Der Tagesspiegel, Suriye'de ateşkesin sonuçsuz kalması sonrasında Batı'nın ne yapması gerektiği sorusuna yanıt arıyor. Gazetede şu yoruma yer veriliyor:
"Batı eğer sulhu sağlamak istiyorsa, Putin ile konuşmak zorunda, Esad konusunda asileri umutsuz olan direniş yönünde daha fazla teşvik etmemeli ve önünde bir hedef olmalı. Bu şu anlama geliyor: Türk bölgesinde değil ama Doğu'da bir Kürt devleti, Batı'da Esad kontrolünde bir Alevi devleti ve Suriye-Irak bölgesinde IŞİD'in söz sahibi olmadığı Sünnilere ait kapalı bir bölge. Bu hatlar üzerinden bir uzlaşma mümkün olabilir.”
Almanya'da Cabir El Bekir adlı Suriye vatandaşının bombalı saldırı hazırlığındayken yakalanmasını Reutlinger General-Anzeiger şöyle yorumluyor:
"Yetkililer El Bekir'in izindeydi ve zamanında alarm verdiler. Chemnitz'deki polis müdahalesi başarılı olmadı ve bu, son derece tehlikeli bir duruma yol açabilirdi. Şu anda polisin aranan Suriyeliyi yakalayamamış olmasına gülünüyor. Onu yakalayanlar onun kendi cesur vatandaşlarıydı. Alman olmasalar da vatandaşlık vazifesini hatırı sayılır şekilde yerine getirdiler. Kötü giden müdahalenin öncesinde ne var ki güvenlik makamları her şeyi doğru yaptılar. Polisin başarısızlığından bahsetmek o nedenle doğru değil. Tam tersine. Almanya'da şimdiye kadar –elbette gerekli olan bir parça şansın da yardımıyla- hemen hemen tüm terörist saldırılar gerçekleşmeden önce ortaya çıkarılmış oldu.”
Cabir El Bekir'i 3 Suriyeli sığınmacı yakalayıp polise teslim etti. Augsburger Allgemeine'nin yorumu şöyle:
"Üç Suriyeli; Alman hukukunda, herkese kaçmakta olan bir şüpheliyi yakalama ve geçici olarak alıkoyma hakkı tanıyan yasa maddesini (Jedermann-Festnahme) işletmiş oldu. Bu cesurcaydı. Bunun karşılığında oturum izni tarzında bir ödül almaları gerekir. Sığınmacı akınıyla birlikte tehdit unsuru taşıyanların da ülkeye girdikleri tartışmasız. Gelecekteki saldırıları önlemek için güvenlik güçleriyle barışsever Suriyeliler arasındaki güven ilişkisini güçlendirmek gittikçe daha da önem kazanıyor.”
ABD başkanlık seçimi yarışında Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'a partisindeki güçlü isimlerin desteğini çekmesi Rheinpfalz gazetesinde şöyle yorumlanıyor:
"Cumhuriyetçi Parti'nin geniş kesimleri en öndeki adamları Trump'ı kabak gibi ortada bırakmayı tercih ediyor. Darbe şimdilik ertelenmiş gözüküyor. Ama kendi kendini parçalama sürebilir zira çok sayıda Cumhuriyetçi milletvekili işlerini kaybetmekten korkuyor. Clinton ve Demokratlar yürüyüşlerini sürdürebilirlerse Senato'yu da almaları mümkün, bu da ABD'yi bir nesilden daha fazla şekillendirecek demektir. Bir sonraki görev döneminde Anayasa Mahkemesi'nde iki hatta belki üç koltuk sahibi olacaklar. O zaman ülkeyi Barack Obama'nın başlattığı liberal reform rotasında tutmak da Başkan Clinton'ın elinde olacak.”
©Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Ercan Coşkun