22 Ekim 2018 15:35
22 gündür gemide bekletilen angusların tahliyesine başlandı
İZMİR\'e 22 gün önce getirdiği 5 bin 391 angusu, prosedürler tamamlanmadığı gerekçesiyle indiremeden Alsancak Limanı\'ndan ayrılan ve ardından geldiği İskenderun Limanı\'na demirleyen \'Julia AK\' isimli gemideki hayvanların tahliye işlemine başlandı.
Brezilya\'dan yola çıkan ve çeşitli ülkelerden ithal edilen 5 bin 391 angus cinsi sığır taşıyan \'Julia AK\' isimli gemi, 2 Ekim\'de İzmir Alsancak Limanı\'na yanaştı. 106 metre uzunluğundaki gemide, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna ve Güney Amerika ülkelerinden ithal edilen angusların bulunduğu belirtildi. Sığırlar iki hafta boyunca Alsancak Limanı\'ndaki gemide bekletildi. Liman yetkililerinin yasal prosedürlerin tamamlanamadığını bildirdiği gemi, İskenderun\'a doğru yola çıktı. \'Julia AK\' isimli gemi, İskenderun Limanı açıklarına gelerek, körfezin Konacık Balıkçı Barınağı açıklarında 2 gün önce demirledi.
Bugün sabaha karşı İskenderun Limak Port Limanı\'na yanaşan gemideki angusların tahliyesine başlandı. Angusların yüklendikleri araçlarla farklı bölgelere gönderildiği öğrenildi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-İskenderun limanında geminin görüntüsü
-TIR’ların üzerinde yüklenmiş hayvanlar
-Limanın çevresinden görüntü
Haber-Kamera Ufuk AKTUğ/İSKENDERUN(Hatay),(DHA)
SÜRE:2,48 sn BOYUT 126 MB
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
=============================
FİRARİ ASKER, TÜFEKLE ATEŞ AÇARAK 4 KİLOMETRE YÜRÜYÜP AVM\'YE GİRDİ (EK)
VATANİ görevini yaptığı Gaziantep Merkez Komutanlığı\'nda arkadaşıyla tartıştığı öne sürülen er M.T., tüfeğini de alıp, firar etti. Birliğinden çıktıktan sonra havaya ateş açarak, yanına kimseyi yaklaştırmadan, 4 kilometre yürüyüp, alışveriş merkezine giren M.T., psikolog ve polislerin çabasıyla ikna edilerek, gözaltına alındı.
Ağrı doğumlu 4 aylık asker M.T., iddiaya göre, sabah saatlerinde vatani görevini yaptığı Beyazlar Mahallesi\'nde bulunan Gaziantep Merkez Komutanlığı\'nda arkadaşıyla henüz bilinmeyen nedenle tartıştı. M.T., bir süre sonra nöbete gitmesi için verilen G3 piyade tüfeği ve dolu şarjörle birliğinden firar etti. Firari askeri görenler, güvenlik güçlerine haber verdi. İhbar üzerine bölgeye ulaşan polisler ve askerler, firari M.T.\'ye teslim olması çağrısında bulundu. M.T. ise bu çağrıya olumsuz yanıt verip, elindeki tüfekle havaya ateş açarak, yürümeyi sürdürdü. Yaklaşık 4 kilometre yürüyen M.T., 15 Temmuz Mahallesi\'ndeki alışveriş merkezine girdi. AVM\'de bulunanlar arasında paniğe yol açan asker, peşindeki güvenlik güçlerine, yanına yaklaşmamaları gerektiğini söyledi. Bu sırada bölgeye zırhlı araçla çok sayıda polis, jandarma ve sağlık görevlisi sevk edildi. Güvenlik güçleri, çalışanları ve müşterileri AVM\'den çıkarırken, psikolog Mahmut Kayagan ise tüfeğini çapraz tutan eri, silahını bırakıp, teslim olması için ikna etmeye çalıştı. M.T., polis ve psikoloğun yarım saatlik görüşmesi sonucu ikna olup, tüfeğini teslim etti. Gözaltına alınan M.T., daha sonra Merkez Komutanlığı\'na götürüldü.
