Gündem

Depremde yıkılan Sami Bey Apartmanı'nın firari müteahhidinin çocukları, ailesinden 17 kişiyi kaybeden Naim Emin Ünvar hakkında suç duyurusunda bulundu

"Beni şikâyet eden şahıslar, sorumluların yurt dışına kaçmasında yardımcı olmuştur"

26 Eylül 2024 10:24

Adana'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan Sami Bey Apartmanı'nın firari müteahhidi Abdullah Aybaba'nın kızları ve damadı, aynı apartmanda ailesinden 17 kişiyi kaybeden Naim Emin Ünvar'ın adalet arayışıyla ilgili paylaşımları nedeniyle suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ünvar hakkında iddianame hazırladı. Savcı Ünvar'ın cezalandırılmasını talep etti. İddianame kapsamında ifade veren Ünvar, "Beni şikâyet eden şahıslar, sorumluların yurt dışına kaçmasında yardımcı olmuştur" dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana'nın Çukurova İlçesi Güzelyalı Mahallesi'nde bulunan Sami Bey Apartmanı da yıkıldı. Enkaz yığınına dönen apartmanda 40 kişi yaşamını yitirdi. Sami Bey Apartmanı'nın müteahhitleri Abdullah Aybaba ile kızı Eda Aybaba Çelik'in yurt dışına kaçtığı tespit edilmiş ancak baba-kız yakalanamamıştı. ANKA Haber Ajansı, Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanık Eda Aybaba Çelik’in yakalanarak Türkiye’ye iade edilmesi için Birleşik Krallık yetkili adli makamına yazı gönderdiğini gündeme getirmişti.

Sami Bey Apartmanı'nında annesi, babası, iki kardeşi dahil ailesinden 17 kişiyi kaybeden Naim Emin Ünvar, sosyal medya hesabından adalet çağrısında bulunarak, firarilerin yakalanması için paylaşımda bulundu. Firari sanık müteahhit Abdullah Aybaba'nın kızları; Ebru Ünal, Emine Ece Aybaba Ergin ve damadı Yusuf Ünal, Naim Emin Ünvar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

ANKA Haber Ajansı'nın edindiği bilgiye göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu, ailesinden 17 kişiyi kaybeden Ünvar, hakkında "kişiler verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak", "tehdit", "kişilerin huzur ve sükununu bozma", "sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret" suçlarından iddianame hazırladı.

Savcı, Ünvar'ın ''hırs ve intikam'' saikiyle hareket ettiğini öne sürdü

İddianamede, Ünvar'ın sosyal medyadaki paylaşımları gerekçe gösterilerek, "Müşteki vekilinin Cumhuriyet Başsavcılığımıza sunmuş olduğu şikayet dilekçelerinde ve eklerinde özetle, müştekiler Ebru Ünal ve eşi Yusuf Ünal'ın uzun yıllardır İstanbul'da doktorluk yaptıklarını, müşteki Emine Ece Aybaba'nın ise Ebru Ünal'ın kardeşi olduğunu ve birlikte çalıştıklarını, müşteki Ebru Ünal'ın bazı yakınları müteahhitlik işleriyle uğraştığını, şüphelinin deprem nedeniyle akrabalarının vefatından dolayı müştekiler ve ailesini sorumlu tuttuğunu, şüphelinin 'hırs ve intikam' saikiyle hareket ederek müştekileri yapmış olduğu paylaşımlarla rahatsız ettiğini, birtakım mesajlar göndererek müştekileri tehdit ettiğini, kişisel verilerini yaydığını belirterek şikayetçi olduğu, olayla ilgili olarak soruşturma başlatılmıştır" ifadesine yer verildi.

Cezalandırılması talep edildi

Ünvar'ın, "kişiler verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak", "tehdit", "kişilerin huzur ve sükununu bozma", "sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret" suçlarını zincirleme şekilde işlediğini ileri sürülen iddianamede, "Şüphelinin atılı suçlardan yargılamasının mahkemenizce yapılarak yukarıda sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, şüpheli hakkında hapis cezası ile mahkumiyet halinde TCK'nın 53. madde yazılı tedbirlerin uygulanmasına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur" denildi.

