18 Eylül 2018 15:10
1- ERDOĞAN: ÇOK CİDDİ BİR ULUSLARARASI KUŞATMA ALTINDAYIZ. BUNA DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR (1)
Haber: Gülseli KENARLI-Kamera: Güven USTA-İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, \"Evlatlarımızın çoğu bedenen sınıftalar ancak zihnen başka yerdeler. Zira çok ciddi bir uluslararası kuşatma altındayız. Buna dikkat etmemiz gerekiyor\" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabataş Lisesi\'nin 2018-2019 eğitim öğretim dönemi açılış törenine katıldı. Erdoğan konuşmasına yeni dönemin öğretmen ve öğrencilere hayırlı olmasını dileyerek başladı. \"Ülkemizin dört bir yanında görev yapan tüm öğretmenlerimize selamlarımı gönderiyorum\" diyen Erdoğan, şehit olanlar ile afet ve kazalarda hayatını kaybeden öğretmenleri de rahmet ve minnetle yad ettiğini ifade etti.
\"ÇOK CİDDİ BİR ULUSLARARASI KUŞATMA ALTINDAYIZ\"
Erdoğan, \"İnşallah 2018-2019 eğitim öğretim yılı, yenibir doğuşun, şahlanışın arefesinde bulunan ülkemizin daha büyük atılımlara imza atmasına vesile olacaktır. Meseleye ideolojik at gözlükle bakan çevrelerin kışkırtmalarına bakmadan çalışmalara devam edeceğiz. Önemli başarılara da imza attık. 16 yılda verdiğimiz sözlerin neredeyse tamamını yerine getirdiğimizi görüyoruz. Eğitim-öğretim sistemini
komplekslerinden kurtararak çok daha özgürlükçü çok daha demokratik çok daha sorgulayıcı bir yapıya kavuşturduk. Bugün sınıflarımızdaki temel sorun dikkat ve konsantrasyon eksikliğidir. Evlatlarımızın çoğu bedenen sınıftalar ancak zihnen başka yerdeler. Zira çok ciddi bir uluslararası kuşatma altındayız. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Bu durumu değiştirecek derse, okuldaki aktiviteleri en üst düzeye çıkaracak yenilikleri süratle uygulamaya koymalıyz. Mesleki eğitimle iş hayatını birleştirecek projelere ivme kazandırmalıyız\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Erdoğan\'ın konuşması
-Detaylar
================
2- BAKAN VARANK\'TAN \'MODEL FABRİKA\' AÇIKLAMASI
* Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank,
\"Evet, son bir aydır belki görece zor zamanlar yaşıyoruz. Ama bunların hepsini atlatacak dirence sahibiz\"
\"Küresel rekabette ayakta kalmak için dijital dönüşümü başarmaya mecburuz. Bu sayede, yüksek katma değerli üretim yapan ve daha nitelikli istihdam sağlayan bir sanayiye ulaşacağız\"
\"Ankara ve Bursa\'da Model Fabrikalarımızı Kasım ayında hizmete açıyoruz. Bunun yanı sıra, İzmir, Gaziantep, Mersin, Konya ve Kayseri \'Model Fabrika\' projelerinin de planlaması yapıldı ve fon kaynakları bulundu\"
* TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik,
\"Türkiye, bir kez daha zor bir dönemden geçiyor. Dönemin ağrısı sancısı, en çok ekonomide hissediliyor. Ekonomideki ağrı, ihmale
gelmez\"
Haber-Kamera: Enver ALAS / İSTANBUL,DHA
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye\'nin son 16 senede çok önemli bir mesafe kaydettiğini, makro ekonomik temelleri güçlendirdiğini belirterek, \"Milli gelirimizi yaklaşık 4 kat, kişi başına geliri ise 3 kat artırdık. Gelir dağılımı, finansmana erişim, beşeri ve sosyal kalkınma da çok iyi seviyelere geldik. Evet, son bir aydır belki görece zor zamanlar yaşıyoruz. Ama bunların hepsini atlatacak dirence sahibiz\" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen \'Sanayide Dijital Dönüşüm Günleri\' etkinliği kapsamında \'Şeffaf Tedarik Zinciri\' temalı toplantıya katıldı. TÜSİAD\'ın Beyoğlu\'ndaki merkezinde TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik\'in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya bakan yardımcıları, bakanlık bürokratları ile TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.
