22 Kasım 2018 12:37
DHA YURT BÜLTENİ 2
Darende\'de midibüs devrildi: 7 ölü, 15 yaralı (1)
MALATYA\'nın Darende ilçesinde cenaze için kente gelenlerin içinde bulunduğu midibüs, kontrolden çıkıp, devrildi. Kazada, ilk belirlemelere göre 7 kişi öldü, 15 kişi de yaralandı.
Kaza, sabah saatlerinde Darende- Malatya karayolunun Bağlarbaşı mevkisinde meydana geldi. İstanbul’dan cenaze için kente gelen kişilerin içinde bulunduğu 34 AFA 667 plakalı midibüs, kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada, ilk belirlemelere göre 7 kişi öldü, 15 kişi de yaralandı.
Kazanın ardından bölgeye çok sayıda ambulans ve kurtarma ekibi sevk edildi. Araçtan çıkarılan yaralılar, ambulanslarla Darende ve Malatya\'daki hastanelere kaldırıldı.
//GÖRÜNTÜ TAKİP EDİLİYOR
==================
91 yaşındaki terzi 79 yıldır iğneden iplik geçiriyor
AYDIN\'ın Koçarlı ilçesinde 12 yaşında çırak olarak başladığı terziliği 79 yıldan beri hiç ara vermeden yaparak yıllara meydan okuyan 91 yaşındaki Yaşar Emre hayatında bir kez hazır takım elbise giydiğini, sağlığını ise sigara ve alkol kullanmamasına borçlu olduğunu söyledi.
Evli ve 4 çocuk babası 91 yaşındaki Yaşar Emre, her sabah kendisine ait terzi dükkanını hiç aksatmadan açarak hizmet veriyor. Koçarlı\'nın \'Yaşar dedesi\' olarak bilinen Yaşar Emre, kendisi gibi yıllanmış dikiş makinesinin başından kalkmıyor, ütüsünü elinden bırakmıyor. İlerlemiş yaşına rağmen ilk denemede iğne deliğinden geçirdiği iple görenleri şaşırtıyor. Ömrünün yettiği yere kadar çalışmaya devam edeceğini anlatan Yaşar Emre, \"Bu yaşta çalışmak çok zor oluyor. Evde ve kahvehanede yapamıyorum, burada çalışarak vakit geçiriyorum. Tarla, bahçe gibi meşgul olacak bir işim de yok. O nedenle dükkanıma gelip, gidenle zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Sağlıklıyım çünkü sigara ve içki hayatım boyunca kullanmadım. Sigara içilen ortamdan hep uzak durdum\" dedi.
\'HERKES KAPATTI BİR BEN KALDIM\'
Birlikte bu mesleğe başladığı arkadaşlarının çoğunun terzilik yapamadığına dikkat çeken Emre, \"Dikiş yaptığım makinem ve ütümü 50 yıldan beri kullanıyorum. Onlar da benim gibi yaşlı ve sağlam. Dikiş makinesi benim meslek hayatımdaki ikinci makinem. İlçede 14 terzi vardı ancak hepsi kapattı. Şimdi sadece 4 terzi kaldık. 2010 yılına kadar hiç hazır elbise almadım. Ancak o yıl komşum konfeksiyon mağazası açmıştı. Orada bir takım elbise gördüm, hoşuma gitti ve ilk kez hazır aldım. O yıla kadar hep kendi diktiğim takım elbiseleri giydim. Dükkanımı, saat 08.30\'da açtım, kışın saat 15.00\'te yaz aylarında ise 19.00 gibi kapattım. Mecbur kalmadığım sürece dükkanımı hiç kapalı tutmadım. Ömrümün yettiği yere kadar da çalışmaya devam edeceğim\" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Yaşar Emre\'nin işyerinde çalışırken görüntüsü
-Emre\'nin terzi dükkanından görüntü
-Emre\'nin kendisi gibi tarihe tanıklık etmiş dikiş makinesi ve ütüsünün görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN, (DHA)
====================
Kızılırmak deltası kuş cennetine girişlere sınırlama
TÜRKİYE\'nin en önemli sulak alanı olan ve 356 kuş türünün yaşadığı 56 bin hektarlık Samsun\'daki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti\'nin araç girişine kapatılmasının ardından yaya girişlere de sınırlama getiriliyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi\'ne alınan delta alanına yaya girişler yeni yıldan itibaren ücretli hale getirilecek.Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak, deltada yaşayan özellikle kuş türlerinin doğal ortama uyabilmeleri için sessizliğe ihtiyaçları olduğunu belirterek \"Deltanın kontrol altına alınması açısından ücretlendirmede başlayacak\" dedi.
