Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 5

DHA YURT BÜLTENİ 5 KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı: Barış elimizi 35'inci yılımızda da uzatmaya hazırız KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs topraklarında ve hidrokarbon yataklarında Kıbrıs Türklerinin de hak ve söz sahibi

14 Kasım 2018 13:45

DHA YURT BÜLTENİ 5

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı: Barış elimizi 35\'inci yılımızda da uzatmaya hazırız

KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs topraklarında ve hidrokarbon yataklarında Kıbrıs Türklerinin de hak ve söz sahibi olduğunu söyledi. Akıncı, \"Bu adanın sadece Rum toplumuna, Yunanistan\'a ait bir ada olmadığını, bu adada en az onlar kadar hak sahibi Kıbrıs Türk halkının da var olduğunu içlerine sindirirlerse bu adada eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde yaşam sürdürmeyi arzu ederlerse KKTC olarak biz onlara barış elimizi her zaman uzattığımız gibi 35\'inci yılımızda da uzatmaya hazırız\" dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ülkenin 15 Kasım\'daki 35\'inci kuruluş yıl dönümü öncesi DHA\'ya açıklamalarda bulundu. Akıncı, KKTC\'de en önemli tarihlerden birinin, 1963 yılının Aralık ayı olduğunu söyledi. Bu tarihte Kıbrıs Türk halkının, kendisini 1960\'ta oluşturulacak ortaklık devletinin dışında bulduğunu kaydeden Akıncı, \"Rumların enosis amaçlı çabaları, o yönde verdikleri uğraş ortaklık devletini yıkıma kadar götürdü. Herkesin bildiği 21 Aralık 1963 kanlı Noel yaşandı. O günden sonra Kıbrıs Türk halkının kendi devlet aygıtını kendi devlet örgütünü oluşturma hakkı doğdu. Bu hak yıllar itibarıyla değişik biçimlerde ve isimlerde kendini gösterdi. Örneğin 1963\'ten 1974\'e kadar geçen süre içerisinde önceleri Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, sonra Kıbrıs Türk Yönetimi ismiyle kendi kendini yönetme biçiminde örgütlenmeler söz konusu oldu\" diye konuştu.

\'DAHA İYİYE GİDEBİLMEK İÇİN GAYRET EDİYORUZ\'
Türkiye\'nin maddi desteğinin o dönemde çok önemli rol oynadığını dile getiren Akıncı, şunları söyledi:
\"Çünkü o dönem Kıbrıs Türk toplumunun neredeyse tümüyle üretimden kopuk olduğu, devlet memurlarının ortaklık devleti bütçesinden payını alamadığı ve tamamen Türkiye\'den gönderilen yardımlarla geçinilen dönemdi. 1974\'le birlikte yine Rumların enosis amaçlı Yunanistan\'daki faşist albaylar öncülüğünde, buradaki Rum iş birlikçileriyle yeltendikleri darbe ve enosis yönetimi haklı olarak Türkiye\'nin askeri müdahalesini getirdi ve o dönemden beri Kıbrıslı Türkler topluca bir bölgede yaşama olanağına sahip oldular. Kıbrıs Federe Devleti 13 Şubat 1975 tarihinde kuruldu, 15 Kasım 1983 günü geldiğinde de KKTC doğdu. Bütün bu süreçlerde anlattığım örgütlenmeler, en başta söylediğim Kıbrıs Türk halkını kendi kendini yönetme hak ve iradesinin bir göstergesi olarak ortaya çıktı. KKTC, halkına hizmet vermeye çalışıyor; çünkü bir devletin siyaseten bir hak olarak oluşturulmanın ötesinde toplumuna hizmet üretmesi, onu çağdaş koşullarda refah, mutluluk içinde yaşatması en temel görevidir. Biz de bu süreç içerisinde her geçen gün daha iyiye, daha güzele gidebilmek için gayret ediyoruz.\"