Toplantıda konuşan Mustafa Varank, küresel ekonomide yeni bir evreye girdiklerini, bu dönemin kodlarının \'ticaret savaşları\' ve \'teknolojik değişim\' üzerinden kendini tanımladığını söyledi.
\"YENİ TEKNOLOJİLER, ÜRETİMİN ARTIK HER ALANINA, ÇOK DAHA YOĞUN BİR ŞEKİLDE NÜFUZ EDİYOR
Teknolojik değişim ve dönüşümün çok hızlı bir biçimde insan hayatına dahil olduğunu aktaran Bakan Varank, \"Yeni teknolojiler, üretimin artık her alanına, çok daha yoğun bir şekilde nüfuz ediyor. Nesnelerin interneti, yapay zeka, bulut bilişim, büyük veri ve robotik sistemler gibi uygulamalar, üretimde giderek daha fazla kullanılıyor. Konuyla hiç ilgisi olmayanlar için bu saydıklarım, bir \'kavram enflasyonu\' olarak algılanabilir. Ancak saymadığım ve daha adını duymadığımız pek çok uygulama, ekonomileri ve toplumları çok ciddi bir biçimde dönüştürecek. Kimilerine göre, henüz daha çok başlardayız\" diye konuştu.
Mustafa Varank, küresel rekabet koşullarının yeniden şekillendiğini, artık bütün sektörlerde, aynı anda verimlilik artışları getirecek bir imkândan bahsedildiğine dikkat çekti, tüm bu değişim ve dönüşüm sürecinden Türkiye\'nin ayrı düşünülemeyeceğine de vurgu yaptı.
\"BUNLARIN HEPSİNİ ATLATACAK DİRENCE SAHİBİZ\"
Son 16 senede Türkiye\'nin çok önemli bir mesafe kaydettiğinin altını çizen Bakan Varank, konuşmasına şöyle devam etti:
\"Milli gelirimizi yaklaşık 4 kat, kişi başına geliri ise 3 kat artırdık. Makro ekonomik temellerimizi güçlendirdik. Gelir dağılımı, finansmana erişim, beşeri ve sosyal kalkınma da çok iyi seviyelere geldik. Evet, son bir aydır belki görece zor zamanlar yaşıyoruz. Ama bunların hepsini atlatacak dirence sahibiz. Aslında yakın tarihi düşünürseniz, Türkiye\'nin gücü daha da net ortaya çıkıyor. İçerde ve dışarda pek çok saldırıya maruz kaldık, ama yolumuza hep daha güçlü bir şekilde devam ettik. Türkiye\'nin büyük hedefleri, idealleri var.
2023 yılında, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek istiyoruz. Bunun için bir paradigma değişimine ihtiyaç var. Bu değişim, üretim tarafından gelecek. Rekabet gücümüzü artıracak ve üretimde yapısal dönüşümü gerçekleştirecek politikalarla, yüksek ve sürdürülebilir büyüme oranlarına ulaşmak mümkün.\"
\"MİLLİ TEKNOLOJİ\" VURGUSU
Mustafa Varank, Türkiye\'nin sanayide dijital dönüşümü gerçekleştirirken, bir taraftan küresel rekabet iddiasını sürdüreceğini ancak diğer taraftan da kendi hedefleri, imkân ve kabiliyetleri doğrultusunda ilerleyeceğini ifade etti. Başka ülkelerin endüstri 4.0, toplum 5.0 gibi yol haritalarını kopyalamak yerine, Türkiye\'nin kendi yol haritasını takip edeceğine işaret eden Varank, bunu da \'milli teknoloji\', \'güçlü sanayi\' vurgusuyla, yüksek katma değerli alanları ve bu alanların alt bileşenlerini milli ve özgün olarak geliştireceklerini dile getirdi.