Türkiye\'nin en önemli sulak alanı olan ve 356 kuş türünün yaşadığı 56 bin hektarlık Samsun\'daki Kızılırmak Deltası Kuş Cennetinin korunması için yeni önlemler alınıyor. 5 bin 174 hektarlık kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Alanı olan ve Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altında bulunan deltada irili ufaklı 20 göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlar yer alıyor. Avrupa Kuş Alanları Envanteri\'ndeki en önemli 4 kriterden 3\'üne sahip olan kuş cennetinde, dünyada nesli tehlike altında olan 24 kuş türünün 15\'i, görülüp kayıt altına alındı. Yılın her ayı farklı kuşların görülmesi ile dünyadaki diğer kuş cennetlerinden farklı özelliğe sahip deltanın araç girişine kapatılmasının ardından bu kez de yaya girişlere sınırlama getiriliyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi\'ne alınan delta alanına yaya girişler yeni yıldan itibaren ücretli hale getirilecek. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti\'ne araç girişinin geçen temmuz ayında kapatılmasının ardından olumlu geri dönüş alındığı belirtildi. Bu arada UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi\'ne alınan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti\'nin daimi listeye alınması için başlatılan sürecin de devam ettiği belirtildi.
\'KUŞ TÜRLERİNİN SESSİZLİĞE İHTİYACI VAR\'
Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak, deltada yaşayan özellikle kuş türlerinin doğal ortama uyabilmeleri için sessizliğe ihtiyaçları olduğunu belirterek \"Araç giriş çıkışları motor sesleri, onları rahatsız ediyor. Araç trafiğine kapanması doğaya tekrar bir katkı oldu. Kuşlar araç trafiğine kapatıldıktan daha iç kısımlardan kıyılara gelmeye başladılar. Alınan bu karar kuş türlerinin burada üremelerinde doğal yaşama adapte olmalarında çok büyük etkileri oldu. Biz kuşları dürbün kullanmadan çıplak gözle de görebilir hala geldik. Gelen kişiler rahatlıkla kuşları görebiliyorlar\" dedi.
\'BÖLGE KONTROL ALTINA ALINACAK\'
UNESCO sürecinin devam ettiğini yakın bir zamanda bir uzmanın buraya gelip incelemelerde bulunduğunu söyleyen Albayrak, \"Bizim edindiğimiz izlenim süreç olumlu yönde ilerliyor. Bölgenin artık daha bir kontrol altına alınması açısından ücretlendirmede başlayacak. Onunla ilgili Samsun Kızılırmak Deltası Koruma ve Geliştirme Birliği (SAMKUŞ) tarafından bir karar alındı. 2-5 lira gibi cüzi bir rakam olacak. Yıl başından itibaren bu uygulamaya başlayacağız. Daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Doğaya uyumlu araçlarla bu aalnda geziler düşünülüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı\'na başvurduk. Araçların elektrikli olması özellikle üzerinde durduğumuz bir konu. Bisikletlerin, akülü araçların olması gibi. Bakanlıkta olumlu karşılıyor. Gezi çalışmalarının bu doğaya uyumlu araçlarla olması için çalışma başlattık\" diye konuştu.
