23 Kasım 2017 18:21
1- KILIÇDAROĞLU\'NDAN RIZA SARRAF DAVASI YORUMU
* Kemal Kılıçdaroğlu,
(Rıza Sarraf Davası) \"Ne olursa olsun o dava görüşülmeden, davanın ayrıntıları ortaya çıkmadan, bugünden yorum yapmak asla doğru değildir\"
\"Suriye\'nin sorununu çözmek istiyorlar. Çözülürse son derece mutlu oluruz. Suriye\'nin bütünlüğünden, Irak\'ın bütünlüğünden yanayız. Türkiye\'nin bütün komşularıyla barış içerisinde yaşamasını isteriz. Ve bunun için üzerimize ne düşüyorsa her türlü desteği vermeye hazırız\"
Haber-Kamera: Özgür ALTUNCU - İdris TİFTİKCİ / İstanbul DHA
İstanbul\'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, \"Yolsuzluk , hırsızlık, dünyanın hiçbir ülkesinde milli mesele olarak görülemez\" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ambarlı Limanı\'nda taşımacılık sektörü temsilcileriyle bir araya geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu\'na toplantı sonunda Başbakan Binali Yıldırım\'ın Rıza Sarraf davasıyla ilgili değerlendirmeleri soruldu. \"Ne olursa olsun o dava görüşülmeden, davanın ayrıntıları ortaya çıkmadan, bugünden yorum yapmak asla doğru değildir\" diyen Kılıçdaroğlu, \"Sayın Binali Yıldırım\'ın da yorum yapması doğru değildir. Orada bir yargılama var. Yani rüşvet veren, yolsuzluk yapan, vergi ödememek için her türlü yola başvuran bir adam yargılanıyor. Dolayısıyla bunu bir Türkiye meselesi haline getirmek, bir milli mesele haline getirmek doğru değil. Yolsuzluk, hırsızlık, dünyanın hiçbir ülkesinde milli mesele olarak görülemez\" diye konuştu.
\"SURİYE KONUSUNDA BİZİM İSTEDİĞİMİZ NOKTAYA GELDİLER\"
Suriye konusunda Soçi\'de yapılan liderler zirvesiyle yıllar önce önerdikleri noktaya gelindiğini belirten Kılıçdaroğlu, \"Biz Suriye\'deki sorunların çözülmesini biz öteden beri istiyoruz. Biz 2013 yılında Türkiye\'de uluslararası bir Suriye konferansı düzenlenmesini istedik. \'Rusya\'yı çağırın\', \'Amerika\'yı çağırın\', \'AB\'yi çağırın\', \'Arap Ligini çağırın ve Suriye\'nin taraflarını çağırın, Türkiye bu soruna çözüm bulsun\' dedik. Ama ellerinin tersiyle ittiler. Şimdi bizim istediğimiz noktaya geldiler. Suriye\'nin sorununu çözmek istiyorlar. Çözülürse son derece mutlu oluruz. Suriye\'nin bütünlüğünden, Irak\'ın bütünlüğünden yanayız. Türkiye\'nin bütün komşularıyla barış içerisinde yaşamasını isteriz. Ve bunun için üzerimize ne düşüyorsa her türlü desteği vermeye hazırız\" ifadesini kullandı.