Varank, sanayinin dijital dönüşümü için \'insan, teknoloji, altyapı, tedarikçiler, kullanıcılar ve yönetişim\' bileşenlerinden oluşan \'Dijital Türkiye Yol Haritasını\' üç ay önce kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı.
5 İLE \'MODEL FABRİKA\' MÜJDESİ
Bu yol haritası kapsamında sanayiciler için \'Dijital Dönüşüm Merkezleri\' kurduklarını aktaran Bakan Varank, \"Bu merkezlerde sanayicilerimiz, deneyimsel eğitim ve danışmanlık hizmetleri alacaklar. Dijital dönüşümün, teori ve uygulamasını gerçek bir üretim ortamında deneyerek öğrenecekler. Bu kapsamda, Ankara ve Bursa\'da Model Fabrikalarımızı Kasım ayında hizmete açıyoruz.
Bunun yanı sıra, İzmir, Gaziantep, Mersin, Konya ve Kayseri \'Model Fabrika\' projelerinin de planlaması yapıldı ve fon kaynakları bulundu. Model fabrikalar, sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan 100 Günlük İcraat Programında da yer alıyordu.
Model Fabrikaların içinde, sanayi ile ilgili doktora ve master programlarının uygulama aşamaları da gerçekleştirilecektir. Böylece, kamu- sanayi-üniversite işbirliği de somut bir biçimde hayat bulacaktır\" şeklinde konuştu.
SEKTÖR BAZLI ÖNCELİKLER
Konuşmasında bakanlık olarak sektör bazlı önceliklerinden örnekler veren Mustafa Varank, \"Beyaz eşya sektörümüz dünya\'da yedinci ve Avrupa\'da üçüncü büyük ihracatçı. \'Akıllı ev\' uygulamalarını sektöre dâhil etmeyi ve yerli imkânlarla söz konusu mikro-nano segmentlerin geliştirilmesini çok önemsiyoruz. Hedefimiz bu konuda rekabetçilik yönünden öncü olmak. Ülkemizin güçlü olduğu otomotiv sanayiini elektronik ve yazılım sektörü temelinde daha da ileri taşıma hedefimiz var. Sektörde kullanılacak olan \'nesnelerin interneti tabanlı\' elektronik aksamlarda ülkemizi önemli bir üretim üssü haline getirmeyi amaçlıyoruz\" ifadelerini kullandı.
\"ÜLKEMİZİN \'YAZILIM\' VE \'YAZILIM İÇİN HARCANAN EMEK\' ÇÖPLÜĞÜNE DÖNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ\"
Yazılım sektörüne de değinen Varank, yerli yazılımı ürünlerinin çeşitliliğini ve kalitesini arttırmayı hedeflediklerini belirterek, şunları söyledi: \"Ülkemizde son derece yetkin yazılımcılarımızın olduğunu biliyoruz. Sektöre, teknoparklar, AR-GE merkezleri, TÜBİTAK ve KOSGEB üzerinden fon sağlıyoruz. Ancak hala arzu edilen seviyede değiliz, yapacak çok işimiz var. Geliştirilen ürünlerin çoğu ticarileşme aşamasında ve uygulamada sorunlar yaşıyor. Kısmen satış yapabilenler de, yeterli ölçeğe ulaşamadıkları için bir süre sonra faaliyetlerine son veriyor. Ülkemizin \'yazılım\' ve \'yazılım için harcanan emek\' çöplüğüne dönmesine izin vermeyeceğiz. Yerli yazılım ürünlerinin kullanımında, başta kamu olmak üzere yeni bir girişim başlatacağız. Bilişim ürünleri ihtiyacının yerli tedarikçilerden sağlanması konusunda, sertifikasyon da dâhil olmak üzere, düzenleyici adımlar atılacak. İş dünyasında, yerli dijital ürünleri kullananlar için, bakım ve onarım hizmetlerini destekleyecek mekanizmalar kurguluyoruz. Yazılım ekosistemimizi güçlendirmek adına açık kaynak kodlu yazılımlar ve yapay zeka stratejilerini geliştiriyor, yol haritalarımızı hazırlıyoruz.\"
