Gündem

Deniz Baykal’a yakın isim, Erdoğan ziyaretinin bilinmeyenlerini anlattı: Amaç, demokrasiyi kazaya uğratmamaktı

19 Haziran 2024 10:40

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından CHP lideri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ziyaretiyle siyasette yaşanan “yumuşama” beklentisinde dalgalanmalar yaşanırken, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a en yakın isimlerden biri olan Yılmaz Ateş’in değerlendirmelerini aktardı.

Yılmaz Ateş, 2002 yılında seçim sonuçları açıklanmadan Erdoğan’ı tebrik ettiği için eleştiri oklarının hedefinde olan Deniz Baykal’ın bu kararının arka planını şöyle anlattı:

“Türk siyasi hayatında başka bir örneği yok. Belki demokratik dünya siyasetinde de yoktur. Kutlama ziyaretleri hep kesin seçim sonuçları resmen ilan edildikten sonra yapılırken, Baykal bunu beklemedi. Ziyaret acil kılan durum şuydu: Milletvekili seçimlerinde Deniz bey oyunu hep Antalya’da kullanırdı. 3 Kasım 2002 seçimlerinde DSP, ANAP, DYP ve MHP’nin baraja takılmasıyla AK Parti yüzde 34,4 oyla 363 milletvekili (parlamentonun üçte iki çoğunluğu), CHP’de yüzde 19,4 oyla 178 milletvekili çıkardığı resmi olmayan sonuçlarla belli olmuştu. 4 Kasım akşamı Deniz bey beni aradı; seçim sonuçlarının Ankara’da nasıl karşılandığına bakmamı, Salı sabahı Ankara’ya geleceğini, havaalanından kendisini benim almamı rica etti.

Salı sabahı Baykal’ı Esenboğa hava limanında karşıladı. Otomobile geçince Deniz Bey, ‘Anlat bakalım Ankara ne oluyor, seçim sonuçları nasıl karşılandı?’ diye sordu. Ateş, görüşünü anlattı, ardından şu öneride bulundu: ‘Efendim yapacağımız ilk şey yanınıza bir iki arkadaşımızı alıp sayın Erdoğan’ı genel merkezlerinde ziyaret edip kutlamanızdır. Millet iradesinin arkasında olduğumuzu bazı çevrelere ve kamuoyuna en etkili şekilde böyle gösteririz.’

Baykal, birisinin görüşünü öğrenmek istediği zaman genellikle kendi görüşünü açıklamazdı. Yılmaz Ateş, yüz ifadesinden ve konuşmalarından Deniz Beyin de kendi iç dünyasında bu kararı verdiğini düşündü. Ertesi gün de Deniz Bey, Genel Başkan Yardımcıları Eşref Erdem, Mehmet Sevigen ile Genel Sekreter Önder Sav’la beraber AKP Genel Merkezine gitti ve Erdoğan’ı kutladı. Türkiye o günlere on yıl süren çok acı bir dönemden geçerek gelmişti. Anayasa Mahkemesi tarafından irticai faaliyetler, bölücü terör örgütleriyle bağlantılı olan partiler kapatılıyordu. O partilerden birinin devamı görüntüsündeki AKP’nin hemen hemen aynı kadrolarla üçte iki çoğunlukla seçimi kazanmıştı. Bu ziyaret böyle bir ortamda yapıldı. Amaç demokrasiyi bir kazaya uğratmamaktı.”

Deniz Baykal, Erdoğan’a o görüşmede ne söyledi?

Yılmaz Ateş, Baykal ile Erdoğan’ın o ziyarette neler konuştuğunu da şöyle anlattı:

“Deniz Bey, ‘Demokratik, laik cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve değerleriyle oynamayın. Türkiye’nin dış politikasıyla oynamayın. Laik eğitimle, eğitim birliği ile oynamayın. İşleyen bir demokrasiyi yerine oturtmamız lazım. Geldiğiniz siyasi gelenek bunlara dikkat etmedi, acılar yaşandı, siz dikkat edin.’ Baykal ayrıca basına açıkladığı gibi içerde de, ‘Okuduğu şiirden ötürü bir insanın seçilme hakkından mahrum bırakılması demokrasiyle bağdaşmaz, bu ayıptan kurtulmamız gerekir’ demişti. Bu sözler üzerine Erdoğan da, merak etmemesi gerektiğini, birlikte demokrasiyi rayına oturtacaklarını söylemiş.”

Erdoğan, Baykal'ın önerilerine uydu mu?

Yılmaz Ateş, Erdoğan’ın o gün Baykal’ın bu önerilerine uyup uymadığına ilişkin soruyu “Eğer uysaydı 22 yıl sonra Türkiye yeniden normalleşme veya yumuşama çabası, gayreti içine girer, bunca sorun varken Türkiye’nin bir numaralı gündemi olur muydu? CHP, MHP gibi partilere daha doğrusu Türk siyasetine operasyon çekilir miydi? 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi olur muydu? Laiklik, laik eğitim, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğüne gölge düşer miydi? En önemlisi bu ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilir miydi?” sorularıyla yanıtladı.

Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılmasının altında bir "pazarlık" var mıydı?

Ateş, Deniz Baykal’ın pazarlıkla Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırdığı iddialarına, tarihlerle şöyle yanıt verdi:

“O dönemde ben TBMM Başkanvekili idim. Sayın Erdoğan’ın siyasi yasağı vetodan sonra 22 Aralık 2002’de TBMM’nde kabul edildi, 29 Aralık 2002 tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak kesinleşti. Pazarlığa konu ettikleri görüşme, bu tarihten tam 2 ay sonra, 22 Şubat 2003’te İstanbul’da yapıldı. Konu da, bir hafta sonra TBMM gündemine gelen 1 Mart Tezkeresi idi.”

‘"Normalleşme’nin 2015’teki ‘istikşafi’, sonraki ‘helalleşme’ ve ‘6’lı masaya’ dönüşmemesini temenni ederim"

Ateş, Özel-Erdoğan görüşmesiyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Türkiye’nin bilinen çok ciddi sorunları var. Son seçimde birinci olmuş parti ile iktidardaki partinin bir araya gelmesi, bu sorunların çözümü konusunda adım atmaları kadar doğal bir şey olamaz. Ancak ‘Normalleşme’ veya ‘Yumuşamanın’, 2015’teki ‘istikşafi’ , sonraki ‘Helalleşme’ ve ‘6’lı masaya’ dönüşmemesini temenni ederim.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.