Gündem

Depremde bine yakın insana mezar olmuştu: Rönesans Rezidans davasında müteahhitten "Deprem ivmesi çok yüksekti" savunması

18 Nisan 2024 11:53

Depremin büyük yıkıma sebep olduğu Antakya'daki Ekinciler Mahallesi’nde ANTIS Yapı inşaat firması tarafından yapılan ve "Cennetten bir köşe" vaadiyle satılan Rönesans Rezindans'a ilişkin dava, Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü. Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan tutuklu müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, "Biz o dönemin bütün yönetmeliğini uyguladık. Hatta en üst seviyede her şeyi yaptık ama deprem ivmesi çok yüksekti. O yüzden bina yıkıldı" dedi. Rezidansın tutuklu olarak yargılanan müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun’un, tutuklu kontrol elemanı Önder Artun’un, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Mehmet Haşim Eraslan’ın, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Bülent Sekiçoğlu’nun tutukluğunun devam etmesi ve tutuksuz olarak yargılanan proje müdürü İ. D. ve tutuksuz olarak yargılanan yapı denetim şirketi yetkilisi A.K.’nın tutuksuz olarak yargılanmasına devam edilmesi kararı verildi. Duruşma 17 Temmuz’a ertelendi.

Duvar gazetesinden Burcu Özkaya Günaydın'ın haberine göre, iddianamede tutuklu sanıklar rezidansın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, yapı denetim şirketinin yetkilileri Mehmet Haşim Eraslan ve Bülent Seküçoğlu ile kontrol elemanı Önder Artun, tutuksuz sanıklar yapı denetim şirketinin yetkililerinden A.K., inşaat teknikeri İ.D. ve şantiye şefi B.M. ile müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun'un kardeşi ve rezidansın statik proje sorumlusu, şantiye şefi ve şirket ortağı firari Hüseyin Yalçın Coşkun hakkında, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi.

Saat 10.00 sularında başlayan duruşmaya sanıklar, avukatları, rezidansta hayatını kaybedenlerin yakınları, avukatları ve gazeteciler katıldı. Duruşma salonuna hayatını kaybedenlerin birinci derece yakınları alındı. Gazeteciler ve duruşmayı izlemek isteyenler konferans salonunda izledi. Salona girerken telefonlar kapattırıldı.

Ölenlerin ismi okundu

Duruşma rezidansta vefat edenlerin isimlerinin okunmasıyla başladı. Okunan isimler arasında kayıplar arasında olan 3 yaşındaki Ömer Kutay Bozdemir'in ismi de okundu. O sırada duruşma salonunda olan Bozdemir'in babaannesi Remziye Bozdemir, torununun vefat edenler arasında okunmasını anlamadığını söyledi.

Rezidansın Uygulama Denetleyicisi Mehmet Haşim Eraslan, şirketinin 2013 yılında kapanarak başka birine devredildiğini belirtti. 2023 yılının kasım ayında ifadeye çağrıldığını belirten Eraslan, binanın yıkılmasındaki en büyük etmenin depremin ivmesi olduğunu belirterek şunları kaydetti: “O dönemin bina yönetmeliğine göre 0,4 büyüklüğünde olması gereken deprem ivmesi bunun üç katı büyüklüğünde olmuştur. Biz yüz yılın depremini yaşadık. Binanın tek yıkım sorumlusu depremdi. Kimse bu kadar büyüklükte bir deprem olacağını tahmin edemezdi. Biz yönetmelikte ne varsa ona göre davrandık, ona göre yaptık. O dönem inşaat denetlendi, her şey yapıldı, hiçbir sorun yoktu. Eğer daha detaylı ilerlersek burada herkes suçlu olur, devlet de suçlu olur. Ben görevimi yaptım.”

Müteahhit de depremi suçladı 

Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan tutuklu müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, savunmasında 6 Şubat tarihli depremde yaşamını yitirenlere rahmet dileyerek sözlerine başladı. Kaçmaya çalıştığı esnada havaalanında yakalanan Coşkun, ilk alınan bilirkişi raporuna itiraz etti. İlk alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu iddia eden Coşkun, şunları kaydetti: “Valilik’te, AFAD’ta, Habib-i Necar Cami, Adliye Sarayı projelerinde yer aldım. O dönem yönetmelikte beton kullanımı c-7’ydi. Ben c-30 beton kullandım. En kaliteli demiri ve çeliği kullandım. Binayı yaparken hiçbir masraftan kaçınmadım. En üst teknolojiyle en sağlam binayı yapmaya çalıştım. Binanın yıkılması depreme bağlı. Biz o dönemin bütün yönetmeliğini uyguladık. Hatta en üst seviyede her şeyi yaptık ama deprem ivmesi çok yüksekti. O yüzden bina yıkıldı. Raporlarlar da belirtilen betonun dağılması sonucunda binanın yıkılmasını kabul etmiyorum. Eğer kalitesiz olsaydı bina yan yatmazdı, çökerdi. Binanın iskelet sistemi sağlamdı. O dönemki deprem yönetmeliğine göre deprem ivmesinin yüzde 40 olarak hesaplanması gerekirdi. Biz de bu yönetmeliğe göre yaptık ama deprem bunun 3 katıydı. Böyle bir deprem yaşanacağını biz de bilemezdik.”