\"DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ BAŞARMAYA MECBURUZ\"
\"Küresel rekabette ayakta kalmak için dijital dönüşümü başarmaya mecburuz\" diyen Mustafa Varank, \"Bu sayede, yüksek katma değerli üretim yapan ve daha nitelikli istihdam sağlayan bir sanayiye ulaşacağız. Türkiye\'nin gücü nitelikli insanlarından geliyor, bunun farkındayız. Bize düşen görevleri sonuna kadar, en iyi şekilde yapmaya hazırız. Bu süreci başta Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başta olmak üzere, diğer tüm paydaşlarla birlikte en etkin şekilde yöneteceğiz. Sanayide Dijital Dönüşüm Platformunu kurumsal bir yapıya dönüştürerek, yeni bir rekabetçi üstünlük alanı oluşturacağımıza inancım tamdır\" diye konuştu.
TÜSİAD BAŞKANI BİLECİK: BU DÖNEMİN AĞRISI SANCISI EN ÇOK EKONOMİDE HİSSEDİLİYOR
Toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ise Türkiye\'nin zor bir dönemden geçtiğini, bu dönemin ağrısı sancısının en çok ekonomide hissedildiğini söyledi. Bilecik, \"Ekonomideki ağrı, ihmale gelmez. Çünkü ağrı, bazı şeylerin doğru gitmediği anlamında bizi uyaran hayati bir ikaz sistemidir. Hipokrat, milattan önce 5. yüzyılda \"Ağrıyı dindirmek ilahi bir sanattır\" demiş. Ekonomimizdeki ağrıyı dindirmek için yeniden, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme sürecine süratle dönmemiz gerekiyor\" dedi.
Türk sanayisinin yüksek kalitede üretime geçmesi gerektiğine dikkat çeken Bilecik, \"TÜSİAD olarak biz, orta teknoloji tuzağından kurtulmanın çaresini, 4. Sanayi Devrimi\'nin ülkemizde de gerçekleşmesi olarak tanımlıyoruz. Bunun en önemli adımlarından biri, dijital dönüşüm yolculuğunda şirketlerimizin doğru ve sistematik adımlar atmalarını sağlamaktır. Bu dönüşüm, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınması için kritik önemdedir. Bu hedefimizde başarıya ulaşmamızın olmazsa olmazı, dönüşümü destekleyecek ekosistemi bütüncül bir şekilde tesis etmektir\" ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından TÜSİAD Başkanı Bilecik, Bakan Varank\'a günün anısına bir hediye takdiminde bulundu. Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak, \'Şeffaf Tedarik Zinciri\' konusu üzerine düzenlenen oturumlarla devam etti.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Toplantıya katılanlar
-Bakan Varank ve Erol Bilecik\'in yan yana oturması
-Bakan Varank\'ın konuşması
-Erol Bilecik\'in açıklamaları
-Hediye takdimi
-Genel ve detaylar
18.09.2018 - 11.50 Haber Kodu : 180918059
==============
3- 15 TEMMUZ GAZİSİ VAHİDE ŞEFKATLİOĞLU: VATAN İÇİN BİR DEĞİL BİN KERE ÖLÜRÜZ
Haber-Kamera: Gül KABA-Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL DHA
15 Temmuz darbe girişiminde hem eşini hem bir bacağını kaybeden ve 2 ay yoğun bakımda kalan Vahide Şefkatlioğlu, \"2 yıl kolay geçmedi, zordu. 1 yıl hastanede kaldım bunun 2 ayı yoğun bakımda geçti. Eşimin vefat ettiğini 1 buçuk ay sonra öğrendim. Ama mutluyum, gururluyum, asla pişman değilim. Vatan için bir kere değil bin kere ölürüz. Şimdi çağırsınlar yine giderim\" dedi.