KIZILIRMAK DELTASI KUŞ CENNETİ
Kızılırmak Deltası, 56 bin hektar genişliğinde, irili ufaklı 20 adet göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlardan oluşması, çok büyük bir alana sahip olması ve de barındırığı kuş sayısı bakımından yalnızca Türkiye için değil tüm dünya ekolojisi açısından büyük öneme sahiptir. Yaban hayatı geliştirme sahası olarak ilan edilen bu alan Ondokuzmayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerini kapsamaktadır. Doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, ülkemizin Karadeniz kıyısındaki tek sulak alanıdır. Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz\'i doğrudan aşan kuş türleri için yaşamsal önem taşımaktadır. Batı Palaearktik bölge içerisinde yaklaşık 1.100 kuş türü yaşamakta olup bu türlerin yüzde 40\'ı yani yaklaşık 460 çeşidi Türkiye\'de belirlenmiştir. Bu bölgedeki kuş türlerinin ise yaklaşık yüzde 35\'i Kızılırmak Deltası\'nda tespit edilmiş olup yaklaşık yüzde 15\'i burada üremektedir.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Deltadan detay
-Deltadan drone görüntüsü
-Delta girişindeki jandarma nizamiye noktası
-Kuşlardan detay
-Röportaj
-Detaylar
(SÜRE:4.28 Dk) (BOYUT:500 MB)
Haber-Kamera:Yaprak KOÇER, Hüseyin KALAY/SAMSUN, (DHA)
====================
Özel öğrencileriyle kaktüs yetiştiren öğretmen, sevgiyi toprakla öğretiyor
İZMİR\'de 10 yıl önce tarım teknolojisi öğretmeni olarak Bornova Hasan Tahsin Özel ve Mesleki Eğitim Merkezi\'nde çalışmaya başlayan ziraat mühendisi Adem Erhan, yoktan var ettiği tam otomasyonlu serada özel öğrencileriyle birlikte üretim yapıyor. Okulun içerisinde bulunan tarım atölyesinde 200 çeşit kaktüs ve sukulent türü yetiştiren Erhan ve öğrencileri, çok sayıda tarım atölyesine teknik bilgi ve bitki desteği veriyor.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi\'nden mezun olduktan sonra 1996 yılında pedagojik formasyon alarak sınıf öğretmeni olan Adem Erhan (44), 2008 yılında branş değiştirip Bornova Hasan Tahsin Özel ve Mesleki Eğitim Merkezi\'nde tarım teknolojisi öğretmeni oldu. 1000 metrekarelik açık alanda bahçe ve süs bitkileri yetiştirerek peyzaj alanında eğitimler vermeye başlayan Erhan, katıldığı gezilerden tırnaklarıyla topladığı yaprakları çoğalttı ve 200 metrekareye tam otomosyonlu bir sera kurdu. 10\'uncu sınıftan itibaren tarım alanını seçen öğrencilerle üretime katkı sağlayan Erhan, en agresif durumdaki öğrencilerde bile üretime bağlı olumlu sonuçlar alıyor.
SATIP PARA KAZANIYORLAR
Özel eğitim öğrencilerinin akademik eğitimin yanı sıra 15 saat tarım atölyesinde mesleki eğitim aldığını anlatan Adem Erhan, çok olumlu geri dönüşler olduğunu belirterek \"Bu atölyede olmak, öğrencilerime iyi geliyor. Hatta diğer derslerden izin alıp buraya gelenler var. Burada doğanın içerisinde olmak, bitkilerle uğraşmak onları rehabilite ediyor, onlara huzur veriyor\" dedi. Yaptığı araştırmaların sonunda kaktüs ve sukulent türü bitkileri keşfettiğini dile getiren Erhan, susuzluğa dayanıklı, kolay çoğaltılabilen ve farklı tasarımları yapılabilen bitkilerin çok beğenildiğini vurguladı. Günümüzde süs bitkilerinin çok moda olduğunu ifade eden Erhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
\"Bu bitkiler öğrencimizin hatasını kaldırabiliyor. Diyelim ki öğrencimiz saksıyı yere düşürdü ve parçalandı. Bir bitkiden 5 bitki çıkıyor. Öğrencimiz yaprakları sadece toprağın üzerine bırakıyor. Yapraklar kökleniyor ve yavru bitki oluşuyor. Daha sonra öğrencilerimiz burada yetişen bitkiyi değişik objelerin içine yerleştirerek son halini veriyor. En ağır düzeydeki öğrencimiz bile saksıya toprak doldurabilir, yaprakları koparıp üzerine serpiştirir, fısfısla su verebilir ve saksısına yerleştirebilir. Çocuklar değişik tasarımlar da yapabiliyor. Kendi evlerinde bu bitkilerden yetiştirmeye başladılar. Satıp para kazanan öğrencilerimiz var. Sosyal medyada çok takip edilen bir atölye olduk. Atölyemizde bitki çeşitliliği oluştu. Koleksiyonerler bizi ziyaret ediyor\" diye konuştu.
