DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen, üniversitelerde uzaktan eğitim kararına ilişkin olarak, “Pandemiyi de hesaba kattığımızda bir nesil kaybediyoruz. Bunu yapamayız. Yüz yüze eğitim-öğretimde ısrar etmek zorundayız. Telafi eğitimi ile 'kayıp nesil', 'kazanç nesil' olmalı” dedi.
DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Ergen şu açıklamalarda bulundu:
"Eğitimin esas yeri okuldur"
“Uzaktan eğitim ile mesleki yeterliliği karşılayamayız. Çünkü yüz yüze eğitimin yerini başka hiçbir yöntem tutamaz. Bilim, üniversite öğrencilerinin akranları ve hocaları ile etkileşimleri sonucunda üretilir. Eğitimin esas yeri okuldur. Sanal ortamda dikkate değer bir çıktı elde edilmez. Online ortamda etkili bir tartışma, eleştiri, laboratuvar, bireysel ve grup danışmanlığı ortamı oluşturulamaz.
"1,5 yılda hangi mesleği öğrenebilirsiniz?"
Bu yıl mezun olacak üniversite öğrencileri, aynı zamanda pandemi mağdurları. Bu öğrencilerimiz bahar dönemini de uzaktan eğitim ile gerçekleştirmeleri durumunda sadece 1,5 yıllık örgün, yani yüz yüze eğitim ile mezun olacaklar. Bu kadar kısa sürede hangi mesleği öğrenebilirsiniz?
"Uzaktan eğitim gençleri kaygı ve stresle mezun ediyor"
Pandemi mağduru gençlerin özgüvenleri mesleki yetersizlik kaygısıyla zedeleniyor. Bu da beraberinde işsizlik kaygısını getiriyor. Uzaktan eğitim gençleri bilgi ve beceriyle değil, kaygı ve stresle mezun ediyor. Üniversite gençliğinin yalıtılmışlığı; gençleri karamsarlığa, üzüntüye, depresyona, tükenmişliğe, öfkeye ve amaçsızlığa mahkûm ediyor.
"Nereden baksanız zarar"
Türkiye’nin farklı bölgelerindeki internet altyapısı sorununun eğitimde fırsat eşitsizliğine neden olduğunu söyleyen Ergen şöyle devam etti:
“Bu karar eğitimde fırsat eşitsizliğine de neden oluyor. Depremden zarar görmeyen şehirlerin ekonomik ve sosyal yaşantısını da köreltiyor. Okudukları şehirlerde çalışarak para kazanan öğrencilerimizi kayba uğratıyor. Etrafına ekonomik canlılık kazandıran üniversite ortamını bozuyor. Yabancı öğrencileri ülkelerine geri gönderiyor. Hem güven sarsılıyor hem potansiyelimiz zarar görüyor. Yani nereden bakarsanız bakın, zarar. Her yönden büyük bir hata.
"Eğitim ortamı iyileştirir"
Depremin yaralarını üniversite ekosisteminde sararız. Eğitim ortamı öğrencilerimizi sosyalleştirir, geliştirir, sosyal-duygusal travmaları iyileştirir. Eğitim bir toplum için en önemli dayanışma ve birliktelik alanıdır, rehabilitasyon ortamıdır, ilerlemenin yoludur. Gençler eve kapatılmamalıdır.
"Yurtlar çözüm değil"
Ülkemizde 209 üniversite, 8 milyon 196 bin öğrenci var. Bunların 200 bini yabancı uyruklu. KYK yurtlarında kalanların sayısı ise sadece 678 bin. Bu durumda 678 bin kişilik barınma alanı, ülkemizin konuk evleri ve sosyal tesislerinde ve ücretleri ödenerek otellerde sağlanabilir. Depremzede vatandaşlarımız evlerinden daha konforlu yerlerde konaklayabilir. Uzaktan eğitim kararından vazgeçilmelidir.
"Kampüsleri işlevsiz hale getirmek, üniversitelerimizin sorgulanmasına neden olacak"
“Gelişmiş ülkelerin üniversiteleri eğitim ihracatı için uzaktan dijital kampüslerle üniversite hizmetlerini genişletme çabasındalar. Ülkemizdeki gerçek kampüsleri işlevsiz hale getirmek, üniversitelerimizin sorgulanmasına neden olacaktır. Oysa üniversitelerimizi bireysel başarı, ekonomik kalkınma ve toplumsal refah için dinamo olarak yeni bir anlayış ile tasarlamalıyız. İşlevselliğinin kaybolmaması için çalışmalıyız. DEVA Partisi’nin 21 Haziran 2021’de yayınladığımız yol haritasında telafi eğitimini, 10 Mayıs 2022’de yayınladığımız Yükseköğretim Eylem Planı’nda idari, mali ve özerk üniversite sistemimizi, 9 Ocak 2023’de yayınladığımız Eğitim Eylem Planında Afetlerde Kesintisiz Eğitim planlarımızı sunmuştuk.”
TIKLAYIN | DEVA Partili Ergen: İlk feda edilen eğitim çünkü sonuçları hemen ortaya çıkmıyor; depremzede öğrenciler "normal" bir eğitime tabi tutulmamalı