15 Temmuz darbe girişiminde hem eşini hem bir bacağını kaybeden ve 2 ay yoğun bakımda kalan Vahide Şefkatlioğlu, hem o gece yaşadıklarını hem de geçen 2 yılı, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla DHA\'ya anlattı.
2 yıldır ağrıları nedeniyle uyuyamadığını söyleyen Şefkatlioğlu, \"Kullanmamam gereken ilaçları kullanıyorum. Geceleri hala bacağımın ağrısından uyuyamıyorum, günde 1-2 saat anca uyuyorum. Mutuyum, gururluyum, kendi adıma zaten hiç pişman değilim. Bir kere değil bin kere daha sokağa çıkarım, şimdi çağırsınlar yine giderim. Vatan için bir kere değil bin kere ölürüz, kanımın son damlasını veririm\" diye konuştu.
\"30\'A YAKIN AMELİYAT GEÇİRDİM\"
Sol bacağımı kaybettiğini ve sağ bacağının da parçalandığını belirten Şefkatlioğlu, \"Bana alttan kesileceğini söylediler ama sonrasında üstten kesildi. Sağ bacağım da parçalandı. Onda da 3 platin var. 30\'a yakın ameliyat geçirdim. Son ameliyatlarım ağırlaşmıştı. Narkozdan 2-3 gün uyanamadığım oldu, baygın olarak yattım. Bacağımı normalde 140 derece katlanması gerekirken, ben 80 derece katlayabiliyorum. Doktorlarım \'sen mucize eseri kurtuldun biz senin ölüm kağıdını yazıyorduk\' dediler. Allahtan ümit kesilmiyor. Allah beni evlatlarıma bağışladı. 1 yıl hastanede yattım, elim de parçalanmıştı. 6 ay elimi kullanamadım, his kaybım vardı. Bacağıma değil de elime çok üzüldüm.Yemek yiyemiyordum\" ifadelerini kullandı.
\"DARBE OLDUĞUNU DUYUNCA AĞLAMAYA BAŞLADIM\"
O gece yaşadıklarını duraksayarak anlatan Şefkatlioğlu, \" Eşimle evi boyayalım dedik, tavanı boyadıktan sonra ben yoruldum. \'Namazımı kılayım, sonra diğerlerini de boyarım\' dedi. \'Tamam\' deyip odaya gittim, uyudum. aradan ne kadar geçti bilmiyorum, küçük kızım gelip, \'Anne, teyzem arıyor\' dedi. Telefonu açtım, \'darbe olmuş, haberin var mı?\' dedi. kardeşim yaşından darbenin ne olduğunu bilmiyor, Suriye\'den dolayı darbenin ne demek olduğunu biliyorum yataktan fırladım ve \'ülke elden gidiyor\' diye ağlamaya başladım. Eşime çıkacağımı söyledim, \'Dur, sen nereye çıkıyorsun. Ben oğlanla birlikte çıkarım\' dedi. \'Yok, ben de çıkacağım\' dedim. Eşimle oğlum arkamdan geldi\" dedi.