"Biz müteahhit ve diğer sorumluların yargı önünde hesap vermesini istedik"

Ünvar, iddianame kapsamında ifade verdi. Ünvar ifadesinde Sami Bey Apartmanı'nda ailesinin enkaz altında kalarak can verdiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Sami Bey Apartmanı'nda 40 kişi vefat etmiştir. Apartmanın yıkılma nedeni deprem yönetmeliğine uygun yapılmamış olması ve kullanılan malzeme olmuştur. Acımızın büyüklüğünü tahmin etmek zor olmasa gerek. Biz bu halde ailemin yaşadığı apartmanın çökmesinde sorumlu olan müteahhit ve diğer sorumluların yargı önünde hesap vermesini istedik. Ama maalesef sorumlular yurt dışına çoktan kaçmıştı. Hem dava açılmadan önce hem de dava açıldıktan sonra ağır cezada yargılanan şahısların bu dosyanın müştekileri ile irtibatları devam etmiştir. Bu husus dava dosyasından da mevcuttur. Buna ilişkin yargılamalar Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etmektedir.

Açık bir ihmal olmasından dolayı ailemin ve komşularımızın vefatından sonra, sürecin adil bir şekilde yürümesi ve sorumluluğu olan insanların yargı önünde hesap vermesi için benim gibi acısı olan insanlarla beraber yola çıktık ve hak arama, adalete ulaşma yönünde kamuoyu oluşturma maksadıyla instagramda kayiplarimizicinadalet sayfasını açtık. Amacımız başımıza gelen bu felaketi unutturmamak, böyle felaketlerin başkasının başına gelmemesi ve sorumluların adalete karşı hesap vermesidir.

"Beni şikayet eden şahıslar, sorumluların yurt dışına kaçmasında yardımcı olmuştur"

Sayfamızda sorumlularla ilgili paylaşım yaptığımız esnada bu dosyanın müştekileri bana ulaşmıştır. Kendilerine durumumuzu ifade ettikten sonra suçluların adalet önünde hesap vermesi için yardım talep ettik. Aramızda hiçbir problem olmadan süreçle ilgili uzun süre konuştuk. Son aşamada ise dosyada beni şikayet eden şahısların sorumluların yurt dışına kaçmasında yardımcı olduklarını öğrendik. Bunu kendilerine ifade ettiğimde beni engellediler ve İstanbul Aile Mahkemesi'nden uzaklaştırma kararı aldılar. Müştekiler 2 defa üst üste uzaklaştırma kararı aldıktan sonra, 3. defa uzaklaştırma talep ettiler ama mahkeme bu talebi reddetmiştir. 3. defa uzaklaştırma kararı reddedilen müştekiler bu sefer savcılığa şikayet ve sosyal medya hesaplarına erişim yasağı konulmasını istemiştir. Buradan da görüleceği gibi adalete ulaşma ve hak arayışımızı, bu dosyanın müştekileri bizi şikayet ederek ve bütün platformlardan engellemeye çalışarak aksatmaya çalışmaktadırlar."

"Savcılığın sadece müştekilerin suçlamalarına dayanarak..."

Ünvar ifadesinde müşteki Yusuf Ünal'ın kendisini tehdit ettiğini söyledi. Ünvar ifadesinin devamında müteahhidin kızları ve damadı hakkında suç duyurusunda bulunacağını ve manevi tazminat davası açacağını belirterek, "Savcılık hazırlamış olduğu iddianame ile müştekilerin iddialarını araştırma yapmadan dava açmıştır. Savcılık suçların sınıflandırmasında da hata yapmış aynı ifade ve eylem ile ilgili 'tehdit', 'kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak', 'kişilerin huzur ve sükununu bozma', 'sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret' suçlarından cezalandırılmamı istemiştir. Suçların sınıflandırılması açısından iddianamede yapılan hatanın yanı sıra, savcılığın sadece müştekilerin suçlamalarına dayanarak benimle ilgili ceza istemesi kabul edilebilir değildir. Kanaatimce eksik bir soruşturma olmuştur" ifadesini kullandı.