TOPRAĞA DOKUNARAK SEVMEYİ ÖĞRENİYORLAR
Atölyenin kapılarını bütün çocuklara açtığını söyleyen Erhan, son olarak şunları söyledi:
\"Bu seranın bir örneği yok. Ama yaygınlaştırılacak. Burada yaptığımız çalışmalar örnek teşkil etti ve ülkemizde engelli bireylere eğitim veren diğer okullarda da bu çalışmalar yapılacak. Bir şeyler üretmek, yetiştirmek, kendi ürettiklerini tüketmek, ürettiklerini aileleriyle arkadaşlarıyla paylaşmak veya bunları satıp kendi paralarını kazanmak öğrencilerimizin özgüvenlerini arttırıp kişisel gelişimlerine olumlu katkı sağlıyor. Hayalimiz engelli bireylere eğitim veren okullara örnek olup ülkemizdeki tüm okullarda öğrencilerin bu tür etkinlikleri yapabilecekleri alanlar hazırlamak. Onların da doğaya toprağa dokunan, koruyan, seven bireyler olarak yetişmelerini istiyoruz.\"
\'BİTKİLER STRESİMİ ALIYOR\'
Bornova Hasan Tahsin Özel ve Mesleki Eğitim Merkezi\'nde 4 yıl önce eğitim almaya başlayan 18 yaşındaki Vatan Karadeniz, şimdi Bornova Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü\'ne ait fidanlıkta staj yapıyor. Kendi kurduğu serasında bitki üreten Karadeniz, bitki üretimiyle uğraşanların tanıdığı isimlerden biri oldu. Karadeniz, \"Ben önce buraya gelmek istemiyordum. Ama çiçeklerle tanışınca çok sevdim. İyi ki de gelmişim. Aileme ait boş arsanın bir kısmını sera yaptım. Buradan götürdüğüm bitkileri kendi seramda çoğaltıyorum. Komşular ve arkadaşlarım bitki almaya geliyor. Para kazanıyorum. Burada hiç yorulmuyor, daha mutlu oluyorum. Bitkiler stresimi alıyor\" dedi.
\'BURASI OĞLUMA ÇOK İYİ GELDİ\'
Haftanın 3 günü Bornova Belediyesi\'nde staj yapan, 2 gün ise okulundaki serada üretime katılan Fevzi Karataş (19) da bitki aşığı öğrencilerden biri. Yüzde 50 mental geriliği bulunan Fevzi\'nin öğretmenleri sayesinde gelişim gösterdiğini söyleyen annesi Cennet Karataş, \"Fevzi buraya 15 yaşında başladı. Burası oğluma çok iyi geldi. Okuldan eve bitki getirip onları sular. Bu dokunuş oğluma çok iyi geldi. İyi ki bu okula gelmişiz. 1 yıldır staja gidiyor. Sabah kalkar giyinip staja gider. Memlekette de arazimiz var. Yaz aylarında gittiğimizde Fevzi öğrendiklerini orada uyguluyor. El arabalarını bize vermiyor\" dedi.
Serada günlerinin çok güzel geçtiğini anlatan Fevzi Karataş \"Saksıları kamyona taşıyorum. Günüm güzel geçiyor. Seviyorum bitkileri\" diye konuştu.
