Savcılar Abdulvahap Yaren, Mehmet Tamöz ve Nadi Türkaslan, Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürütürken, şüpheliler Zahit Akman ve Zekeriya Karaman’ın avukatlarınca HSYK’ya yapılan şikâyet üzerine Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nde ‘evrakta sahtecilik’ ve ‘görevi kötüye kullanmak’ suçlarından yargılandı ve ve beraat etti. HSYK’nın üç savcıyla ilgili disiplin soruşturmalarını gizli yürütmesine rağmen 17.02.2012 tarihinde kurul tarafından yapılan basın açıklamasının kaldırılmaması tartışma konusu oldu.
Deniz Feneri savcıların soruşturmayı yürütürken dosyadan el çektirmeleri akabinde de haklarında soruşturma açılması üzerine basında bu durumu eleştiren yayınların başlamasıyla HSYK internet sitesi aracılığıyla bir açıklama yapmıştı. Söz konusu açıklamada, savcıların hangi suçlamalara maruz kaldığı kamuoyuna duyurulmuş, o tarihte gerek savcılar gerekse yargı camiasında disiplin soruşturmalarının gizli yürütüldüğü halde kurulun bu konuda açıklama yapması tepki toplamıştı.
Yargıtay 11.Ceza Dairesinin verdiği ‘beraat’ kararının Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanmasına rağmen kurul tarafından yapılan açıklamanın 2 yılı aşkın süredir kaldırılmaması dikkat çekerken, Deniz Feneri soruşturmasının eski savcılarından Nadi Türkaslan, durumu şu sözlerle değerlendirdi:
“Bu açıklamanın içeriği suç oluşturduğu gibi böyle bir açıklamanın internet sitesine konulması dahi hukuksuzluktur. Yargıtay’daki yargılamada beraat etmemden sonra bu açıklamanın kaldırılmadığı gibi bu beraat kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda oy birliği ile onandıktan sonra özür bir yana açıklamanın kaldırılmaması yargı kararını tanımamaktır. Yakın tarihlerde HSYK’daki değişikliklerden sonra umutlanmıştım, değişiklikler olsa da düşüncelerin ne yazık ki değişmediğini gördüm.”
İşte HSYK’nın Deniz Feneri savcıları ile ilgili 17 Şubat 2012’de yaptığı ve beraat kararına rağmen siteden kaldırmadığı o açıklama;