\"GERÇEK İHRACATÇILAR BURADA\"
Ambarlı Limanı\'ndaki buluşmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi: \"İhracatımız açısından çok önemli bir bölgeyi gezdik. Çalışanlar üretenler burada. Hem sorunları dinledik, hem yaptıkları çalışmaları dinleme fırsatımız oldu. Gerçek ihracatçılar burada. Gerçek vergi ödeyenler de burada. Türkiye\'nin kalkınmasına büyük ölçüde katkı verenler de burada. Dış ticaret açığımızın azalmasını sağlayanlar da burada, gerçekleştirenler de burada.\"
\"SARRAF DÜŞÜNCESİ BURADA YOK\"
\"Yani Rıza Sarraf\'ın \'Dış ticaret açığının yüzde 15\'ini biz karşıladık gibi düşünceler burada yok. Burada emek var. Üretim var. Vergi var. Çalışma var. İstihdam var, her şey var. Dolayısıyla burada faaliyet gösteren, ter döken iş dünyasının ve işçilerin tamamını yürekten kutluyorum. Gerçekten de gurur duyuyorum.\"
\"BURADA PARALARINI VERGİ CENNETİNE GÖTÜRENLER YOK\"
\"Bir başka önemli nokta, burada vergi ödeyenler var. Gerçek anlamda vergi ödeyenler var. Çalışıp vergi ödeyenler var. Yani paralarını vergi cennetlerine gösterenler yok. Türkiye Cumhuriyeti\'ni yönetenlerin buranın gerçeklerinden ders çıkarması gerekiyor.\"
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Kılıçdaroğlu\'nun açıklamaları
-Detaylar
23.11.2017 - 13.57 - Haber Kodu : 171123061
===================================
2- YARGITAY BAŞKANI CİRİT: 2016 VERİLERİNE GÖRE; 80 MİLYONLUK ÜLKEMİZDE YAKLAŞIK 6 MİLYON 900 BİNE YAKIN ŞÜPHELİ VARDIR
* Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit,
\"Türk yargısının yapısal sorunlarının başında ağır iş yükü gelmektedir. Hem adli hem idari yargıda ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve temyiz mahkemeleri giderek artan ağırlaşan iş yükü altındadır. Hiç şüphe yok ki bu tür yapısal sorunlar Türk yargısının ve halkının kaderi değildir.\"
\"Dünyadaki iyi uygulama örneklerinin model alınarak alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin hukuk sitemimize yerleştirilmesi, yargının ağır iş yükünün azalması bakımından bir zorunluluktur\"
\"2016 yılı adli sicil istatistiklerine göre; 80 milyonluk ülkemizde yaklaşık 6 milyon 900 bine yakın şüpheli vardır. Demek ki Türkiye\'de nüfusa oranladığımız yüzde 8 civarında kişi şüphelidir, haklarında ilk derece soruşturma yürütülmektedir.
Haber-Kamera: İstanbul DHA
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi\'nin düzenlediği \"Yargı Öncesi Alternatif Çözümler\" sempozyumuna katıldı. Sempozyum öncesinde bir konuşma yapan Yargıtay Başkanı Cirit, \"Adaletin gecikmesi vatandaşımız için birçok problemi beraberinde getirmektedir. Vatandaş kamulaşma bedelini alamamakta, yeniden evlenememekte, velayet sahibi kişi çocuğuna kavuşamamaktadır. Türk yargısının yapısal sorunlarının başında ağır iş yükü gelmektedir. Hem adli hem idari yargıda ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve temyiz mahkemeleri giderek artan ağırlaşan iş yükü altındadır. Hiç şüphe yok ki bu tür yapısal sorunlar Türk yargısının ve halkının kaderi değildir. Ancak yılların ihmali, adli hizmet kalitesinin düşüklüğü sonucunda gelinen bu noktada bazı yapısal tedbirlerin alınması gerekmektedir. 20 Temmuz 2016\'da bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçirilmiş olması, Yargıtay\'ın iş yükünün azalması ve gerçek fonksiyonu olan içtihat mahkemesi niteliğine kavuşması bakımından Türk yargısı açısından bir devrim niteliğindedir. Ancak bu önemli adım yargının tüm sorunlarını özellikle iş yükü sorununu çözmeye yetmeyecektir. Zira ülkemizde tüm uyuşmazlıklar yargı içeresinde çözülmektedir. Biz bu iş yükü sorunlarını çözemediğimiz takdirde ağır iş yükü ilk derece yargı, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay\'ın üzerine gelmeye devam edecektir\" dedi.
