22 Ağustos 2018 15:25
İstanbul\'dan Selanik\'e göç eden Niko: İki dilliyiz, iki kültürlüyüz
Gurbet GÖKÇE-Enver ALAS-Can EROK/SELANİK (Yunanistan), (DHA)- TÜRKİYE\'den yıllar önce göç ederek, Yunanistan\'ın Selanik kentine yerleşenler, kültürlerini ve geleneklerini yaşatıyor. İstanbul\'dan 1972 yılında göç eden Niko Theodosiadis Uludağ (63), \"Biz iki dilliyiz, iki kültürlüyüz. Arkadaşlarımızla buluştuğumuzda Türkçe konuşuruz. Biz böyle büyüdük, çocuklarımızı da böyle büyütüyoruz. Evin içinde zaman zaman Türkçe konuştuğumuz için çocuklarımızın kulakları da alışıyor. Biz Türkiye\'yi asla unutamayız. Orada yaşadıklarımız var. Gençliğimiz Türkiye\'de geçti. Şimdi Selanik\'teyiz fakat çifte vatandaş gibiyiz. Daima içimizde bir özlem var. Özlem duyduğumuzda arabaya biner Türkiye\'ye gideriz\" dedi.
Türkiye\'nin başta İstanbul olmak üzere çeşitli kentlerinden yıllar önce Yunanistan\'ın Selanik kentine göç edenler, anavatan özlemiyle yaşamlarını sürdürüyor. İlk göç edenlerin çocukları ve torunları, Selanik\'te kurdukları dernek ve vakıflarda bir araya gelip, geçmişi yâd ediyor. Türkiye\'den Selanik\'e göç edenlerden biri de Niko Theodosiadis Uludağ. Niko Theodosiadis Uludağ, ailesiyle 1911 yılında Kapadokya\'dan İstanbul\'a taşındığını, ardından 1972 yılında Selanik\'e göç ettiğini söyledi. Selanik\'te kardeşi Kimis Theodosiadis Uludağ ile birlikte kurdukları şirkette meşrubat ticaretiyle uğraşan Niko Theodosiadis Uludağ, İstanbul Osmanbey\'de büyüdüğünü ve ailesinin işyerinin de Karaköy\'de olduğunu anlattı.
Niko Theodosiadis Uludağ, ailesinin Türkiye\'de ünlü bir gazoz firmasının kurucusu olduğunu belirterek, kendisinin de işi dedeleri ve babasından devraldığını söyledi. Uludağ, \"İlk önce dedemin babası bu işi yaptı, dedeme devretti. Dedem de 3\'üncü nesil olarak babamı yanına aldı ve ona öğretti. Şimdi ise 4\'üncü nesil olarak kardeşimle biz bu mesleği devam ettiriyoruz. Bütün nesiller, ilk önce başka bir yerde çalıştıktan sonra kendi işimize geçiş yaptık. Anadolu ne diyor; \'Önce yabancı tokat yemelisin sonra kendi işine girmelisin.\' Biz böyle yetiştik. Bizim çocuklarımız 5\'inci nesil olarak bu işi devam ettirmeye hazırlanıyorlar\" dedi.
\'OSMANBEY\'DE BÜYÜDÜM, ARKADAŞLARIMLA HİÇ KOPMADIK\'
Uludağ, Selanik\'te evlendiğini ve bir kızı olduğunu belirterek, \"Onunla da birçok kez gittik ve o da Türkiye\'yi çok seviyor. İstanbul\'da büyüdüğüm arkadaşlarımla hiç kopmadık. İstanbul\'a gidince onları görüyorum. Hem Büyükada\'daki hem Osmanbey\'deki evlerimizi ziyaret ediyorum. Biz, çocukluğumuzda gerçekten çok iyi büyüdük. Büyüklerimiz problemleri bize yansıtmıyordu, bizleri problemlerin dışında tutuyorlardı. Büyükler, \'gidip-gitmemek\' arasındaydı çünkü 1955\'lerden itibaren hep bir korku vardı. Ama biz çocuklar olarak çok iyi yaşadık, okullarımıza gittik\" diye konuştu.