VALİLİK: REHİN ALMA YOK, SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Gaziantep Valiliği\'nden yapılan yazılı açıklamada, olayda rehine durumu olmadığı ve soruşturma başlatıldığı belirtilerek, şöyle denildi:
\"22.10.2018 tarihinde saat 09.00\'da birliğinden firar ederek silahıyla Şehitkamil ilçemizdeki bir AVM\'ye giren er M.T., İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerimizce ikna edilerek teslim alınmıştır. Olayda herhangi bir rehin alma söz konusu değildir. Can kaybı, yaralı veya hasar bulunmayan olayla ilgili tahkikat başlatılmıştır.\"
Görüntü Dökümü
-------------------------------
- Olayın yaşandığı AVM
- AVL önündeki polis ve askerler
- Askerlerin hareketliliği
- AVM önündeki polis araçları
- Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Eyyüp BURUN- Mücahit YOLCU-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 171 MB
==========================
Köylü kadınlar, dualarla askere ve polise şapka dikiyor
TRABZON\'un Şalpazarı ilçesi Geyikli köyündeki atölyede çalışan kadınlar, jandarma ve emniyet görevlilerine şapka dikiyor. 150 kişilik istihdamın sağlandığı ve çoğunu köy sakini kadınların oluşturduğu atölyede günde 30 bine yakın şapka imal ediliyor. Kadınlar, işlerini severek yaptıklarını, güvenlik güçlerine hizmet ettikleri için de gururlu olduklarını söyledi. Atölye çalışanlarından Hava Dural, \"Çok güzel bir duygu. Kınalı ellerimiz ile kınalı kuzularımıza şapkalarını dikiyoruz. Bu şapkaları dikerken hepsine ayrı ayrı dua ediyoruz\" dedi.
Şalpazarı ilçesi Geyikli köyündeki eski belediye binası kiralanarak atölye haline getirildi. Çoğunu köy sakini kadınların oluşturduğu ve 150 kişilik istihdamın sağlandığı atölyede şapka üretimine başlandı. Günde 30 bine yakın şapka imal edilen atölyede çalışan kadınlar, kınalı elleri ile askerlere dualar eşliğinde şapka dikiyor.
\'DUALARLA ŞAPKA DİKİYORUZ\'
Dikim atölyesi çalışanlarından köy sakini Havva Dural, dua ederek şapka dikimi yaptıklarını söyledi. Dural, \"Sis Dağı\'nın altında yapılan bu atölye bizler için çok iyi oldu. Çok güzel bir duygu. İşimizi çok seviyoruz. Kınalı ellerimiz ile kınalı kuzularımıza şapkalarını dikiyoruz. Bu şapkaları dikerken hepsine ayrı ayrı dua ediyoruz. Allah onları korusun\" dedi.
\'ŞAPKALARI YAPALIM ONLAR ÖLMESİN\'
Atölyede çalışma sırasında zaman zaman duygusal anlar yaşadıklarını anlatan Zerrin Bayraktar, \"Bu bölgede hayvancılıkla uğraşıyorduk. İklim şartlarından dolayı hayvancılık zor yapılıyordu. Burası açıldıktan sonra burada işe başladık. Polisimize, askerimize burada şapka dikiyoruz. Bu bizler için her anlamda gurur verici. Şapkaları yaparken de çok duygusal anlar yaşıyoruz. Özellikle şehit haberleri aldığımızda çok daha duygusal oluyoruz. Bizler bu şapkaları yapalım onlar ölmesin\" diye konuştu.
\'HEDEFİMİZ YAKINDA YURT DIŞINA AÇILMAK\'
Atölye sahiplerinden Ömer Özdemir ise, Şalpazarı Belediye Başkanı Refik Kurukız\'ın da desteğiyle 3 ay önce şapka atölyesinde hizmete başladıklarını kaydederek şöyle dedi:
\"Köyde bulunan kadınları üretime kazandırdıklarını kaydeden Özdemir, \"Toplam çalışan sayımız 150 kişi. Çalışanlarımızın yüzde 80\'i civar köylerdeki kadınlardan oluşuyor. Yakın bir zamanda emniyetteki 500 bin polisimizin şapkalarını yaptık. Şimdi ise yaklaşık 130 bin adet şapkayı da jandarmaya yapıyoruz. Bu şapkaları buradaki analarımız, bacılarımız kendi elleriyle dikiyor. Biz burayı hizmete açtığımızda 20 kişiyle çalışıyorduk, şimdi ise sayımız 150 kişi. Önceden günde 2 bin şapka üretebilirken bu sayı şimdi ise 25 bini aştı. Hedefimiz yakında yurt dışına açılmak.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Atölyeden görüntüler
Dikim aşaması
Röpler
Detaylar
HABER: Emre KOLTUK KAMRERA: Aleyna KESKİN/ŞALPAZARI (Trabzon), (DHA)-
=================
Proje müdürünü öldüren taşeron firma sahibi adliyede
Eyüp KELEBEK/ESKİŞEHİR, (DHA)- ESKİŞEHİR Teknik Üniversitesi kampüsündeki kongre merkezi inşaatıyla ilgili sözleşmesi iptal edildiği için tartıştığı proje müdürü Suna Yazıcıoğlu\'nu (48) tabancayla öldürdüğü suçlamasıyla gözaltına alınan taşeron firmanın sahibi Abdullah D. (45), adliyeye sevk edildi.