\"YÜZDE 8 CİVARINDA KİŞİ ŞÜPHELİ...\"
\"Yargıya ilişkin tüm kurumların bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirmesi yapılmadan gerçek bir yargı reformu yapılması mümkün değildir\" diyen İsmail Rüştü Cirit, \"Yargıtay\'daki daire ve üye sayısının artırılmasının hatta bölge mahkemelerinin faaliyete geçirilmesinin iş yükü sorununu halledemeyeceği açıktır. İş yükü sorunu hakim sayısı arttırılarak çözülecek bir mesele değildir. İş yükü sorunu ancak mahkemelere intikal eden uyuşmazlık sayısının azaltılmasıyla çözülebilir. Yargı sistemimizdeki adil ve etkin bir filtreleme sistemi kurularak bir kısım uyuşmazlıklar yargı sistemi dışında çözülerek iş yükü sorunu yapısal anlamda ele alınmalıdır. 2016 yılı adli sicil istatistiklerine göre 80 milyonluk ülkemizde yaklaşık 6 milyon 900 bine yakın şüpheli vardır. Demek ki Türkiye\'de nüfusa oranladığımız yüzde 8 civarında kişi şüphelidir, haklarında ilk derece soruşturma yürütülmektedir. ine 2016 verileri itibariyle bunlarda 2 milyon 900 bini küsürü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Bunlardan 2,5 milyonu şüpheli hakkında ise kovuşturma kararı alınmış ve ilk derece mahkemelerinde yargılanmaktadırlar. 800 bin kadarı ise yetkisizlik, görevsizlik ve değişik şekillerde haklarında işlem yapılmayanlardır. 2,5 milyon kişinin derin kovuşturması sonucunda, yaklaşık 1 milyonuna hapis, para cezası gibi cezai yaptırım uygulanmaktadır\" diye konuştu.
\"YARGININ AĞIR İŞ YÜKÜNÜN AZALMASI BAKIMINDAN BİR ZORUNLULUKTUR\"
Yargıtay Başkanı Cirit, \"Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin en önemlileri de uzlaştırma, arabuluculuk ve tahkimdir. İngiltere\'de bazı uyuşmazlıkların yüzde 98\'inin mahkemelere intikal etmeden arabuluculuk yöntemi ile çözüldüğü Adalet Bakanlığı\'nın yurtdışı inceleme raporunda yer almaktadır. Dünyadaki iyi uygulama örneklerinin model alınarak alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin hukuk sitemimize yerleştirilmesi, yargının ağır iş yükünün azalması bakımından bir zorunluluktur. Yargıtay olarak son 2 yıl içinde Türkiye\'nin belli başlı adalet aktörleri ile birlikte alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri konusunda 2 büyük uluslararası organizasyon düzenledik\" şeklinde konuştu.
İŞ DAVALARINDA ARABULUCULUK
Cirit, \"12 Ekim 2017 tarihinde kabul edilen 7036 sayılı İş Kanunu uyarınca 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda, arabuluculuğa başvurulması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Bu sayede iş davaları adına sorunun bir ölçüde halledileceği düşünmekteyim\" diyerek konuşmasını bitirdi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Cirit\'in açıklamaları
-Toplantıdan detaylar
23.11.2017 - 14.22 - Haber Kodu : 171123074
===================================
3- İSTANBUL\'DA DEAŞ OPERASYONU: 20 GÖZALTI
Haber: Çağatay KENARLI - Kamera: İstanbul DHA
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri terör örgütü DEAŞ\'a yönelik operasyon düzenledi. Operasyonda 20 kişi gözaltına alındı.
TEM ekipleri, gece saatlerinde özel harekat polislerinin de desteğiyle Bağcılar, Bayrampaşa, Beylikdüzü, Küçükçekmece, Ümraniye ve Pendik\'te bulunan 9 adreste eş zamanlı operasyon gerçekleştirdi. Ekipler baskın yapılan ardreslerdeki 20 kişiyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınanlardan 4\'ünün çatışma bölgeleriyle bağlantılı olduğu; 16 yabancı uyruklu kişinin ise çatışma bölgelerine gitmeye hazırlandığı öğrenildi. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda çok sayıda dijital malzeme ile örgütsel doküman ele geçirildi.
Yabancı uyruklu 16 kişi hakkında sınırdışı işlemleri başlatılırken, 4 şüphelinin emniyetteki sorgusu sürüyor.