\'ONLAR BİZİ KARDEŞ GİBİ KARŞILADI, BİZ DE ONLARI KARŞILADIK\'
Selanik\'te Kapadokyalılar Derneği\'ni kurduklarını söyleyen Niko Theodosiadis Uludağ, bölgeye düzenledikleri geziyle ön yargıları yıktıklarını belirtti. Uludağ, şöyle dedi:
\"Dernek olarak Kapadokya\'ya, vatanımıza bir haftalığına bir tur yapmak istedik ve bir otobüs kiraladık. Büyükler gitmek istiyordu ancak gençler ise \'başımız belaya girer\' düşüncesiyle istemiyordu. Ama biz kesinlikle gitmek istiyorduk ve yola çıktık. Gittikten sonra gördüklerimizle birlikte her şey değişti. Kapadokya\'da bizi çok iyi karşıladılar. Ben İstanbul\'da büyüdüğüm için Türkiye\'yi çok iyi tanıyordum. Benim için herhangi bir sorun yoktu ama diğer arkadaşlarımızın içinde bir ürkeklik vardı. Onlar da gördükten sonra o ürkeklik gitti. Baktılar ki örf ve adetler aynı, kardeş gibi konuşuyoruz. Hatta 5-10 dakika içinde herkes kardeş gibi oldu. Bizim ziyaretimizin ardından Ürgüp Belediye Başkanı da bir sonraki yıl kendilerinin Selanik\'e geleceğinin sözünü verdi. Bu kez de Türkiye\'dekiler buraya gelmek istemiyordu. Daha sonra gelenler de burada gördüklerinden ve yaşadıklarından sonra onların da aynı şekilde düşünceleri değişti. Onlar bizi kardeş gibi karşıladı, biz de onları kardeş gibi karşıladık. Artık karşılıklı her sene gidip geliyoruz. Karşılamalar gerçekten çok iyiydi ve bu kafalardaki düşünceleri tamamen değiştirdi.\"
\'BİZ İKİ DİLLİYİZ, İKİ KÜLTÜRLÜYÜZ\'
Niko Theodosiadis Uludağ\'ın Selanik\'teki iş yerinde çalışma masasının üzerinde torunlarının yazdığı Yunanca ve Türkçe, \'Dede günaydın\' yazılı not dikkat çekiyor. Uludağ, \"Biz iki dilliyiz, iki kültürlüyüz. Arkadaşlarımızla buluştuğumuzda Türkçe konuşuruz. Biz böyle büyüdük, çocuklarımızı da böyle büyütüyoruz. Evin içinde zaman zaman Türkçe konuştuğumuz için çocuklarımızın kulakları da alışıyor. Biz Türkiye\'yi asla unutamayız. Orada yaşadıklarımız var. Gençliğimiz Türkiye\'de geçti. Şimdi Selanik\'teyiz fakat çifte vatandaş gibiyiz. Daima içimizde bir özlem var. Özlem duyduğumuzda arabaya biner Türkiye\'ye gideriz\" diye konuştu.
Ağabeyi ile birlikte ticaret yapan Kimis Theodosiadis Uludağ (58) da İstanbul\'da doğduğunu ve okula Galata Rum İlkokulu\'nda başladığını söyledi. Kimis Theodosiadis Uludağ, \"Okulu bitirdikten sonra 1972 yılında ailemle Selanik\'e geldik. İstanbul\'a senede bir iki defa gidiyorum. İstanbul\'da kaldığımız evin bulunduğu yere yeni binalar yapılmış ama Büyükada\'daki evimiz olduğu gibi duruyor. Her gittiğimizde oradaki arkadaşlarımızla buluşuyoruz. Feriköy Mezarlığı\'ndaki büyüklerimizin mezarlarını ziyaret ediyoruz. Ağabeyimle birlikte çocukluğumuz Osmanbey\'de ve Karaköy\'de geçti. Okul çıkışları hep babamın iş yerine giderdik\" dedi.