\'EKONOMİK ÖZGÜRLÜK KAZANAN ÇOCUKLARIMIZ VAR\'
Öğrencilerin kaktüs çeşitleri ve üretimiyle ilgili gerekli donanımı edindikten sonra piyasada sera kurup ekonomik kazanç elde ettiğini ifade eden Bornova Hasan Tahsin Özel ve Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Sadettin Akçi de, \"Ekonomik özgürlük kazanan çocuklarımız var. Tüketici durumdan kurtulup üreten tarafa geçiyorlar. Biz, yaratılıştan yada sonradan oluşan faktörlere bağlı olarak bizlerden farklı özellikleri olan bireylerin eksikliklerini giderip toplumun içine katabilmeyi amaçlıyoruz. Onların da bizlerden biri olduğunu her alanda gösterebilmek istiyoruz. Fırsat verildiğinde her birinin ayrı yeteneklerini gün yüzüne çıkarabilme olanağı buluyoruz. Bu atölyeler de bunun en canlı örneği\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Anons,
-Seradan genel ve detay görüntü,
-Öğrencilerin bitkileri sulaması ve toprağı karmasından görüntü,
-Adem Erhan\'ın bitkilerin üretimini anlatmasından görüntü,
-Adem Erhan ile röp,
-Vatan Karadeniz ile röp,
- Fevzi Karataş ve annesi Cennet Karataş ile röp,
-Müdür Sadettin Akçi ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Melis KARAKUZULU / İZMİR, (DHA)
================
Dokumacılar Odası Başkanı Albayrak:Uzakdoğudan gelen kumaşlar bizi hırpalıyor
BURSA Dokumacılar Odası, dokumacı esnafının son zamanlarda artan sorunlarını değerlendirmek için istişare toplantısı düzenledi. Toplantıda yüksek enerji fiyatları ve ithal kumaş sorunları üzerinde duruldu.Dokumacılar Odası Başkanı Albayrak, \"Uzakdoğudan gelen kumaşlar bizi hırpalıyor\" dedi.
Yıldırım ilçesinde bulunan Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası binasında gerçekleşen toplantıda, dokumacı esnafının sorunlarına çözüm bulmak amacıyla fikirler ortaya konuldu. Toplantıya ev sahipliği yapan Bursa Dokumacılar Odası Yönetim Kurulu, esnafların sorunları dinledi. Esnaflarla birlikte bir yol haritası belirlemeyi hedeflediklerini belirten Bursa Dokumacılar Odası Başkanı İlyas Albayrak, “Gelecek planlarımıza artık esnaf karar verecek. Biz de uygulama noktasında bütünlüğü sağlamak adına çaba sarf edeceğiz. Bursa’da ‘ya okuyacaksın ya dokuyacaksın’ diye bir deyim var. Bursa yıllardır tekstile yön vermiştir, devamlı üretmiştir. Bursa Türkiye’nin ihracatına önemli katkılar sağlamıştır. Bursa’nın en önemli sektörlerinden bir tanesi tekstildir. Dokumacı esnafında üç tane ana kalem mevcut. Bunlar kira, enerji ve işçilik. Bizde en önemli giderlerden bir tanesi de enerjidir. Bizi bir de uzak doğudan gelen kumaşlar hırpalıyor. Dokumacı esnafı çilekeş bir esnaf. Biz üretiyoruz insanlar tüketiyor. İnsanlar yazlık kışlık kıyafetini giyerken keyifli bir şekilde, benim dokumacı esnafım dert dokuyorö dedi.
“EN KÜÇÜK DOKUMACI ESNAFININ YAPTIĞI YATIRIM 400 BİN AVROö
İnsanların çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğini söyleyen Albayrak, “Enerji kurulu özelleşmeden önce esnafımız elektrik faturasını öteleyebiliyordu. Ama şimdi 5 gün faturayı ödemediği takdirde enerjisi kesiliyor. En küçük dokumacı esnafının yapmış olduğu yatırım yaklaşık 400 bin avro civarında. Enerji kesildiği zaman o işletmenin tamamen kapandığını düşünün. Bu durumda esnaf faturayı ödeyecek parayı nerden bulacak? Çalışmalı ki parayı ödeyebilsin. İkinci sıkıntımız da dokumacının üzerinden yapılan kar marjı. Bu kar marjını yukarı çekebilmek için dokumacı esnafı olarak biraz direneceğizö dedi.
