börtdey viiiyk end yaptı onlar
Seçil Erzan: Bin defa dedim
Seçil Erzan: Anlamıyorlar hacım
Tanın Yılmaz: sanada çok mersi, hacı megeve, okudum Cenevre ye gidiyorsun, oradan buraya, montblanc dağı eteğinde, az biraz sosyetik, başka kim var baksana
şeklindeki yazışmadan, Fransa’nın Megeve kayak merkezinde tatil yapan kişilerin Merve Yılmaz’ın kardeşleri olduğu açıkça anlaşılmaktadır."
Söz konusu televizyon kanalına tekzip gönderildiği belirtilen açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Hedefe giden her yolu mubah kabul eden, ilgisi olmadığını bildiği kağıt parçalarıyla televizyon kanallarını dolaşan, DenizBank ismini karalayarak medya üzerinden algı operasyonu yapmak ve popülarite kazanmak amacıyla hareket eden bu kişiyle ilgili, önceki dönemde olduğu üzere mesnetsiz ve gerçekleri çarpıtan açıklamaları ve söz konusu tekzip metnine konu olan ifadelerinden hareketle, mensubu olduğu baroya şikayette ve Cumhuriyet Savcılığına da suç duyurusunda bulunulacaktır."
Avukat Rezan Epözdemir ise X hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Denizbank tarafından yapılan basın açıklaması açıkça gerçeğe aykırı, hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz ve kamuoyunu manipüle etmeye yöneliktir. 12.01.2024 tarihli duruşmada C.M.K m. 201 uyarınca Sanık Seçil Erzan'a tarafımızca katılan vekili olmamız hasebiyle doğrudan sorular sorulmuş, bu kapsamda akrabası olan Tanın Yılmaz ile 28.01.2023 tarihli megeve yazışması ve yazışmada kastedilen 'Dünyaları alan, yüzde 50 alan kim? 3 ve 4 numara kim?' diye sorular sorulmuş, kendisinin konuşmanın tarafı olan kişinin eşi ve kardeşleri demesi üzerine verilen cevabın mantık kurallarına aykırı olması hasebiyle bütün salon ve müştekiler gülmüştür.
Bunun üzerine tarafımızca anılan konuşmadan 5 gün sonra yani 03.02.2023 tarihinde açık kaynaklarda yer alan 'Quality' dergisinde yer alan ve konuşmanın yapıldığı tarihlerde Hakan Ateş ve iş dünyasında bir grubun eşleriyle orada olduğuna dair fotoğraf ve basındaki haberler sorulmuş ve kastedilenin Hakan Ateş olup olmadığı sorulmuştur. Bu haber ve açık kaynaklardaki fotoğraflar da dosyaya sunulmuştur. Yüzde 50 alan kim? Zenginleşen kim? 3 ve 4 numara kim diye sorulmuştur. Kovuşturma aleni olduğundan içerideki basın mensupları da bu soruyu haber yapmışlardır. Burada aslında kastedilenin kimin olduğunun gayet açık olduğu da tarafımızca beyan edilmiştir. Bu soru karşısında yaşanan panik, bizim sürecin başından beri olayın zimmet olduğu, Hakan Ateş'in 12 müşteki iddiası ve onlarca delil olmasına rağmen bırakın şüpheli olarak, tanık olarak dahi ifadesinin alınmamasının bir hukuk garabeti olduğu, bu suça ilişkin verilen karara karşi kanun yararına bozma ve AYM'ye bireysel başvuru yapmamız, Hakan Ateş ve diğer banka yöneticileri hakkında, Seçil Erzan'ın 02.05.2023 tarihli beyanında etraflıca anlattığı üzere hakkında suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme ile hürriyeti tahditten şikayetçi olmamız, BDDK kararının iptali için idare mahkemesine başvuru yapmamız ve bu süreci etkili bir şekilde hukuken takip etmemiz nedeniyle hasmane tavırlarla ve psikolojik baskı uygulamak amacıyla iş bu kötü niyetli açıklama yapılmıştır.
Sayın Hakan Ateş ve Denizbank'ın bu süreçte cevaplaması gereken asıl sorular şunlardır:
Madem olaya herhangi bir dahilleri yok, niçin Seçil Erzan'ı 02.05.2023 tarihli kendi beyanına göre iki gün gözaltında tutmuşlardır? İfadesini yönlendirmişlerdir? Telefonunu kırıp yeni bir telefon vermişlerdir? İki telefonunu da avukatları marifetiyle dosyaya kendileri sunmuştur. Sanığın telefonlarının avukatların elinde ne işi vardır? Ha keza kamera kayıtların 10 Nisan'da Genel Müdürlüğe alıp niçin 28 Nisan'da mali şubeye teslim etmişlerdir? 18 gün kamera kayıtlarına ne yapmışlardır? Bilirkişi raporunda bu kayıtların silindiği, zamanların tutmadığı, tahrif edildiği yazılmaktadır? Bu kayıtları kim silmiştir? WhatsApp konuşma dökümlerinde Seçil Erzan'ın herkesle konuşması yer alırken niçin banka yöneticileriyle olan yazışmaları yoktur? Banka teftiş kurulunun tek yanlı raporunu hazırlayan kişi aynı zamanda savcılıkta yürüyen Suç delilleriniz gizleme ve hürriyeti tahdit dosyasında şüpheli midir? Şayet böyleyse bu nasıl objektif rapordur? Bu konuda yürüyen soruşturmaların akıbeti nedir? İşte tam da bu soruların cevaplanması gerekir."
© Tüm hakları saklıdır.