NEVŞEHİR\'İ SELANİK\'TE KURDULAR
Selanik\'e Nevşehir, Ürgüp ve Kapadokya\'dan göç edenler, burada Türkçe Nevşehir anlamına gelen Neapolis\'i kurdular. Neapolis\'in Belediye Başkanlığı\'nı ise dedeleri Niğde\'den göç eden Simos Danilidis yapıyor. Selanik\'in 100 bin nüfuslu ilçesinin Belediye Başkanı Simos Danilidis, \"Genellikle Nevşehir Kapadokya bölgesinden gelen mübadillerin yerleştiği bir şehir burası. Ben ve ailem de mübadildir. Bizim köyümüz Niğde\'ye bağlı eski ismiyle Andaval bugün ise Aktaş\'tır. Dedelerim, ninelerim bu köyde vaftiz oldu. Dedem, Andaval\'ın muhtarıydı. Babamla birlikte Niğde\'deki köyümüze gittik ve oradaki evimizi bulduk. Ziyaretten çok memnunduk. Babam, bugün cami olarak kullanılan vaftiz olduğu kiliseyi gördü. Ziyaretimizde caminin imamı ile ilçe belediye başkanı bize çok da yardımcı oldular\" diye konuştu.
Neapolis Belediye Başkanı Danidilis, 1924 yılında Yunanistan\'a geldiklerini anlatarak, \"Bizim mübadiller önce Antalya\'ya gitti, oradan da gemilerle Yunanistan\'ın Pire Limanı\'na vardık. Sonra Pire\'den Selanik\'e ve oradan bu kez Halkidiki\'ye gelmişiz. Burada bir köye bırakıldık ve kalacak bir yerimiz yoktu. Bize küçük bir tarla verdiler. Niğde\'den gelirken yanımızda köyümüzdeki kilisede bulunan bir ikona vardı; onu yanımızda getirdik. Burada inşa ettiğimiz kiliseye koyduk\" dedi.
Başkan Simon Danilidis, çok az Türkçe kelime bildiğini belirterek, çocukluğunda, babası ve dedesi başta olmak üzere aile büyüklerinin ev içinde zaman zaman şahit olduğu Türkçe konuşmalar sırasında bu sözcükleri öğrendiğini söyledi. Danilidis, Türkiye\'den gelecek misafirleri de kapılarının açık olduğunu belirtti.
\'BURADA ANADOLU HAVASI VAR\'
Selanik\'e Ürgüp\'ten en son 2014 yılında dil öğrenmek için gelen iş adamı Mehmet Çalışkan, yerleşti. Çalışkan, turizm işiyle ilgilendiğini belirterek, şunları anlattı:
\"Selanik güzel bir şehir. Burayı çok sevdim. Yaşamak için kolay bir şehir, insanları cana yakın. Burada biraz da Anadolu havası da var. Burada yaşayan Anadolu\'dan gelmiş mübadiller ile Ürgüp Belediye Başkan Yardımcılığım döneminde tanışmıştım. Ürgüp ve Larissa\'yı kardeş şehir yapmıştık. O dönemde tanıştığım birçok Yunan arkadaşım vardı. Bu arkadaşlıklarımız gelişti ve ilerledi. Daha sonra turizmle uğraştım. Birçok arkadaşı Türkiye\'ye getirdim, Türkiye\'den buraya da turlar düzenledik. Ancak son yıllarda işler düşünce Selanik\'e taşındım. Dünyada en yakın arkadaşlık kurabilecek toplumlardan birisi Türkler ve Yunanlardır. Buradakiler genel olarak Türk kültürünü bilir. Çünkü çok fazla göç etmiş insan var. Yemekte, içmekte, folklorda kültürlerimizde ortak noktalar çok fazla. Yani burada yabancılık çekmezsiniz.\"
Görüntü Dökümü
---------------------
-Uludağ ailesinin Selanik\'teki iş yerinin dış görünümü