\'TÜRKİYE VE YUNANİSTAN İÇİN EN DOĞRU SONUÇ\'
Akıncı, 35 yılda sağlıklı değerlendirme yapıldığı zaman iyiye giden yönlerin yanında hala başarılması gereken konular olduğuna da değinerek, \"Türkiye\'nin de birkaç yılda KKTC yöneticileriyle imzaladığı ekonomik anlaşmalar çerçevesinde katkılarını alarak daha iyiye, güzele gitme hedefini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bunun yanında KKTC\'nin kuruluş bildirgesinde yer aldığı gibi güneyde yaşayan Rum toplumuyla da federatif bir yapı altında eşit, iki kanat altında bir araya gelme olasılığını açık tutuyoruz. Çünkü bunun iki ülke olarak Türkiye ve Yunanistan için de en sağlıklı ve en doğru sonuç olduğuna inanıyoruz\" dedi.

HAZMETMELERİ LAZIM
Adada Kıbrıs Türklerinin de Rumlarla eşit olarak söz sahibi olduğunu vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:
\"Bu topraklarda en az onlar kadar eşit, onlar kadar söz sahibi ikinci toplumun varlığını hazmetmeleri lazım. Bu toprakların yanı sıra denizlerdeki zenginliğin de sadece onlara ait olmadığı, hidrokarbon yataklarında en az onlar kadar hak ve söz sahibi olduğu Kıbrıs Türk halkının da varlığını içlerine sindirmeleri lazım. Kısacası enosis hayallerinde olduğu gibi bu adanın sadece Rum toplumuna, Yunanistan\'a ait bir ada olmadığı, bu adada en az onlar kadar hak sahibi Kıbrıs Türk halkının da var olduğunu içlerine sindirirlerse ve bu adada eşitlik, güvenlik, özgürlük içinde yaşam sürmeyi arzu ederlerse KKTC olarak biz de onlara barış elimizi her zaman uzattığımız gibi 35\'inci yılımızda da uzatmaya hazırız. Tek söz sahibi kendileri ve Kıbrıs Türkleri de onların vereceği kararlara uymak zorunda olan bir topluluk, azınlık olarak görmeye devam ederlerse o zaman KKTC; kendi yolunda yürümeye devam edecek, gelişimini, kalkınmasını, ekonomisi ve demokrasisiyle daha güçlü bir yapıya ulaşmak için var gücüyle çalışmaya devam edecek.\"

Görüntü Dökümü
------------------------
- KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile röportaj
- Cumhurbaşkanlığı binası dış görüntüsü
- Kıbrıs ve Türk bayrağı
- Kıbrıs genel görüntüsü

SÜRE: 03\'32\" BOYUT: 363 MB 

Haber:Nuri PİR- Sefa KARAHASAN-Kamera: Eser PAZARBAŞI/LEFKOŞA, (DHA)

==============

Elektrik direği yol ortasında kaldı
SAMSUN\'un Çarşamba İlçesinde yaklaşık bir ay önce yapılan yol çalışması sonrasında yol ortasında kalan elektrik direği trafik açısından tehlike oluşturdu. Seyir halindeyken aniden yolun ortasında duran direği fark edemeyen sürücüler kaza yaptı.
Samsun\'un Çarşamba ilçesi Sungurlu Mahallesi Kirazbucağı Sokak\'ta ilçe belediyesi tarafından bir ay önce yapılan yol genişletme çalışması sonrasında elektrik direği yolun ortasında kaldı. Yol ortasında bulunun direk trafik açısından tehlike oluşturdu. Özellikle gece direği görmekte zorluk çeken birçok sürücü kaza tehlikesi atlattı. Gece elektrik direğini fark edemediği için aracıyla direğe çarptığını dile getiren Mehmet Öztürk, \"Yol ortasında duran şu direğe bir gece fark edemediğim için çarptım. Yolun ortasında çünkü hiç beklemediğim bir şeydi.  Başka kazalara sebep olmadan önlem alınması gerekiyor\" şeklinde konuştu.
Yolun yaklaşık bir ay önce yapıldığını söyleyen mahalle sakinlerinden Hüseyin Bayyurt ise \"Burada oturuyorum. Yaklaşık bir ay önce yolu yaptılar, direk ortada kalınca burada kaza yapanlar oldu. Cevap verebilecek olan yetkili de yok\" diye konuştu.
Mahalle sakinlerinden Mürsel Aydın, \"Gördüğünüz gibi ışık yok, hiçbir şey yok. Direk yolun ortasında. Yolu, altyapıyı yapıyorlar ama başka bir şey yapmıyorlar. Direk yolun ortasında duruyor. Birkaç kişi bu direğe vurmuş, biz de dikkatli sürmeye çalışıyoruz\" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Yoldan detay
-Direkten detay
-Röportaj
Haber-Kamera:Mehmet Emin COŞKUNDERE/ÇARŞAMBA(Samsun), (DHA) 