Görüntü Dökümü:
------------------------
(POLİS KAMERASI)
////////////////////////////////////
-Polis ekiplerinin evlere girmesi
-Ekiplerin evde yaptığı aramalar
-Şüphelilerin gözaltına alınması
-Genel ve detaylar
23.11.2017 - 14.00 - Haber Kodu : 171123064
======================================
4- FETÖ\'DEN YARGILANAN HAKİMDEN ŞOK İFADELER \" ALDATILDIM, KAFALANDIM,DEVŞİRİLDİM\"
Haber: Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA)
Ankara İstinaf Mahkemesi\'nde görevli iken darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen hakimler Mustafa Göçer ve Harun Gökdağ hakkında İstanbul İstinaf Mahkemesi\'nde örgüt üyeliği suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davaya başlandı.
Savunması alınan tutuksuz sanık Göçer, pişman olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Göçer: \"Şeytana uydum, büyük hata ettim. Her şeyimi kaybettim.Eşim adına Bank Asya\'dan konut kredisi çektim. Bir FETÖ\'cü, FETÖ\'nün kemik adamı Bank Asya\'nın kıyısından, köşesinden geçmez, hastanesine gitmez, okullarına çocuklarını göndermez. Bu yasaktı başkanım. Aldatıldım, kullanıldım, kullandılar, istismar edildim, kafalandık, devşirildik. Pişmanlığım had safhada.\" dedi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi\'nin ilk derece mahkeme sıfatıyla gördüğü davanın ilk duruşmasına, her ikisi de tutuksuz yargılanan eski hakimlerden Mustafa Göçer katılırken, Harun Gökdağ katılmadı.
Mahkeme Başkanı Nazım Durmaz, sanıkların kullandıkları cep telefonlarına ilişkin HTS kayıtlarının dosyaya geldiğini, duruşmada bulunan sanık Mustafa Göçer\'in Bank Asya\'dan kredi kullandığını, ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiğini, soruşturma aşamasında etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiğini tutanağa geçirdi.
Sanık Göçer, kendisini daha güvenli hissedeceği için duruşmanın gizli celsede görülmesini talep etti. Mahkeme bu talebi kabul etmedi. Bunun üzerine sanık Göçer, \"Eğer ileride başıma bir şey gelirse bu kararın etkisinin olacağını düşünüyorum\" dedi.
SUÇ ÖRGÜTÜNE EVRİLDİLER
Malum yapının gerçek yüzünü görmediğim için pişman olduğunu söyleyerek savunmasına başlayan sanık Mustafa Göçer, \"Nasıl olmayayım ki. Ocağıma ateş düştü. Kader diyorum, sabrediyorum. İnsanlar aldanır. Şeytana uydum, büyük hata ettim. Her şeyimi kaybettim\" dedi. Göçer, \"Malum yapı bir şekilde suç örgütüne evrilmiştir. Bu örgüt her gün PKK gibi bomba patlatsa, asker polis şehit etse kimse peşinden gitmezdi\" dedi.
Darbe girişimi sonrası devlet yetkililerinin etkin pişmanlığı özendirici beyanlarda bulunmuşlarını söyleyen Göçer, \"Bildiklerini anlatırlarsa devlet onlara kolaylık sağlar diye beyanları var. Ben de yüz kere bin kere tövbe ediyorum\" diye konuştu.