Yurt dışına çıkarken yakalanmıştı 

Hakim, Coşkun’a, havalimanında neden bulunduğunu, bankadan yüklü miktarda para çekildiği söylemlerinin doğruluğunu sordu. Coşkun, Karadağ’da sattığı binalar olduğunu, tapu işlemleri için yurtdışına çıkması gerektiğini ve bu yüzden Karadağ’a gittiğini, kaçma girişiminin olmadığını ifade etti. Coşkun, kardeşi Hüseyin Coşkun’un neden yurtdışına çıktığını soran hakime kardeşinin de tapu işlemleri için yurtdışına çıktığı cevabını verdi. Coşkun, son olarak mahkeme hakiminin kardeşinin neden geri dönmediğine dair sorusuna da “Görüşmüyorum, bilmiyorum” cevabını vererek bilirkişi raporunda ve karot testlerindeki çelişkileri dile getirdi. İlk alınan karot testinin nereden alındığının belli olmadığını, deprem görmüş binadan alınan bir karot örneğinin ne kadar sağlıklı olabileceğini soran Çoşkun, “Bina yapılırken alınan karot testleri ve denetimler var. Bunlara göre her şey yolunda. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

Akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edildi

Yapı denetim firma kontrol elemanı Önder Artun, "Ben dünyanın yaratılmasını anlatmak istiyorum. Dünyanın anlaşılmasında nuruyla sevinç anlamına gelen Hz. Muhammed'den bahsetmek istiyorum" dedi. Hakimin Ronesans'ta denetim yapıp yapmadığı sorusuna Artun, "Ben bilmiyorum, denetim yapamadım. 22 yıllık esnafım" dedi.

Söz alan Artun'un avukatı, Önder Artun'un 2018 yılında dini konular ve kardeşinin vefatının ardından aklı dengesi yerinde değildir raporu olduğunu belirtti. Hakim o raporun geçerli olmadığını, yakın zamanda "aklı dengesi yerindedir" raporu verildiğini kaydetti.

Duruşma sırasında ismi öğrenilemeyen bir sanık fenalaştı, hastaneye kaldırıldı.

Duruşma 17 Temmuz’a ertelendi

Duruşma sonucunda; rezidansın tutuklu olarak yargılanan müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun’un, tutuklu kontrol elemanı Önder Artun’un, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Mehmet Haşim Eraslan’ın, tutuklu yapı denetim şirketi yetkilisi Bülent Sekiçoğlu’nun tutukluğunun devam etmesi ve tutuksuz olarak yargılanan proje müdürü İ. D. ve tutuksuz olarak yargılanan yapı denetim şirketi yetkilisi A.K.’nın tutuksuz olarak yargılanmasına devam edilmesi kararı verildi.

Öte yandan dava sanıklarından Bayram Mansuroğlu’nu hakkında yakalanma emri düzenlenmesine ve rezidansın müteahhidi olan Mehmet Yaşar Coşkun’un kardeşi olan firari Hüseyin Yalçın Coskun’un yakalanmasına yönelik emrin devamına kararına verildi. Duruşma 17 Temmuz’a ertelendi.

Dava hakkında 

6 Şubat depremlerinde Hatay yıkılan Rönesans Rezidans'ta Hataysporlu futbolcu Christian Atsu, Hatayspor Sportif Direktörü Taner Savut, milli hentbolcu Cemal Kütahya’nın da aralarında olduğu resmi rakamlara göre 269 kişi hayatını kaybetti, 13 kişi de yaralandı. Yıkımın ardından müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, yapı denetim şirketinin yetkilisi Mehmet Haşim Eraslan, yapı denetim şirketinin müdürü ve şirket ortaklarından Bülent Seküçoğlu ile kontrol elemanı Önder Artun ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan tutuklandı. Yapı denetim şirketinin yetkililerinden A.K., inşaat teknikeri İ.D. ve şantiye şefi B.M. tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı. Firar eden müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun’un kardeşi ve rezidansın statik proje sorumlusu, şantiye şefi ve şirket ortağı Hüseyin Yalçın Coşkun ise kırmızı bültenle aranıyor.

 

Duruşma öncesi konuştu: Ablam ve yeğenim bulunamadı

Depremde Rönesans Rezidans'ta ablası ve yeğenini kaybeden kendisi de 2 gün sonra kurtarılan Cemile İncili, ablası ve yeğeninin cenazelerine ise hala ulaşılamadığını söyledi. Duruşma öncesi açıklama yapan İncili, “Ablam Mevlüde Yıldız İncili ve yeğenim Mehmet Şükrü İncili deprem anında üçümüz aynı odaya toplandık. Binanın yıkılması o kadar kısa sürdü ki, yeğenimle ablama ‘deprem çok kuvvetli kolon altına girelim’ demeye kalmadan yıkıma uğradık. Yıkımdan sonra yeğenim ve ablamla konuştuk ‘İyi misiniz?' diye. Yeğenim sürekli 'nefes alamıyorum’ diyordu. Ara ara hep konuşuyorduk. Ben iki gün sonra çıkarılmışım. Ayağımdan ve kalçamdan ameliyat oldum. Vücudumda ezikler var. Ablam ve yeğenimden hiçbir haber alamadık, hiçbir izine ulaşamadık. Enkazda detayla arama yapılmadığını düşünüyoruz. Yaralı olarak başka kentlere gönderilenler orada öldü ve kimsesiz diye defnedildi. Bunları mezarlarının açılıp, tekrar DNA örneği alınmasını istiyoruz" dedi.