-İşyerinin tabelasından görüntüler
-Niko Theodasiadis Uludağ ile röp
-Uladağ\'ın duygulanması
-Niko Uludağ\'ın İstanbul\'da yaşadıkları günlere ilişkin anıları
-Selanik\'e göç etmeleri ve iş hayatını anlatması
-Niko Uludağ\'ın masasındaki Türkçe ve Yunanca \'Dede günaydın\' notu
-Not hakkında açıklamalar
-İşyerinin içinde görüntüler
-Niko\'nun kardeşi Kimmis\'in açıklamaları
-Her iki kardeşin dükkanda çalışmaları
-Firmanın 1911 yılında kurulduğunu yazan takvim
-Genel ve detaylar
-Nevşehir\'den gelenleri kurduğu Neopolis adlı şehir)
-Şehrin girişinde bulunan Neopolis tabelası
-Şehirde yaşayan insanlar
-Araç trafiği
-Neopolis Belediye Başkanı Simos Danilidis ile röportaj
-Danilis\'in anlattıkları
-Dedesinin Niğde\'de muhtar olduğu Andaval Köyü\'ne ait resimlerin olduğu kitap
-Kitap üzerinden verdiği bilgiler
-Danilidis\'in bildiği Türkçe kelimelerle konuşması
-Danilidis\'in makam odasında görüntüler
-Çalışırken görüntüleri
-Danilidis\'in belediye çalışanlarıyla sohbet etmesi
-Neopolis Belediyesi binasından görüntüler
-Tabelalar ve Yunan bayrağı
-Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE - Enver ALAS - Can EROK / SELANİK(Yunanistan),(DHA)
GÖRÜNTÜLER DIŞ HABER SIRASINDA
======================================
Acısını unuttu cep telefonunu aradı
EREĞLİ(Zonguldak),(DHA)- ZONGULDAK\'ın Ereğli ilçesinde iki otomobilin çarpışması sonucu yaralanan sürücülerden Sezai Saygı(25), sağlık ekipleri beklenirken kaybolan cep telefonunu aradı.
Kaza, gece saatlerinde kışla kavşağında meydana geldi. Cem K.(20) yönetimindeki 67 LB 766 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak aynı istikamette seyir halinde olan Sezai Saygı idaresindeki 67 LD 199 plakalı otomobile arkadan çarptı. Sezai Saygı\'nın kullandığı otomobil, çarpmanın etkisiyle 100 metre sürüklendikten sonra durabildi. Yaralanan Sezai Saygı, çevredekiler tarafından araçtan çıkartıldı. Saygı, sağlık ekipleri beklendiği sırada yanındakilerden kaybolan cep telefonunu bulmalarını istedi.
Saygı, bu sırada gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla Ereğli Devlet Hastanesi\'ne kaldırıldı. Saygı\'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
-Kaza yeri
-Yaralı sürücü Sezai Saygı’nın telefonunu bulmalarını söylemesi
-Sağlık ekiplerinin yaralı Sezai Saygı’ya müdahalesi
-Diğer Sürücü Cem Ali Kaymaz’a sağlık ekiplerinin müdahalesi
-Cem Ali Kaymaz ve arkadaşlarının yaralı olmadıklarını söylemesi
-Çevreye dağılan araç parçaları ve bebek arabası
Süre: (4.24) Boyut. (808 MB)
Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),(DHA)
======================================
AK Parti’de bayramlaşma
AK Parti Gaziantep il teşkilatı tarafından Kurban Bayramı nedeniyle düzenlenen bayramlaşma programına yüzlerce partili katıldı.