Göçer savunmasında özetle şunları söyledi: \"Ben herhangi bir suça iştirak etmeden yakalandım. Verdiğim isimlerle, ifadelerle örgütün dağıtılmasını, maddi hakikate ulaşılması için sivil yargı imamı Yusuf Doğan hakkında detaylı somut bilgiler verdim. Bu kişi, akıllı telefonum yok iken üzerimde baskı uygulayarak akıllı telefonu alıp getirip yükleyerek bana getiren şahıstır. Tarih 11 Ağustos, darbe olmuş, üzerinden bir ay geçmiş, sivil imam hakkında bilgi veren ilk kişi olduğumu sanıyorum. Savcının odasında da fotoğraftan teşhis ve tespit ettim. Daha sonra bu şahsın önemli biri olduğu, darbe hazırlığından haberdar olduğu medya haberlerine yansımıştır.\"
\'GİRMİŞSİN ÇIKAMIYORSUN\'
\"Ben malum yapının yanlış yola girdiğini anladım, hep sorguladım, örgütle aramı açmaya çalıştım. Ne fayda; girmişsin, çıkamıyorsun. Sivil imama görüşmek istemediğimi söyledim. O da gelip gitme, bir program yükleyelim, notlarını buradan alırsın dedi. Akıllı telefon al dedi. Akıllı telefonum dahi yoktu, en son kendisi bana akıllı telefon getirdi.\"
\'ÖRGÜTÜN GERÇEK BİR MENSUBU OLSAYDIM İTİRAFÇI OLMAZDIM\'
\"Örgütün gerçek bir mensubu olsaydım itirafçı olmazdım, etkin pişmanlıktan yararlanmazdım. Okullarında okumadım, dershanelerine gitmedim. Ben başarılı bir hakimdim, bir yere gelirim diye düşündüm, bu nedenle yanaştım onlara.\"
\'BİZE TEDBİREN OKULLARIMIZDAN, HASTANELERİMİZDEN UZAK DURMAMIZ İSTENİYORDU\'
\"Eşim adına Bank Asya\'dan konut kredisi çektim. 15 Temmuz tarihinde EFT ile Bank Asya\'ya havale çıkarmışım. Bir FETÖ\'cü, FETÖ\'nün kemik adamı Bank Asya\'nın kıyısından, köşesinden geçmez, hastanesine gitmez, okullarına çocuklarını göndermez. Bu yasaktı başkanım. Ben klasik FETÖ\'cü olsam bu hataları yapmaz, delil bırakmazdım. Zira bize sürekli tedbiren okullarımızdan, hastanelerimizden uzak durmamız isteniyordu. Bankalarından annemiz, babamız adına hesap açmamız yasaktı.\"
\'ALDATILDIM, KULLANILDIM, İSTİSMAR EDİLDİM, KAFALANDIK, DEVŞİRİLDİK\'
\"Okuma yazması olmayan bir kadının, pazarcı bir adamın oğluyum. Gurur kaynağıyım adamın, hayattaki tek başarısı benim. İnşaatlarda, pazar yerlerinde çalışarak okudum. (Sanık bu sırada ağlamaklı olunca başkan kısa bir süre sorguya ara verdi. Aradan sonra sorgusuna kaldığı yerden devam edildi). Allah bana hakimlik gibi kutsal bir meslek bahşetti. Zor buldum kolay kaybettim. Devletime yapmış olduğum bu vahim hatadan dolayı meslekten ihraç edildim. Aldatıldım, kullanıldım, kullandılar, istismar edildim, iddianamedeki deyimle kafalandık, devşirildik. Pişmanlığım had safhada. Gökte uçtuğunu görsem, deseler ki bu evliyadır, kimsenin peşinden gitmem. Devletimden, milletimden binlerce kez özür diliyorum. Devletimin şefkatine, adaletine ve vicdanına sığınıyorum.\"
\"Gidecek yerim yoktur. Ben taban bile değilim, zurnanın son deliğiyim. Her pazartesi karakola imza şeklindeki adli kontrol şartımın yumuşatılmasını, yurt dışına çıkış yasağımın da kaldırılmasını istiyorum. Kaçma şüphem olsa çıkıp gelmem.\"
\'SAMİMİ PİŞMANLIĞIM OLMASAYDI HAKİM VE SAVCILARIN KAYDININ KENDİSİNDE OLDUĞUNU BİLDİĞİM YARGI İMAMININ ADINI VERMEZDİM\'
\"Örgütten ayrıldığımı ispatlamam, samimi pişmanlığım olmasaydı, özellikle tüm hakim ve savcıların kaydının kendisinde olduğunu bildiğim yargı imamının adını vermezdim. Beraatimi istiyorum.\"
Mahkeme Başkanı Nazım Durmaz, Kimse Yok Mu derneği ile 76 görüşmesi olduğuna dair HTS kaydı olduğunu hatırlattığı Göçer, bu derneği aramadığını savunarak, \"Dini duygularla Kimse Yok Mu derneğine 5 TL bağış yaptım\" dedi.