Olay, dün Eskişehir Teknik Üniversitesi 2 Eylül Kampüsü\'ndeki taşeron firmaya ait inşaat şantiyesi barakasında meydana geldi. İş sözleşmesi iptal edilen taşeron firmanın sahibi Abdullah D., yüklenici firmanın proje müdürü Suna Yazıcıoğlu ile tartıştı. Abdullah D., tartışma sırasında, yanındaki tabancayla Yazıcıoğlu\'na 3 el ateş etti. Yazıcıoğlu, olay yerinde yaşamını yitirdi. Polis ekipleri, otomobille kaçan Abdullah D.\'yi Eskişehir-Kütahya karayolunun 25\'inci kilometresinde yakaladı.
Gözaltına alınan Abdullah D. yapılan sorgulamasının ardından bugün adliyeye sevk edildi. Abdullah D. gazetecilerin \"Neden öldürdün?\" sorusuna yanıt vermedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
-Yakalanan zanlının polisler tarafından sağlık raporu almak için hastaneye getirilmesi
-Hastane çıkışında zanlının ekip aracına bindirilmesi,
-Zanlının polisler tarafından adliyeye getirilmesi
-Öldürülen Suna Yazıcıoğlu\'nun vesikalık fotoğrafı,
-Olayın meydana geldiği şantiye barakası önündeki polis ve sağlık ekiplerinin görüntüsü
Haber-Kamera: ESKİŞEHİR/DHA
Boyut: 296.99 MB
==============
Maden ocaklarında mükellefiyet kanunu kapsamında çalışan işçilerin hikayesi kitapta toplandı
Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, (DHA) - ZONGULDAK\'ta kömür ocaklarında, 1940 yılında çıkarılan mükellefiyet kanunu kapsamında zorunlu çalışanların hikayeleri, \'Zonguldak, insan, mekan ve zaman\' isimli kitapta toplandı. Dönemin son tanıklarından olan ve bugün 92 yaşında olan Adil İncegül, 18 yaşındayken köyünden alınarak ocağa sokulduğu günleri anlattı ve \"Gitmiyorum diye hiç kimse aklından geçiremezdi. Mükellef memuru vardı, takip ederdi. Kaçarsan aç kalırdın. Başka işte çalışamazdın. Yakalandığında ocağa sokarlardı. Zorunlu olarak çalıştırılıyorduk ancak yoksulluk da vardı. Kimisi zorla kimisi mecburiyetten çalışırdı\" dedi.
Emekli maden mühendisi Ekrem Murat Zaman, Cumhuriyet\'in ilk yıllarında kalkınma ve sanayinin en önemli ihtiyaçlarından biri olan kömürü ekonomiye kazandırmada önemli rol oynayan işçilerin hikâyelerini \'Zonguldak, insan, mekan ve zaman\' adlı kitabında anlattı.
İLK KEZ 1867 YILINDA OSMANLI DÖNEMİ\'NDE ZORUNLU MÜKELLEFİYET BAŞLATILDI
Uzun Mehmet’in 1829 yılında kömürü bulmasının ardından kömür üretiminin başladığı 1848’den günümüze 170 yıllık üretim kültürüyle Anadolu’nun dört bir yanından gelen 10 binlerce yurttaşıyla ve binlerce maden şehidiyle emeğin başkenti sıfatını kazanan Zonguldak\'ta halk, 1867 tarihinde Osmanlı Dönemi’nde ve 1940 yılında Cumhuriyet Dönemi\'nde iki kez zorunlu mükellefiyete tabi tutuldu. Kaderi kömür işçisi olmakla yazılan yöre halkı bugüne kadar maden ocaklarında 5 bine yakın şehit verdi. 28 Şubat 1940’ta çıkarılan Milli Koruma Kanunu ile İkinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı ekonomik sıkıntıların önüne geçilmesi için çıkarılan mükellefiyet kapsamında köylerde hiçbir işi olmayan erkekler, muhtarlar vasıtasıyla mükellef memurlarına bildiriliyordu. Köye gelen mükellef memurları gençleri gruplar halinde çalışacakları ocaklara gönderiyordu. Mükellefiyetten kaçanlar ise jandarma tarafından kurulan Tahkimat Komutanlığı Askerleri tarafından yakalandıkları anda asker gözetiminde kömür ocaklarına gönderiliyordu.
62 BİN İŞÇİ MÜKELLEF OLARAK OCAKLARDA ÇALIŞTI
Zonguldak tarihi konusunda çalışmalar yapan emekli maden mühendisi Ekrem Murat Zaman, mükellefiyet dönemini \'Zonguldak, insan, mekan ve zaman\' adlı kitabında belgeleriyle anlattığını söyledi. Mükellefiyet döneminin 1 Eylül 1947 yılında sona erdiğini anlatan Zaman, \"Mükellefiyet öncesinde bir rakam verecek olursak 1938 yılında 12 bin 949 işçinin maden ocaklarında çalıştığı görülmektedir. 1940 yılında Ereğli Kömür İşletmeleri kuruldaktan sonra mükelelfiyetin başlamasıyla işçi sayısı artar. Maksimum fiili işçi sayısı 42 bin olmuştur. Kayıtlı işçi sayısı ise 60 binlere ulaşmıştır. 1944 yılında ise 39 bin 715 işçi mükellef olarak ocaklarda çalışıyordu.\" dedi.