Ak Parti il binasında düzenlenen programa İl Başkanı Eyüp Özkeçeci, Milletvekilleri Ahmet Uzer, Mehmet Erdoğan, Nejat Koçer, Sait Kirazoğlu, Ali Şahin, Derya Bakbak, Müslüm Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile parti yönetimi katıldı. Yoğunluğun yaşandığı programda, partililer sırayla binaya girerek milletvekilleri ve parti yönetimiyle bayramlaştı.
Bayramlaşmaya gelen çocuklara oyuncak hediye edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
- Bayramlaşmanın düzenlendiği yer
- Bayramlaşmak için gelen partililer
- Çocuklara oyuncaklar verilmesi
- Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Eyyüp BURUN-GAZİANTEP (DHA)
148 MB
======================================
Ege\'de Türk balıkçılardan taciz ve plastik mermi iddiası
Zeki GÜNAL / İSTANBUL, (DHA) - Aydın\'dan denize tekneyle açılan balıkçılar, Yunan askerlerinin silah çekip tacizde bulunduğunu iddia etti. Yunan Sahil Güvenlik botlarını görüntüleyen balıkçılar benzer durumun sık sık yaşandığını söyledi.
Didim iskelesinden önceki gün açılan Türk balıkçılar Samos Adası\'na 6, Eşek Adası\'na 4 mil uzakta, uluslararası suda balık tutmak için ağ attı. Türk balıkçı teknesine yaklaşan Yunan Sahil Güvenlik teknesinde bulunan askerler, silah çekerek nişan aldı. Balıkçılar, o anları cep telefonu kamerası ile kaydetmeye başladı. Görüntü çekildiğini gören asker, silahını indirdi. Balıkçılar, yasak bölgede olmadıklarını kanıtlamak için teknedeki koordinatları gösteren cihazı da görüntüledi. Yunan askerleri yaklaşık bir saat boyuncu balıkçılara sözlü ve el hareketleriyle tacizde bulundu. Uluslararası sulardan Türk sularına giren balıkçılara, burada da taciz devam etti. Yunan askerleri ve Türk balıkçıları arasında geçen bağrışma diyalogları ve tüm yaşananlar saniye saniye kaydedildi.
PLASTİK MERMİ İDDİASI
Aynı bölgeye ağ atan başka bir balıkçı ise Yunan Sahil Güvenlik botundan plastik mermi ile sıkıldığını iddia etti. Teknesinin bu merminin isabet etmesi sonucu camlarının kırıldığını öne süren balıkçı o anları da cep telefonu kamerasıyla kaydetti.
Görüntü dökümü:
----------------------
CEP TELEFONU KAMERA GÖRÜNTÜLERİ
-Silah çekip nişan alan Yunan askerine tepki
-Bir balıkçının bağırarak askerlere tepki göstermesi
-Balıkçı ve askerler arasında yaşanan diyaloglar
-Balıkçı teknesindeki koordinatları gösteren cihaz
İKİNCİ GÖRÜNTÜ
-Teknenin kırık camı
-Yunan Sahil güvenlik botu
-Plastik merminin görüntüsü
GÖRÜNTÜLER İSTANBUL SIRASINDA
======================================
Bodrum\'a denizden 1755 turist
MUĞLA\'nın bayram tatiliyle yüzde 100 doluluk oranına ulaşan turizm cenneti ilçesi Bodrum\'a bu sabah gelen Malta bayraklı, kruvaziyer gemisi \'Mein Schiff 2\'
1755 turist getirdi. Gemiden inen turistlerden kimisi çarşıda bol bol alışveriş yapıp, esnafın yüzünü güldürürken kimisi de tarihi ve ören yerlerini gezdi.