\"TANK ÜSTÜMÜZDEN GEÇTİ\"
Esenler\'deki evlerinden önce Dörtyol\'a doğru gittiklerini aktaran Şefkatlioğlu, o anları şöyle anlattı:
\"15-20 dakika yürüdük, İstanbul Emniyet Müdürlüğü\'nün orada toplanılacağını söylediler. O zaman dışarıda kimse yoktu. Yürümeye başladık, 15 dakika içinde bütün gençlerin ellerinde bayraklarla \'Allahu Ekber\' sesleri kulaklarımda, ben de bir yandan ağlıyorum bir yandan seviniyorum. \'Allah\'ın izniyle bu ülke elden gitmez\' diyorum. Eşimle Atatürk Havalimanı\'na gitmeye karar verdik. Eşim, \'Sen eve geç, yol çok uzun, yorulursun\' dedi.\'Hayır, bu yolda ölmek var, dönmek yok\' dedim. Havalimanına doğru giderken yol ikiye ayrılıyordu. \'Nereden gidelim\' diye düşündük. Çok kalabalıktı insanlar akın akın gelmeye başladı. Bariyerlerin altından geçtik ve 15-20 dakika yürüdük. Yol tank gelecek gibi değildi. Bir anda tankın önünden ateş etmeye başladılar.
\"Eşim \'bariyerlerin üstünden atlayalım\' dedi. Herkes bir yerlere atlamaya başladı. \'Sen atla ben alttan geçerim\' dedim. Eşim bariyerlerin üstüne ayağını koydu, benim de elim alttaydı. O anda tank üstümüzden geçti. \'Allah\' dedim gözüm kapandı.Sesleri duyuyorum, hissediyorum ama tepki veremiyorum. Bir çocuğun, \'Ablayı kurtaralım\' dediğini duydum. Birileri de, \'Ambulansı bekleyelim\' dedi. Çocuk tekrar, \'Ambulansı beklemeyelim, götürelim\' dedi. Beni arabaya koydular, bacaklarımın sallandığını hissediyordum. Hastaneye götürüp sedyeye yatırdılar. Gözlerim kapalıydı ama duyuyordum. Her şeyi hatırlıyorum. Doktor, bacağımın kesilmesi gerektiğini söylüyordu. daha aşağıdan kesilecekti ama kurtaramamışlar uyandığımda baya yukarıdan kesilmişti. Allahtan gelen başım gözüm üstüne, vatan,bayrak,ezan için bir kere değil bin kere ölürüm. Çünkü bizim başka gidilecek vatanımız yok.\"
BENİ EZEN TANK 20 ARABAYI DAHA EZMİŞ
Oğlu ve kardeşlerinin o gece 30 hastane gezdiklerini belirten Şefkatlioğlu, \"Ölenler, yaralılar çok kalabalık olduğu için bulamamışlar. Ben Çapa\'daydım. Çapa\'ya iki kez gelmişler ama çok kalabalık olduğu için beni görememişler, morglara bakmışlar. Teyzemin kızının bir arkadaşı sayesinde beni bulmuşlar\" dedi.
\"EŞİMLE GURUR DUYORUM\"
Yoğun bakımdayken eşinin vefat ettiğini öğrendiğini dile getiren Şefkatlioğlu, \"Sürekli, \'Eşime ne oldu?\' diye soruyordum. Onun durumunun daha ağır olduğunu, hiç konuşamadığını söylediler. \"Güçlü olmalısın. Çocukların başında durman gerekiyorö diyorlardı. \"Neden böyle söylüyorlar?ö diye düşünüyordum. Oğluma sordum. \"Durumu senden daha ağırö dedi. Eşimin ölüm kâğıdının çıkması lazımmış. Oğlum o kâğıttan bahsedince eşime ait olduğunu anladım.Oğlum, \'Anne babam şehit oldu\' dedi. Onun gururunu yaşıyorum çünkü eşim sonuna kadar hak etti. Mükemmel bir insandı, iyi bir babaydı. Eşimin mezarına 1 yıl sonra gittim, 1 yıl boyunca hastaneden çıkamadım çok nadir çıkıp eve gelebiliyordum en acısı oydu\" diye konuştu.