“İTHAL KUMAŞIN VERGİLERİ YÜKSELTİLMELİö
Sosyal medyada tekstilcinin geldiği son nokta diye bir paylaşımda bulunduğunu ve bunun ses getirdiğini belirten tekstil firması sahibi Mert Çetinkal, “Bugün de burada bir toplantı yapacağız. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun meclise taşıdığı bir sıkıntımızdı bu. Bu toplantıdan umutlu ayrılmak istiyoruz. Çünkü gerçekten çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. İthal kumaş ve elektriğe son gelen zamlar bizim belimizi büktü. İthal kumaşların vergilerinin yükselmesini istiyoruz. Çünkü iç piyasa tamamen bitik. Esnaf artık çıldırma noktasında. Gelen yüksek elektrik faturasını ödemek mümkün değilö dedi.
Görüntü Dökümü:
—————————-
-Toplantıdan detaylar
-Dokumacılar Odası Başkanı İlyas Yalçıntaş röportaj
-Tekstilci Mert Çetinkal röportaj
Süre: 4.15 Boyut: 476 MB
Haber-Kamera: Muammer İRTEM/BURSA, (DHA)
======================================
Marmaris turizmine aile boyu katkı katkı
MUĞLA\'nın Marmaris ilçesindeki turizmci Salih Tunç, ailesiyle kentin kış turizmine katkı sağlamak için su sporlarına yönelik çektiği görüntü ve fotoğrafları bir CD\'de toparlayıp 25 ülkedeki 123 turizm acentesine gönderdi.
Akaryakıt istasyonu, kafeterya, restoran, 2 su sporu istasyonu, İsveç\'te 2 restoran ayrıca Aydın\'da 18 ülkeye ihracat yaptığı zeytin fabrikası bulunan iş insanı Salih Tunç, Marmaris\'in kış turizmine ve tanıtımına katkı sağlamak için ailesiyle birlikte harekete geçti. İsveç ve Türk vatandaşlığı bulunan eşi Marina, kızları Selina (20) ve Melissa (17) ve oğulları Benjamin (12) ve Mikail Tunç(7) ile birlikte su sporları yapan Salih Tunç, o anları fotoğrafladı ve görüntüledi. Ayrıca yaz aylarında jet ski, muz, deniz paraşütü, sürat botu gibi su sporları yapan turistlerin çektiği 6 bin fotoğraf arasından en iyileri seçilerek, ailenin çalışmalarına eklendi. 2 saatlik görüntü, 10 dakikaya indirildi. Seçilen 20 fotoğrafta tanıtım CD\'sine eklendi. 3 bin adet çoğaltılan CD, 25 ülkedeki 189 acenteye gönderildi. Ayrıca, Marmarisli turizmcilerin Avrupa\'da katılacağı çeşitli fuarlarda da tanıtım CD\'sinin kullanılması için girişimde bulunduğu belirtildi.
\'HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEMEK LAZIM\'
Marmaris\'i tanıtarak, kış turizmini de canlandırmak istediklerini söyleyen Salih Tunç, \"Turizmden ekmek kazanıyoruz. Kazandığımız ekmeğimize sahip çıkmak için ailemle birlikte bir proje hayata geçirdik. Tamamen kendi imkanlarımızla deniz paraşütünde cep telefonu ve drone ile görüntüler ve fotoğraflar çektik. Yurt dışındaki fuarlara katılan, Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği ve belediyemize bu görüntülerimizi vermeyi planlıyoruz. Marmaris\'in tanıtımı için her şeyi devletten beklememek lazım. İmkanları iyi olan turizmcilerin, şehrimizin tanıtımına bizim gibi destek olmalarını istiyorum\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Drone\'la deniz paraşütü yapanların Marmaris manzarası eşliğinde görüntüsü
- Eşi Marina ve Mikail Tunç\'un deniz paraşütü yapma görüntüleri
- Salih Tunç\'un deniz paraşütü yapması
- Salih Tunç ve oğlu Mikail ile Deniz paraşütü eşliğinde Marmaris manzarası ve ilçeyi anlatması
- Katarlı Türkçe bilen iki erkek turist deniz paraşütü sonrası röp.