MÜKELLEFİYETİN SON TANIĞI 92 YAŞINDA
Çaycuma ilçesine bağlı Kadıoğlu köyünde yaşayan 8 çocuk babası Adil İncegül, köyüne gelen mükellef memuru tarafından 1944 yılında, 18 yaşındayken o zaman ki Ereğli Kömür İşletmeleri olan Türkiye Taşkömürü Kurumu\'na bağlı Asma Kömür İşletmesi\'nde iş başı yaptırıldığını söyledi. Köyden gruplar halinde trenle ocağa gittiklerini, treni kaçırdıklarında saatlerce yürüyerek ocağa gitmek zorunda kaldıklarını anlatan İncegül, şöyle dedi:
\"Mükellefiyet döneminde 17 yaşını bitirdiğimde ocağa yazıldım. Okulun önünde toplanırdık. Çaycuma İstasyonu\'nda beklerdik. Gelen trene artık pislik içinde binebilirsen binersin. Kaçırırsan yürüyerek ocağa giderdin. Gitmiyorum diye hiç kimse aklından geçiremezdi. Mükellef memuru vardı, takip ederdi. Kaçarsan aç kalırdın. Başka işte çalışamazdın. Yakalandığında ocağa sokarlardı. Zorunlu olarak çalıştırılıyorduk ancak yoksulluk da vardı. Kimisi zorla kimisi mecburiyetten çalışırdı. Günlük 85 kuruş yevmiye alırdık. Dürüst ve iyi çalışırsan o zaman mükellefiyet iyiydi. Eğer dürüst çalışırsan 90 kuruşa çıkardı. 2 yıl sonra 1 lira yevmiyesi olurdu. Bazen mükellef kalksın ben çalşışmam derdi işçiler. İkinci ayda mecbur yine ocağa giderdi. Para yok ki ne yapacak. Alman harbi nedeniyle mükellef olmuştu. Alman harbi sonrasında çalışmaya devam ettik.\"
Adil İncegül, mükellefiyet döneminden sonra çalışmaya devam ettiği ocakta 1952 yılında kardeşi Yakup İncegül\'ün göçükte kalarak hayatını kaybettiğini söyledi. Bir süre daha ocakta çalıştıktan sonra madenciliği bırakarak inşaat işçiliği yapmaya başladığını anlatan İncegül, \"Ocaklarda toplam 14 yıl çalıştıktan sonra bıraktım. Sonra inşaat işçiliği yaptım. Bırakmasam belki de bu yaşa gelemezdim. Ya göçükte kalırdık ya da hastalıktan ölürdük. Madenci bütün arkadaşlarım öldü, bir ben kaldım\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Drone görüntüsü
-Adil İncegül ile röp.
-Adil İncegül\'den detay
-Maden ocaklarından detay
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,(DHA)
Süre: (6.59) Boyut: (781 MB)
Süre: (31 sn) Boyut: (36 MB)
======================================
Baba ile oğlu kaza ayırdı
ZONGULDAK,(DHA)- ZONGULDAK\'ta, kontrolden çıkarak yol kenarındaki ağaçlara çarpan otomobilde bulanan 17 yaşındaki Yaman Özdemir öldü, baba Yaşar Özdemir yaralandı.
Kaza, saat 10.00 sıralarında Zonguldak-Ankara Karayolu’nun Karaman beldesi yakınlarında meydana geldi. Zonguldak istikametine gitmekte olan Yaşar Özdemir idaresindeki 74 BA 330 plakalı otomobil, yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıktı. Otomobil, yol kenarındaki ağaçlara çarparak durabildi. Hurdaya dönen otomobilin sürücüsü Yaşar Özdemir, sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi\'ne kaldırıldı. Araçta sıkışan oğlu Yaman Özdemir ise AFAD ekiplerinin çalışmasıyla kurtarıldı. Sağlık ekiplerinin müdahalede bulunduğu Yaman Özdemir\'in hayatını kaybettiği tespit edildi.
Jandarmanın yaptığı incelemenin ardından Yaman Özdemir\'in cesedi, aynı hastanenin morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
Kaza yerinden detaylar
Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması
Hurdaya dönen araçtan detaylar
Kazanın meydana geldiği yoldan detaylar
Haber-Kamera: Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,(DHA)
Süre: (2:32) Boyut: (280 MB)
© Tüm hakları saklıdır.