\"TANKIN BİZİ EZDİĞİ GÖRÜNTÜLERİ İZLEYİNCE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİM\"
Çocuklarının böyle dimdik durmalarına kendisinin de şaşırdığını söyleyen Şefkatlioğlu, \"Oğlum 26 yaşında 15 Temmuz\'dan bir yıl sonra evlendi. Diğer kızım 20 yaşında açıktan liseyi okuyor, bugün iş başı yaptı. Küçük kızım ise 12 yaşında 7\'inci sınıfa gidiyor. Çok şükür iyiler, bir sorun yok. Bizim ezildiğimiz videoyu 2 ay önce izledim o an çıldırdım, sinir krizi geçirmişim. Benim eşim gitmiş, evim dağılmış buna nasıl \'tiyatro\' derler. Tiyatro için bir parmağınızı keser misiniz? Tırnağınızı koparır mısınız? Vatan sevgisinin tiyatrosu mu olur?\" dedi.
\"BİZİ EZEN ASKER MAHKEMEDE \'BANA SİLAH DAYADILAR\' DEDİ\"
15 Temmuz\'un sadece 15 Temmuz\'da kalmamasını sürekli yaşatılmasını istediğini kaydeden Şefkatlioğlu, \"Mahkemeye gittik, davaları takip ettik. Tankla bizi ezen askere müebbet hapis cezası verildi. Ama hep inkar ediyorlar. \'Kazansaydık kahraman olacaktık\' diyorlar. Kendilerini hiç suçlamıyorlar, \'biz tarlada gittiğimizi zannettik\' diyorlar. Koskoca İstanbul\'un içi nasıl tarlaysa. Hatta bizi ezen asker \'bana silah dayadılar\' dedi. İnanılır gibi değil\" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
---------------
- Vahide Şefkatlioğlu röp.
- Detaylar
-15 Temmuz\'dan detay görüntüler
18.09.2018 - 11.27 Haber Kodu : 180918058
===============
4- \"AÇIKGÖZLER\" OPERASYONUNDA 10 TUTUKLAMA
Haber: Yüksel KOÇ / İSTANBUL DHA
Kadıköy-Pendik hattında \"Kahyalık adı altında minibüs şoförlerinden zorla para aldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 27 kişiden 10\'u tutuklandı.
Kadıköy-Pendik hattında \"Kahyalık\" adı altında minibüs şoförlerinden zorla para toplayan liderliğini V.A\'nın yaptığı \'Açıkgözler\' olarak bilinen gruba yönelik operasyonda şebeke lideri V.A. ve kardeşi H.A.\'nın da aralarında bulunduğu 27 kişi gözaltına alınmıştı.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 27 kişiden 3\'ü emniyet sorgularının ardından serbest bırakılırken 24\'ü adliyeye sevk edildi. Soruşturmayı yürüten savcı, ifadelerini aldığı şüphelilerden 4\'ünün serbest bırakılmasına karar verdi. Savcı, 10\'unun adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılması, 10 şüphelinin de \"Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak\" ve \"Birden fazla kişi tarafından birlikte yağma\" suçlarından tutuklanması talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği\'ne sevk etti.
10 KİŞİ TUTUKLANDI
10 şüpheli hakkında adli kontrol tedbiri uygulayan mahkeme, 10 şüphelinin de sevk edildikleri maddeler kapsamında tutuklanmasına karar verdi.
Görüntü Dökümü: (arşiv)
-Operasyonla ilgili görüntüler
==========
(geniş haber)
5- İSTANBUL\'DA \"TELE PAZARLAMA\" OPERASYONU
*5 kilo balı 100 TL\'ye satmasıyla tanınan Ekrem İ., gözaltına alındı.
Haber: Çağatay KENARLI - İSTANBUL DHA
Beylikdüzü\'nde kapılarında \"Apartman yöneticisi\" ve \"Avukatlık Bürosu\" yazan depolar bulunan ve 3 televizyon ile radyo yayını yapan işyerinin yer aldığı rezidansa yapılan \"tele pazarlama\" baskınında 12 bin 500 cep telefonu, 12 bin 500 cep telefonu şarj cihazı, 12 bin 500 cep telefonu bataryası, 3 bin 544 şarjlı elektronik cihazlar, 500 akıllı kol saati ve 200 mesir macunu ele geçirildi. Operasyonla ilgili 1 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişinin televizyon kanallarında 5 kilo balı 100 TL\'ye satan Ekrem İ.,olduğu öğrenildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, kaçak ve insan sağlığına zararlı ürünleri, \"Tele pazarlama\" ile satan kişilere yönelik çalışma başlattı. Polis ekipleri tespit ettiği şüphelileri bir süre teknik ve fiziki takiple izledi. Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri olayla ilgili şüphelilerin yakalanmasına yönelik 13 Eylül\'de operasyon kararı aldı. Polis ekipleri Beylikdüzü\'nde bulunan bir rezidans görünümündeki binaya baskın düzenledi.
3 TELEVİZYON KANALI, 1 RADYO BULUNDU
Ekipler, baskın sırasında oda kapılarında \'Apartman yöneticisi\', \'Kapıcı\', \'Görevli\' ve \'Avukatlık Bürosu\' yazan kısımlardan içeriye girdiği zaman uydu üzerinden tele pazarlamayla satış yapan 3 televizyon ile radyonun anakumanda odaları ve stüdyolarla karşılaştı.
BASKINA GELEN AVUKAT\'IN EŞİNİN ADINA SAHTE OFİS AÇMIŞLAR
Baskın sırasında şüpheli Ekrem İ.\'nin talebi üzerine İstanbul Barosu\'ndan avukat talep edildi. Baskına gelen avukat O.G. rezidansa girdiği zaman avukat eşi S.G.\'nin adının yazılı olduğu tabelayı gördü. Bunun üzerine eşinin ofisinin başka bir yerde olduğunu belirterek işlem yapılmasını talep etti.
AVUKATLIK BÜROSU GÖRÜNÜMLÜ DEPO
Polis ekipleri kapısında \'Avukatlık Bürosu\' yazan işyerinde yaptığı aramalarda piyasa değeri yaklaşık 1 milyon lira olan 12 bin 500 cep telefonu, 12 bin 500 cep telefonu şarj cihazı, 12 bin 500 cep telefonu bataryası, 3 bin 544 şarjlı elektronik cihazlar, 500 akıllı kol saati ve 200 mesir macunu ele geçirdi.
GÖZALTINA ALINAN ŞÜPHELİ TELEVİZYON\'DAN BAL SATAN KİŞİ ÇIKTI
Operasyon kapsamında gözaltına alınan Ekrem İ., Vatan Caddesi\'nde bulunan Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü\'ne getirildi. Şüpheli Ekrem İ.\'nin emniyette yapılan detaylı sorgulamasında televizyon kanallarında 5 kilo balı 100 TL\'ye satan kişi olduğu belirlendi. Ekrem İ., hakkında Silivri\'nin bir mahallesinde tarım arazisi olan arsaları planlı, projeli ve imarlıymış gibi gösterip satışlarını yaptığı iddiasıyla hakkında da işlem yapılmıştı.
ARAMA YAPILMASIN DİYE KAPIYA \'AVUKATLIK BÜROSU\' YAZDIRMIŞ
Şüpheli Ekrem İ. emniyetteki ilk ifadesinde bir işyerinin kapısına \'Avukatlık Bürosu\' yazmasının sebebi olarak, Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımıyla arandığını bildiği için böyle bir yol izlediğini söylediği öğrenildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Ekrem İ. sevk edildiği adliyede çıkartıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü:
---------
-Operasyondan görüntüler
-Polis ekiplerinin arama yapması
-Ele geçirilen malzemeler
18.09.2018 - 08.34 Haber Kodu : 180918016
=================
© Tüm hakları saklıdır.