- Salih Tunç ile sürat teknesinde röp.
(Toplam: 5 dakika 37 saniye-406 MB HD görüntü)
Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla), (DHA)
======================================
Ragbinin ikizleri İzmir\'in gururu oldu
ALMANYA\'nın Oberhausen kentinde 14-18 Kasım tarihlerinde düzenlenen Sualtı Ragbisi U21 Dünya Şampiyonası\'nda birinci gelen kız takımının forveti Evrim Özsoy ve üçüncülük kürsüsüne çıkan erkek takımında mücadele eden ikizi kaleci Görkem Özsoy İzmir\'in gururu oldu.
İzmirli Yeşim-Serdar Özsoy çiftinin 17 yaşındaki ikizleri Evrim ve Görkem sualtı ragbisine 11 yaşında başladıklarını söyledi. Çocukluklarından bu yana her şeyi ortak yaptıklarını belirten ikiz kardeşler birbirlerini çok başarılı bulduklarını ancak evde kavga etmekten de geri kalmadıklarını belirtti. Ailelerinin desteği ile 2012 senesinde bu branşla tanıştıklarını ifade eden Evrim, \"Havuzla çok küçük yaşlarda tanıştık. Özellikle babamız bizi spora çok teşvik etti. İkizimle aynı sporu yapmayı istedik. Rabiyi denedik ve çok da başarılı olduk. Bu spor zor gibi gözükse de içine girdiğimizde bize çok eğlenceli geldi, Görkem\'le ragbiyi bırakamadık\" diye konuştu. Maçlar ve antrenmanlar dışında kavga ettiklerini de anlatan Evrim Özsoy, \"Biz Görkem\'le kolay kolay anlaşamayız. O çok sessiz biri. Benim ise daha baskın tarafım var. Genelde kavga ediyoruz, Görkem çok sakin kalabiliyor. Ben ikizimi müsakalarda çok başarılı buluyorum. Sualtında birbirimizi izliyoruz. Elbette sesimizi duyuramıyoruz ama ben onu, o da beni hissediyor. Desteğimi alıyor\" dedi. Evrim, sporu kesinlikle hayatından çıkarmayacağını vurgulayarak \"Öncelikle sporcu disipliniyle okulumdan mezun olmak istiyorum. Bu branşı kesinlikle bırakmayı düşünmüyorum. Amacım ülkeme daha fazla başarılar kazandırmak\" dedi.
ÜÇÜNCÜLÜK GETİRDİ
Erkek takımının kalecisi Görkem ise kardeşiyle ettiği kavgalara esprili bir dille yaklaştı. \"Evrim benim başarılı bir sporcu olmamı kabul edemiyor\" diyen genç kaleci, \"Evrim kız takımına göre inanılmaz başarılı bir oyuncu, kendisiyle gurur duyuyorum\" ifadelerini kullandı. Ragbiye kardeşinin büyük destekleriyle başladığını anlatan Görkem, \"Kardeşimle 11 yaşında bu spora başlarken, top 5 metre derinliğe düşmüştü. Çok küçüktüm, paletlere dahi alışamadım. Evrim beni cesaretlendirip \'O topu alabilirsin\' demişti. Ben de topu aldım, inanılmaz sevindim. O andan itibaren idmanlara çıkmaya hatta maçlarda yer almaya başladım. Biz kardeşimle daha büyük hedefler koyacağız. Birlikte nice başarılar elde edeceğiz\" diye konuştu. Üçüncü oldukları turnuvadan da bahseden Görkem, şöyle dedi:
\"Turnuva keyifli geçti. Takımımız tecrübeliydi. Ufak aksilikler yaşadık ve üçüncülükle yetindik. Daha iyisini yapabilirdik. Ailemize minnetarız. Onların desteği ile bugünlere geldik. Antrenörlerimiz de her zaman yanımızda. Maalesef havuz eksikliğimiz var. Bize daha iyi şartlar sunulursa, ülkemize büyük başarılar getireceğimize inanıyorum.\"