Savcı Hüseyin Kaya, ByLock uygulaması ile görüştüğü 49348N rumuzlu kişinin kim olduğunu sorduğu Mustafa Göçer, \"Ben ByLock\'tan sadece iki kişi ile görüştüm. Biri kardeşim diğeri de kendisini Abdullah olarak tanıtan yargı imamı Yusuf Doğan olabilir. Büyük ihtimalle odur\" sözleri ile yanıtladı.
\'BYLOCK\'TA ABD\'DEN HOCADAN GELEN MESAJLAR VARDI\'
Sanık Göçer, \"ByLock\'a bir yada iki kez meraktan girdim, ne yazıyorlar diye. Dini mesajlar ve ABD\'den hocadan gelen notları vardı\" dedi. Sanığın karakolda imza şeklindeki adli kontrol tedbirini kaldıran mahkeme, yurt dışına çıkış yasağının devamına, Yusuf Doğan hakkında yürütülen bir soruşturma bulunup bulunmadığının tespiti için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı\'na yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
YARGILAMA NEDEN İSTANBUL\'DA ?
Darbe girişimi sırasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi\'nde görevli olan bu davanın sanıkları Mustafa Göçer ve Harun Gökdağ hakkında başlatılan soruşturma, en yakın Bölge Adliye Mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi\'ne gönderildi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Hadi Salihoğlu, açığa alınan her iki hakim hakkında, \"Silahlı terör örgütüne üye olmak\" suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlamıştı.
=================================
5- ZEYBEKCİ: ÜZÜLEREK SÖYLEYEYİM Kİ YÜZDE 20\'SİNİ ÜRETİYORUZ
* Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,
\"Kendi tükettiğimiz helal olması gereklilik olan bir şart olan ürünlerin yüzde 20\'sini biz üretiyoruz\"
\"57 ülke olarak 1.8 milyar Müslüman olarak kendimizle ilgili bizi ilgilendiren konuyla ilgili kuralı koyan biz olmak zorundayız. Yoksa tarih bizden bunun hesabını soracaktır. Bundan emin olun. Bizden sonra gelen nesiller bizden bunun hesabını soracaktır. Allah muhafaza Allah bunun hesabını soracaktır\"
\"Helal Akreditasyon Kurumu\'nu kurduk. Daha yeni TBMM\'den çıktı. Kuruldu. Kanunu çıktı. Bu yıl sonundan önce, böyle güçlü bir kurum hepinizin hizmetinde olacak.
Haber-Kamera: Erhan TEKTEN - Hakan KAYA - İstanbul DHA
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi\'nde düzenlenen 5. İslam İşbirliği Teşkilatı Helal Fuarı Dünya Helal Zirvesi\'nde konuştu.
Zeybekci, müslüman ülkelerin helal tüketim mallarının yüzde 20\'sini ürettiğini belirterek bu oranın daha fazla olabileceğini söyledi. Zeybekci, \"Yaklaşık olarak 2 milyar Müslüman ve yaklaşık olarak da 4 trilyon dolar civarında bir hacimden bahsediyoruz. Biz ne kadarına hükmediyoruz. 1.8 milyar müslüman 57 tane İslam İşbirliği Teşkilatı\'nı oluşturan ülke helal tüketim mallarının ne kadarını üretiyoruz. Üzülerek söyleyeyim ki yüzde 20\'sini… Yani kendi tükettiğimiz helal olması gereklilik olan bir şart olan ürünlerin yüzde 20\'sini biz üretiyoruz. Yüzde 100\'ünü üretebilir miyiz ? \'Hayır\' yüzde 50\'sini üretebilir miyiz ? belki olabilir. Ama çok daha fazlasını üretebiliriz \'Evet\' Bunların helal standartlarını belirlemek bunlarla ilgili standardizasyonları oluşturmak, bunlarla ilgili ölçüm değerlendirme sistemlerini kurmak, bunlarla ilgili sertifikasyon işlemlerini yapmayı yüzde 100 yapabiliriz\" dedi.