Yunanistan\'ın Girit Adası\'ndaki Hanya Limanı\'ndan bugün saat 07.00 sıralarında gelen 264 metre uzunluğundaki Malta bayraklı \'Mein Schiff 2\' isimli yolcu gemisi, Bodrum Gemi Yanaşma İskelesi\'ne demirledi. 809 personeli bulunan yolcu gemisinden inen çoğunluğu Hollandalı, Alman ve İngiliz 1755 turistin bir bölümü yaya olarak bir bölümü de VIP araçlarla ilçede gezip, bol bol alışveriş yaptı. Bayram tatiliyle işleri açılan esnaf, gemiyle gelen turistlerin de Bodrum çarşılarında gezip, bol bol alışveriş yapmasıyla çifte bayram yaşadı. Gemiden inen turistlerin bir bölümü Mindos Kapısı ve Bodrum Antik Tiyatro ile ilçedeki diğer ören yerlerini de gezerken, bir bölümü de Paşatarlası Plajı\'nda denize girmenin keyfini yaşadı. Yolcu gemisinin bugün akşam saatlerinde Yunanistan\'ın Rodos Adası\'na gitmek üzere demir alacağı öğrenildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ.
-Malta bayraklı, kruvaziyer gemisi \'Mein Schiff 2\'in görüntüsü
-Gemiden inen yolculardan görüntü
(KJ Haber - Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM (Muğla), (DHA)
======================================
Herkül\'ün üç başlı köpeği kaçırdığı mağaraya ziyaretçi akını
EREĞLİ(Zonguldak),(DHA)- ZONGULDAK\'ın Ereğli ilçesinde, Yunan mitolojisine göre Herkül\'ün cehennemin kapısını bekleyen üç başlı köpek Kerberos\'u yakaladığı Cehennemağzı Mağaralarını 5 yılda 140 bin kişi ziyaret etti.
M.Ö. 2500\'lü yıllara uzanan tarihi bulunan Ereğli ilçesindeki Cehennemağzı Mağaraları, yanyana sıralanmış üç mağaradan oluşuyor. Yunan mitolojisine göre Cehennemağzı Mağaraları, Herkül\'ün Kral Eurystheus tarafından verilen on iki görevden sonuncu ve en güç olanı olan üç başlı Cehennem Köpeği Kerberus’u, hiçbir ölümlünün bir daha geriye dönemediği Ölüler Ülkesi’nden (Hades) kaçırdığı yer olarak biliniyor. Eurystheus’un Kerberus’u gördüğünde çok korkması üzerine, Herkül onu tekrar mağaradan ölüler ülkesine bırakıyor. İlk çağın en önemli iki kehanet merkezinden biri olarak bilinen mağara ayrıca Hıristiyanlığın ilk yayıldığı dönemde, gizli ibadet yerleri olarak da kullanılmasıyla dikkat çekiyor. Mağarayı gezenler, bol bol fotoğraf çekerek tarihi hakkında bilgiler alıyor.
Cehennemağzı Mağaraları\'nı son 5 yılda, yerli ve yabancı 140 bin kişi ziyaret etti. Ereğli Müze Müdürü Ahmet Mercan, mağaranın bölgenin tanıtımına büyük katkıda bulunduğunu söyledi. Mağaraların mitolojilere ilgi duyan yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çektiğini ifade eden Mercan, şöyle dedi:
\"Cehennem ağzı mağaraları Batı Karadeniz Bölgesinde, Zonguldak’ta Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı tek Ören yeridir. Bayramlarda dahil Pazartesi günleri hariç devamlı açığız. Özellikle 15 Nisan ile 2 Ekim arası turizm mevsimi olduğundan akşam 19.00 a kadar açık. Cehennemağzı mağaralarına giriş 5 lira. Bu yıl, 2018 yılı itibari ile Haziran sonuna kadar ilk altı ayda ücretli ve ücretsiz toplam 13 bin 63 kişi gezdi. Bu sayı bayramda ve sonraki aylarda daha da artarak devam edecektir.\"
Görüntü Dökümü:
------------------
-Cehennemağzı mağaraları girişi
-kilise mağarasına ziyaretler
-Cehennemağzı mağarasını gezen ziyaretçiler
-Ziyaretçilerle röportaj
-Ayazma Mağarası
-Müze Müdürü Ahmet Mercan ile röportaj
Süre: (5.28) Boyut: (980 MB)
Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),(DHA)
======================================
ÖZEL - Hükümlüler hem meslek öğreniyor hem ekonomiye katkı sağlıyor
KAHRAMANMARAŞ E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu\'ndaki atölyeler sayesinde hükümlüler hem meslek öğreniyor hem de yaptıkları üretimle ekonomiye katkı sağlıyor.
460 hükümlünün bulunduğu Kahramanmaraş E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu\'nda hükümlülerin cezalarının infaz edilmesinin dışında meslek sahibi olması ve topluma yeniden kazandırılması adına unlu mamuller, bakır, terzi ve ayakkabıcılık atölyeleri açıldı. 50 hükümlünün çalıştığı atölyelerden unlu mamuller atölyesinde, simitten kurabiyeye, kadayıftan ünlü Maraş çöreğine kadar birçok çeşit üretiliyor.
Unundan şekerine kadar yapımında birinci sınıf malzemelerin kullanıldığı belirtilen ürünlerden yöreye özgü Maraş çöreği ise \'Lezzet firarındayız\' adıyla satışa sunuluyor. İlk başta cezaevindeki hükümlülere ve ziyarete gelen yakınlarına satılan çörekler, lezzetiyle beğeni toplayınca çevre cezaevlerine de gönderilmeye başlandı. 20 hükümlünün çalıştığı atölyede üretilen çöreklerin 70 cezaevine gönderildiği belirtildi.
Cezaevinde ayrıca kaybolmaya yüz tutmuş bakırcılık ve yemenicilik mesleği de hükümlülerin elinde yeniden hayat buluyor. Bakır atölyesinde tava, kazan, cezve gibi eşya da üretilip kalaylanıyor. Çekiç seslerinin susmadığı atölyede ilk fuarda sergilenmek üzere bakırdan asker zırhı da yapılıyor.
Ayakkabıcılık atölyesinde ise tamamen hayvansal ürünlerin kullanımı ile yemeni yapılıyor. 6 ay önce açılan ve 10 hükümlünün çalıştığı atölyede tamamı deriden yapılan yemeniler ayakta koku ve mantar oluşumu ile terlemeyi de önlediği için tercih ediliyor.
Cezaevindeki bir diğer atölye ise terzi atölyesi ve burada da 10 hükümlü çalışıyor. İnfaz koruma memurlarından oluşan atölye şeflerinin gözetiminde çalışan hükümlülere hem maaş hem de kârdan pay verilip sigortaları da yapılırken, atölyelerden çıkan ürünler cezaevlerinde, fuarlarda ve adliye satış noktalarında satılıyor. 2017\'de unlu mamuller, bakır ve terzi atölyesinin net kârının 247 bin lira olduğu, bu yılın ilk 6 ayında ise 187 bin lira kâr sağlandığı belirtildi.
Kahramanmaraş E Tipi kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Metin Akkaya, göreve ilk geldiğinde sadece terzi atölyesinin olduğunu, daha sonra sırasıyla bakır, unlu mamuller ve ayakkabıcılık atölyesini açtıklarını söyledi. Amaçlarının hükümlüleri tahliye olduklarında geçimlerini sağlayacak meslek sahibi edinmelerini sağlamak olduğunu ifade eden Akkaya, bunun yanında kaybolmaya yüz tutmuş meslek gruplarında üretimi artırmayı hedeflediklerini vugulayarak şöyle konuştu:
\"Bakır atölyemiz özellikle kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek grubu ve Kahramanmaraş\'ın özelikle Antep bölgesinin de yöresini temsil ettiği için iş yurtları fuarlarında Kahramanmaraş\'ımızı ve cezaevimizi temsil etmektedir. Unlu mamuller atölyemizde ürettiğimiz ürünler bugün 70 ceza infaz kurumuna gitmekte ve Türkiye\'nin şu anda en çok çörek ve unlu mamuller satan cezaevi olarak gurur duyuyoruz. Yemeni atölyemizi açalı da 6 ay gibi bir zaman oldu ancak ürünlerimize çok yoğun bir talep var, büyük bir rağbet görüyor. Cezaevlerine, cezaevi satış reyonlarına, iş yurtlarına, adliye satış reyonlarına, hükümlü-tutuklarımız ile cezaevleri personeli ve ailelerine satışlar yapıyoruz. Bu konuda Sayın Başsavcımız İlker Yazıcı başta olmak üzere savcılarımıza, ikinci müdürlerimize, atölye şeflerimize, hükümlü-tutuklularımıza ve emeği olan herkese çok teşekkür ediyorum.\"
HÜKÜMLÜLER MEMNUN
Hükümlüler ise atölyelerde çalışmaktan dolayı memnun olduklarını söyledi. Çalıştıkları için günlerin nasıl geçtiğini bilmediklerini ifade eden hükümlülerden Ali Ç., 9 yıldır cezaevinde olduğunu ve kendisi gibi unlu mamuller atölyesinde çalışan diğer arkadaşlarının birçoğunun dışarıdayken ya farklı bir meslekte çalıştığını ya da hiçbir mesleği olmadığını söyledi. Her gün pasta, susamlı çubuk, simit, poğaça, kurabiye, tatlı gibi ürünler yaptıklarını belirten Ali Ç., \"İnşallah dışarı çıktığımızda da aynen işimize devam edeceğiz. Bir meslek sahibi olduk, dışarı çıktığımız zaman bir dükkan açıp çalışmayı düşünüyoruz\" dedi.
Bakır atölyesinde çalışan Mehmet Y. de cezaevine girmeden önce alüminyum mutfak eşyası imalatında çalıştığını belirterek, \"Burada dışarıda yapılan her türlü mamul var. Zaten burada öğrendik bakırı, kalayı, dövmeyi. Dışarı çıkarsak da inşallah daha güzelini yapacağız. Müdür beyimizin sayesinde burada öğrendik\" diye konuştu.
Ayakkabıcılık atölyesinde yemeni üreten Veysi G. de çok iyi şartlarda vakit geçirdiklerini belirtti. Yaptığı yemenilerin son derece sağlıklı olduğunu ifade eden Veysi G., \"Buranın açılmasıyla bizler daha iyi şatlarda vakit geçiriyoruz. Ayrıca diğer arkadaşlarımız burada sanat öğreniyor, iş öğreniyor\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------
- Cezaevi
- Cezaevi tabelası
- Unlu mamuller atölyesi
- Hükümlülerin kurabiye yapması
- Kadayıfın fırından çıkarılması
- Atölyede üretilen ürünlerden detay
- Ali Ç. ile röp.
- Bakır atölyesi
- Tava üretimi
- Tavanın kalaylanması
- Ambalajlanıp kutuya konulması
- Kalkan yapımı
- Kalkan ve zırhın giydirilmesi
- Zırhtan detay
- Bakırdan yapılmış dev ibrik
- Mehmet Y. ile röp.
- Ürünlerden detaylar
- Cezaevi müdürü ve atölye şefleri
- Metin Akkaya ile röp.
- Ayakkabıcılık atölyesi
- Deri ve yemeniler
- Yemeni üretiminden detay
- Veysi G. ile röp.
- Yemenilerden detay
- Terzi atölyesinden detay
(KJ:Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
1.13 GB ve 644 MB
© Tüm hakları saklıdır.