ANKARA, (DHA) - Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, ittifak yasasıyla birlikte Türkiye’de 1980 yılından sonra en yüksek temsilin sağlandığı bir tablo oluştuğunu belirtti.
Destici, başkanlık sisteminin Türkiye’nin güçlenmesine katkı sağlayacağı ifade etti.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Fox TV’de yayınlanan Çalar Saat Programı’nın konuğu oldu. İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Destici, ittifaktan başkanlık sistemi ve terörle mücadeleye kadar pek çok konuda önemli açıklamalar yaptı.
Mustafa Destici, Türk devlet geleneğinde başkanlık sisteminin olduğunu, bu durumun yetki kargaşasını ortadan kaldırdığını kaydetti. Mevcut yapıdaki kaos ve krizlerin istikrarsızlıktan ve parçalı yapıdan kaynaklandığını ifade eden Destici, yeni sistemin kuvvetler ayrılığını da yerli yerine oturtacağını vurguladı. Mustafa Destici, başkanlık sistemiyle yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlık ilkesine de kavuştuğunun altını çizdi. Destici şunları söyledi:
“Daha önce mesela hiç karışılmıyordu ve bir yargı otoritesi meydana gelmişti bu ülkede. Şimdi bağımsız olduğu için, şimdi bu eksiklik görüldüğü için bunun yanına tarafsızlık ilkesi eklendi. Eğer bugün yargıçlarımız, hakimlerimiz, savcılarımız bunu ihlal ediyorlarsa anayasal suç işliyorlardır yani bugün hesabı sorulmazsa kim bunu yapıyorsa yarın hesabı sorulur. Yani bakın geçmiştekilerin bugün hesabı soruluyorsa onun için ben bütün hakimlerimizin, bütün yargıçlarımızın anayasada yazan bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine sadık kalarak, vicdanlarıyla karar vermesi gerektiğini ifade ediyorum. Bu sistem bunu getirdi.”
“TERÖRÜ BİTİRMEK İÇİN TÜM BOYUTLARIYLA MÜCADELE ETMEK ŞART”
Terörle mücadeleye de değinen Mustafa Destici, askeri boyutunun devam eden operasyonlarla başarıyla yapıldığını, ancak diğer taraftan eğitim, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla da sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti. Destici, bölgedeki işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizliklerin mutlak suretle ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
“Terörizmi ve teröristi yok etmemiz lazım. Öncelikle bunu sağlamamız lazım. Bu mücadeleli olacak bir safhasıdır işin. Yani hem içerde, hem Afrin operasonu, Fırat Kalkanı harekatı, şu andaki Kandil operasyonu... Şu anda çok iyi gidiyor bu mücadele ama diğer taraftan elbette bu işin hukuki boyutu, eğitim boyutu, sosyolojik boyutu, ekonomik boyutu, kültürel boyutu var. Bunlarla ilgili de elbette bir akil adamlar oluşturuldu, onu da doğru bulmadık. Orada yapılacak da şuydu: Bölgenin kanaat önderlerini, bütün siyasi partilerin temsilcilerini, yerel sivil toplum örgütlerinin ‘samimi olan’ hepsini alacaksınız, dinleyeceksiniz, buradaki talepler nedir diye. Yani burada halkımızın doğru bilgilendirilmediğini ve PKK propagandasının, batı propagandasının, bölücü propagandanın çok daha üst düzey etkin yapıldığını, özellikle sosyal medya ayağının… Şu anda en önemli iletişim aracı bana göre sosyal medya. Yurt dışından PKK, onu destekleyenler ya da onun Avrupa’daki uzantıları ve dışarıdaki uzantıları müthiş bir propaganda yapıyorlar.. Buna karşı Türkiye’nin çok etkili bir propaganda dili geliştirmesi lazım. Tabi bunu çözüm önerileriyle, çözüm yollarıyla ya da çözüm projeleri ile yapması lazım. Yani bir kere bizim oradaki işsizliği ne pahasına olursa olsun yok etmemiz lazım. Diğer taraftan eğitim meselesi çok önemli. Her şeyin başı eğitim. Bizim, o bölgemize baktığımız zaman büyük yatırımlar, büyük uğraşlar verildi ama hala Türkiye’nin en eğitim seviyesi düşük, işsizlik oranının en yüksek olduğu, yoksulluk sınırının ya da gelir dağılımındaki adaletsizliklerin en çok yaşandığı bölge olduğu çok açık yani.”