\"TARİH BİZDEN BUNUN HESABINI SORUCAKTIR\"
İslam Ülkeleri Standardlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC)\'ne 36 üye ülke olduğunu söyleyen Bakan Zeybekci, \"Diğer kardeşlerimiz de yaklaşık 20 İslam ülkesini de SMIIC\'e üye olmaya davet ediyorum. Bizim dinimiz bir olun diyor. Bir araya gelin diyor. İstişare olun diyor. 57 ülkenin de bir araya gelmesi lazım. 57 İslam ülkesi SMIIC çatısı altında bir şey demesi lazım. Orada oluşturduğumuz doğrularla bunları metroloji enstitüsü standartlarıyla ölçüm değerleriyle bu kuralları koyması lazım. 57 ülke olarak 1.8 milyar Müslüman olarak kendimizle ilgili bizi ilgilendiren konuyla ilgili kuralı koyan biz olmak zorundayız. Yoksa tarih bizden bunun hesabını soracaktır. Bundan emin olun. Bizden sonra gelen nesiller bizden bunun hesabını soracaktır. Allah muhafaza Allah bunun hesabını soracaktır\" dedi.
\"HELAL AKREDİTASYON KURUMUNU KURDUK\"
Bakan Zeybekci, \"Helal Akreditasyon Kurumu\'nu kurduk. Daha yeni TBMM\'den çıktı. Kuruldu. Kanunu çıktı. Bu yıl sonundan önce, böyle güçlü bir kurum hepinizin hizmetinde olacak. 57 İslam ülkesinin tamamının hizmetinde olacak. Tabiki her ülke kendisi kurmalı. Oralarda olmalı. Olması gereken de budur. Bu akreditasyon kurumunu ne helal ne haram belirleyen kurum değil. Bu sakın yanlış anlaşılmasın. Helal ve haramla ilgili hassasiyetleri ve kuralları koyacak olanlar burada. İslam alimleri bunu kuracak. Onun teknik uygulamasını Helal Akreditasyon Kurumu olarak Türkiye\'de biz başlattık. İslam iş Birliği Teşkilatı üyesi ülkelerde ilk defa böyle bir kurum kuruldu.\" şeklinde konuştu. Bakan Zeybekci daha sonra fuar alanındaki stantları gezerek yetkililerden bilgi aldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------------------
-Bakan Zeybeci\'nin konuşması
-Zeybekci\'ye ödül takdimi
-Hatıra fotoğrafı çekimi
-Bakanın kurdele kesimi
-Bakan Zeybekci\'nin stantları gezmesi
-Genel ve detaylar
==================================
(ÖZEL)
6- YARALI MARTIYI LİSELİLER KURTARDI
Haber: Cengiz ÇOBAN - Kamera: İstanbul DHA
Kocaeli\'nde gagasına olta kancası takılı, ayağına misina dolanmış yaralı martıyı, özgürlüğüne öğrenciler kavuşturdu.
Görüntüler Kocaeli\'nde, Karamürsel 100. Yıl Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi\'nde çekildi... Sabah saatleriydi. Derste olan öğrenciler okul bahçesinde bir martının uçamadığını fark etti. Tenefüs zili çalar çalmaz da öğrenciler soluğu martının yanında aldı. Martının uçamamasının sebebi ayağına dolanmış misina ve gagasına saplanmış olta kancasıydı.
Öğrenciler hemen martıyı kucaklayıp sınıflarına götürdü. Ayağı ve gagasına dolanan misinayı çıkaran öğrenciler daha sonra martıyı doğaya saldı.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Yaralı martının görüntüsü
-Okuldan görüntü
-Öğrenciler tarafında alınması
-Ayağı ve gagasındaki misina iğnesi
-Öğrencilerin iğneyi çıkarması
-Yaralarına ilaç sürmesi
-Genel ve detay görüntüler
23.11.2017 - 13.51 - Haber Kodu : 171123058
======================
7- ÖĞRETMENLER GÜNÜ\'NDE ÖĞRETMENLERE İBB\'NİN OTOPARKLARI ÜCRETSİZ
İstanbul DHA
İstanbul genelinde yaklaşık 500 noktada 95 bin kapasitesiyle hizmet veren İSPARK\'a ait otoparkların, 24 Kasım Öğretmenler Günü\'nde tüm öğretmenlere ücretsiz hizmet vereceği açıklandı.
© Tüm hakları saklıdır.