ALMANYA\'DA ŞOV YAPTILAR
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Sualtı Ragbisi U21 Dünya Şampiyonası\'na katılan kadın milli takımı tarihi bir başarıya imza atarak turnuvayı birinci tamamladı. Norveç\'i 6-0 ve 3-0, Kolombiya\'yı 2 kez 1-0, İsveç\'i de 9-0 yenen millilerimiz sadece ev sahibi Almanya ile golsüz berabere kaldı. Hiç gol yemeden dünyanın bir numarası olan ay-yıldızlılarda Milli Takım Teknik Direktörü ve Ege Sualti Ragbi (Ege UWR) Takımı Antrenörü Tarkan Laleli, inanılmaz bir mutluluk yaşadıklarını söyledi. Açık ara farkla şampiyonluğa ulaştıklarını ifade eden Laleli, \"Kızlarımıza söyleyecek tek kelime bulamıyorum. Tartışmasız rakiplerine açık ara fark attılar. Uzun süren çalımlarımızın meyvelerini topladık. Rakipler bırakın gol atmayı, bizim yarı sahamıza zor geldiler. Ev sahibi Almanya bizimle berabere kaldığında galip gelmiş gibi sevindi. Elde edilen bu başarı çocukların spora bakış açısını değiştirdim. Yarınlar daha güzel olacak. Kızlarımız çıtayı çok yukarı çıkardı\" diye konuştu.
HAVUZ SIKINTISINA DİKKAT ÇEKTİ
Ege Sualtı Ragbi Kulübü\'nün bünyesinde 250\'ye yakın sporcu olduğunu ifade eden Tarkan Laleli, \"İzmir\'de 4 kulüp daha bulunuyor. Ragbinin gelişmesini istiyorsak mutlaka İzmir\'in bizlere destek olması gerekiyor. Tüm kulüpler sadece Ege Üniversitesi\'nin havuzunu kullanıyor. Yeteri kadar antrenman saati ve imkanı bulmakta güçlük çekiyoruz. İmkansızlıklar içinde başarılar elde ettik. Daha önce kulüp olarak mayıs ayında gittiğimiz U21, U18 ve U15 Gençler Şampiyonaları\'nda 3 kategoride şampiyonluğu göğüsledik. Her platformda Türkiye\'yi ve İzmir\'i temsil eden sporcularımız ile kulüplerimizin desteğe ihtiyacı var. İzmir\'de hatrı sayılı kişilerin ama bireysel sporculara ama kulüplere destek olmaları gerekiyor. 2019\'daki Gençler Avrupa Şampiyonası\'nı İzmir\'de düzenlemek istiyoruz\" dedi. Erkek Milli Takımı\'nın sporcusu Bulut Çam ise duygularını şu şekilde açıkladı:
\"2016 yılında Norveç\'teki şampiyonada ağabeylerimiz zirvede yer almıştı. Onların yakaladığı başarıyı sürdürmek isterdik ama üçüncü olduk. Gerçekten kendi yaş grubumuzda en iyi mücadeleyi sergiledik. Gelecek yıl şampiyon olacağız.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kız Milli Takımı\'nın forveti Evrim Özsoy ile Erkek Takımı\'nda görev yapan ikizi kaleci Görkem Özsoy\'un açıklamaları
-Milli Takım Teknik Direktörü ve Ege Sualtı Ragbi Kulübü Antrenörü Tarkan Laleli\'nin açıklamaları
-Erkek Milli Takım oyuncusu Bulut Çam\'ın değerlendirmeleri
-Takımlardan detay görüntüler
HABER: Onur ATIŞ -KAMERA: Mustafa KÖPRÜLÜ / İZMİR, (DHA)
======================================
© Tüm hakları saklıdır.