======================================

Taşburun, çöpburun oldu 

AYDIN\'ın Didim ilçesinde balıklarıyla ünlü Taşburun bölgesindeki balıkçı limanının çöplüğe dönüştüğünü gören doğa dostları yetkilileri göreve çağırdı.
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) üyeleri, Taşburun Limanı\'nın çöplüğe dönüştüğü bilgisini öğrenince bölgeye gitti. Yapılan incelemede, Büyük Menderes Deltası\'nın güneyinde yer alan limanın, bazı duyarsız balıkçılar tarafından kirletildiği görüldü. Limanın, Türkiye\'nin en önemli sulak alanlarından Büyük Menderes Deltası\'nın bittiği yerde başladığını, 1980\'li yıllarda sazlı balıkçı kulübelerinin olduğu dönemlerde, Didim\'e giden yerli-yabancı turistlerin uğrak yeri olduğunu vurgulandı. 

\'ORKİNOS KAFALARI ÇEVREYE ATILMIŞTI\'
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Taşburun Limanı\'nın bir dönem özgün yapısı, pırıl pırıl denizi ve temiz çevresiyle tanındığını söyledi. Limandaki bazı duyarlı balıkçıların şikayetlerini dinlemek için bölgeye gittiklerini söyleyen Sürücü, şöyle konuştu: 
\"Balıkçı teknelerinin olduğu limanda denizin içinde parçalanmaya başlamış, mültecilerin kaçırılmasında kullanılan birçok tekne ile karşılaştık. Ağır koku içinde yaptığımız incelemelerde, inanılmaz bir çevre kirliliğinin yaşandığını gördük. Bugüne kadar deniz kıyılarında pek karşılaşmadığımız şekilde \'Böyle kirlilik olur mu\' dedirten kirlilikle karşılaştık. Ağır kokuların kaynağı olan devasa boyutlardaki orkinos kafalarını, avlayanlar tarafından gövdelerinden ayrıldıktan sonra denizin her tarafına atılmış durumda olduğunu gördük. Birçok balık ölüsünün yanı sıra kedi gibi hayvanların da öldükten sonra denize atıldıklarını tespit ettik. Denizin içindeki çöpleri karıştırırken, \'chelonia mydas\' türü bir yeşil kaplumbağanın olduğunu gördük. Nesli tehlike altında olan ölü yeşil kaplumbağayı çöplerin arasından çıkarıp, doku örneklerini alıp, ölçümlemelerini yaparak kayıt altına aldık.\" 
\'HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR\'
Denizin üstü ve kıyıların vahşi çöplük alanına döndüğünü, denizin altında ne kadar çöp olduğunun bilinmediğini belirten Sürücü, sözlerini şöyle sürdürdü: 
\"Bu kadar da olmaz dedirten görüntülerin yaşandığı limanda, çöplerin kaynağı belli. Ancak duyarlı bazı balıkçıların feryatlarına bugüne kadar hiçbir ilgili kurum cevap vermemiş. Buradaki çöplerin halk sağlığını etkilememesi için ivedilikle toplanması gerekiyor. Başta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü olmak üzere Aydın Büyükşehir ve Didim belediyelerine bu konuda büyük iş düşüyor. Buradaki çöpleri toplamak zor değil. Toplandıktan sonra da buraya çöp konteynerleri yerleştirilerek, çöpler düzenli olarak alınmalı ve denetimler yapılı. Yapılacak çalışmalar hem insan sağlığına, hem deniz ekosistemine olan olumsuz etkileri hem de görüntü kirliliğini önleyecektir.\" 
Sürücü, Taşburun Limanındaki çevre kirliliğinin takipçisi olacaklarını kaydetti.

GÖRDÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Limandaki kirlilik ve taş burundan görüntü
- Genel ve detay görüntü

Haber- Kamrea: Latif SANSÜR / KUŞADASI (Aydın), (DHA)

======================================

Mersin\'i \'Narenciye Festivali\' heyecanı sardı

MERSİN\'i bu yıl 6\'ncısı düzenlenecek olan Uluslararası Mersin Narenciye Festivali\'nin heyecanı sardı.

Festival kapsamında Galatasaray Meydanı\'nda sergilenecek olan uçak, helikopter, timsah, ahtapot, yel değirmeni gibi sabit figürlerin tonlarca narenciye ile süslenmesi sürerken, traktörlerin üzerine yerleştirilen portakal, limon ve greyfurt kaplı gitar, motosiklet ve zürafa gibi 10 farklı mobil figürle de festivalin kentteki tanıtımı yapılıyor.

\'Mersin Narenciyedir, Narenciye Hayattır\' sloganı ile 17-18 Kasım\'da Galatasaray Meydanı\'nda organize edilecek festivalin hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu süsleme ekibinin helikopter, timsah, ahtapot, yel değirmeni gbi figürleri portakal, limon ve greyfurt ile süslemesi saatler alsa da ortaya çıkan sonuçlar oldukça dikkat çekiyor. Süslenen sabit figürlerin Galatasaray Meydanı\'nda sergilenmesine başlanırken, traktör üzerine yerleştirilen mobil figürler ise şehir içinde oluşturulan kortejlerle Mersinlileri festivale davet ediyor. Organizasyon kapsamında 25 farklı ülkeden gösteri gruplarının ve narenciye alım heyetlerinin geleceği Mersin\'de hem eğlencenin tadı çıkarılacak hem de narenciyenin ihracatı noktasında yeni pazarlara açılma imkanı bulunacak.

MERSİN İÇİN ÖNEMLİ BİR FESTİVAL

Festivale ilişkin bilgiler veren Ticaret Borsası (MTB) ve Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, \"Mersin için önemli bir festival. Narenciye ile süslenmiş hem mobil hem de sabit figürlerimiz var. Türkiye\'de ilk defa bir meyve süsleme aracı olarak kullanılıyor. Bir şenlik havası içinde geçecek. Bu festivalde emek, sanat, işgücü ve paylaşımlar, birliktelik, beraberlik var. Şehrin bütün katmanları bu festivale iştirak ediyorlar. Yaklaşık 2 bin 500 kişiye ulaşacak bir kortejle Cumartesi günü saat 11.00\'de Galatasaray Meydanı önünde açılışını yapacağız. Mersinlileri ve Türikye\'de Mersin\'i sevenleri buraya davet ediyoruz\" dedi.

25 ÜLKEDEN 700 GÖSTERİ SANATÇISI GELECEK

Organizasyonda Meksika, Slovenya, Letonya ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkeden misafirin ağırlanacağını dile getiren Özdemir, \"Burada hep amatörler ile yola çıktık. Profesyonel sanatçıların arkasına saklanarak, festivalin arka plana itilmesini istemedik. Yaklaşık 25 ülkeden 700 civarında gösteri sanatçısı gelecek. Onlar da belki yurtdışına ilk defa çıkacaklar ve ilk defa Türkiye\'de Mersin\'e gelecekler. Bundaki amacımız, Mersin\'in güler yüzünü onlarla birlikte tüm Türkiye\'ye ve tüm dünyaya göstermek\" diye konuştu.

Öte yandan Mezitli Belediyesi de ilçedeki okullarda narenciye dağıtım yaparak öğrenci, öğretmen ve velileri festivale davet etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------- 
-Festival alanından görüntü
-Süslenen helikopterin genel görüntüleri
-Helikopter önündeki çocukların genel ve detay görüntüleri
-Süslenen çeşmenin genel görüntüsü
-Elle çizilen bayrağın detay görüntüsü
-Bir vatandaşın süslemeleri incelemesinden detay görüntü
-Portakal figürünün detay görüntüsü
-Kortej araçlarının genel ve detay görüntüleri
-Süsleme yapan kadınlardan genel ve detay görüntüler
-Süslenen figürlerin genel ve detay görüntüleri
-Festival alanından görüntüler
-Mobil figürleri taşıyan araçların görüntüleri
Abdullah Özdemir ile röportaj 
-Mezitli Belediyesi\'nin okullarda narenciye dağıtması 

(BOYUT: 545 MB) (SÜRE: 04.58 DK) 

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN- Adnan AÇIKGÖZ/MERSİN, (DHA)

======================================

Jimnastikçi Maria, ameliyatla bel ağrılarından kurtuldu

ANTALYA\'da 4 aydır bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle gitmediği doktor kalmayan Rus kökenli jimnastikçi Maria Desheulına (32), Akdeniz Üniversitesi Hastanesi\'nde yapılan ameliyatla ağrılarından kurtuldu.
Bel fıtığı rahatsızlığına 4 aydır çare arayan Maria Desheulına, eşi Şamil Arslan\'ın araştırması sonrası Akdeniz Üniversitesi Hastanesi\'nde Prof. Dr. Cem Açıkbaş\'a muayene oldu. Prof. Dr. Açıkbaş\'ın yaptığı ameliyatla sağlığına kavuşan Maria Desheulına, belindeki ağrıların yaptığı sporla ilgili olduğunu düşündüğünü söyledi.
Yaklaşık üç yıldır birlikte sahne sanatları çalıştıkları eşi Maria\'nın 3-4 ay önce şiddetli bel ağrılarının başladığını söyleyen Şamil Arslan, \"Maria\'nın yoğun jimnastik sporu yaptığı yıllarda geçirdiği sakatlık nedeniyle bu ağrıları yaşadığını düşünüyoruz. Ağrılar ilk başladığında böyle olduğunu anlayamadık\" diye konuştu.
Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Cem Açıkbaş ise bel ağrılarının çoğunluğunun iyileştiğini, az kısmının da kronikleştiğini belirtti. Prof. Dr. Açıkbaş, \"Şu an tedavisini yaptığımız hasta örneğinde, ani yüklenme ve meslek iç içe geçmiştir. Hastanın mesleği ve yaptığı iş itibariyle öne eğilmeler, dönmeler ve ani yüklenmeler söz konusu olduğu için omurgasında dejeneratif bir süreç ve kayma baş göstermiştir. Bu hastaya öncesinde tıbbi tedavi, yatak istirahati ve fizik tedavi denedik, faydalı olmadı. Hastaya ameliyat önermemize rağmen kabul etmedi. Belli bir süre sonra ağrılara dayanamayarak geri geldi\" diye konuştu.
İnsanları hayvanlardan ayırıp iki ayak üzerinde durmasını sağlayan özelliğin omurgadaki \'S\' şekli olduğunu belirten Prof. Dr. Açıkbaş, \"Elinizi belinize attığında bir çukurluk olduğunu fark edersiniz. Sırta doğru gittiğinizde kambur olduğu fark edilir. Bu çukurluk yani lordoz, insanı iki ayak üzerine diken, insanı hayvanlardan ayıran bir özelliktir. Bu iki ayak üzerine dikelmenin diyetini ise her yüz insanın yaklaşık 95\'i hayatının bir döneminde bel ağrısı çekerek öder\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
Maria Desheulına ve eşinin görüntüsü
Hamşirenin tansiyon ölçerken görnütüsü
RÖP 1: Maria Desheulına
RÖP 2: Şamil Arslan
RÖP 3: Prof Dr. Cem Açıkbaş
Doktorların hastayı muayene ederken görüntüsü

418 MB -- 03.46 // HD
Haber-Kamera: Erol AKKIR/ANTALYA,(DHA)

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir